Böyle bir yargıya saygı duymuyor...

AK Part'nin kapatılma davasındaki ek mütaalayı mahkemeye yollayan Başsavcının yeni 'savlarını' esefle okuduğunu belirten Güzel, yargıya neden güvenmediğinin altını çizdi...

Böyle bir yargıya saygı duymuyor...
Böyle bir yargıya saygı duymuyor...
GİRİŞ 03.06.2008 08:45 GÜNCELLEME 03.06.2008 08:45
Bu Habere 90 Yorum Yapılmış
Hasan Celal Güzel'in yazısı

Bazı sözleri tekerleme hâline getirmişizdir. Meselâ, ‘Yargıya saygılıyız’ ya da ‘Yargı kararlarına saygılıyız’ deriz. Yargıya, adalete bir kurum olarak baktığımızda elbette değer verir, saygı duyarız. Lâkin, yargıdaki siyasallaşmış, âdeta ideolojik bir zihniyete saplanmış bazı kuruluşların ve kişilerin eylemlerini görünce, bunlara karşı hiçbir saygınızın kalmadığını düşünüyorsunuz.

Anayasa Mahkemesi’nin geçen yılki ‘367 kararı’, bırakınız hukukçu olmayı, okuduğunu anlayan tarafsız kişilerin dahi alabileceği bir karar mıdır? Ya, her fırsatta hukuku eğip bükerek siyasî mahiyette bildiriler yayınlayan Yargıtay’daki, Danıştay’daki ideologlara ne demeli? Şurası artık açıkça anlaşılıyor ki; Türkiye’de, Anayasa Mahkemesi Partisi, Yargıtay Partisi, Danıştay Partisi gibi, görünmeyen partiler var. Bu parti mensupları, ellerindeki adalet terazisini kendi siyasI ve ideolojik görüşleri istikametinde keyiflerince kullanabiliyorlar.

***
Yargıtay Başsavcısı’nın 45 sayfalık son ‘savlarını’ esefle okudum. Bu talihsiz doküman, bir tarafsız hukuk merciince değil de, sanki ideolojik bir siyasî partinin sözcüsü tarafından hazırlanmış gibi izlenim uyandırıyor. Başından sonuna kadar gerçek dışı iddialarla, bühtanlarla dolu ve Türkiye’deki siyasallaştırılmış yargı anlayışının açık bir belgesinden ibaret bu metin, eminim ki gelecekte hukuk fakültelerinde örnek olarak okutulacaktır.

31 Mart Vakası’ndaki Derviş Vahdetî’yi, Cumhuriyet kurulduktan sonraki döneme koyacak kadar bilgisizce hazırlanmış bu doküman, çarpık tarih anlayışının ve ideolojik sathî yorumların derlenmesinden ibarettir.

Başsavcı, ‘Demokratik ve Laik Cumhuriyeti korumak, Yargıtay Başsavcılığının Anayasa ve yasalar ile belirlenmiş temel görevleri arasındadır’ diyor. Haydi diyelim ki, darbeciler TSK İç Hizmet Kanunu’nun 35. maddesindeki ‘koruma ve kollamayı’ yanlış yorumlayıp durumdan vazife çıkarıyor. Yargıtay Başsavcılığının, Yargıtay’ın, Anayasa Mahkemesi’nin ve Danıştay’ın böyle bir ‘temel görevi’ olduğuna dair Anayasa’nın hangi maddesinde, hangi kanunlarda tek bir hüküm gösterebilirsiniz?... Lâkin, kendisini yasamanın, yürütmenin ve Türk Milleti’nin üzerinde gören jüristokratik zihniyet, lâyüsel statüsünü böylesine istismar etmektedir.

Bu jüristokratik megalomani, kapatılmasını istediği iktidar partisini olmadık iftiralarla itham ederken, iddianame hakkındaki düşünceleri, ‘ifade özgürlüğü ve savunma masuniyetini de aşan, hukukun üstünlüğü ilkesini tahribe yönelik beyanlar’ olarak nitelendirmektedir. Yani, siz iddianamede herşeyi yazabileceksiniz ama karşı taraf sizi eleştiremeyecek...

