Ergenekon'da polislerle iftar gerilimi

2. Ergenekon davası sanıkları, mahkeme üyelerinin polisin verdiği iftara katılmalarını eleştirdi. Tuncay Özkan, savcıları Şevval ve Muharrem orucu iftarına davet etti. Balbay da, savcılığın yeni ek klasörler oluşturmasını eleştirdi.

Ergenekon'da polislerle iftar gerilimi
Ergenekon'da polislerle iftar gerilimi
GİRİŞ 12.10.2009 14:12 GÜNCELLEME 12.10.2009 14:12
Bu Habere 4 Yorum Yapılmış

İkinci ''Ergenekon'' davasının tutuklu sanıklarından Cumhuriyet gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay, ''4 aydır bir iddianame okunmasını beklerken, ekin de eki yaratıldı. Bu otoyol kenarında evi olan birinin bütün kazalardan sorumlu tutulmasına benziyor'' dedi.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki ikinci ''Ergenekon'' davasının 8. duruşmasının sabahki oturumunda söz alan tutuklu sanık Balbay, davanın başladığı 20 Temmuz 2008'de dosyadaki delillere göre savunmaları hazırladıklarını belirterek, ancak yeni eklerde yeni savların ortaya çıktığını söyledi.

Balbay, Savcılık tarafından dosyaya yeni gönderilen eklerde delil üretildiğini gördüğünü savundu. 20 Temmuzda davaya gelirken diğer sanıklarla akıllarında bir takvim oluşturduklarını anlatan Balbay, ''Biz bu mahkemede tarihleme umudumuzu yitirdik. 4 aydır bir iddianame okunmasını beklerken, ekin de eki yaratıldı. Bu otoyol kenarında evi olan birinin bütün kazalardan sorumlu tutulmasına benziyor'' diye konuştu.

Gazetenin Ankara Bürosunun santralını kendi adına kayıtlı telefonmuş gibi dinlendiğini ifade eden Balbay, ''Bütün santral telefonlarının bana atfedilmesini beklemezdim. Bu kadarına 'pes' diyorum. Sorgu sırasında sorduklarında kendimden şüphelenmiştim, bu kadar görüşme yapmış olabilir miyim diye. Bir kişi ile 300 kez görüşmüşüm. İnanamadım. Sonra baktım ki santral telefonundaki tüm görüşmeler bana yazılmış'' dedi.

Devlet Güvenlik Mahkemelerinin (DGM) yerine özel yetkili mahkemeler kurulduğunu anımsatan Balbay, ''Cumhuriyet savcılarının yerini hükümet savcılığı mı, DGM'lerin yerini hükümet güvenlik mahkemeleri mi aldı'' şeklinde konuştu.

Duruşmada söz alan tutuklu sanık Emcet Olcaytu da dava açıldıktan sonra Savcılığın dosyaya ek klasör göndermesini eleştirerek, dava açıldıktan sonra Savcılığın delil toplamasının ''görev ihmali'' olduğunu ileri sürdü. Olcaytu, bu nedenle savcı hakkında suç duyurusu talebinde bulunduğu mahkemenin ise şu anada kadar bu konuda bir karar vermediğini ifade etti.

Bu ek klasörleri incelediğini ifade eden Olcaytu, savcının, yazı cevaplarını beklemeden seçim öncesi iktidara malzeme yaratma çabasıyla iddianame hazırladığının anlaşıldığını ileri sürdü.

Tutuklu sanık Adil Serdar Saçan da bu davada olağanüstü durumlar olduğunu belirterek, ''Mahkemenin Silivri'de olması, 2 heyetin bulunması olağanüstü bir durumdur. Böyle bir salon olağanüstülük değil mi? İddianameyi yazan ve duruşmaya katılan savcı niye aynı? Bu durumda savcı beraat talep edebilir mi? Taraf olan kişiler burada bulunuyor. Ben olağanüstü yargılanmak istemiyorum. 1 yıldır tutukluyum. Deniz Seki gibi 6 ay sonra bir günde ifademizi alın bitsin. 20 Temmuz tarihinden beri savunmamız alınmadı. Son derece rahatsızım. Mahkemenin bu konularda karar vermesini istiyorum'' dedi.

