2'inci mektup savcıya neden ulaşmadı?
Meçhul subay tarafından gönderilen ikinci mektubun neden savcıların eline ulaşmadığı ile ilgili ilginç bir iddia ortaya çıktı. Öte yandan 28 Şubat süreciyle hız kazanan fişlemeler yeniden gündemde... Yakın tarihe damga vuran andıçlar:
İlginç iddia: 2. mektup, savcılığın 'mail' adresindeki arızaya takıldı
Millete ve hükümete yönelik komplo belgesinin orijinalini Ergenekon savcılarına gönderen subayın, ikinci ihbar mektubu da kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Ancak Başsavcı Vekili Turan Çolakkadı'nın, e-mail yoluyla gönderilen 2. postanın kendilerine ulaşmadığını açıklaması, dikkatleri istanbulcbs@adalet.gov.tr adresine çevirdi.
İddialara göre, vatandaşların ihbarda bulunduğu savcılığın resmî mail adresi bir süredir arızalıydı. Medyaya da gönderilen ikinci mektup, bu yüzden yerine ulaşmadı. Adliyenin 'Bilgi İşlem Dairesi' yetkilileri, konuyla ilgili sorulara çelişkili cevaplar verirken, Başsavcı Vekili Çolakkadı tartışmalara şöyle açıklık getirdi: "Subay, içerisinde imzaların bulunduğu belgenin orijinalinin bize ulaşmasını istemiş ve posta yoluyla göndermiş olabilir. Savcılığa postaladıysa bize biraz daha geç gelir."
Komplo belgesinin orijinalini Ergenekon savcılarına gönderen meçhul subay, Genelkurmay içerisindeki cuntacı ekibin kara propaganda stratejisini izah eden bir mektup daha gönderdi. İnternet andıcını eklediği belgeleri İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na ve basın mensuplarına e-mail yoluyla iletti. Mektup, basın yayın organlarında geniş yer bulurken İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı kendilerine böyle bir mektubun ulaşmadığını açıkladı.
İddiaya göre bunun sebebi savcılığın resmî internet sitesinde yer alan ve vatandaşların ihbarlarda bulunduğu istanbulcbs@adalet.gov.tr isimli elektronik posta adresinin arızalı olması. Bu nedenle gönderilen mailler geri dönüyor. İstanbul Adliyesi Cumhuriyet Başsavcılığı bünyesindeki 'Bilgi İşlem Dairesi' yetkilileri, önce 'arıza var, aktif değil' açıklamasını yaptı. Bir süre sonra ise elektronik posta adresinin doğru yazılması halinde sorun çıkmadığını savundular.
YAKIN TARİHE DAMGA VURAN ANDIÇLAR
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na kaos belgesinin aslıyla birlikte gönderildiği ihbar mektupları, Genelkurmay'ın daha önceki fişlemelerini yeniden gündeme taşıdı. Zaman zaman kara propaganda ile desteklenen fişlemeler, iktidarın el değiştirmesiyle sonuçlanan 28 Şubat süreciyle hız kazandı.
Bu süreçte fişlenen gazeteciler işinden oldu, sivil toplum kuruluşları akıl almaz suçlamalara maruz kaldı. Hatta Nisan 1998'de gazetelere servis yapılan andıçta olduğu gibi PKK yandaşı ilan edilerek hedef gösterilen dönemin İnsan Hakları Derneği Başkanı Akın Birdal gibi silahlı saldırıya uğrayanlar bile oldu. Ancak hiçbirinde gereken yapılmadığı için fişlemelerin sonu da gelmedi. İşte yakın tarihe damgasını vuran ünlü andıçlar:
KASIM 2000: Fişlenen gazeteciler işinden oldu, Birdal silahlı saldırıya uğradı
1998 yılında yakalanan PKK yöneticisi Şemdin Sakık'ın ifadelerinin manipüle edilmesiyle 25 Nisan 1998 tarihinde büyük gazetelere servis edilen andıçla, Mehmet Ali Birand, Cengiz Çandar'ın da aralarında bulunduğu bazı gazeteciler ile dönemin İnsan Hakları Derneği Başkanı Akın Birdal "PKK yandaşı" ilan edildi. Andıcın ardından Çandar ve Birand işinden olurken, Birdal silahlı saldırıya uğradı. Kasım 2000'de Sakık'ın böyle bir ifade vermediği, ilavenin dönemin eski 1. Ordu komutanı emekli Orgeneral Çevik Bir ve ekibi tarafından yapıldığı ortaya çıktı. Fazilet Partisi milletvekili ve gazeteci Nazlı Ilıcak, andıcı, basın toplantısıyla kamuoyuna duyurdu. Ardından Meclis'e taşıdı, ancak sonuç alınamadı.
