Gülnar'da kabusun son demleri
Mersin'in Gülnar ilçesinde önceki gün başlayan ve halen kontrol altına alınamayan yangında evleri zarar görenler geceyi Gülnar Spor Salonu ve köy yakınlarına kurulan çadırlarda geçirdi.
Aykut Ünlüpınar'ın haberi -
Rüzgarın da etkisiyle gece saatlerinde yeniden alevlenen yangın, Mersin ve komşu illerden gelen Orman Bölge Müdürlüklerine bağlı ekiplerce kontrol altına alınmaya çalışıldı. Günün ilk ışıklarına kadar süren mücadele henüz sonuç vermezken, insani yardım kuruluşları yangından zarar görenlere yardım elini uzatmaya başladı.
Türk Kızılay'ı ve sivil savunma ekipleri tarafından yangının büyük oranda zarar verdiği Delikkaya, Kavakoluğu ve Tepeköy köylerinde çadır kurarak, evleri yanan vatandaşların barınma sorununa çözüm buldu. Sadece bununla kalmayan ekipler, köylülere sıcak yiyecek de dağıttı.
Öte yandan, Mersin Valiliğinin talimatıyla Gülnar Spor Salonu afet merkezine dönüştürülerek, 100 kişinin barınmasına uygun hale getirildi. Kızılay tarafından burada yataklar kurularak, kalmak isteyenlere ikişer battaniye verildi.
''Kimse Yok Mu'' gibi çeşitli yardım kuruluşları da bölgeye ekipler sevk ederek, ihtiyaç sahibi vatandaşlara gıda ve giysi yardımına başladı.
Orman yangının büyük zarar verdiği Delikkaya Köyündeki evi tamamen yanan Ayşe Uğur (85) da torunları Ayşenur (12) ve Aynur Uğur (13) ile Gülnar Spor Salonu'na sığınan aileler arasında yer alıyor.
Evini kaybetmenin üzüntüsünü yaşayan Ayşe nine, alevlerin bir anda köyü sardığını, kendisininkiyle beraber bazı komşularının da evinin kullanılamaz hale geldiğini söyledi.
Yaklaşık 8 ay önce eşini kaybettiğini ifade eden Ayşe Uğur, ''bir yılda iki acıyı birden yaşıyorum. Önce eşimi kaybettim, sonra da tek malvarlığım olan evimi orman yangınında kaybettim. 85 yıllık ömrümün geçtiği ev bir anda gözlerimin önünde kül oldu'' dedi.
Uğur, buna karşın hayattan umutsuz olmadığını, devletin de desteğiyle herşeyin yeniden düzeleceğine inandığını belirterek, ''belki içindeki hatıralarla birlikte evim yandı, ancak, devletin desteğiyle yeniden bir ev sahibi olabiliriz. Devletin bu şefkatini şimdiden hissetmeye başladık. Eğer, bizim için spor salonunu ayarlamasalardı, bu soğuk ve rüzgarlı havada ormanda yatmak zorunda kalacaktık'' diye konuştu.
Ayşe Uğur'un Mersin merkezde yaşayan oğlu Cahit Uğur (47), yangın karşısında adeta şok yaşadıklarını belirtti.
Uğur, annesinin yaşadığı köyde kendisinin de meyve bahçesinin olduğunu belirterek, ''yangında 350 adet meyve ağacım yok oldu. 10 ton kayısı veren ağaçlardan geriye yanık dallar kaldı. Yaklaşık 200 bin YTL maddi zararım var'' dedi.
-EŞYALARI KURTARMAYA FIRSAT KALMADI-
Yangında iki kişinin yaşamanı yitirdiği Kavakoğlu köyünde Türk Kızılayı tarafından kurulan 7 çadırdan birinde yaşayan Ayşe Kantar (80) ise, AA muhabirine, yangında evinin tamamen yandığını, ancak, yine de köyünü terk etmek istemediğini belirtti.
Yangının bir anda köyü sardığını, eşyalarını kurtarmaya zaman bulamadıklarını anlatan Kantar, ''tüm birikimim evim ve bir miktar paramdı hepsi yangında gitti. Paralarım ve eşyalarım göz göre göre yandı. Herşey o kadar hızlı oldu ki hiçbir şeyin farkına varamadık'' dedi.
Mersin'in Gülnar ilçesinde önceki gün başlayan orman yangını henüz kontrol altına alınamadı. Yangının, Aydıncık ilçesine sıçramadan, Beydili köyü üzerinde durdurulduğu bildirildi.
Mersin Vali Yardımcısı Ahmet Soley, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dün akşam saatlerinde rüzgarın etkili olmasıyla söndürülen bazı noktalarda yeniden alevlerin yükseldiğini belirtti.
Soley, 100 arazöz, 20 dozer, 4 helikopter ve 500 yangın işçisi ile söndürme çalışmalarının devam ettiğini, ancak olumsuz hava koşulları ve arazi şartlarının çalışmaları zorlaştırdığını söyledi.
Orman Bölge Müdürlüğü ekiplerinin zaman zaman kendilerini tehlikeye atarak yangına müdahale ettiğini anlatan Soley, şunları kaydetti:
''Alevlerin üzerlerine gelmesine birkaç metre kala bile yangına müdahaleyi sürdürüyorlar. Geri çekilme emri vermemize rağmen, birkaç noktada ekipler ısrarla çalışmalarını sürdürdü. Herkes, 'daha fazla ormanımız yok olmasın' diye cansiperhane çalışıyor, ancak doğa koşulları sizden yana olmadığında yapacağınız fazla birşey kalmıyor. Yangında yaklaşık bin hektar orman arazisi zarar gördü. İlk belirlemelere göre 65 ev kullanılamaz hale geldi.''
Soley, rüzgarın da etkisiyle yangının sabaha karşı Aydıncık ilçesine doğru ilerlediğini anımsatarak, ''ekiplerimizin yoğun müdahalesiyle Beydili köyü üzerinde yangını durdurmayı başardık. Eğer müdahalede geç kalınsaydı, yangın Aydıncık'ta devam ederdi'' dedi.
Soley, tedbir amaçlı Delikkaya, Kavakoluğu, Korucuk, Tepeköy, Çavuşlar, Koçaşlı ve Lapa köylerinin ardından Beydili ve Emirhacı köylerinin de boşaltıldığını anlattı.
-''KOZALAKLAR ALEV TOPU GİBİ''-
Soley, orman yangınında, kozalakların, sıcaklığın etkisiyle patlayıp adeta ''alev topu'' gibi çevreye dağıldığını, bunun da yangının yayılmasına neden olduğunu vurguladı.
Orman yangınlarının yayılmasında ve hızlanmasında, nem, sıcaklık ve rüzgarın yanı sıra çam kozalaklarının da önemli rol oynadığını ifade eden Soley, ''yangın sırasında tutuşan kozalaklar, içinde bulunan reçine eriyerek buhara dönüşüyor. Oluşan basınçla kozalaklar patlayarak, adeta alev topu gibi 100 metreyi bulan mesafelere fırlıyor'' dedi.
Soley, böylece yanan kozalağın, yangını hızlı şekilde uzak alanlara yaydığını kaydetti.
Gülnar'da çıkan yangının yayılmasında da kozalakların rol oynadığını ifade eden Soley, bu sorunu gidermek için henüz bir yöntem bulunmadığını söyledi.
(AA)
ALEVLER BEYDİLİ KÖYÜNE SIÇRAMADAN DURDURULDU