SÖZ ALAN SANIKLAR, MAHKEME ÜYELERİNİN EMNİYETİN VERDİĞİ İFTAR YEMEĞİNE KATILMASINI ELEŞTİRDİ

Emniyetin geçen yıl düzenlediği iftar yemeğine mahkeme heyetinin de katılmasını eleştiren Saçan, ''Görevdeyken 5 ramazan geçirdim. Şubemizin iftar yemeklerine geldiniz mi? İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin'i davet ettim. 'Birlikte çalışıyoruz, etik değildir' dedi. O savcılar bu durumu nasıl etik görüyorlar'' dedi.

-''ARTIK SİZE GÜVENMİYORUM''-

Saçan, üye hakim Hasan Hüseyin Özese'ye hitaben, ''Sizin beraber yemek yediğiniz adamlar benim hakkımda sahte tutanak tuttular. Artık size güvenmiyorum. Savunmamı şevkle okuyamayacağım. Neden 5 sene benimle birlikte yemek yemediniz. Ben kötü adam mıyım? Ben sizden nasıl adalet bekleyeceğim'' dedi.

Hasan Hüseyin Özese, ''Sizin görevli olduğunuz zamanlarda davet etseydiniz uyardık'' dedi. Saçan, etik olmadığı için Aykut Cengiz Engin'in daveti kabul etmediğini hatırlattı.

''Polisin içinde bir örgüt bulunduğunu, zamanında bu örgüt için DGM'den çalışma izni aldığını'' ifade eden Saçan, bununla ilgili bir rapor hazırladığını kaydetti.

Gizli tanıkların bu davada verdikleri ifadeler nedeniyle kendi davalarında Pişmanlık Yasası'ndan yararlanıp yararlanmadıklarını öğrenmek istediğini kaydeden Saçan, gözaltına alındığında Terörle Mücadele Şubesinin nezaretine atıldığını, Mustafa Balbay ile birtakım paşaların ise hiç nezarete konulmadıklarını ileri sürdü.

Tutuklu sanık Tuncay Özkan da Ergenekon davasına bakan hakimlerin, İstanbul Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şubesinin verdiği iftar yemeğine katıldığına ilişkin habere gönderme yaparak, ''Gelin F-12 koğuşunda bir akşam yemeği yiyelim. Deniz mi istiyorsunuz. Biz mavi patiskalardan deniz yaparız size. Gemi mi? Kağıttan gemiler yüzdürürüz. Oruç mu diyorsunuz. Şevval orucu var, Muharrem orucu var. Savcılar (Tuncay Özkan Alevidir) diyor ya. Ben sizi iftara çağırıyorum'' diye konuştu.

-''HUKUK İSTİYORUZ''-

Özkan'ın söz konusu iftar yemeğinin tarihini sorması üzerine üye hakim Özese, ''Yemeğin tarihi belli'' dedi. Bunun üzerine, ''Ben gözaltına alındıktan sonra mı yenildi bu yemek'' diye soran Özkan, ''Hukuk istiyoruz. Vicdanınızın sesini kaybettiniz. Kılavuzsuz kaldınız. Bu yemeğe Başbakan'ın gönderdiği Adalet Bakanlığı müsteşarı nasıl katılır? Savcı Mehmet Ali Pekgüzel, siz nasıl katıldınız bu yemeğe. Başsavcı umrede miydi?'' ifadesini kullandı.

Tutuklu sanık Fatma Cengiz de diğer tutuklu sanık İbrahim Şahin ile yemek yiyerek, çay içtiğini, ancak bunların suç olarak iddianamede yer aldığını belirterek, ''Mahkeme heyeti de polislerle beraber yemek yiyor. Siz bizden önce yemişsiniz o yemeği. Bizim gözaltına alınacağımız konuşulmuştur o yemekte. Sizin yemek yemeniz suç olmuyor, bizim yemek yememiz suç oluyor. Sizin davadan çekilmenizi istiyorum'' dedi.

Hasan Hüseyin Özese de ''O sizin yorumunuz'' karşılığını verdi.

Duruşmada söz alan bazı sanıklar da söz konusu yemek nedeniyle hakimlerin davadan çekilmeleri ve heyetin reddine ilişkin taleplerde bulundu.

