Diyanet, hurafelere karşı savaş açtı
Diyanet İşleri Başkanlığı, hurafelere karşı halkı bilinçlendirmek amacıyla harekete geçti. Diyanet,'21. Yüzyıl Türkiyesi'nde Hurafeler" adı altında hazırladığı kitapta, halkın yanlış bildiği inanışları açıkladı.
Diyanet, cenazenin 7., 40., 52. gecesi ile ölüm yıldönümünde hatim ve mevlit okutmayı, türbe ve yatırlardan medet ummayı, yeni doğan çocuğun dindar olması için göbek bağının cami avlusuna bırakılmasını hurafe saydı. Diyanet'e göre nazar boncuğu ve muska takmak, loğusa kadını kırkı
çıkana kadar yalnız bırakmamak, cami duvarını öpmek, iki bayram arası nikahı uğursuzluk saymak da hurafe.
"BİLGİSİZLİK, HURAFELERİN TUZAĞINA İTER"
Diyanet İşleri Başkanlığı, hurafelere karşı savaş açtı. Halkı hurafelere karşı bilinçlendirmek için kolları sıvayan Diyanet, bu amaçla "21. Yüzyıl Türkiyesi'nde Hurafeler" adı altında kitap hazırladı. Kitabın giriş bölümünde mantıki tabanı olmayan, gerçek hayatla ilişkisi bulunmayan inanç ve uygulamaların izlerinin tüm dinlerde görülebileceğine işaret edilerek, bilgisizlik, yalnızlık, çaresizlik, zorda kalmışlık, korku, üzüntü, hastalık, sıkıntı ve felaketlerin insanları hurafelerin tuzağına ittiği kaydedildi.
Bilgisizliğin, batıl inanışların, mesnetsiz yorumların ve çarpık anlayışların düşünce dünyasında kök salmasına zemin hazırladığına vurgu yapılan kitapta, "Başkanlığımız, inanç, düşünce ve sosyal hayatımızı etkileyen hurafeler konusuna önem vermiş, toplumu din konusunda ana kaynaklara dayalı doğru bilgi ile aydınlatmayı, dinimizin yasakladığı hurafelerin inançlarımıza karışmaması için gerekli tedbirleri almayı bir sorumluluk kabul etmiştir" denildi.
"NAZAR BONCUĞU HURAFEDİR"
Diyanet, ışıklı ortamların az olduğu zamanda kesilen tırnağın kaybolması ve çocuklar tarafından yutulması, yiyecek-içecek gibi şeylere karışmasının önlenmesi gibi anlamlı gerekçelerle akşamları tırnak kesmenin iyi karşılanmadığını ancak bunun yerini tamamen dini içerikli etmenlere bıraktığını hatırlattı. "Gece tırnak kesenin başına kötü şeyler geleceğini ve günah olduğunu söylemek hurafedir" diyen Diyanet, insanların nazar değmesinden korkarak, nazar boncuğu takmasını, muska taşımasını da hurafe saydı.
"HAYVAN SESİNİ DEPREM HABERCİSİ SAYMAK DA HURAFE"
Kitapta, tabiat olaylarının nedenleri ve eşyaların tabiatındaki özellikler bilinmediği için tabiat olayları veya eşyaya insanlar tarafından farklı anlamlar yüklenildiği ve bazı tepkiler geliştirildiği belirtilerek, "Hayvanların çıkardığı seslerin olumsuzluklara işaret etmesi, ay ve güneş tutulmasının kötülüklere ve gazaba yorumlanması ve bir an önce bu durumun değişmesi için silahla atış yapılması, tenekelere vurularak gürültü çıkarılması da hurafelere önemli derecede kaynaklık etmektedir" denildi.
Diyanet, insanların bazen inanmasalar bile birtakım hurafelere inanıyor görünmelerinin, onları psikolojik olarak rahatlattığını kaydetti. Günlük gazete, haftalık veya aylık olarak yayınlanan aktüel dergilerde mevcut olan fal köşeleri, televizyonda sunulan medyum programlarının, batıl inanç ve hurafelere neden olduğu vurgulandı.
İŞTE DİYANET'İN HURAFE LİSTESİ
Diyanet, toplumda en yaygın olan hurafeleri 'aile, uğur ve uğursuzluğa inanmak, cenaze, şifa, türbe-yatır, hıdrellez, baht açılması, namaz, nazar, dua, adak-kurban, misafir, bayram, sihir-büyü-fal, muska, ay ve güneş tutulması' başlıkları altında açıkladı.
