Nijerya'nın esrarengiz örgütü: Boko Haram
Nijerya'nın kuzey doğusunda faaliyetlerini sürdüren ve "dine dayalı yönetim" istediği bilinen Boko Haram örgütü, 2009 yılından bu yana 10 binden fazla kişinin ölümünden sorumlu tutuluyor ve örgütün kundaklama eylemlerinin ülkeye milyonlarca dolarlık zarar verdiği belirtiliyor.
Kiliselerin yanı sıra bazı İslam alimlerini de hedef alan örgütün son kurbanları arasında, Boko Haram'a yönelik eleştirileriyle tanınan İslam alimi Şeyh Muhammed Elbani de bulunuyor.
Son zamanlarda saldırılarını artıran örgütün kökenlerine ve misyonuna ilişkin farklı görüşler dile getiriliyor. İlki, Boko Haram'ın varlığına, 1970'lerde ülkede etkin olan ve radikal bir söylem benimseyen Maitatsine (lanet eden) örgütü gibi "dini" bir anlam yüklüyor.
Nijerya devleti ve liderlerine karşı ayaklanan ve "dinde saflık" isteyen Maitatsine'nin lideri Marwa Muhammed, 1980'de hayatını kaybetmiş, bu sıralarda örgüt büyük ölçüde dağılmıştı.
"Batı eğitimi haramdır" görüşü
Bugün Boko Haram'ı destekleyen pek çok kişi örgütü Maitatsine'in yeniden dünyaya gelmiş hali olarak görüyor. Bu kişiler, Nijeryanın kuzeyinde İslam hukukuna dayalı bir yönetim istiyor.
Boko Haram, "toplumdaki çürümüşlüğü, yozlaşmış Batı değerleriyle" ilişkilendiriyor ve demokrasinin modern fikirlerini reddederken, herkesi "gerçek İslam"a çağırıyor.
Resmi adı "Cemaat es-Sulh Sünnet Li Dava Vel Cihad" (Dava ve cihad için barış ve sünnet cemaati) olan örgüt, halk arasında bilinen adını da "batı eğitimi" anlamına gelen Boko'nun "haram" olduğu görüşünden alıyor.
Örgütün başında ilk yıllarda Muhammed Yusuf vardı
Nijerya'da 2001 yılında kurulduğu söylenen Boko Haram'ın başında ilk yıllarda Muhammed Yusuf bulunuyordu. Yusuf'un, 2009 yılında gözaltında öldürülmesinin neden olduğu karmaşa üzerine dönemin yönetimi, örgütün ortadan kaldırılması talimatı verse de bunda başarılı olunamadığı görülüyor.
Maiduguri Üniversitesi'nde Boko Haram üzerinde araştırmalar yapan Ebubekir Muazu'ya göre Yusuf, "Allah'ın kanunlarının katı biçimde uygulanması" gerektiğine inanıyordu.
Ortaçağ'da yaşayan İslam alimi İbn-i Teymiye'nin görüşlerini benimsediği söylenen Yusuf, kendisini takip edenlere, "Batı'dan örnek alınan her şeyden kaçınmaları çağrısında" bulunuyordu.
Bununla birlikte Yusuf'un "ikiyüzlü" olduğunu düşünenler de var. Onların iddiasına göre, Yusuf "savurgan" bir hayat sürüyordu, hatta ölümüne dek lüks arabalara binmişti.
Kimi uzmanlar da Boko Haram'ın ortaya çıkışının, Hausa ve Fulani kabilelerinin yerli Berom halkıyla çatışma halinde olduğu Plateau eyaletindeki durumla alakalı olduğunu düşünüyor. Yusuf'un Plateau eyaletindeki durumu, "etnik temizlik" olarak gördüğü ileri sürülüyor.
Siyasi araç
Boko Haram'ın kökenlerine ve misyonuna ilişkin ikinci yaygın görüş, örgütün "siyasi bir araç" olarak kullanıldığı yönünde. Bu görüşü benimseyenler örgütü, 2005 - 2008 arasındaki en güçlü döneminde, bugün Boko Haram'ın kullandığı gibi ağır silahlarla donanmış Nijer Deltası militanlarına benzetiyor.
Bazı uzmanlar, Nijer Deltası militanlarının siyasetçiler arasındaki rekabetin sağlıksız bir ürünü olduğuna inanıyor.
Para karşılığı muhalif sesleri kısmak ya da seçimlere hile karıştırmak için kullanılan militanların, seçimler bittiğinde kontrolden çıktıkları belirtiliyor.
Boko Haram'ın, bir grup muhaliften ibaretken büyük bir militan yapılanmasına nasıl dönüştüğü hala sır. 2001'de kurulduğuna inanılan örgütün açık bir örgütsel yapısı yok. Örgüt, üye sayısını hiç bir zaman açıklamadığı gibi güvenlik güçleri de buna ilişkin bir tahminde bulunabilmiş değil.
Boko Haram militanlarının, Borno eyaletinde, Kamerun sınırındaki Sambisa ormanında yaşadıkları sanılıyor. Aynı bölgedeki Gwazho tepesinde yaşayanların da olduğu söylendiği gibi örgütün komşu Kamerun'da da çok sayıda üssü bulunduğu iddia ediliyor.
Askeri kaynaklar, örgütün silahlı soygun gibi suçlar işleyerek faaliyetlerine maddi kaynak yarattığını düşünüyor. Kimi gözlemcilerse, bazı siyasetçilerin üstü kapalı biçimde örgüte destek verdiğine inanıyor.
Batılı istihbarat yetkilileri Boko Haram'ı, Nijerya dışında faaliyet gösteren El Kaide gibi diğer terör örgütlerle ilişkilendirse de bu tür bağlantılara ilişkin kesin kanıt bulunmadığı ifade ediliyor.
Boko Haram, ülkede ve ABD'de terör örgütü olarak tanınıyor. Boko Haram'ın ideoloğu Ebubekir Şekau'yu ölü ya da diri ele geçirene ABD 7 milyon dolar ödül vaadediyor. Şekau'nun öldüğüne ilişkin iddiaların gerçeği yansıtmadığı ileri sürülürken, örgütün faaliyetlerini durdurmasına ilişkin çabaların şu ana dek sonuçsuz kaldığı biliniyor.