Osmanlı Şeyhülislamlarının Fetvaları

Fetva Devleti olarak tanımlanacak denli tüm işlerini fetva ile yürüten Osmanlı Devleti'nin şeyhülislamları hayatın her alanını ilgilendiren konularda fetvalara imza atmışlardı ki Osmanlı vatandaşları onlara göre yargılanıyorlardı...

Osmanlı Şeyhülislamlarının Fetvaları
Osmanlı Şeyhülislamlarının Fetvaları
GİRİŞ 04.02.2010 15:21 GÜNCELLEME 04.02.2010 15:21
Bu Habere 3 Yorum Yapılmış

Fetva kavramı kısaca "ehil bir kimse tarafından fıkhî bir meseleye verilen cevap" şeklinde tanımlanabilir. Osmanlı Deleti'nin pek çok tarihçi tarafından Fetva Devleti olarak tanımlandığı görülmektedir ki siyasi manevraların fetva destekli gerçekleştirildiğini göz önüne alırsak bu tanımlamaya itiraz pek mümkün değildir.

İslam Hukuku ile iştiğal edenlerin dışında Osmanlı Fetvaları ile bugün pek ilgilenen yok gibi. Lakin Osmanlı Fetvalarının içeriklerine bakıldığında tarihin hemen her alanıyla ilgilenenler ve özellikle sosyoloji alanında çalışanlar için o fetvaların tarihi birer hazine olduğu da göz ardı edilmemeli.

Çoğu bugün arşivlerde ve kütüphanelerdeki mecmualarda keşfedilmeyi bekleyen fetvaların yayıncılardan da rağbet görmediği bir gerçek.  Bugün dek sadece Ebussuud Efendi, Çatalcalı Ali Efendi, Abdurrahim Efendi gibi şeyhülislamların fetvalarından seçmeler yayınlanmış olduğu için bir çok çalışmada sadece bu yayınlar kullanılmaktadır.

Osmanlı dönemi söz konusu olduğunda şeyhülislam fetvalarını içeren mecmualar bulunduğu gibi devletin muhtelif bölgelerinde görev yapan müftülere ait mecmualar da vardır. Şükrü Özen Osmanlı dönemine ait iki yüze yakın fetva mecmuası tespit etmiştir.

 Ceride-i İlmiyye Fetvaları : Osmanlılarda Hukuk ve Toplum 1

KİTAP'TAN

384. Zeyd zevcesi Hind'i tatlîka Amfi tevkil ettikden sonra Bekir Hind'i
fuzûlen tatlîk eylese mücerred Bekir'in vech-i muharrer üzere tatlîki ile Hind boş olur mu?

el-Cevab: Olmaz.

385. Zeyd zevcesi Hind'i bir talâk ile tatlîk edip Hind'in iddeti münkaziye oldukdan sonra Zeyd Hind'e "Üç talâk boş ol!" dese Hind Zeyd'den üç talâk boş olur mu?

el-Cevab: Olmaz

386. Zeyd zevceleri Hind ve Zeyneb'den yalnız Hind'i tatlîk eylese Zeyneb dahi boş olur mu?

el-Cevab: Olmaz.

387. Zeyd zevcesi Hind-i sağîreyi bâyinen iki talâk ile tatlîk eylese Zeyd
Hind'i rızasıyla tezevvüc etmek caiz olur mu?

el-Cevab: Olur.

388. Zeyd zevce-i medhûl-bihası Hind'e "Boş ol" deyip ba'dehu Zeyd
Hind'e müracaat etmeyip Hind'in iddeti münkaziye oldukdan sonra
Zeyd tecdîd-i nikah murad ettikde Hind imtina eylese Zeyd Hind'e "Nefsini bana tezvîc eyle" deyu cebre kadir olur mu?

el-Cevab: Olmaz.

389. Zeyd tâian şürb-i hamr edip hamrdan sekrân iken zevcesi Hind'i
tatlîk eylese talâk vaki olur mu?

el-Cevab: Olur.

390. Zeyd zevcesi Hind'i üç talâk ile tatlîka babası Amr'ı tevkil etmekle
Amr dahi Hind'i üç talâk ile tatlîk eylese Zeyd Hind'i hülle ettirme-
den tezevvüc etmek caiz olur mu?

el-Cevab: Olmaz.

391. Zeyd zevcesi Hind'e "Üç talâk boş ol!" dese Zeyd Hind'i bilâ-hulle tezevvüce kadir olur mu?

el-Cevab: Olmaz.

