Erdoğan'ın gösterdiği kafataslarının hikayesi
Başbakan Erdoğan'ın bugünkü konuşmasında gösterdiği fotoğraflar Ankara Üniversitesi Antropoloji Bölümü'nde çekilmiş.

Bölümde Anadolu'dan toplanan 64 bin kafatası incelenmiş. Fotoğrafların yer aldığı "Türk Antropoloji Enstitüsü Tarihçesi" kitabını Enstitü'nün ilk başkanı Şevket Aziz Kansu yazmış.
Başbakan Recep grup konuşmasında Tayyip Erdoğan, bugünkü konuşmasında Türk Antropoloji Enstitüsü'nün hazırladığı bir kitapta yer alan ve raflarda yüzlerce kafatasının bulunduğu bir fotoğrafı gösterdi. Kadın ve erkekler üzerinde ölçümler yapıldığını söyleyen Erdoğan, "10 ayrı bölgede kafatasları ölçülmüş. Bizim millet tarifimiz bu olabilir mi?" diye konuştu.
Başbakan Erdoğan'ın grup konuşmasında gösterdiği kitabı yayımlayan Türk Antropoloji Enstitüsü, Cumhuriyetin ilanından iki yıl sonra bizzat Atatürk'ün talimatı üzerine 1925 yılında İstanbul Darülfünunu Tıp Fakültesi bünyesinde "Türkiye Antropoloji Tetkikat Merkezi" adı altında kuruldu. Başkanlığı'na da Şevket Aziz Kansu getirildi.
Enstitü, 1925 yılının Ekim ayında "Türk Antropoloji Mecmuası" adlı dergi çıkardı ve 1939 yılına kadar 22 dergi yayınlandı.
Şevket Aziz Kansu, Fizik Antropoloji alanında doktora yapmak üzere 1927'de Paris'e gitti. Kansu, Ecole Pratique des Hautes Etudes'de Prof. George Papillaut'nun yanında doktorasını tamamladı ve Diplome des Sciences Anthropologiques sertifikasını alarak 1929'da Türkiye'ye döndü.
1933 yılında İstanbul Darülfünununun İstanbul Üniversitesi'ne dönüştürülmesiyle, Antropoloji Enstitüsü İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi'ne nakledilmiştir ve Türk Antropoloji Enstitüsü adı altında faaliyetlerine devam etmiştir.
1935 yılında Ankara'da Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi'nin kurulmasına karar verildikten sonra, Antropoloji Kürsüsü Ankara Evkaf Apartmanı'na taşınmış ve DTCF binası tamamlandıktan sonra bu fakülteye taşındı. 1962 yılında Türk Antropoloji Enstitüsü yerine, "Antropoloji Bilimleri Araştırma Enstitisü" kuruldu. 1964 yılından itibaren, Türk Antropoloji Mecmuası'nın devamı niteliğindeki Antropoloji Dergisi çıkarılmaya başladı. 1964-1998 yılları arasında 13 sayı yayınlandı.
BUĞDAY RENKLİ, BAZEN MAVİ GÖZLÜ VE KUMRAL...
Zaman gazetesi yazarı Hilmi Yavuz, 1932 yılında yapılan Birinci Türk Tarih Kongresi'nde konuşan Kansu'nun konuşmasını şöyle aktardı:
"Anadolu, brakisefal buğday renkli veyahut beyaz, güzel, bazen mavi gözlü ve kumral bir ırk tarafından iskan edilmiştir. Bu ırk Orta Asya'dan geliyor.
Bendeniz, Anadolu'da gezdiğim zaman ne kadar saf, güzel velut Türk ırkına tesadüf ettim. Aldığım ölçüler, morfolojik karakterler, bu kanaatimi sarsılmaz imana dönüştürdü."