MART 2007 Akredite olan-akredite olmayan gazeteci tasnifi
Kapatılan Nokta Dergisi'nde yer alan habere göre TSK içerisinde bir grubun hazırladığı öne sürülen belgede "TSK düşmanı gazeteciler" başlığı altında birçok gazetecinin ismi verildi. Kasım 2006 tarihli ve "Akredite Basın ve Yayın Organlarının Yeniden Değerlendirmesi" isimli andıçta, "Askeri müdahaleleri eleştiren köşe yazıları yazdıkları bilinmektedir" başlığı altında Murat Belge, Hadi Uluengin, Cüneyt Ülsever, Can Dündar ve Ömer Lütfi Mete gibi gazeteciler fişlendi. 1997 yılında başlatılan akreditasyon uygulaması medyada tartışılmaya başlandı.
NİSAN 2007 Sivil toplum kuruluşları düşman ilan edildi
TSK'nın halkla bütünleşmesinin geliştirilmesi konusunda "Toplumsal Gelişime Destek Faaliyetleri" başlıklı STK andıcı yine kapatılan Nokta Dergisi'nde yayınlandı. Eylül 2004'te hazırlandığı iddia edilen belgede "dost ve düşman STK'lar" şeklinde bir ayrım yapıldığı ileri sürülürken, TSK'yla doğrudan ilişkisi olmayan kişiler tarafından "dost STK"ların kontrol altında tutulması amaçlanıyor. İki aylık süreçte önce andıçları, ardından da emekli Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Özden Örnek'e ait olan günlükleri yayınlayan Nokta Dergisi kapatıldı.
NİSAN 2008 Albay Dursun Çiçek, 'sosyete andıcı'yla devrede
Taraf Gazetesi'nde yayınlanan ve "STK andıcı" olarak nitelenen belgede, Rahmi Koç, Cem Paker, Bülent Eczacıbaşı ve Sabancı Ailesi gibi isimlerin finanse ettiği STK'lar andıçlandı. Hürriyet Gazetesi, haberi "Sosyete andıcı" başlığı ile manşetten verdi. Albay Dursun Çiçek tarafından hazırlandığı belirtilen belge, aynı zamanda Abdullah Gül, Sezen Aksu, Kemal Derviş, Oktay Ekşi, Ahmet İnsel ve Mehmet Barlas gibi isimleri de fişlemişti. "ABD ve AB'den destek alan kuruluşlar" diye nitelediği pek çok STK'nın da finans bağlantıları andıçta şemalar halinde verildi. TESEV ve TÜSİAD gibi kuruluşlar da bu kapsamda andıçlandı.
HAZİRAN 2008 Lahika-1'le toplumun tamamı fişlendi
Taraf Gazetesi'nin nisanda duyurduğu STK andıçını da içeren 'Lahika-1' isimli belgenin tamamı yayınlandı. 73 sayfalık raporda, STK'lar, siyasetçiler, işadamları, aydınlar ve sanatçılarla ilgili fişleme bilgileri yer aldı. "Toplumu TSK ile aynı çizgiye getirmek" için "toplumu biçimlendirme" kapsamında yargıya müdahaleden Güneydoğu'nun 'rahatsız edilmesi'ne kadar bir dizi eylem öngörülüyordu. İsimsiz subayın İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderdiği ihbar mektubuna 'Lahika-1' isimli andıç 2004 yılında hazırlanmaya başlanmış, 2006 yılında dönemin komutanlarına sunulmuştu.