CHP MANİSA MİLLETVEKİLİ MENGÜ: DÜNYANIN HİÇBİR YERİNDE HAKİM VE SAVCILAR SORUŞTURMAYI YÜRÜTEN POLİSLERLE BİR ARADA OLMAZ

İkinci ''Ergenekon''  davasına izleyici olarak katılan CHP Manisa Milletvekili Şahin Mengü, ''Dünyanın hiçbir yerinde hakim ve savcılar soruşturmayı yürüten polislerle bir arada olmaz'' dedi.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya verilen aranın ardından, davayı izlemeye gelen CHP milletvekilleri adına basın mensuplarına açıklama yapan Mengü, ''Ergenekon'' davası diye Türk yargısı adına içleri sızlatan olaylara tanık olunduğunu savundu.

''Ergenekon'' soruşturmasına bakan savcıların ve davaya bakan hakimlerin, soruşturmayı yürüten emniyet görevlileriyle yemek yemesinin vicdanlarını rahatsız ettiğini ifade eden Mengü, ''Bu yemeğe katılan yargıçlar ise rahatsız olmuyor. Polislerle birlikte bir iftar yemeğine katılmış olmaları yargıya olan inancı yok etti. Tüm sanıklar da mahkemeye güvenlerinin kalmadığını belirterek Türk adaletinin önünün açılması için heyetin çekilmesini istediler. Dünyanın hiçbir yerinde hakim ve savcılar soruşturmayı yürüten polislerle bir arada olmaz'' dedi.

Bu yemeğin emniyet tarafından düzenlenmesi durumunda emniyet müdürünün de katılması gerektiğini belirten Mengü, ''Başsavcı orada olurdu. Demek ki bu özel bir yemek, bu etik değil. İçeride bulunanların tek bir özelliği var. Bunlar ulusalcı, Kemalist, laiktir. Bu dava bu yüzden siyasi bir davadır'' diye konuşt.

Davayı parti olarak sonuna kadar bütün hassasiyetleriyle takip edeceklerini dile getiren Mengü, bugün davayı kalabalık izlemelerinin nedeninin ise söz konusu yemekte çekilen fotoğraftan duydukları rahatsızlık olduğunu kaydetti.

SAVCI MEHMET ALİ PEKGÜZEL: HAKİM VE SAVCILARIN BİRBİRLERİNİ ETKİLEMELERİ İÇİN BİR YEMEKTE BİR ARAYA GELMELERİNE GEREK YOKTUR

İkinci ''Ergenekon'' davasına katılan İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel, Emniyet tarafından düzenlenen iftar yemeğine katılmaları nedeniyle hakimlerin reddine yönelik taleplere ilişkin, aynı yerde çalışan, aynı okulu bitiren savcı ve hakimlerin her zaman yan yana olduklarını belirterek, ''Hakim ve savcıların birbirlerini etkilemeleri için bir yemekte bir araya gelmelerine gerek yoktur'' dedi.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmanın öğleden sonraki bölümünde söz alan sanık avukatları, hakimlerin çekilmesi ve heyetin reddine ilişkin taleplerde bulundular.

Duruşmada söz alan tutuklu sanık Tuncay Özkan, avukatların bulunduğu bölümdeki bilgisayar ekranında ''Asrın davası, Ergenekon avukatına soruşturma, savcılara hakaret etmişti'' yazılı bir televizyon kanalına ait dondurulmuş görüntünün yer aldığını öne sürerek, bu görüntünün ekrana kim tarafından konulduğunun tespit edilmesini istedi.

Duruşmaya gözlemci olarak katılan CHP milletvekilleri de konuya ilişkin bir tutanak tuttu. Tutanakta, bilgisayar ekranına duvar kağıdı yapılan bu görüntünün, 5 Ekim tarihinde yüklendiğinin tespit edildiği, bilgisayarda internet bağlantısının olmadığı belirtildi.

Taleplerin ardından görüşünü açıklayan Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel de, mahkemenin reddine ilişkin talebin yasayla belirlendiğini, bunun dilekçe veya tutanakla yapılacağını ifade ederek, bu talebin yazılı olarak iddia makamına gelmediğini kaydetti.

Pekgüzel, yazılı olarak talepte bulunulmasını, aksi halde duruşma tutanaklarının çözümü yapıldıktan sonra talebin değerlendirilmesi gerektiğini dile getirerek, hakim ve savcıların, Emniyet Müdürlüğü tarafından düzenlenen iftar yemeğine katılmalarının, kolluk görevlileriyle bir arada bulunmalarının da ret gerekçesi olarak gösterildiğini, ancak heyetin davadan çekilmesini gerektirir somut bir neden oladığını vurguladı.

