Türkiye'nin 10 sır görüşmesi!

Türkiye'nin yeni dönemini, çoğunluğunda Başbakan'ın yer aldığı ve bugüne dek içerikleri tam bilinmeyen 10 buluşma şekillendirdi.

Türkiye'nin 10 sır görüşmesi!
Türkiye'nin 10 sır görüşmesi!
GİRİŞ 18.08.2008 14:34 GÜNCELLEME 18.08.2008 14:34
Bu Habere 13 Yorum Yapılmış

Bülent Erandaç'ın haberi

Hafızayı beşer, nisyan ile maluldür, yani, "İnsan aklı, unutmakla mahkumdur..." Bazı kritik konuları unutmuş olabiliriz. 10 "sır görüşme" de Türkiye'nin geleceğini, iç siyasetin yeni odaklarını, siyasi aktörlerin davranışlarını belirledi. Erdoğan'ın en büyük özelliklerinden birisi düzenli olarak günlük tutması. Öyle görünüyor ki Türk siyasi hayatının son 5 yılına ait bütün kritik görüşmelerin üzerindeki sır perdesi Erdoğan'ın günlükleri yayınlandığı zaman kalkacak. İşte 10 sır görüşme:
BEYLERBEYİ BULUŞMASI: Erdoğan ile Baykal arasında Şubat 2003'te gerçekleştiği öne sürülüyor. İstanbul Beylerbeyi'nde gerçekleştiği iddia edilen yaklaşık 3 saatlik görüşmenin hemen ardından, Meclis'te Erdoğan'ın önünü açacak Anayasa değişikliği CHP'nin desteğiyle kabul edildi. CHP buluşmayı yalanlasa da "aracılar" ve Zülfü Livaneli, bu iddiayı doğruladı.

BÜLENT AĞABEY'İN MAKAMINDA: AK Parti'nin Cumhurbaşkanı adayını açıklamasına birkaç gün kala, 2007 Nisanı'nda Erdoğan, dönemin TBMM Başkanı Bülent Arınç'ı makamında ziyaret etti. (Detaylar Erdoğan ile Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök'ün Dolmabahçe görüşmesinde ortaya çıktı.) Başbakan açıklıyor: "Ben istişareyi seven bir insanım. O günlerde yaptığımız bütün istişare, kamuoyu anketleri beni veya Abdullah Bey'i işaret ediyordu. Kendinizi benim yerime koyun. Bir siyasetçiyim. Ben o istikamette yürümezsem siyasi geleceğimi nasıl garanti ederim? Benim ismim üzerinde de Abdullah Bey'in ismi üzerinde de ittifak vardı. Evet, Bülent Bey dayattı falan dendi. Yok böyle bir şey. Abdullah Bey uluslararası camiada tanınmış arkadaşımız. Dışişleri'nde büyük tecrübe edindi. Genellikle Abdullah Bey'le, Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Bey'le, Bülent Bey'le istişare ederdim."

PUTİN'LE SOÇİ GÖRÜŞMESİ: Erdoğan 18 Temmuz 2005'te dönemin Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile bir araya geldi. Görüşme Putin'in yazlığının bulunduğu Karadeniz kıyısındaki Soçi'de yapıldı. Temasın sır perdesi 3 yıldır aralanmadı.

DOLMABAHÇE MUTABAKATI: 27 Nisan'da yayınlanan Genelkurmay bildirisinden sonra Beşiktaş'taki Başbakanlık Ofisi'nde Başbakan Erdoğan ile Yaşar Büyükanıt program dışı bir araya geldi. Başbakan'ın davetiyle yapılan, 2 saatlik görüşmede taraflar açıklama yapmama konusunda mutabakata vardı. Bu görüşme hakkında en çok yorum yapılan zirve oldu.

ŞEMDİNLİ SONRASI GÖRÜŞME: Erdoğan, Kara Kuvvetleri Komutanlığı döneminde Büyükanıt ile 24 Mart 2006'da bir araya geldi. Şemdinli iddianamesinde adı geçen Büyükanıt, 2 saat boyunca Erdoğan'la baş başa görüştü. Ardından Büyükanıt'ın Genelkurmay Başkanlığı'na atanma kararnamesi imzaya açıldı.

BUSH'LA OVAL OFİS TEMASI: Erdoğan, diplomatik alanda en kritik görüşmesini Kasım 2007'de Oval Ofis'te ABD Başkanı Bush'la gerçekleştirdi. Erdoğan, o güne dek Kuzey Irak'ta yuvalanan bölücü terör örgütüne yönelik operasyona yeşil ışık yakmayan ABD'yi ikna etti. Ardından örgüte yönelik havadan ve karadan son yılların en büyük operasyonu başlatıldı.

KONUT GÖRÜŞMESİ: Erdoğan ile Org. İlker Başbuğ arasındaki "baş başa" görüşmenin ardından Org. Başbuğ'un açıklaması: "Sayın Başbakan ile bir görüşmemiz oldu. O görüşme, Sayın Başbakanımızın talebi üzerine gerçekleşti. Tabii bu görüşme, Sayın Genelkurmay Başkanımızın bilgisi ve müsaadesi çerçevesinde olmuştur. Görüşmemizin ana konusunu, özellikle önümüzdeki dönemde, tabii bunu kısa vade olarak almayın, uzun vade olarak düşünün terörle mücadele ve bölücü terör örgütüyle mücadele kapsamında gerçekleşebilecek durumlar ve tedbirler teşkil etmiştir." "Uzun vade" sözünün şifresi çözüldü. Başbuğ'un Genelkurmay Başkanlığı'na herkes kesin gözüyle baktı.