Fetva mecmualarının, başta hukuk tarihi olmak üzere Osmanlı tarihi çalışmalarının hemen her alanında birinci el kaynak ola­rak önemli bir yeri olduğu görülmektedir. Buna rağmen günü­müzde yapılan akademik çalışmalarda bu mecmuaların gereken ilgiyi gördükleri söylenemez. Fetva mecmualarının önemli ölçü­de yazma halinde bulunmasının, ilgisizliğin nedenlerinden biri olduğu düşünülebilir. Ancak belki daha belirleyici bir neden ola­rak tarihçilerin bu mecmuaların yazıldığı sistematiğe ve dile ya­bancı olmaları zikredilebilir.

Bu konudaki boşluğu doldurmak amacıyla Bilim ve Sanat Vakfı Türkiye Araştırmaları Merkezi tarafından yaklaşık bir yıl önce fetva mecmualarının neşri çalışmalarına başlandı. Yayınevi ilk etapta iki eser yayınlayarak İslam Hukuku ve Osmanlı Sosyal Hayatına ilgi duyanların yararlanacağı önemli iki kaynak daha kazandırmış oldu yayın dünyasına.  

Osmanlılarda Hukuk ve Toplum başlığı uygun görülen seri dahilinde yayınlanan eserlerden ilki Cerîde-i İlmiyye fetvaları. Diğeri ise Şeyhülislam Feyzullah Efendi'nin Fetâvâ-yı Feyziye adlı eseri.

Yayınevinin Fet­va Mec­mu­ala­rı­nın neş­ri pro­je­si çer­çe­ve­sin­de ha­li­ha­zır­da Ye­ni­şe­hir­li Ab­dul­lah Efen­di­nin Beh­ce­tü’l-fe­tâ­vâ’sını ha­zır­ladığı. Da­ha son­ra­sı için Ne­tî­ce­tü’l-fe­tâ­vâ ve Câ­mi­u’l-ica­re­teyn isim­li mec­mu­ala­rın neş­rini plan­ladığı belirtilmekte.

Yayınevi İsmail Cebeci'nin Cerîde-i İlmiyye fetvaları adlı eserini şu takdimle sunuyor okurlarına:

Meşîhat makamının resmî dergisi olarak 1914-1922 yılları arasında yayınlanan Cerîde-i İlmiyye’de, dönemin şeyhülislamları tarafından verilen fetvalar düzenli bir biçimde neşredilmiştir. Cerîde-i İlmiyye’nin birinci dereceden resmî bir kaynak nitelişi taşıması, yayınlanan fetvaların, halkın farklı kesimlerinden gelen sorulara cevap olarak verilmesi ve derginin sosyal, siyasî, kültürel deşişme ve gelişmelerin ve savaşların yaşandığı bir dönemde yayınlanmış olması dergiye ve içindeki fetvalara ayrı bir önem kazandırmaktadır.

Fıkıh, hukuk tarihi ve Osmanlı tarihi çalışmalarının hemen her alanında birinci el kaynak olarak önemli bir yeri bulunan bu fetvaların derlenmesi, tasnif edilmesi ve bir fetva mecmuası şeklinde, geniş bir dizinle ve ilmî esaslara uygun biçimde yayınlanması bir ihtiyaç olarak kendini hissettirmektedir. Elinizdeki kitap, Meşîhat makamının Cerîde-i İlmiyye’de yayınlanan fetvalarının, özellikle fıkıh, hukuk ve tarih araştırmacıları tarafından daha kolay bir şekilde incelenebilmesi amacıyla hazırlanmıştır.

Yazar İsmail Cebeci ise eserin içeriği ile ilgili olarak şunları belirtiyor:

Der­gi­de her­han­gi bir tas­nif gö­ze­til­mek­si­zin ya­yın­la­nan fet­va­lar ta­ra­fı­mız­dan fı­kıh bab­la­rı­na uy­gun bir tas­nif için­de dü­zen­len­miş, ben­zer ko­nu­lu fet­va­lar or­tak baş­lıklar al­tın­da bi­ra­ra­ya ge­ti­ril­miş­tir. Bu­nun ama­cı fet­va­la­rın sa­de­ce bir ta­rih mal­ze­me­si ola­rak de­ğer­len­di­ril­me­si­nin öte­sin­de, fık­hî ve hu­ku­kî bir ba­kış açı­sıy­la ya­pı­la­cak araş­tır­ma­lar için de bir kay­nak ola­bil­me­si­dir.

