Özbudun: Halkın tercihini gözettik

Abant Platformu'nda konuşan Prof. Ergun Özbudun, 21 Ekim referandumunda halkın cumhurbaşkanını kendisinin seçmek istediğini hatırlattı, 'Biz de bunun karşısında yer alamazdık' dedi.

Özbudun: Halkın tercihini gözettik
Özbudun: Halkın tercihini gözettik
GİRİŞ 17.11.2007 10:31 GÜNCELLEME 17.11.2007 10:31

Abant Platformu’nun ikinci gününde ilk oturumun başkanlığını Prof. Mithat Sancar yaptı. Anayasayı hazırlama ekibinin başkanı olan Prof. Zafer Üskül, “Asker-siyaset ilişkisi, askerin siyasi yönetimdeki rolü” konusunu anlattı. Prof. Ergun Özbudun da, “Gücün kötüye kullanılmaması ve istikrar bakımından erkler arası ilikler” konusunu anlattı.

Prof. Üskül, konuşmasının başında bir medya kazası olmaması dileğinde bulundu. Daha önce söylediklerinin medyada yanlış yansıtılmasından rahatsız olan Prof. Üskül, “Umarım bu kez yanlış yansıma olayı yaşamayız” dedi.

Osmanlı döneminden itibaren askerin siyasete katılmasının sıkıntılarının yaşanmaya başladığını belirten Üskül şöyle devam etti:

“Enver Paşa’nın bir dönem Harbiye Nazırlığı ile birlekte siyasetin içinde yer almasının sakıncaları hep görüldü. Kurtuluş Savaşı içinde Genelkurmay Başkanlığı görevinin bir bakanlık olarak sürdürüldü. Sonra ayrı bir yapıya kavuşturulur.

1945’de Başbakanlığa, 1949’da da Milli Savunma Bakanlığı’na bağlanır. Savunma konularının bir kısmının Genelkurma Başkanlığı’na bir kısmının da Savunma Bakanlığı’na bağlı olması savunmayı iki başlı bir yapıya kavuşturdu.

MGK GENEL SEKRETERİ BAŞBAKAN GİBİ

1961 Anayasası bu durumu temelden değiştirir. Milli savunma anlayışından milli güvenlik kavramına geçilir. Bir danışma organı olarak kurulan Milli Güvenlik Kurulu, savunma değil, genel güvenlik kosununa odaklanır. Genelkurmay Başkanlığı yeniden Başbakanlığa yönlendirir. ‘Başbakana karşı sorumlu’ tutulur. Bu bağlı demek değil. Anayasa Mahkemesi, Genelkurmay Başkanlığı’nın kararları kendisinin alacağını öngörür.

Milli Güvenlik Genel Sekreterliği gölge bir Bakanlar Kurulu gibi, Genel Sekreter de gölge başbakan gibi görev yaptı. Bu görevlerden 6’sı ya kapatıldı, ya fonksiyonları azaltıldı. Ama kriz yönetim fonksiyoru hala sürüyor.

Prof. Ergun Özbudun ise şunları söyledi:

“1982 Anayasası, “tarafsız cumhurbaşkanı mı, taraflı başbakan mı güçlendirilmeli” sorusundan hareketle cumhurbaşkanına büyük yetkiler verdi. Bu yaklaşımda olanlar, cumhurbaşkanını rejimin teminatlarından biri olarak korudu. Ne var ki bu durum, demokrasi içinde sistem olarak bir yere oturtulamıyor. Bu cumurbaşkanlığı makamı Sayın Evren’in bedenine göre biçilmişti.

Cumhurbaşkanına yüklenen bu anlam, 2007 nisanında yaşanan krizin de kaynağı oldu. Oysa yapılan araştırmalar gösteriyor ki, Türk toplumunda şeriat isteyenlerin oranı yüzde 8-9’u geçmiyor. Onun için rejimin müstahkem kalesi demokrasi ve laikliktir.

Biz hazırladığımız anayasada cumhurbaşkanını manevi otorite yaptık. Tarafsızlık kavramı ile ilgili de şunu söylemek istiyorum. Tarafsızlığı anayasa kuralları ile yönlendirmek mümkün değil. Siyasi partiler içinden gelenler mutlak tarafsız olmaz. Özal öyle değildi, Demirel öyle değildi, Gül de öyle olmayacak.

O zaman cumhurbaşkanını siyaset dışından yapmak gerekir. Sezer buna iyi bir örnek. Bir kesim çok sevdi büyük bir kesim ise kendisi ile hiçbir şekilde bağdaştırmadı. Bizim taslağımızda da cumhurbaşkanını halkın seçmesi esas alındı. 21 Ekim referandumunuda da halkın yüzde 70’i cumhurbaşkanını halkın seçmesi isteyince farklı bir hüküm getirmemiz olmazdı.

İlgili haberler
Ilıcak: Ankara Üskül'ü törpülemiş


Anayasacıları meşk gecesi keyfi

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL
DİĞER HABERLER
Saç tıraşının en pahalı olduğu ülke açıklandı! Türkiye'den tam 8 kat daha pahalı...
Sıfır otomobilde yıl sonu fırsatları! Markalar kampanya yarışına başladı