KARARGAHTA GÖRÜŞME: Org. Başbuğ ile Anayasa Mahkemesi Başkan Yardımcısı Osman Paksüt'ün, Kara Kuvvetleri Karargahı'ndaki görüşmelerinin ardından, Org. Başbuğ 4 Mart 2008 tarihli teması doğruladı: "Görüşme yapıldı ancak Irak'ın kuzeyine icra edilen harekata ilişkin kutlamaların iletilmesi ile sınırlı kaldı." Paksüt ise "Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçildikten sonra Org. Başbuğ ile 2 veya 3 kez görüştüm. İlk görüşme Başbuğ Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na seçildiğinde tebrik niteliğindeydi, 2. görüşmeyi hatırlamıyorum. 3. ise TSK'nın Irak'ın kuzeyine başlattığı harekatın bitirilmesinden birkaç gün sonraydı. Kapatma davası açılmamıştı, başörtüsü davası yeni açılmış olabilir" dedi.

ÇUKURAMBAR BULUŞMASI: Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Ankara Çukurambar semtindeki görüşmesini de gazeteci-yazar Fehmi Koru yazdı: AKP davası kararı en fazla Gül ile Erdoğan'ı şaşırttı. İkisinin de farklı karar beklediğine adım gibi eminim. Gül-Erdoğan ilişkisi daha çok Atatürk-İnönü samimiliğinde olacağa benziyor. Devletin tepesi gerçekten gizlice buluşmak isteseydi kimsenin ruhu duymadan gerçekleştirmek için yüzlerce yol bulunurdu. Acaba istenen buluşmanın duyulması olmasın? Bu görüşme, yeni dönem siyasi gelişmelere de devlet kurumlarının ilişkilerine de siyasi aktörlerin temaslarına da etken olacağa benziyor.

KOŞANER’LE BULUŞMA: 16 Ağustos 2008 Cumartesi günü Başbakan Erdoğan, Jandarma Genel Komutanı Org. Işık Koşaner'le görüştü. Bir açıklama yapılmadı. Terörle mücadeledeki son gelişmelerin ele alındığı tahmin ediliyor. Dolmabahçe'deki Başbakanlık Çalışma Ofisi'deki temas 45 dakika sürdü. Org. Koşaner, 31 Ağustos'tan itibaren Kara Kuvvetleri Komutanı. 2010'un da Genelkurmay Başkanı...

(Takvim)
YORUMLAR 13
  • Abdullah Musaoğlu 16 yıl önce Şikayet Et
    Doğruluk payı var. 80 darbesinde bir sağ iktidar vardı ve bu hükumet milli irade ile geldi cuntacı genareller tarafından alaşağı edildi. Solcuların zarar gördüğü ilk ve tek darebedir. Bu yüzden solcular 80 darbesinden ve Evren paşadan nefret ederler. Diğer bütün darbeleri kutsarlar. Menderesin idamını alkışlar ve 27 Mayıs'a devrim derler. İşte Türk solunun mantalitesi budur. "Yani benim darbem iyidir." Ama ülkücüler de sağcılar da 80 de mağdur edildi.
    Cevapla
  • mustafa kara 16 yıl önce Şikayet Et
    abdullah kardeşim. tarih boyu chp kutsaldı diyorsunda peki darbe döneminde chp genel sekreteri ecevit de hapise atıldı bu nasıl oluyor?türkiyede darbeler her zaman solu ezmiştir.
    Cevapla
  • Abdullah Musaoğlu 16 yıl önce Şikayet Et
    CHP'ye laf söylemek kimin haddine. Aslında kapatma davası AkP'yi güçlendirmek için değil CHP'yi iktidar yapmak için yapıldı. Hatırlayalım: 60 darbesinden sonra CHP iktidar olmuş. 71 darbesinden sonra CHP iktidar olmuş. 28 şubattan sonra Ecevit iktidar olmuş. Aslında başarılı olunsaydı. Bu kapatmadan sonra Baykal başbakandı. yani CHP iktidar olacaktı. Aslında bizim gibi CHP muhalifleri onların iktidar olması uğruna sıkıntı çekiyoruz, partilerimize davalar açılıyor. İnsanlar işini kaybediyor.
    Cevapla
  • Abdullah Musaoğlu 16 yıl önce Şikayet Et
    Hayır Mustafa Kardeşim. Türkiye'de CHP türü sol partilerin kutsallığı vardır. Kimse onlara kaşın üstünde kara var diyemez. Ecevit bütün sağlığını kaybetmişti. Onların genelkurmaya söylediği sözleri başkası söylese çooktan kapatma sebebi olurdu. Kutan genelkurmaya tek bir laf söyledi daha sonra yüzdefa özür diledi de yine de FPyi kurtaramadı. CHP hakkındaki yolsuzluk iddiası (Kanaltürk le ilgili) başkası hakkında söylenseydi çoktan kapısına kilit vurulmuştu. İşbank CHP'nin babasının mülkü gibi Hiç bir darbe sol partilere yapılmamış
    Cevapla
  • hakan yıldız 16 yıl önce Şikayet Et
    NE LİDERMİŞ BU ERDOĞAN. Maşallah kanlı bıçaklı olduğu baykalı kendisini en sert eleştiren Büyükanıtı kendisi kıvırsada inatla cumhurbaşkanlık isteyen arınçı hatta oval ofiste başbaşa bir görüşme ile buşu ikna ediyor....Maşallah bu ne ikna yeteneğidir Yarabbim...Başbaşa bir görüşme ortalık süt liman...Oyuncular bellide senaryo yazarı kim onu anlamadım ben
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
Hamza Tümeni Komutanı: YPG'yi bitireceğiz, hedefimiz Ayn el-Arab
Allahuekber Dağlarına kazınan destan: Sarıkamış