TSK'dan misyonerlik raporu
TSK'nın gündeminde bu kez, son yıllarda artış gösteren misyonerlik faaliyetleri var. TSK'ya göre, misyonerlerin öncelikli hedefi Kürt ve Alevi vatandaşlar. Nedenleri ise çok farklı.
TSK’nın “Ülkemizdeki ve Dünyadaki Misyonerlik Faaliyetleri” başlığıyla hazırlattığı raporda, Türkiye’de faaliyet gösteren Protestan misyonerlerin, 2020 yılına kadar Türkiye nüfusunun yüzde 10’unu Hıristiyanlaştırmayı ve 1 milyon İncil dağıtmayı hedefledikleri ileri sürüldü. Çalışmada misyonerlerin manevi boşluk içerisinde olduğunu kabul ettikleri Alevi ve Kürt vatandaşlara daha fazla yoğunlaştıkları ifade edildi.
Rapora göre; misyonerler Türkiye'deki İslam anlayışını Sünni ve Alevi diye ikiye ayırıyor ve stratejilerini bu ayrım üzerinden belirliyor. Protestan misyonerler, iki-üç yıl içinde gizli nitelik taşımayan teoloji (tanrı bilim) enstitüsü kurarak, din adamı ihtiyaçlarını buradan karşılayacak. TSK'nın raporunda, Türkiye'de, 47'si Protestanlara, 9'u Bahailere, 13'ü Yehova Şahitlerine ait olmak üzere tespit edilebilen 69 adet resmi olmayan ibadet yeri bulunduğuna yer verildi.
Çalışmada son yıllarda misyonerlik faaliyetlerinin artmasına paralel olarak, İslam dininden Hıristiyanlık dinine ve diğer inanışlara (Bahailik, Yehova Şahitleri vb.) geçen Türk vatandaşlarının sayısının 5 bin civarında olduğu belirtiliyor. 3 yıl içinde resmi olarak (185) kişinin Hıristiyanlığı, 1 kişinin de Yahudiliği seçerek din değiştirdiği 'Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü'nce de kayıt altına alındı. Misyonerlerin amaçlarına ulaşabilmek için, hedef olarak, dini bilgiden yoksun, manevi boşluk içindeki gençler ile daha çok Kürt ve Alevi vatandaşları seçtiklerine dikkat çekilen raporda şu görüşlere yer verildi: Misyonerler savaş, iç çatışma ve terör ortamında yaşayanlar ile deprem gibi doğal afetlere maruz kalanları da kazanmaya çalışıyor. Bu tür faaliyetlerin önüne geçmek için, valilikler, emniyet birimleri, il müftülükleri ve milli eğitim müdürlükleri ile işbirliği içerisine girilerek, bu kesimlerin misyonerliğe karşı bilgilendirilmesi gerekiyor. Misyonerlik faaliyetlerinin resmi kiliseler dışında, daha çok ev kiliseleri ile yapıldığının ifade edildiği raporda, “Bu evlerde toplumun dini değerlerinin içi Hıristiyan motifleriyle dolduruluyor.” denildi.
'Misyonerliğin Metotları' başlığı altındaki bölümde ise misyonerlerin genellikle kendilerini gizleyerek çalışmalarını yürüttükleri, mümkün olduğunca da yerli halkı öne çıkarttıkları belirtiliyor.
Zaman