Fet­va­la­rın di­li gü­nü­müz­de an­la­şıl­ma­ya­cak den­li ağ­da­lı ol­ma­dı­ğı için her­han­gi bir sa­de­leş­tir­me ya­pıl­ma­mıştır. Türk­çe ke­li­me­le­rin ya­zı­mın­da bu­gün­kü söy­le­yiş ve ya­zı­lış şek­li (me­se­la, de­yüb ye­ri­ne de­yip) ter­cih edil­miş­tir. Ge­rek­li gö­rü­len yer­ler­de (^) işa­re­ti kul­la­nıl­mak­la bir­lik­te bu işa­re­tin met­nin ta­ki­bi­ni zor­laş­tı­ra­cak ka­dar yo­ğun kul­la­nıl­ma­ma­sı­na gay­ret edil­miş­tir. Ge­rek­li yer­ler­de im­la işa­ret­le­ri tarafımızdan ilave edilmiş ve özel isim­le­re iliş­kin dil­bil­gi­si ku­ral­la­rı­na uyul­muş­tur. Arap­ça ola­rak ya­yın­la­nan az sa­yı­daki fet­va­nın ter­cü­me­si ilgili konu başlığı altında verilmiş, ori­ji­nal Arapça metin­le­ri ise kitabın so­nun­a konmuştur. Fetva me­tinlerin­de­ki ek­sik ifa­de­ler ve­ya cüm­le dü­şük­lük­le­ri, kö­şe­li pa­ran­tez için­de­ki ila­ve­ler­le ta­mam­lan­mış­tır. Fetvalarda­ki yazım yan­lış­­la­rına dip­not­lar­da de­ği­nil­miş, me­tin için­de ise iba­re­nin doğ­ru bi­çi­mi ve­ril­miş­tir. Fet­va­la­rın baş­lık­la­rı mu­ha­fa­za edil­miş, baş­lık­sız ve “Şet­tâ” (muh­te­lif) baş­lık­lı fet­va­la­ra kö­şe­li pa­ran­tez için­de ta­ra­fı­mız­dan baş­lık ve­ril­miş­tir. Bir­den faz­la baş­lık al­tın­da yer ala­bi­le­cek fet­va­lar uy­gun gö­rü­len kıs­ma yer­leş­ti­ril­miş­tir. Fark­lı za­man­lar­da ya­yın­lan­mış ol­mak­la bir­lik­te bir­bi­ri­nin ay­nı olan fet­va­lar tek yer­de ve­ril­miş, bun­la­rın der­gi­de geç­ti­ği yer­ler ve ta­rih­le­ri il­gi­li fet­va­nın so­nun­da be­lir­til­miş­tir. Di­zin kıs­mı­nın, baş­lık­la­rı da içe­re­cek şe­kil­de müm­kün ol­du­ğu ka­dar ge­niş ol­ma­sı­na gay­ret edil­miş­tir.

FETÂVÂ-YI FEYZİYE

18. ve 19. yüzyıllarda en çok itibar gören fetva mecmualarından olan Fetâvâ-yı Feyziye Fetvahane tarafından da en muteber dört fetva mecmuasından biri olarak kabul edildiği ve kullanıldığını belirtiyor yayıncılar.

Kitabı yayına hazırlayan araştırmacı yazar Süleyman Kaya eserin yayına hazırlanışı ile ilgili olarak şu bilgileri aktarıyor:

Bu ko­nu­da­ki boş­lu­ğu dol­dur­mak ama­cıy­la Bi­lim ve Sa­nat Vak­fı Tür­ki­ye Araş­tır­ma­la­rı Mer­ke­zi ta­ra­fın­dan yak­la­şık bir yıl ön­ce fet­va mec­mu­ala­rı­nın neş­ri ça­lış­ma­la­rı­na baş­lan­dı. Baş­lan­gıç ola­rak Fey­zul­lah Efen­di­’nin Fe­tâ­vâ-yı Fey­zi­ye­’sinin neş­re­dil­me­si­ne ka­rar ve­ril­di. Fey­zul­lah Efen­di­’nin Os­man­lı Ta­ri­hin­de önem­li bir şah­si­yet ola­rak dik­kat çek­me­si ve Fe­tâ­vâ-yı Fey­zi­ye’si­nin 19. yüz­yıl­da bi­le Fet­va­ha­ne ta­ra­fın­dan en mu­te­ber dört fet­va mec­mu­asın­dan bi­ri ka­bul edil­me­si se­be­biy­le baş­lan­gıç ola­rak bu ese­rin uy­gun ola­ca­ğı dü­şü­nül­dü.

