Türbe duvarında ilginç ve komik dilekler
Şanlıurfa’nın, en eski yapıları arasında yer alan Şeyh Mes’ud Tekkesi, ziyaretçilerin dilek duvarına döndü. Masum duygularla yapılan dileklerde arada bazen istememezlikler de olabiliyor.

Şeyh Mesud Mahallesi'nde bulunan ve Şelçuklu mimarisine göre inşaa edilen Şeyh Mes’ud tekkesi ziyaretçi akınına uğruyor. Nişaburlu Said Hengel’in oğlu Mes’ud tarafından 1183’de inşa ettirilen, içinde kime ait olduğu bilinmeyen 5 türbe bulunan Şeyh Mes’ud Tekkesi’ni her gün ziyaret eden yüzlerce kişi, dua edip Kuran-ı Kerim okuyor, yanlarında getirdikleri kömür parçası veya tebeşirle dileklerini duvara yazıyor.
KIZLAR KISMET AÇMAYA GELİYOR
Kızların kısmetlerinin açılacağına, hastaların iyileşeceğine inanılan türbeye gelen ziyaretçiler, dileklerinin gerçekleşmesi için pencereden birbirlerine seccade ve eşrap atmayı da ihmal etmiyor.
Kızlarına iyi bir eş, eşlerine iş, ev sahibi olma, borçlarını ödeme, hastalarının iyileşmesi ve çocuklarının başarılı olması yönünde dileklerde bulunulan tekkede, dileklerinin gerçekleşmesi için çeşitli adaklar adanıyor. Tekkede, türbeleri ziyaret edip, dualar okuyan ziyaretçiler kimseye görünmeden dileklerini duvarlara yazıyor.
HASTALARA ŞİFA
Tekkeye gelenler dilekte bulunmanın yanı sıra, hastaların şifa bulduğuna da inanıyor. Tekkenin giriş kapısının karşısında bulunan kayalık alandaki bir oyuğun içinden geçen ziyaretçiler, tüm hastalıkların oyuktan geçtikten sonra iyileştiğini ileri sürüyor. Tekkeye gelen kadınların büyük bölümü de, beraberindeki çocuklarını ‘zeki’ olması için oyuktan geçiriyor.
İLGİNÇ DİLEKLER
Üzerlerindeki uğursuzluktan kurtulmak isteyenlerden, kaderi bağlanmış insanlara, ev ve araba isteyenlerden, çocuğu olmayanlara kadar her konuda çaresiz kaldıklarında türbelerde çare arayanların buluştuğu Şeyh Mes’ud tekkesinin duvarlarındaki dilekler de birbirinden ilginç. Okuyanları güldüren ve düşündüren ilginç dileklerden bazıları şunlar:
‘Allahım babamın ayağına şifa ver’,
‘Allahım Sibel inşallah evde kalır’,
‘Allahım Ayşegül teyzeme hayırlı bir kısmet ver’,
‘Allahım ablamın çocuklarını akıllı et’,
‘Allahım inşallah Müslüm abim evlenir’,
‘Allahım Gülsümün kulağı açılsın’,
‘Allahım kardeşlerim sınıfını teşekürle geçsin’,
‘Allahım ablam inşallah doğum yapar’,
‘İnşallah Hatice ve Sezer gelir eskisinden daha mutlu oluruz’,
‘Beni sevdiğime kavuştur.’
Şeyh Mes’ud kimdir ?
Hoca Ahmet Yesevi’nin öğrencilerinden olduğu belirtilen Şeyh Mes’ud’un, Anadolu’nun Türk ve İslamı seçmesinde görev alan bir Alp Eren olduğuna inanılıyor. Türk Devletleri'nden Zengiler’in 1144- 1182 ve Eyyubilerin 1182- 1193 yıllarında Urfa’ya hakim oldukları dönemde Batı Türkistan yakınlarındaki Nişabur şehrinden öğrencileri ile kente gelen Şeyh Mes’ud’un bugün ziyaretçi akınına uğrayan tekkeyi kurduğu belirtiliyor.
Milliyet
-
serhat başer 17 yıl önce Şikayet EtÇOK GÜLDÜM YAUU. muhahahahaBeğen Toplam 1 beğeni
-
hikmet basiret 17 yıl önce Şikayet EtPutperestlik bu !. Ancak ona ibadet eder ve ancak ondan yardım dileriz.Dini sadece Allah\'a özgüleriz.Allah\'tan başka İlah yoktur.Beğen
-
enginazaklı 17 yıl önce Şikayet Etburası yeri değil. veliler kulla ALLAHın arasına girmez.araya girenleri çıkartır.kendi nefsi mutmain olduğu içinde ayna vaziyeti görür.islamında laikleri solcuları vardırBeğen
-
TÜRK KIZI 17 yıl önce Şikayet EtAllahım ya... hay Allah bunlara akıl fikir versin Ya Allah şah damarınızdan daha yakın olduğunu belirtiyor.. taptığınız Allah a haykırmak varken niye vasıta kullanırsınız ki.. akledin akledin akledin.. --Beğen
-
Adem AKYÜZ 17 yıl önce Şikayet EtBunlar batıl inanç ve hurafedir.Eğitimsizlik ve bilgisizlikten meydana gelen davranış şekilleridir.Birde insanın aklını kurcalayan \'\'Ya Tutarsa\'\' sorusu bu yollara itmektedir.. Anadolunun bazı yerlerinde ise İşgal döneminden kalan ziyaret ve yatırlar vardır ki bunlar tamamen aldatmaca olarak yapılmıştır ve halen daha bu şekilde ziyaretleri yapılmaktadır. -Bunlar esasen ermeniler,ruslar ve rumlar tarafından terkedilip giderken değerli eşyalarını sakladıkları yerlerdir.Amaçları ise TÜRKlerin ve Müslümanların bu ve benzeri yerleri (mezar) kutsal saymaları ve dokunmamalarıdır. -1990 lı yıllardan sonra ise ellerindeki haritalarla ülkemize gelip bu değerli eşyalarını(!) almaktadırlar.Beğen