Gezi Parkı olayların arkasında kim var?
Kültürel Genetik Araştırmaları Düşünce ve Teşhis Platformu Onursal Başkanı Dr. Deniz Şar, Türkiye'yi yaklaşık üç haftadır meşgul eden Gezi Parkı olaylarını “cüretkâr bir kalkışma” olarak yorumlayarak “olayların arkasında uluslararası Siyonizm ve Türkiye taşeronları var” dedi.
“Şar, daha önce şahit olunmadığı üzere olayların içinde ve ön saflarda bizzat Sabetaist ve Siyonistlerin bulunmasını ise şöyle değerlendirdi: “Kendilerine işbirlikçi bir müttefik ekip oluşturma peşindeler. Sosyal medya dahil birçok enstrüman kullanarak ellerinin altında tutabilecekleri bir kitle oluşturmaya çalıştılar. Bunun üstüne ekleyerek devam etme yolunda olacaklar.”
Türkiye'de milli menfaatler noktasında koyu bir cehalet bulunduğu özeleştirisinde bulunan Dr. Deniz Şar, bu cehaletin ‘kulak tıkamayı', ‘unutmayı', hatta ‘alet olmayı' kolaylaştırdığı belirtti. Yaşanan olayların daha ilk dalga olduğu uyarısında da bulunan Şar şunları söyledi: “Bu daha ilk dalga. Prova idi bu. Test ettiler; daha bitmedi bu olay. Hatta yeni başlıyor denebilir. Şunu da söyleyeyim bu olay tarih boyu sürdüğü gibi bundan sonra da hiç bitmeyecek. Bu iyi ile kötünün savaşı olarak görülmeli ve kıyamete kadar süreceğini de hepimiz biliyoruz.”
SİYONİZMİN BOROZAN SESİNİ TENCERE TAVA İLE PERDELİYORLAR
“Başbakanın ‘Ben beyaz kefenimi giydim' açıklamasına karşılık, ‘Biz de kolumuza kan grubumuzu yazdık' diyebilen küstah ve cüretkar bir yapılanma iliklerimize kadar işlemiş durumda. Mason locaları işin içerisinde, sermaye işin içerisinde. Bundan sonra bütün kozlar dökülecek. Bu olaylar uluslararası Siyonizm tarafından Türkiye'de ulaşılmış ele geçirilmiş düzeyinin verdiği cesaretin; küstahlığın bir ifşası olarak görülmelidir. Olayların perde arkasındaki derin mekanizmaya bakmak lazım. Tencere tava sesleri arasında, uluslararası Siyonizmin borozan sesleri unutturulmaya çalışılıyor.
HAYIRLI OLDU
Her şeye rağmen yaşananların hayırlı sonuçları olacağına da inandığını kaydeden Dr. Deniz Şar, “Bu olayların tüm can sıkıcılığına, moral bozuculuğuna rağmen bir de faydası olmuştur. Uluslararası Siyonizmin Türkiye operasyonlarını yürütmekle yükümlü taşeronları kendilerini bu sefer gizleme gereği duymazken belki de devletimizin yetkili organları bu sefer portrenin tamamını görebilmişlerdir. Ayrıca eylemlere halk desteğinin çok sınırlı olması da sevindirici bir gelişme olarak kayıtlara geçmiş durumda. Bakmayın siz siyonizmin güdümündeki medyaya, olaylara katılanlar 3-5 bini geçmez. Yoksa sabetaistler, masonlar, rotaryenler bizzat meydana çıkma gereği duyarlar mıydı” şeklinde devam etti.
MATEMATİK GERÇEKLİK ŞUDUR, ‘TÜRKİYE'NİN DÜŞMANI SİYONİZMDİR'
Üniversite ve baro çevrelerinden yükselen seslerin de uluslararası siyonizmle olan muhteşem senkronizasyonunun bu sefer dikkatlerden kaçırılmaması gerektiğini kaydeden Şar şunları söyledi: “Türkiye'nin düşmanı uluslararası Siyonizm, uluslararası Siyonizmin düşmanı da Türkiye'dir. Bu coğrafya Siyonistlerin nazarında ‘Kenan Ülkesi'dir. Ve adamların bu coğrafyanın yarısını almaları dinlerinin bir emridir. Bu matematik bir gerçekliktir. ‘Dostluk', ‘kardeşlik', ‘işbirliği şu bu gibi söylemlerle kimse kimseyi kandırmasın. Her olayın ardından gözümüzü kulağımızı kapatıp ertesi gün tekrar başımıza gelince şaşırmanın bir anlamı yok.”