ABD Kadirov’u neden bloke etti?

Çeçenistan Özerk Devlet Başkanı Ramazan Kadirov’un sosyal medya hesapları bloke edildi.

Ramazan Kadirov’un 1 milyon takipçisi bulunan İnstagram ve Facebook hesapları bloke edildi. ABD’nin Ukrayna meselesinden dolayı Rusya’ya yaptırımlarını uzatması kararının ardından listeye Çeçenistan Özerk Devlet Başkanı Ramazan Kadirov’u da eklemişti.

ABD tarafından Rusya’ya yeni uygulanan yaptırım listesine alındığını öğrenen Kadirov ‘’bundan gurur duyduğunu’’ söylemiş ve ‘’bana daha emir gelmedi,’’ ‘’küçük gururlu Çeçenistan’dan ne istiyorlar?’’ diyerek ABD’ye tepki göstermişti.

Ayrıca Rusya devlet Başkanı Vladimir Putin’in basın sözcüsü Peskov, ABD’nin Kadirov’u yaptırım listesine eklemesini eleştirerek ‘’Amerika’da Kadirov gibi adam çok az bulunur’’ ifadesini kullanmıştı.

Çeçenistan Özerk Devlet Başkanı Kadirov, Trump'ın Kudüs kararını 1.5 milyon takipçisi bulunan instagram hesabı üzerinden eleştirmişti. BM Genel Kurulu'nda 128 ülkenin oyuyla Trump'ın Kudüs kararının geçersiz sayılmasının ardından  Kadirov, ABD ve İsrail'in tek taraflı hareket ederek hukuksuzluğa imza attıklarını dünyanın bir kez daha görmüş olduğunu söyleyerek topa tutmuştu. ABD Kadirov'un açıklamaların ardından instagram hesabını bloke ederek ifade özgürlüğüne darbe indirdi.

Kadirov'un Instagram hesabının kapatılmasının ardından ilk tepki Çeçenistan Cumhuriyeti Parlamento Başkanı Magomed Daudov'dan geldi. Parlamento Başkanı Daudov, ABD'nin Kadirov'un instagram hesabına yapılan saldırıyı çirkin bulduğunu açıklayarak kınadı. Daudov, İnstagram hesabı sahibine teslim edilene kadar kendi instagram hesabını kapattığını duyurdu, Boykot çağrısı yaptı.

Suriye’de Rusya, Türkiye ve İran’ın iş birliğiyle DEAŞ’ın yok edilmesinin ardından bölgede huzuru bozulan ABD İsrail ve İngiltere, Rusya’yı ve müttefiklerini dolaylı yollardan yıldırmaya çalışıyor. Rusya’da 2018 yılında yapılması planlanan başkanlık seçimi öncesi ‘renkli devrimler’ ile Rusya’nın huzurunu bozmak ve Putin’in partisi Birleşik Rusya’yı görevden uzaklaştırmak istiyor. Bunun için Rusya’daki batı yanlısı partileri destekliyor.

“Renkli devrimler” ABD, Suudi Arabistan’ın ve bazı Avrupa ülkelerinin ortak projesi

Burada ABD ve Suudi Arabistan’ın parmağı var. Rusya dünyanın en büyük gaz ihracatçısı ve İran’la çok iyi ilişkileri bulunuyor. Dolayısıyla dünyanın en büyük petrol ihracatçısı Suudi Arabistan, Rusya’ya darbe indirmek için ABD ile ortak hareket ediyor.

ABD'yi rahatsız eden proje ''NORD STREAM'' Kuzey Akım-2 doğal gaz boru hattı projesi

Rusya ve Almanya'nın ortak Kuzey Akım-2, toplam yıllık kapasitesi 55 milyar metreküp olan iki doğalgaz boru hattının, Rusya'dan Almanya'ya Baltık Denizi'nin altından döşenmesini ön gören proje, ABD'yi rahatsız ediyor. Trump Merkel görüşmesinde el sıkma krizin sırrı ''Kuzey Akım''. ABD, Ukrayna'da 2. ''Berlin duvarı''nı örüyor. Ukrayna'nın güvenliğini bahane ederek, NATO üzerinden bölgeye silah yığıyor. Doğal olarak bölgede ''Kızıl tehdit'' algısı oluşuyor. 

Trump da bir proje, Obama'da bir projeydi.

