Polisse takip var, askerse ses yok

Alper Görmüş, büyük basının zanlısı asker olan davalardaki tavrını masaya yatırdı. Zanlısı asker olan davaların takip edilmediğini belirten Görmüş, bu tavrı eleştirdi.

Polisse takip var, askerse ses yok
Polisse takip var, askerse ses yok
GİRİŞ 10.04.2009 17:18 GÜNCELLEME 10.04.2009 17:18
Bu Habere 2 Yorum Yapılmış

Alper Görmüş'ün Taraf gazetesindeki yazısından ilgili bölüm:

Onlar Kürt çocukları değil de “Manisalı çocuklar” olsaydı?

Devletten kaynaklanan ve özleri itibarıyla aralarında hiçbir fark bulunmayan haksızlıklar konusunda büyük basın bariz bir çifte standartla malûl... 

Zanlıları polis olan ve zanlıları asker olan davalarda takınılan farklı tutum, hemen akla gelen çifte standart alanlarından biri... Büyük basının, zanlıları polis olan davalardaki takipçi tavrını, zanlıları asker olan davalarda göstermiyor oluşuyla ilgili olarak 1 Temmuz 2008’de bir yazı kaleme almıştım. “Hayata Dönüş davası düştü, çünkü medya daha önce düşmüştü” başlıklı yazıda, 19 Aralık 2000’de gerçekleştirilen ve çok sayıda mahkûmun ölümüyle sonuçlanan “Hayata Dönüş” operasyonu davasının “zaman aşımı” nedeniyle düşmesini ele alıyordum. Yazıda, bunun bir Jandarma operasyonu olduğu için, davasının büyük basın tarafından soğuk karşılandığını söylüyor, oysa zanlısı polis olan birçok olayda aynı basının olağanüstü bir performans gösterdiğini hatırlatıyordum. Zikrettiğim örnekler şunlardı:

“Gerek ‘Manisalı Gençler’ gerekse de ‘Metin Göktepe’ davalarında basının yıllar boyu hiç tükenmeyen bir enerjiyle görevini yerine getirdiğini biliyoruz. Her iki davadaki tavır, ‘Türk basınının yüzakları’ gibi bir liste yapılsa, hiç şüphesiz ilk sıralarda yerlerini alacak gazeteciliklerdi. Hiç kuşkunuz olmasın, basının ısrarlı takibi olmasaydı, bu iki davadan kamuoyu vicdanını biraz olsun rahatlatan bildiğimiz sonuçlar alınamazdı.

“Türk basını bugün de ‘dur ihtarına uymadığı’ gerekçesiyle polisin açtığı ateşle hayatını kaybeden Baran Tursun’un babasının yürüttüğü adalet mücadelesine büyük bir destek sunuyor, işin peşini bırakmıyor. Bu trajik olayın davası da büyük bir ihtimalle ‘hak yerini buldu’ dedirten bir sonla nihayetlenecek ve hiç şüpheniz olmasın, bunda da en büyük rol Türk basınının olacaktır.”

Zanlıları asker olan ve bu nedenle basının üzerine pek fazla düşmediği olayları da 10 mahkûmun ölümüyle sonuçlanan Ulucanlar Cezaevi baskını, İki HADEP yöneticisinin karakolda kaybedilmesi, Akkise olayları ve Hayata Dönüş operasyonlarıyla örneklemiştim. İsterseniz, bu olayların ayrıntılarını Taraf’ın internet sayfasından bulup okuyabilirsiniz.

YAZININ TAMAMI İÇİN BURAYI TIKLAYIN

Alper Görmüş - Taraf

YORUMLAR 2
  • akif sağlık 15 yıl önce Şikayet Et
    daha çok beklersiniz. tsk ile uğraşanlar ne hikmetse belirli isimler niye uğraştıkları ise belli şunu unutmayın ne yaparsanız yapın tsk yı yücelten beceriksiz siyasetçiler bir gün öyle bir gün şöyle olanlar eğer dik durabilen siyasetçiler olsaydı ulusun bütünlüğünü menfaatlerinin üstünde tutabilselerdi araştırmalarda güvende ordu deyil onlar birinci çıkardı akpnin kürt politikasından derin şüphe içinde olan duyarlı insanlar seçimde endişelerini gösterdi eğer batıya yaranma politikası devam ederse tsk daha çok güven tazeler
    Cevapla
  • engin ecni 15 yıl önce Şikayet Et
    mümkünmü?. gazeteye çıkacak konulardan,bilgilendirme adı altındaki direktif toplantılarına kadar soruları bile asker veriyor,dokunulmazlığı tartışılamıyor bile,mahkemede sağlıklı yargılanamıyor bile..denensede gatakulli olup gidiyor..bu anayasa ve kanunlarla yönetim kimin elinde olduğu belli işte.
    Cevapla
DİĞER HABERLER
Vatandaşa CHP'nin DEM'e verdiği destek soruldu: İşte anket sonuçları
HÜRJET'in ikinci prototipi yeni boyasıyla gökyüzüne havalandı