MİT'teki CIA'cılar kışkırtıcı iddiası

Farklı dönemlerde 'farklı' savlarla her zaman gündeme gelmeyi başaran Perinçek, İşçi Partisinin yayın organı gibi kullanılan Aydınlık'ta yine ilginç bir iddiaya yer verdi.

MİT'teki CIA'cılar kışkırtıcı iddiası
MİT'teki CIA'cılar kışkırtıcı iddiası
GİRİŞ 12.01.2005 14:47 GÜNCELLEME 12.01.2005 14:47

Aydınlık Dergisi'nin kapak dosyasında yer alan haber.

TERTİPÇİ DE HABERCİ DE AYNI MERKEZ

Başlıklar ve fotolar MİT'teki CIA'cılardan

MİT içindeki CIA'cılar, milli güçleri dağıtmak için, 40 yıldır başvurdukları gençliği birbirine kırdırma tertiplerini yeniden sahneye koyuyorlar. CIA'cı klik, Gazi Üniversitesi'nde ülkücü maskeli, Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde sol maskeli saldırganları gençliğin ve İşçi Partisi başta olmak üzere milli güçlerin üzerine sürüyor. Üniversitelere ve milli güçlere yönelik saldırılar, Tayyip Erdoğan'ın ABD Büyükelçisi Eric Edelman'la yaptığı görüşmeden sonra tırmanışa geçti.

Üniversitelerde anketlere de yansıyan milli uyanış üzerine telaşa kapılan MİT içindeki CIA'cılar, milli güçleri dağıtmak için, 40 yıldır başvurdukları gençliği birbirine kırdırma tertiplerini yeniden sahneye koyuyorlar. CIA'cı klik, Gazi Üniversitesi'nde ülkücü maskeli, Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde sol maskeli saldırganları gençliğin ve İşçi Partisi başta olmak üzere milli güçlerin üzerine sürüyor. Tertiplerin hedefleri arasında Cumhuriyet'in kaleleri İstanbul Üniversitesi, Gazi Üniversitesi, Malatya İnönü Üniversitesi, Yıldız Teknik Üniversitesi var. Son olarak Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ferit Bernay da hedef tahtasına konuldu.
Üniversitelere ve milli güçlere yönelik saldırılar, Tayyip Erdoğan'ın ABD Büyükelçisi Eric Edelman'la yaptığı görüşmeden sonra tırmanışa geçti. Aydınlık, İşçi Partisi'ne, milli güçlere ve üniversitelere yönelik tertiplerin Erdoğan-Edelman görüşmesinde ele alındığını birkaç kaynaktan saptayarak, 26 Aralık 2004 tarihli sayısında kamuoyuna duyurmuştu. Aynı sayıda, Yazarımız Onursal Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş'ın bu konudaki sözlerine de yer vermişti. Savaş'ın açıklamaları şöyleydi:

TERTİPLERİN KAYNAĞI

'20 Aralık günü bir istihbarat görevlisi bana, gençlerin bu şekilde anti emperyalist çizgide uyanışının Amerikan Büyükelçiliği'ni son derece rahatsız ettiğini, Recep Tayyip Erdoğan'la Amerikan Büyükelçisi'nin son görüşmesinde bu konunun da gündeme geldiğini, artık ülkücü gençlerin de Vural Savaş isminden herhangi bir rahatsızlık duymadığını, aksine toplantılarda, ülkücü gençlerin aktif katılımının müşahade edildiğini söylediler.
'Ancak, bugünden sonra PKK yanlılarının katılımıyla ufak tefek provokatif eylemler olabileceğini, bir de Avrasya hareketinin öneminin gençlerce anlaşılmasını önlemeyi misyon edinmiş, bu sebeple adeta ajan-provokatör haline gelmiş küçük bir grubun olay çıkarma girişiminde bulunacağını, polisin buna karşı tedbir almayacağını, bunlar bahane edilerek ve YÖK yönetimi etki altında bırakılarak, bundan böyle Vural Savaş dahil, anti-emperyalist, ulusalcı görüşleriyle tanınan kişilerin üniversitelerde konuşmasının engelleneceğini söyledi.'
Gelişmeler, Vural Savaş'ın açıklamasında özetlediği gibi seyretti. 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in himaye ettiği, KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın konuşma yaptığı Avrasya Sempozyumu'nu düzenleyen Gazi Üniversitesi'ne ülkücü kisveli bir grup saldırdı. 21 Aralık'ta da İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, Bağımsız Cumhuriyet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Sina Akşin, YÖK Üyesi Prof. Dr. Alpaslan Işıklı ve Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş'ın konuşmacı olarak çağırıldığı Siyasal Bilgiler Fakültesi'nce düzenlenen 'Avrupa Birliği ve Türkiye' konulu açık oturum, sol maskeli saldırganların çıkardığı olaylar yüzünden iptal edildi.