Diyanet'in 'hurafe listesi' şöyle:
- Ateşe su dökülürse cin çarpar, yiyeceklerin ağzı kapatılmadığında gece onlardan cinlerin yediği anlayışı,
- Kuran ve sünnet ile örtüşmediği halde dövme yaptırmak, erkeklerin küpe takması, burçların insan karakterine etkili olduğu inancı,
- Türbe, yatır gibi yerlerden medet ummak. Bir yatırın mezar taşına mum yakıp, dilek tutmak,
- Sünnet olan çocuğun acısının azalacağına inanılarak sünnet olma anında annesi ve diğer hanımlar tarafından oklava çevirmek,
- Yeni doğan çocuğun dindar olması için göbek bağını keserek cami avlusuna bırakmak,
- Konuşmayan çocukların konuşabilmesi için cuma namazından sonra müezzin tarafından cami anahtarını çocuğun ağzına sokup çıkarmak,
- Yürümeyen çocukların ayaklarına ip bağlayarak cuma namazından ilk çıkan kişiye ipi kestirmek,
- Kırkı çıkmamış bir bebeğin tırnakları kesilirse o çocuğun hırsız olacağına inanmak,
- Küçük çocukların üzerinden atlanıldığında boylarının kısa olacağına inanmak,
- Çocuğu olmayanlara çocukları olması için deve dili veya etini yedirmek,
- Çocuk doğan eve 40 gün süre ile et alınmaması gerektiğine inanmak,
- Yeni doğan çocuğun kırkı çıkmadan evden çıkarılmaması gerektiğine inanmak,
- Boyu ölçülen çocuğun cüce kalacağına inanmak,
- Gelinin kucağına erkek çocuk verilince çocuğunun erkek olacağına inanmak,
- Loğusa kadının herhangi bir şeyden zarar görmemesi inancıyla, bulunduğu yere süpürge, soğan, sarımsak asmak, yastığının altına iğne, bıçak gibi şeyler koymak,
- Loğusa kadını kırkı çıkana kadar yalnız bırakmamak,
- Hamile kadınların saçlarını kesmemeleri gerektiğine inanmak,
- Nikah esnasında gelin ve damadın birbirlerinin ayağına bakması halinde, önce basanın sözünün geçeceğine inanmak,
- Gelin ve damadın üzerine para, üzüm, şeker ve leblebi gibi şeyler atıp, kapıda küp kırmak,
- Evlenmeyen genç kızların kısmetinin açılması için müezzine minareden para attırmak, mendil veya eşarp sallatmak,
- Baykuş ötmesi, kara kedinin insanın önünden geçmesi, horozun vakitsiz ötmesi, insanların ve araçların önünden tavşanın geçmesinin uğursuzluk sayılması, karganın ötüşünün o bölgeye gelecek belanın işareti olarak kabul edilmesi,
- İki bayram arasında nikah yapmak, duaların kabulü için mübarek gecelerde ziyaretgahlarda mum yakmak, gece vakti tırnak kesmek, cuma ve arefe günlerinde çamaşır yıkamak, dikiş dikmek, temizlik yapmak, akşam sakız çiğnemeyi ölü eti çiğnemek gibi kabul etmek, gece aynaya bakmak gibi şeylerin uğursuzluk getireceğine inanmak,
- Elden ele sabun, makas, bıçak, iğne ve soğan vermenin uğursuzluğuna inanmak,
- Sağ elinin içi kaşındığında para geleceğine, sol elinin içi kaşındığında da para çıkacağına, ayak altı kaşındığında da yola çıkılacağına inanmak,
- Cam ve porselen gibi eşyanın aniden düşüp kırılmasını, bir belanın defedileceğine işaret saymak,
- Merdiven altından geçmeyi uğursuzluk saymak,
- Cenazenin 7., 40., 52. gecesi ile ölüm yıldönümünde hatim ve mevlit okutmak,
- Cenazenin alkışlanma uğurlanması, cenazenin arkasından slogan atmak ve çiçek serpmek, cenaze için üçüncü gününde helva ve yemek dağıtmak, kefen arasına dua, ayet ve vasiyetname koymak, ölen kimse için arefe günü kurban kesmek,
- Hastanın başı üzerinde tuz gezdirmek, köz söndürmek, kurşun döktürmek,
- Dileğin kabulü için ağaçlara bez-çaput bağlamak, türbelere adakta bulunmak, türbe ziyaretlerinden şifa beklemek,
- Hıdrellez günü sahile gidilerek kuma veya toprağa ev, araba veya kadın resimleri çizilerek böylece çizilen resimler sayesinde ileride onlara sahip olunacağına inanmak,
- Camiye girerken cami duvarını öpmek,
- Tekke ve türbelerde kurban kesmek, türbe ve tekkelerden şifa beklemek, mum yakmak, el yüz sürmek,
- Misafirin, askere gidenin veya yola çıkanın arkasından su dökmek,
- Kahve falına bakmak, falcılara, büyücülere gitmek,
- Ay ve güneş tutulmasında silah atmak, teneke çalmak.
