Cuma'nın farzından sonra öğleni kılmak gerekir mi?

Cumanın farzından sonra o günün öğle namazını veya onun yerine geçecek bir namazı (zuhr-i âhir) kılmak gerekir mi, gerekmez mi? Hayrettin Karaman, günümüzde Müslümanları ihtilafa düşüren 'Zuhr-i âhir' konusunu ele aldı...

Cuma'nın farzından sonra öğleni kılmak gerekir mi?
Cuma'nın farzından sonra öğleni kılmak gerekir mi?
GİRİŞ 25.04.2010 12:50 GÜNCELLEME 25.04.2010 12:50
Bu Habere 105 Yorum Yapılmış

Hayrettin Karaman'ın yazısı

"Zuhr-i âhir"

Bursa'da bir camide Cuma namazını kıldık, çıkarken baktım birisi eline birçok kitapçık almış dağıtıyordu, bir tane de bana verdi. Kitapçığın üzerinde "Zuhru Ahir" yazıyordu, bunu görünce meseleyi anladım, kırk yıl önce bu konuda bir yazı yazmış ve Diyanet dergisinde yayınlamıştım (Cuma Günü ve Namazı). Daha sonra bu yazıyı "İslam'ın Işığında Günün Meseleleri" isimli kitabıma da aldım. Artık bu konu kapanmıştır zannederken cami önlerinde kitapçık dağıtıldığını görünce bütün hararetiyle devam ettiğini anladım.

Konu şudur:

Cuma namazının sıhhat şartları üzerinde de ihtilaf vardır, bu sebeple cumanın farzından sonra o günün öğle namazını veya onun yerine geçecek bir namazı (zuhr-i âhir) kılmak gerekir mi, gerekmez mi?

Asıl konuya girmeden önce hatırlatmak gerekir ki, Cuma namazından önce sünnet kılınır, iki rek'at Cuma namazının farzı kılınır, bundan sonra da sünnet kılınır. Ön ve son sünnetin kaçar rek'at olduğu konusunda da ihtilaf bulunmakla beraber genellikle kabul edilen ve uygulanan dörder rekat sünnettir.

Bunlardan başka, cumanın son sünnetinden sonra bazı kimselerin zuhr–i âhir adıyla dört, vaktin sünneti adıyla da iki rek'at daha namaz kıldıkları görülmektedir. Yukarda anlatılanlar dışında vaktin sünneti diye bir namaz yoktur.

Zuhr–i âhire (son öğle namazı) gelince bunu, adını andığım yazımdan nakledeyim (kaynakları merak edenler yazının aslına kitabımdan veya sitemden bakabilirler):

Şartlarındaki ihtilâf dolayısıyla cumanın sahih olmaması ihtimâline dayanarak zuhr–i âhiri kılmanın hükmü nedir? Yani bu namazı kılmak farz mı, sünnet mi, mekrûh mu, bid'at veya memnû mudur? Bu mevzûdaki görüşleri iki grupta toplamak mümkündür:

1. Kılınmasına Taraftar Olanlar:

Bunlar da kılınmasında birleşmekle beraber farz mı, sünnet mi, ihtiyat mı olduğu konusunda farklı kanaatler ileri sürmüşlerdir. Hemen hepsinin hareket noktası bir şehir veya büyük köyde, birden fazla camide cumanın sahih olmaması ihtimâlidir.

a) İmam Şâfiî "bir şehirde iki veya daha fazla yerde cuma kılınmış ise önce kılanların cuması sahihtir. Sonra kılanların cuması olmamıştır (bâtıl) ve öğleyi yeniden kılmaları farzdır" demiştir. Şâfiî'ye göre hangisinin önce kıldığı belli değilse, hepsinin öğleyi yeniden kılmaları gerekir. Dikkat edilirse İmam Şâfiî "zuhr-i ahirden bahsetmiyor, öğle namazını yeniden kılmaktan söz ediyor.

İmam Şâfiî'den sonra gelen ve ona tâbi bulunan Şâfiî müctehid ve fakihleri yukarıdaki hükmün, ihtiyaç olmadığı halde cumanın birden fazla camide kılınmış olmasına ait bulunduğunu; şayet caminin mükelleflere göre küçük olması gibi bir mazeret varsa birden fazla camide kılınabileceğini, böyle olunca da öğle namazını kılmanın farz olmayacağını, ancak sünnet mahiyetinde olabileceğini ifade etmişlerdir.

Hanbelilerin görüşü de Şafiîlerinki gibidir.

Bu iki mezhebin tatbikatında cuma namazı, ihtiyaç olmadığı halde birden fazla camide kılınmışsa ilk kılınandan sonrakiler bâtıl sayılmakta -şüphe halinde hepsi bâtıl sayılmakta- ve öğle namazı yeniden kılınmaktadır.

Eğer cuma namazı ihtiyaca binâen birden fazla camide kılınmış ise bu takdirde bâtıl sayılmamakta, ancak ihtiyaten öğle namazının kılınması tavsiye edilmektedir. Bugün hemen her şehir ve büyük köyün -cumayı kılsın kılmasın- namaz ile mükellef bulunanlarını bir cami almayacağına göre kılınan cumalar Şâfiîlere göre de sahihtir ve öğleyi kılmak farz değildir.

b) Hanefîlerden bazılarına göre birden fazla camide veya köyde kılınan cumanın sıhhatinde şüphe bulunduğu için ihtiyâten, cumadan sonra, herkesin kendi başına şu niyetle bir namaz kılması iyi olur: "Vaktine yetiştiğim halde henüz edâ etmediğim veya henüz üzerimden düşmeyen son farzı yahut son öğleyi kılmaya niyet ettim." İşte bu namaz zuhr–i âhir denilen namazdır, dört rek'attır, birinci oturuşta ettahiyat okunur, dört rek'atta da fatihaya bir sûre veya yeteri kadar âyet ilâve edilir.