Bir Cumhuriyet savcısının, bir davadan dolayı bir hakimi etki altında bırakması gerekiyorsa, bunun için bir yemeği beklemesine gerek olmadığını kaydeden Pekgüzel, sözlerine şöyle devam etti:

''Hakim ve savcılar, hukuk fakültelerinde aynı eğitimi almışlardır. Kurayla bazıları hakim, bazıları savcı olmuşlardır. Aynı adliyede çalışan, aynı lojmanlarda kalan, aynı yemekhanede yemek yiyen, aynı servisi kullanan, yan yana odalarda çalışan, belki de kapı komşusu olan hakim ve savcıların birbirlerini etkilemeleri için bir yemekte bir araya gelmelerine gerek yoktur. İşi gereği, Cumhuriyet savcıları her gün kolluk görevlileriyle bir aradadırlar. Hakimler de işleri gereği kolluk görevlileriyle görüşürler. Birçok resmi ve özel kurum bu tür davetleri geleneksel olarak düzenler. Baro başkanlıklarının yaptığı birçok davette hakim ve savcılar bir araya gelirler. Hiç kimse bunu sormaz. Söz konusu bir iftar yemeğidir. Tarihi önceden bellidir.''

Mehmet Ali Pekgüzel, yasal gerekçelere dayanmayan bu ret talebinin geri çevrilmesi gerektiğini belirterek, Tuncay Özkan'ın avukatların bilgisayarındaki görüntüye ilişkin talebine ilişkin de bu görüntünün ekrana ne zaman, ne şekilde ve kim tarafından yüklendiğinin tespiti için teknik inceleme yapılmasını istedi.

-MÜVEKKİLİNİN SAĞLIK DURUMU HAKKINDA BİLGİ VERDİ

Bu arada, Avukat Ali Rıza Dizdar, mahkeme heyetinin talepleri değerlendirmek üzere duruşmaya ara verdiği sırada, hastanede olan müvekkili tutuklu sanık emekli Tuğgeneral Levent Ersöz'ün sağlık durumuyla ilgili CHP milletvekillerine bilgi verdi.

Avukat Dizdar, ayrıca müvekkilinin sağlık sorunlarını gösteren 8 adet fotoğrafı da milletvekillerine sundu.

KAYNAK: AA
YORUMLAR 4
  • serdar sercan 15 yıl önce Şikayet Et
    hangi yemek daha MASUM?. sizlerin HSYK üyeleriyle yediğiniz yemeklerden çok daha masumdur yenilmiş yada yenilecek olan her yemek... sizi gidi ergenekoncular siziiii!
    Cevapla
  • yavuz sentürk 15 yıl önce Şikayet Et
    CHP ve saniklarin davayi sulandirmak icin sectigi bir baska yol!!!. hemde cok komik bir yol.. gerektiginde savcilarin talimatiyla calisan polis savcilarla yemek yiyemeyecek :))) yani sen is arkadasinla yemek yiyemezsin.. vay beee.. aslinda olay baska.. CHP ve saniklar sunu demek istiyor! neden bukadar organize calisiyorsunuz! bilgi paylasiminda bulunuyorsunuz! eger siz böyle yapmasaydiniz biz yakalanmayacaktik :))) hep sizin yüzünüzden :)) arkadasada katilmiyorum, onlar istediklerini yaparlar cünkü burasi bir asker devleti!!! Atatürk onlara biraktiya T.C ni!!
    Cevapla
  • yenigun Aydın 15 yıl önce Şikayet Et
    \\\\. eğer otoyol kenarında evi olup gelip geçen araçların camına taş atan biri varsa, camı kırılıp kaza yapan araçların sebep olduğu kazalardan \\\\\\\"bal gibi otoban kenarında ikamet eden\\\\\\\" sorumlu tutulacaktır.. tamam mı balbal??
    Cevapla
  • bestami böyle 15 yıl önce Şikayet Et
    ya diğer davetler. hakimlerin polisin davetine katılması OUT hakimlerin askerin davetine katılması IN işte benim memleketim
    Cevapla
DİĞER HABERLER
Moskova'nın eli tetikte! 3. Küresel kapışmaya doğru gidiliyor
İsrail 68 yıl önce yazmış!