TERTİBİN MEDYA AYAĞI

Her zamanki gibi medya da devreye sokulmadan, tertibin etkili olması olanaksızdır. MİT içindeki CIA'cılar, bir yandan da bütün medya kuruluşlarına fotoğraf ve haber servisi yaptı. Bu nedenle Cumhuriyet'ten Zaman'a ve Türk Solu'na kadar bütün gazeteler, aynı fotoğrafları ve birbirinin aynısı başlıklar kullandılar. Haberlerde İşçi Partisi Genel Başkanı Perinçek'in adının saldırganların yeraldığı fotoğraflarla birlikte bulunmasına özen gösterildi. 'Perinçek nereye giderse orada olay çıkıyor' havası yaratılmaya çalışıldı.
Kışkırtma ve saldırıların medyada yansıtılış biçimi de tertipçileri ele veriyor. Gazi Üniversitesinde gerçekleştirilen iki günlük muhteşem Avrasya Sempozyumu'ndan medya tek satır olsun bahsetmedi. Kameralar bir saniye olsun sempozyumun yapıldığı salona dönmedi. Oraya sempozyumu değil, provokasyonu görüntülemek için gönderildikleri çok açıktı. Kendilerine 'ülkücü' adı takılmış küçük bir grubun, polis gözetiminde iki gün boyunca süren kışkırtmaları döne döne işlendi.
Tertibi yapan el, manşetleri de belirliyor: 'Doğu Perinçek konuşmasını yapamadı' şeklinde gerçekle en ufak ilgisi olmayan ifadeler, bütün gazetelerde ve televizyonlarda aynı kalemden çıkmış gibi verildi. Kışkırtmalar, medya o başlıkları atsın diye yapıldı.
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesinde 21 Aralık günü tertipçiler bu defa solcu maskeyle sahne aldı. Tertipçilerin rengi değişse de ama medya görevini hiç şaşırmadı. Cumhuriyet gazetesi, Zaman gibi saldırgan grubun fotoğrafının altına 'Perinçek kavgası' diye yazdı!

CIA'CILARIN HAZIRLADIĞI BİLDİRİLER

Tertipçiler, şeşitli tarihlerde üniversitelerde üç ayrı imza taşıyan bildiriler ddeğitti. 21 Aralık 2004 günü Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesinde dağıtılan bildiri 'Avrupa Birliği ve Türkiye' açıkoturumunu engellemek ve İP'li gençlere saldırı kışkırtmak amacıyla dağıtıldı.
8 Kasım 2004'te dağıtılan bildiri 'Bunu da yırtın' başlığını taşıyor. Baskın Oran'a hazırlatılan Başbakanlık Azınlıklar Raporunu sahiplenmek için yazılmış.
Mart 2003 tarihli olanı da var.
Her biri psikolojik savaş dersi olarak okutulacak cinsten. Altlarında uydurma imzalar: 'Öğrenci muhalefeti', 'Devrimci Demokrat Yurtsever Öğrenciler', 'Emperyalist Savaş Karşıtı Öğrenciler' vb.
Bildiri taraftar kazanmak için çıkarılır değil mi? İlgilenenler arasın, bulsun diye altına da adres, telefon vb. konur. Ama bu tür bildirileri piyasaya sürenler ada, adrese ihtiyaç duymuyor, çünkü öyle bir amaç için yazılmıyor.
Her üç bildirinin de üslubu şaşırtıcı biçimde aynı. Üçü de aynı karakterle yazılmış. Üç bildirinin de aynı merkezde hazırlandığı rahatlıkla anlaşılabilir. Hatta aynı bilgisayarda ve aynı kişi tarafından kaleme alındığı bile söylenebilir.
Üç bildirinin de asıl hedefi İşçi Partisi. Bir girizgah ve 'mücadele' türünden aldatıcı laf kalabalığının ardından sadede geliniyor. İşçi Partisi'ne karşı 30 yıldır SüperNATO merkezinde üretilen yalanlar, iftiralar aynen tekrarlanıyor. Şiddet çağrısı yapılıyor ve uygulanıyor.
Geçen Cuma günü İP İzmir Bornova İlçe Örgütü balkonuna atılan DYP Gençlik Kolları ve MHP Genç Ülkücüler Derneği imzalı tehdit kağıdı da tertipçileri ele veriyor. Aynı balkona Çarşamba günü de maytap atılmıştı.