Şüphe mevcutsa bu namazı kılmak vâcib, şüphe yoksa menduptur.

Zuhr–i âhirin kılınmasını müdâfaa edenlerin delilleri şüphe ve ihtiyattır. Aslında Şâfiîler ihtiyaç sebebiyle birkaç camide kılınan cumanın sahih olduğunu kabul ediyorlar. Hanefî mezhebinden sahih ve tercihe şayan görülen mütâlâa da birkaç camide kılınan cumanın sahih olduğudur; hattâ bu mezhep ihtiyacı da şart koşmamıştır. İşte buna rağmen, "mâdem ki sahih olmaz diye de bir görüş vardır ve madem ki bu görüşe göre cumanın sıhhati şüphelidir, şu halde ihtiyaten öğle namazı kılınmalıdır ki borçlu kalınmasın" denilmektedir.

Bu görüşün isabetli olmadığını söyleyen fakihlere ben de katılıyorum ve onların söylediklerini de gelecek yazıda sunacağım.

KAYNAK: YENİ ŞAFAK
YORUMLAR 105
  • Meriç 7 yıl önce Şikayet Et
    1,5 yıl önce annemi kaybettim.annemden çok ama çok uzaktaydim o vefat ederken ve hissettim.Bİrden kalkıp abdest aldım ve anneme dua ettim.Dua ettim hiç durmadan dua ettim.ve hala hergüne ona dua ederek başlıyorum.acım dinmedi.RUyalarima geldi,haber verdi birçok kez,biz iletişim kuruyoruz bu sekilde.ANnem beni bırakmadı,her bir rüyam çok anlamlı çünkü.Nnem vefat etmeden 5-6 ay önce beraberdik,bir yüzük istemişti,alacaktım ama üzerimde az para vardı alamadım.Alabilirdim ahh.Dedim ki anne 6 ay sonra gelecegim o zaman alayım :( nasip olmadı .Bu da bana dert oldu.1 gun yok bunu hatirlamadigim.BEn ne yaptım ? Ona dunyaları verirdim,en güzelini,en iyisini her zaman.ne yapacağımı bilmiorum?
    Cevapla
  • Gökhan SERT 11 yıl önce Şikayet Et
    10 yıldır kılmıyorum. bu namaz bidattır. allah'ın resulü kılmamıştır. asr-ı saadette kılınmamıştır. sonradan müslümanların sırtına vurulmuştur. iyi niyetle dahi olsa yakışıksız olur. çünkü terki edeptir. din sade şekiliyle güzeldir. o güzellik peygamber efendimizle zirveye ulaşmıştır. yok biraz sürme çekelim, ruj sürelim, oje sürelimle bu iş olmaz. din ne kadar bidatlardan arındırılırsa o kadar taraftar bulur. sosyal hayatla uyum içerisinde olur.
    Cevapla
  • Murat Derviş 11 yıl önce Şikayet Et
    peygamberimiz zuhri ahir kılmadı !!!... biz niye kılıyoruz.?. hiç ravza-i mutahhara ve beytullahta zuhri ahir namazı kılan gördün mü? eğer gördünse o kılan kişiler türk'dür. çünkü o namaz sadece bizde kılınıyor. hicri 5. asırdan bu yana yalnız türkiye'de uygulanan, başka islam aleminin bilmediği, bilmek de istemedikleri "zuhri ahir" denen, allah'ın emri, hz.resulullah'ın sünneti ile hiç ilgisi olmayan, moğol istilalalarının hüküm sürdüğü bir zamanda konya'da ihdas edilen ek ibadet usulü ki, namaz değildir.
    Cevapla
  • mahcane mahcane 14 yıl önce Şikayet Et
    her kafadan bir ses. bizim allaha ihtiyacımız var allhın bize değil zararmı eder kılsak günahmı olur en fazla 10 dakikamız gide ne olur okadar milletin kafasını karıstıracağınıza yahudiler gibi fitne sokuyorsunuz kılın cenabı allah niye kıldın demez
    Cevapla
  • SALİH 14 yıl önce Şikayet Et
    FARKLI KONUŞ MEŞHUR OL. ihtiyat herzaman iyidir. zuhri ahiri kaldırmak isteyenler ne yapmak istiyorlar. efendimiz şüpheden kaçın buyurmuyormu? BİR YORUMCE EHLİ EBYT OKULU DİYE BİR LAF ETMİŞ. YOk öyle bir şey, ehli beyt ehli sünnetin kaynağıdır. ehli sünnetle ehli beyti ayıran ikiye ayrılır. bunların ehli beyt dye kasteddiği pis şia mezhabidir, halbuki ehli beyt şia mezhebine uzattır, Allah bizi de uzak etsin. amin..
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
Sarıyer'de yabancı iş adamlarını bıçakla tehdit eden şahıs tutuklandı!
'3. Dünya Savaşı' uyarısı yapılmıştı! İlk cephe için tarih verildi