-
Aziz Tekin 12 yıl önce Şikayet Etben tv ci olsam. bundan güzel bir belgesel dizi yaparım.. ama nerdeeeeeeeeeeeeeee..... 2 saatlik milleti uyutan diziler varken...Beğen Toplam 5 beğeni
-
Hükmü Yılmaz 12 yıl önce Şikayet EtTarihle kavga.... Başbakanın bu tutumunu garipsiyorum.Birilerimiz osmanlı ile kavgalı birilerimiz cumhuriyetle adeta.bu durum sağlıklı bir toplum ortaya çıkmasını zorlaştırır.oysaki cumhuriyette,osmanlıda doğrusu ile yanlışı ile bizim.bu çelişkili durumlar bizleri kamplara,kompartımanlara bölünmüş bir millet haline getiriyor.oysa ki başbakanımız bu ülkenin birlik bütünlüğü konusunda daha dikkatli olmalı diye düşünüyorum.şimdi kılıçdaroğluda kalksa dese ki ''osmanlıda padişahlar çocuklarını boğduruyorlardı,işte bu AK parti bu zihniyetin temsilcisi '' hoş olur mu?Bence bu gibi konular bırakılıp ülkenin daha verimli daha üretken olması için neler yapılmalı gibi konulara yoğunlaşılmalı...Beğen Toplam 13 beğeni
-
Nail Sivri 12 yıl önce Şikayet Etmehmet aslan'a. Mimar Sinan'ın kafatası mı gerekli idi antropoloji için? Yok önemli şahsiyetlerin incelenmesi gerekli diyorsanız, tanınan ünlülerin kafataslarını mezarlarından çıkarıp inceleyelim.Önce bu bilime katkı verenlerden ve naaşa saygısı olmayanlardan başlayalım.Tarih ayaksız kalmasın. İncelemek başka saygısızlık başka.O zaman Mimar Sinan'ın kafatası şurada dersiniz.Kayıt altına alısınız .İncelemek için aldık kayboldu demezsiniz. O zaman insan bilimsel araştırma yapıldığına inanır. Kaybolunca insan Osmanlı'nın izlerini silme çabasının bir parçası olduğuna inanıyor.Acaba neden? Böyle bir çaba var olduğu için olabilir mi ? Bilime çok saygılı Mehmet bey....Beğen Toplam 9 beğeni
-
mehmet arslan 12 yıl önce Şikayet Etantropoloji bir bilim dalıdır. derdiniz ne allah aşkına sizi. bu çalışmalar dünyanın her yerinde yapılır. tüm halkların nereden geldiği tarihleri ve kültürlerini hangi coğrafyaların şekillendirdiği, hatta sadece halklar için değil insanların genel anlamda tarihi için yapılır. derdiniz ne sizin antropolojiyi demi yasaklayacaksınız bu ülke de ? söyleyeyim antropoloji tarih bilimin en temel 4 ayağından biridir.Beğen Toplam 26 beğeni
-
Abdullah Musaoğlu 12 yıl önce Şikayet Etseçme seçilme hakkı. kurdukları cumhuriyetle, kadın ve erkeklere seçme ve seçilme hakkı getirmekle övündüler. Onlara göre cumhuriyet, egemenliğin millette olduğu bir idare biçimi idi? seçimlerin yapılmadığı bir yerde millet egemenliğinden bahsedilebilir mi? yada böyle bir ülkede kadın ve erkeklere seçme seçilme hakkının verilmesi trajikomik bir olay olmaktan başka ne anlamı olabilir ki? padişahlık rejiminin ne kadar kötü bir rejim filan olduğundan bahsettiler. Tabi onlara padişah seçim yapılmaksızın gelir, milletin seçimi ile gelmediğinize göre siz de padişah gibi millete rağmen gelmişsiniz demedik diyemedik, dedirtmezler de. diğer liderler, yaptıkları fabrikaları ile, inşa ettikleri barajları ile, imal ettikleri otomotiv markaları ile, icat ettikleri bilgisayarları ile, bizimkiler de 1950ler kadar biz sizi kurtardık edebiyatları ile övündüler. ancak artık milletin sizin edebiyatınıza karını tok.Beğen Toplam 5 beğeni