***

İddianameyi ve son metni okuyunca, kendinizi ‘Azınlık Raporu’ (Minority Report) adlı filmi seyretmiş gibi hissediyorsunuz; tüyleriniz diken diken oluyor. Başsavcı, sanki bir niyet okuyucusu, hattâ bir falcı gibi, kapatılmasını istediği parti mensuplarının zihinlerini okuyor ve müstakbel eylemleri hakkında kehanetlerde bulunuyor. İthamlarının hiçbirinin müdellel olmadığını ve suç teşkil etmediğini çok iyi bildiği için, geleceğe dair halüsinasyonlar icat ediyor.

‘Davalı parti, son aşamada demokrasiyi ortadan kaldıran, şiddet ve şiddet çağrısını amaçlayan bir modeli (şeriatı) yaşama geçirmeyi hedefliyor’muş...

Ben, ömrümde bu kadar tek taraflı, ideolojik varsayımlara dayanan, hayalî ve gerçek dışı bir metin okumadım.

***

Bu metni okuduktan sonra bir defa daha şu kanaatimi sizlerle paylaşmak istiyorum: Ben bu yargıya ve bu zihniyete aslâ saygı duymuyorum. Bu dâvanın meşruiyetine de hiçbir şekilde inanmıyorum .

Radikal

YORUMLAR 90
  • demokrat 16 yıl önce Şikayet Et
    devamı. çözüm \"demokrasi\", \"hukuk\" falan değildir çözüm \"bilimdir\" zira güçlü devletlerin ne hukuk ne de demokrasi sorunu var çünkü \"üreten toplum\" decletin elit kesiminden tut en fakirine kadar herkese yarar doalyısı ile ortak payda olur yani \"bilimsel toplum\" mantığında bireyin üretken olması ve ortaya ürün koyması hukuğu hukuğa siyaseti de siyaset rayına sokacaktır, bizde üretilen bir şey olmadığından hukuk siyaset sürekli birbirini yiyor çünkü elde hiç bir şey yok, hepsinin boşluğu burdan geliyor...
    Cevapla
  • demokrat 16 yıl önce Şikayet Et
    algı sorunu.... \"kanun devleti\" ve \"hukuk devleti\" bu iki kavram anlaşılırsa mesele anlaşılır bu kadar laf gevelemeye gerek yok kanun devletinde söz iktidarındır , hukuk devletinde ise hukukun dolayısı ile devlet kendini riskte görürse müdahaleyi hukuk kanalıyla yapar legal ya da illegal bunun darbeden bir gram farkı yoktur zira devlet elitinin düşündüğü ile halk farklı düşünebilir bu fark farklı uygulamalar getirdiğinde insanlar şaşıp kalabiliyor ama aslında mesele çok basit çözüme gelince
    Cevapla
  • Milli Irade 16 yıl önce Şikayet Et
    Bin katida benden!. Allah bu yargiclarin eline dusurmesin! Bu kisiler adalet dagitacaklar! Eger bu kisilerin onunde dokunulmazligini kaldir seni al asagi ederler! bence bu adamlarin orda kalmasi bu memleketin kesinlikle hayrina degildir! Aynen dogru sozunuze katiliyorum sayin GUZEL, pek de guzel olmus!
    Cevapla
  • tunahankanarya 16 yıl önce Şikayet Et
    donkişot. malesef ülkemizde don kişotluğa soyunan okadar insanlarımız varki çok acayipte algılama iç güdüleri var sen binde de ben böyle birşey yapmıyorum onlar artık teşhis koymuş çare ameliyat sen tehlike arz ediyorsun isminide koyarlar ismide laik cumhuriyet tehlikede.der kapatırlar
    Cevapla
  • serdar taş 16 yıl önce Şikayet Et
    yargı. abden gelen denetlemeci tipli adamlar laf söylerse birileride iç işlerine müdahaleye alkış tutarsa oğlu 39 yaşında memur olan beyde saygı duymaz.yol bitti.
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
Ülkeyi karalayacaktı! Avustralya İsrailli Bakana vize vermedi
Rusya'nın Ukrayna'yı kıtalararası balistik füze ile vurduğu anlar