Herkes Trump'ın deli olduğunu düşünüyor. Şer güçleri dünyanın böyle düşünmesini istiyor. Ancak ''saman altından su yürütme'' deyimi vardır. 21 Aralıkta BM Genel Kurulu'nda 128 devletin ABD'nin Kudüs kararını hukuksuz saymasının ardından Trump, oylamaya katılan devletlere verdiği yardımları keseceği tehdidinde bulunmuştu. Trump'ın tam da istediği buydu, yabancı devletlere verdiği para yardımlarını kesmek. Zaten NATO'yu da gereksiz buluyordu. ''Bir taşla iki kuş vurmak'' deyimi nedir? Trump seçim öncesinde Yahudi lobisine söz verdi Kudüs'ü İsrail'in başkenti yapacağına dair. Sözünü tuttu mu tuttu, bir kuşu vurduk, ikinci kuş ise yardım paralarını kesmek için bahane bulmaktı onu da bulmuş oldu. Hadi şimdi dünyanın milyarderi ve ABD başkanı Donald Trump'a deli deyin.

Biz ne yaptık? BM Genel Kurulu'nda dolarları ile demokratik iradeleri satın alacaklarını, bombalarıyla, sözleriyle dünyayı sindirebileceklerini sananlara tokat attık. Bütün tehditlere ve şantajlara rağmen Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun aldığı Filistin kararı ile, dünyanın 1’den de, 5’ten de büyük olduğunu tekrar gösterdik

Barack Obama'nın misyonu Amerika'nın imajını düzeltmekti

Amerika'nın en büyük petrol şirketlerin sahibi Bush ailesi. 11 Eylül saldırısını bahane ederek, Afganistan'ı ve Irak'ı kana bulamıştı. Bush, Irak işgalinde 150 bin sivilin ölümüne, 1.6 milyon Iraklının yurdundan olmasına neden olmuştu. Dünya kamuoyunun Amerika'ya güveni sarsıldı. Bu güveni yeniden inşa etmek için, Amerika'nın imajını barışçıl yapmak için bir başkana ihtiyaç vardı. Hem Müslüman, hem siyahi herkese gülücük dağıtan, basket oynayan, dans eden bir başkana ihtiyaç vardı. O da Barack Obama idi.  

Türkiye Rusya yakınlaşmasından şer güçler rahatsız

AKP hükümetini Türkiye yönetiminden uzaklaştırmak için özellikle Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bin bir türlü baskılar yapılıyor. Bunun en büyük örneği, ‘’Gezi Olayları’’ ‘’Mit tırları’’ 15 Temmuz Darbe girişimi, Katar krizi, Rıza Sarraf davası gibi çirkin oyunlarla Türkiye’nin seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik saldırılar. Türkiye'nin kurtuluşa ereceği 2019 başkanlık seçimleri öncesinde de Erdoğan'ı hazmedemeyen şer güçlerin,  sinsi hazırlıklar içinde olduğu ABD ve Avrupa ülkelerinde yapılan yayımlarda açıkça görülüyor.

Örnek vermek gerekirse, Fetö bağlantılı eski CIA üst düzey yöneticisi Graham Fuller'in Türkiye'de darbe yapılmasının mümkün olduğunu söylemesi ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 2011 yılında görevini bırakmamasının faturasını 2019 seçimlerine yansıyacağını iddia etmesi bunun açık göstergesi.

Graham Fuller, Eski CIA üst düzey yöneticisi ve FETÖ elebaşı Gülen'in Amerika'da kalması için referans olan Amerikalılardan. Terör örgütü bağlantılı Amerikalı, Washington'da ve CIA içerisinde hala çok sayıda insanın Türkiye'deki rejim değişikliğini desteklediğini öne sürdü. ''Amerika'da, Türkiye'de darbe yapılmasını isteyen geniş bir istihbarat ve siyasi çevre var'' iddiasında bulundu.

Fuller, makalesinde haddini aşan ifadeler kullandı…

Cumhurbaşkanı Erdoğan halk nezdindeki itibarını hazmedemeyen Fuller, Erdoğan'ın 2011 seçimlerinde görevini bırakmayarak hata yaptığını iddia etti... Bu hatanın faturasının ona 2019 seçimlerinde pahalı bir biçimde mal olacağını ileri sürdü.

Fuller ayrıca Türkiye'den kaçarak Amerika'ya sığınan Fetöcü hainleri Jön Türklere benzetti.

Sultan Abdülhamit'in 1909'da darbe sonucu görevinden uzaklaştırıldığını hatırlatarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı da benzer bir sonun beklediğini iddia etti.

Kaçak teröristlerin Türkiye'ye yönelik darbe girişimlerini sürdürebileceğini ima etti.

Bu nedenle Türkiye'nin 2019 başkanlık seçimine kadar, ''Yenikapı ruhu'' ile hareket ederek, şer güçlerin sinsi oyunlarına gelmeden ''Yeni Türkiye'' sloganıyla, kısa vadeli suni siyasi ve ekonomik krizlere aldanmadan geleceğe emin adımlarla ilerlemeli.