ÜNİVERSİTELER ARTARDA ULUSAL CEPHEDE

Üniversitelerin birbiri ardından ulusal mücadele safında yer alması, gençlik içinde emperyalizm karşıtı dalganın yükselişi, bu çerçevede İP'nin hızla büyümesi ve her geçen gün daha büyük kuvvetleri etrafında toplaması emperyalistleri ve işbirlikçilerini telaşa düşürmüş.
İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Kemal Alemdaroğlu Eylül 2002'de İ.Ü.'de düzenlenen Halkçılık Sempozyumunda, Kuvayı Milliye Hareketini başlattıklarını ilan etmişti. O günden itibaren Cumhuriyet üniversiteleri birbiri ardından ulusal cephede yerlerini aldılar, saflarını belirlediler. Türkiye üniversitelerinin hemen tümünün katılımıyla gerçekleşen 'Cumhuriyet'e sahip çık' büyük Ankara yürüyüş ve mitinginde 100 bin öğretim üyesi ve öğrenci buluştu.
İstanbul Üniversitesi ve Ankara Gazi üniversitesi Avrasya Konferansları düzenledi, ev sahipliği yaptı; ABD'nin Büyük Ortadoğu Projesine karşı bir seçenek oluşturmaya çalıştılar. Türkiye'nin dört yanında üniversiteler ardarda KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ı davet ederek, meydanları ve salonları doldurdular; Kıbrıs'ta 'ver-kurtul'culara karşı ulusal duruş sergilediler.

'EYVAH! ÜNİVERSİTE GENÇLİĞİ HÂLÂ TÜRKİYE'Cİ'

Üniversitelerde birbiri ardından AB karşıtı toplantılar, sempozyumlar ve paneller düzenlendi. Üniversite gençliği bu etkinliklere büyük ilgi gösterdi.
10 Aralık günü Malatya İnönü Üniversitesi'nde düzenlenen panelde öğrenciler konferans salonuna sığmadı. Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu, Ulusal Kanal Genel Yönetmeni Ferit İlsever ve Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş'ın konuşmacı olduğu panel, dört ayrı salona sinevizyonla yansıtıldı. Paneli 2 bine yakın öğrenci izledi.
23 Aralık'ta Marmara Üniversitesi'nde 'Bilim ve Düşünce Topluluğu' tarafından düzenlenen panelde öğrenciler salona sığmadı. 'AB: Üyelik mi, kölelik mi?' konulu ve Doç. Dr. Emin Gürses, Emekli Korgeneral Suat İlhan ile Ulusal Birlik Konseyi Genel Sekreteri Av. Mehmet Cengiz'in konuşmacı olduğu toplantıyı, öğretim görevlileri, 'o güne kadar üniversitede yapılan en kalabalık panel' diye nitelediler.
Yıldız Teknik Üniversitesi, Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi ve Hacettepe Üniversitesi'nde yapılan AB karşıtı etkinlikler de öğrenciler tarafından büyük ilgiyle karşılandı.