-
zeki alperen 16 yıl önce Şikayet EtEn Büyük Hürafeleri güncelleyelim mi..? 3. ağlanacak halimize KUR'AN-I KERİM YETERKEN EL YAZMALARINDAN MEDDET UMMAK DUYGU YAPMAK ABESTİR.Onu türkçe mealini okuyabiliyorsak insanlara her ortamda okuyabiliyorsak bundan ala ne olabilir ki? Sadece camiler de değil her yerde!!! Kur'an'dan korkuttupta uzaklaştıran zihniyete yazıklar olsun.Her okunuşunda bir düşünce (bir ışık) belirir.Ama anlayana,akıl sahiplerine yani ihtisas sahipleri için geçerlidir.4.Dinayetin bu açıkladığı ve saydığı bu hürafeler geçmiş tarihteki sahte ve uyanık hocaların uydurmasıdırBeğen
-
zeki alperen 16 yıl önce Şikayet EtEn Büyük Hürafeleri güncelleyelim mi..? 2. olması gerkirken anlamsız bir kelime icat edipte kendini Milletten kamufle edipte zayıflatandan daha büyük hürafe-yalnışa sevkedenden daha günahkar edenden ne beklenir.Bunun düzeltilmesi!3.Hürafe de kendine bağlı hocaların para karşılığı camilerde bile(nasılki bir doktor devlet hastanesinde muyane veya bıçak parası alıyorsa kaçak olarak) Kuran'ı okuması çok büyük hürafedir.Zarardır.4.Hocaların bile Kuran yerine hala mevlit okumaları gene para karşılığı çok yalnıştır.Mevlit el yazması methiyedir.Ama ../Beğen
-
necmettin 16 yıl önce Şikayet Etdiyanet aciklamiyor.. oncelikle diyanet kimin diyaneti tagutlarin.biz musluman olarak suudi arabistandan baskasini takip etmemeliyiz.kizlarin basini acmasi karma egitim sekli ve daha niceleri neden bunlarla diyanet mucadele etmiyor.turkiyedeki islam peygamber efendimizin(sav) teblig ettigi islam degildir.soruyorum size ataturkun karsisinda dikilmek caizmidir.dikkat edin suudi kral dikilmedi.Beğen
-
özde 16 yıl önce Şikayet Etsünnet!!!!!!!. erkek çocuklara uygulanan cerrahi işlem buluğ çağından önce yapılması sünnettir. amma buluğ çağından sonra gusul için farzdır. çocuk küçükken utanmaz daha rahat kesilir diye allah resulu daha çocukken erkek çocukların sünnet diye bildiğimiz cerrahi müdahalenin uygulamasını tavsiye etmiştir. ne diyelim allah resulu ne gerekiyursa onu bize öğretmiştir. ALLAHUMME SALLİ ALA MUHAMMED. ve ala ali muhammed.Beğen
-
hekımoglu 16 yıl önce Şikayet Etnıhayet. dıyanet işleri başkanlıgının yayınladıgı bu listenın eksık oldugu kanısındayım cünkü bızım toplumuzda dın dıye kulaktan duyulan şeyler kabul görmüş dıyanetin bu konuları cuma hutbelerındede halka duyurmasını istıyorum bu arada camii imam ve müezzinlerıninde bılgılerını tekrar sınamasında yarar oldugunu düşünüyorum tabıı bunun nedeni mezardan alınan topragın teberük dıye halkımıza sürdüren hocaların bulundugu bır toplumuz o yüzdenBeğen