Fetava-yı Feyziye : Osmanlılarda Hukuk ve Toplum 2İlk ola­rak Tür­ki­ye Araş­tır­ma­la­rı Mer­ke­zi ko­or­di­na­tör yar­dım­cı­sı F. Sa­mi­me İn­ce­oğ­lu ta­ra­fın­dan mer­ke­zin dü­zen­le­di­ği Os­man­lı­ca se­mi­ner­le­ri­ni ba­şa­rıy­la ta­mam­la­yan öğ­ren­ci­ler ara­sın­dan bir grup oluş­tu­rul­du. Eser bö­lüm­ler ha­lin­de gru­ba da­ğı­tıl­dı ve on­lar ta­ra­fın­dan trans­kript edil­di. Ha­zır­la­nan me­tin­ler, bi­zim de ka­tıl­dı­ğı­mız otu­rum­lar­da mu­ka­be­le edil­di. Bu sü­reç­te ya­zım bir­li­ği­ni sağ­la­mak üze­re im­la kı­la­vu­zu oluş­tu­rul­du. Bu kı­la­vuz çer­çe­ve­sin­de her bir me­tin, ha­zır­la­yan şah­sın dı­şın­da iki fark­lı ki­şi ta­ra­fın­dan ye­ni­den mü­ta­la­a edil­di. Son ola­rak met­nin ta­ma­mı ta­ra­fı­mız­dan tek­rar okun­du.

Fe­tâ­vâ-yı Fey­zi­ye; 1266’da müs­ta­kil ola­rak, 1324’te Fe­tâ­vâ-yı Ali Efen­di hâ­mi­şin­de, na­kil­ler ek­le­ne­rek Fe­tâ­vâ-yı Fey­zi­ye me­a’n-nu­kûl is­miy­le ba­sıl­dı. Eli­niz­de­ki ne­şir­de 1266 bas­kı­sı esas alın­dı. An­cak son­ra­dan ek­le­nen na­kil­le­re yer ve­ril­me­di. Bu bas­kı­nın ha­ta-se­vap cet­ve­li met­ne yan­sı­tıl­dı­ğı gi­bi ha­ta ol­ma ih­ti­ma­li gö­rü­len yer­ler hem 1324 bas­kı­sın­dan hem de 1124 ta­rih­li yaz­ma nüs­ha­sın­dan (İst. Müf­tü­lü­ğü Ktp. 316) kon­trol edil­di.

Fet­va mec­mu­ala­rı­nın neş­ri pro­je­si çer­çe­ve­sin­de ha­li­ha­zır­da Ye­ni­şe­hir­li Ab­dul­lah Efen­di­nin Beh­ce­tü’l-fe­tâ­vâ’sı ha­zır­lan­mak­ta­dır. Da­ha son­ra­sı için Ne­tî­ce­tü’l-fe­tâ­vâ ve Câ­mi­u’l-ica­re­teyn isim­li mec­mu­ala­rın neş­ri plan­lan­mak­ta­dır.

(Haber 7)

 

Kitaplarla ilgili teknik bilgileri ve internet üzerinden sipariş şartlarını görmek için aşağıdaki linkleri kullanabilirsiniz:

Ceride-i İlmiyye Fetvaları : Osmanlılarda Hukuk ve Toplum 1

Fetava-yı Feyziye : Osmanlılarda Hukuk ve Toplum 2

YORUMLAR 3
  • -AV.MERYEMCE- 14 yıl önce Şikayet Et
    anekdot:) BU DA GEÇER YA RAB!... Sultan Mahmut bir gün tüm vezirlerini toplayıp, bana bir yüzük yaptırın ve üzerine öyle birşey yazdırın ki ona her baktığımda, hüzünlüysem neşeleneyim, neşeliysem hüzünleneyim diye buyurmuş. Vezirler toplanmışlar dört bir yana haber salmışlar. Sonunda bir gün yüzükle sultanın karşısına çıkmışlar, yüzüğü vermişler. sultan Mahmut tamam işte bu demiş. YÜzüğün üzerinde " bu da geçer ya Rabb" yazılı imiş....
    Cevapla
  • tuna han 14 yıl önce Şikayet Et
    şeyhülislam fetvalari. Fazla bir sey yazmaya gerek yok.Son donem şeyhülislamlarin bazilarinin mason oldugunu dusunursek durumun ciddiyetini anlariz.
    Cevapla
  • -AV.MERYEMCE- 14 yıl önce Şikayet Et
    CİHANA HAKKANİYET DAĞITAN MEDENİYET.... BARINDIRDIĞI TÜM RENKLERİ Hakkkın emaneti bilen anlayışın güzelliği... YÖnetimi ve ordusundaki Muhammedi mayanın tesiriyle vardığı her toprağa Kurani ahlakın tesisi ve inşası için samimi, fedakarane çalışmış temiz ceddimiz...
    Cevapla
DİĞER HABERLER
Son dakika: Bakan Fidan açıkladı: BRICS'ten ortaklık teklifi aldık
3 ülkeden son dakika İsrail ve Netanyahu kararı! Resmen ilan ettiler