MÜSİAD'ın 'Lübnan'a asker' bakışı

MÜSİAD yönetimi, Lübnan'a Barış Gücü için Türkiye'nin asker göndermesi konusundaki tavrını bir bildiri ile duyurdu: BM'den önce bu görev İslam ülkelerine düşüyor.

MÜSİAD'ın 'Lübnan'a asker' bakışı
MÜSİAD'ın 'Lübnan'a asker' bakışı
GİRİŞ 03.09.2006 00:03 GÜNCELLEME 03.09.2006 00:03

MÜSİAD Yönetim Kurulu'nun Lübnan'a Barış Gücü için Türkiye'nin asker göndermesi konusundaki bildirisi:

Lübnan'ın da bulunduğu Ortadoğu Bölgesi Türkiye'nin tarihi, kültürel ve dini sebeplerle kayıtsız kalamayacağı bir bölgedir, doğal havzasıdır. Zaten Türkiye'nin son 4 yıldır komşu ve çevre ülkeler stratejisi çerçevesinde aktif dış politika açılımları ve komşularla 'sıfır' sorun anlayışı çerçevesinde Ortadoğu'daki gelişmelerde barışçı ama aktif bir dış politika izlemesi ve müdahil olması da, İsrail'in Lübnan'a son saldırısını durdurmada da etkin bir şekilde görülmüştür. Bugün Ortadoğu'da aktif ve müdahil olmayana yarın kimse itibar etmeyebilir.

Türkiye ve Türk askeri yakın dönemde, Bosna, Kosova, Afganistan ve Somali gibi bölgelerde de başarılı bir barış gücü misyonu yerine getirmiş, o ülkelerdeki Müslüman halkın güvenini kazanmıştır.

Irak'a yönelik olarak 1 Mart tezkeresinden durum farklıdır. O tezkerede komşu-kardeş Müslüman bir ülkeye bizim topraklarımız üzerinden savaş cephesi açılması için bir ülkenin silahlı kuvvetlerine geçiş izni verip vermeme söz konusuydu. TBMM, o zaman bizim de istediğimiz gibi tarihi bir kararla 'Hayır' demişti.

İsrail'in genişlemeci, saldırgan ve savaş suçu sayılacak şiddet politikası karşısında Lübnan ve Filistin topraklarının ve halklarının korunması görevi 1,5 ay önce önerdiğimiz gibi önce İKÖ ülkelerinin kuracağı bir Barış Gücüne düşerdi. Bu olmadı, mevcut durumda BM Barış Gücü'ne Müslüman ülkeler asker vermelidir. Hatta İKÖ çerçevesinde Müslüman ülkeler Filistin'de Gazze Bölgesi ile İsrail arasında da bir tampon bölge oluşturulması için asker göndermelidir.

Türkiye'nin Lübnan'a asker göndermesinin veya göndermemesinin avantajları ve dezavantajları olacağı açıktır.

Türkiye'nin Lübnan'a asker gönderip göndermemesinden ziyade, hangi şartlarda asker gönderileceği önemlidir. Öncelikle görev tanımı net bir şekilde tanımlanmış bir BM kararı olmalıdır. İsrail'in Lübnan'a uyguladığı denizden ve havadan abluka kaldırılmalıdır. Suriye-Lübnan sınırına BM Barış Gücü askeri yerleştirilemez. Hizbullah, Lübnan hükümetinin ve direnişinin bir parçasıdır. Hizbullah'ın silahsızlandırılıp İsrail'in Lübnan direnişini kırmasına alet olunamaz. İsrail BM Barış Gücü'nün varlığına rağmen, Lübnan'a saldırıp bombalarsa, BM Barış Gücü İsrail'e müdahale etmelidir.

Lübnan'da Sünni-Şii tüm kesimler, hükümet ortakları ve Hizbullah'ın, hatta komşu Suriye'nin Türk askerinin gelmesini istemesi kolaylaştırıcı bir unsurdur.

Bu şartlar netleştiği takdirde, Türkiye'nin de imar ve insanî yardım amaçlı olarak Lübnan'a 1 yıl gibi belirli görev süresi ile asker göndermesi kararı hükümetin, takdir TBMM'nindir. MÜSİAD olarak TBMM'nin iradesini saygıyla karşılayacağız.

Kriterler sonradan değiştirilip, Türk askeri görev tanımı dışında eylemlere –Hizbullah'ın silahsızlandırılması gibi- zorlanırsa, Türk askeri derhal geri çekilmelidir.

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL
DİĞER HABERLER
Kış turizminin gözdesi! Uludağ'da otel fiyatları bu yıl da dudak uçuklattı...
Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Altay, Başkent Kulisi'nde