HAZİRAN 2009 Çiçek imzalı ikinci belge; hedef iktidarı alaşağı etmek
Albay Dursun Çiçek imzalı "İrtica ile Mücadele Eylem Planı" başlıklı belge, Ergenekon soruşturması sanığı Avukat Serdar Öztürk'ün ofisinden çıktı. 12 Haziran'da Taraf Gazetesi belgeyi "AKP ve Gülen'i bitirme planı" başlığıyla manşetine taşıdı. Albay Dursun Çiçek ve beraberinde 7 subay sorgulandı. Askeri savcılığın 'kovuşturmaya gerek olmadığı' kararı verdiği soruşturmada, sivil mahkeme Çiçek'i tutukladı. Ancak 18 saat sonra serbest bıraktı.
KASIM 2009 Kara propaganda için 42 internet sitesi kuruldu
İsmi bilinmeyen bir subay tarafından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na 'ıslak imza'lı belgeler ulaştırıldı. Meçhul subay, gönderdiği ihbar mektubunda kaos belgesinin hazırlanışı, planın ortay çıkmasından sonra Genelkurmay'da yapılan belge temizliğini ayrıntılarıyla anlattı. Subay daha sonra ikinci bir mektup daha gönderdi. İkinci mektupta internet siteleriyle ilgili fişleme anlatılıyordu. Washington Post, Le Monde, New York Times gibi yabancı gazeteler ve yurtiçinden pek çok sitenin 'günlük takip' altına alındığı, 'Yayın politikası' başlığı altında sitelerin 'TSK Karşıtı', 'Bölücü' ve 'İrticacı' şeklinde tasnif edildiği anlaşıldı.
Ayrıca kara propaganda için Genelkurmay tarafından kurulan 42 internet sitesi sıralanıyordu. Birimde yer alan subayların isimleri de tek tek sayılıyordu.
-
drsntsc 15 yıl önce Şikayet Etbelgenin aslı kopyası sahtesi var ya da yok ne farkeder ki bu saatten sonra. anlayan anlamıştır, mevzubahis vatan belge teferruattır , karargahın itibarını düşürenlerden hesap sorma zamanı . baştan aşağı karargahtaki subaylar, askerler , temizlikçiler, aşcılar falan da dahil geri hizmete yani kısaca oradan uzaklaştırılmalıdır.emir komuta ile değilmi bu işler , eskiden çok kolay ca atıveriyolardı irtica mirtica hesabı, yerine yenilerini bulmak zor değil, hatta yenileri daha teknik ve profesyonellerdir çağa yakın insanlar yani, çok mu zor, bize füze, uçak gemisi lazım belge değilBeğen
-
kaan 15 yıl önce Şikayet Etoperasyonun adı tuzak. ne kadar gazoz kapağı var.burnunun önünü göremeyen,maniplasyonun kölesi olan.biri bana şunu açıklasın.6 ayrı kurum tarafından incelenen fotokopi imza bu kadar incelenmişken,nasıl olurda ıslak imza sadece adli tıp tarafından incelenir.ıslak imza daha mı değersizdir.emin olun ıslak imza ile fotkopi belgedeki imza farklı.nasıl olurda fotokpideki imzaya çiçeğin el ürünüdür diyen adli tıp ıslak imzaya çiçeğin imzasıyla benzer özellikler var diye rapor verir.bunlar fotokopiden gerçeği daha iyi anlıyolar galiba..Beğen
-
Selim Can 15 yıl önce Şikayet EtYıllardır kullanırım. Yıllardır mail adresi kullanırım arıza yaptığını görmedim. Böyle önemli bir mercinin mail adresi nasıl arıza yapar. Bahane hepsi.Beğen
-
hursit dilaver 15 yıl önce Şikayet Etboşuna beklemeyin. muhbir artık mail adresinden göndermez. şimdi o adresin paraleli çekilmiştir bile.yani size gelen mailin bir eşi de belli merkeze gider, aynen paralel faks gibi.. ve gelen yer tesbit edilebilir. şu anda internet kafelerde bile birer gözcü bulunmakta..türkiyede 86000 cafe var ve iki ile çarpın, o kadar kişi buraların kapısında beklemekte..Beğen