'COŞKULU ÇOĞUNLUK AB'YE KARŞI'

Öğretim üyesiyle ve öğrencisiyle üniversitelerdeki büyük uyanış holding medyasında da geniş yankı buldu. Geçen hafta Kanal D muhabiri Abbas Güçlü'nün Ege Üniversitesi'nde 1000 kadar öğrencinin katılımıyla yaptığı 'Genç Bakış' programında şaşırtıcı bir durum yaşandı. Güçlü, programın başlarında öğrencilerin AB'ye karşı olup olmadığını öğrenmek için oylama yaptı. AB destekçisi birkaç el kalktı. Ezici çoğunluk AB'ye karşı olduğunu gösterdi. Güçlü, hepsi AB'yi savunan Milliyet yazarlarınının her biri konuştuktan sonra, 'Bu kez belki sonuç değişmiştir' diyerek, yeniden yeniden oylama yaptı. Sonuç aynı!
Programın konukları Miliyet yazarları Osman Ulagay, Taha Akyol, Güneri Civaoğlu ve Mehmet Y.Yılmaz hayretler içinde kaldılar. Bu şaşkınlıklarını köşelerine de taşıdılar. Osman Ulagay, 'Coşkulu bir çoğunluk AB'ye karşı olduğunu söylüyor ve bizi satılmışlıkla suçluyor' diye yazıyordu.
1995'ten beri YÖK üzerinden Türkiye üniversitelerinde de uygulanan Socrates, Erasmus, Leonardo gibi AB Eğitim Programlarına, AEGEE gibi AB öğrenci organizasyonlarına, medya karartmasına, yalan bombardımanına rağmen gençliğin hala ulusal duruş göstermesi anlaşılır gibi değildi!

'ÖĞRETİM ÜYELERİ AB'YE VE HÜKÜMETE GÜVEN DUYMUYOR'

Gazi Üniversitesi'nin 69 üniversitede 3 bin 412 öğretim üyesi arasında yaptığı anketin sonuçları, öğretim üyelerinin de o ulusal duruşta öğrencileriyle birlikte olduğunu gösteriyor. Taha Akyol, 3 Ocak 2005 tarihli Milliyet Gazatesinin birinci sayfasında manşetten verilen haberine şu başlığı atmıştı: 'Üniversitelerdeki öğretim üyelerimizde ulusal endişe fazla, AB'ye güven çok düşük'
Gazi Üniversitesi'nin anketi 2004 yılının Ocak-Mayıs aylarında yapılmış. Arkada kalan sekiz on ayda Taha Akyol'u kaygıya düşüren 'milliyetçi ve laik tablodaki' oranların daha da yükselmiş olduğu açık. Aradan bunca zaman geçmişken anketin bu günlerde ve göz içine sokar şekilde yayımlanması herhalde nedensiz değil! AB muhipleri, ilgilileri önlem almaya çağırıyor. Anlayabiliriz ki, önümüzdeki günlerde üniversitelere yönelik tertipler artarak sürecektir.

MİLLİ TAVIR ALANA VUR

En başta İ.Ü. Rektörü Kemal Alemdaroğlu hedef seçildi. MİT'teki CIA'cılarla bağlantılı gruplar ve medya eliyle olmadık iftiralar ve alçakça yalanlara maruz bırakıldı. Fethullahçı, İkinci Cumhuriyetçi, şeriatçı ve küfürbaz medya her gün ağız birliğiyle o merkezden servis yapılan malzemeleri haber diye yazdı. AB temsilcisi Verhogen'in işaretiyle son vuruşu YÖK başkanı ile birlikte Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer yaptı ve Alemdaroğlu safdışı bırakıldı.
Ardından sıra diğerlerine geldi. Malatya Üniversitesi Rektörü'ne yönelik iftiraların ardından, Avrasya Sempozyumu sırasında kışkırtılan ve 'ülkücü' adı taşıyan gruplar Gazi Üniversitesi Rektörü'nü de hedef aldılar. Milli duruş sergileyen emekli askerler de o halkada yer aldı.

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL
DİĞER HABERLER
Son dakika: Türk ordusu sınır ötesinde üzerlerine kabus gibi çöktü! Ağır darbe vuruldu...
İstanbul, Ankara ve 21 il için son dakika uyarısı! AKOM'dan yeni duyuru: Bu saate dikkat