Bayhan: Devlet desteği alan sanat dalları işlevsizleşiyor

İstanbul’un Avrupa Kültür Başkentliği süreci, çeşitli kültürel ve sanatsal etkinlikler, yayınlar ve panel/sempozyum buluşmaları ile devam ediyor. Bu çerçevede İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı’nın 2008 yılında  ‘’Avrupa Kültürü Nedir?’’, 2009 yılında ise ‘’Avrupa ve Türkiye’de Kültür Politikaları ‘’ başlıklı sempozyumlarının üçüncüsü  ‘’Kültür Yönetişiminde Yeni Yaklaşımlar’’,  Kadir Has Üniversitesi’nde gerçekleşti.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş. Genel Müdürü Nevzat Bayhan da bu sempozyumda kültür ve sanatın “nesnel” değişikliklerini ve Kültür A.Ş.’nin bir model olarak nasıl okunması gerektiğini anlattı.

2010 yılında İstanbul’un Avrupa Kültür Başkenti sürecinin belli başlı hedeflerinden biri, AB  genelinde ve Türkiye’de kültür politikalarının gözden geçirilmesi ve bu doğrultuda yeni kültür yönetişimi modellerinin oluşturulmasıydı.

Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi Fuat Keyman’ın modaratörlüğünü yaptığı sempozyuma, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş. Genel Müdürü Nevzat Bayhan, Ljubljana Üniversitesi öğretim Üyesi Vesna Copic, Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü Rengim Gökmen, İstanbul Kültür Sanat Vakfı Genel Müdürü Görgün Tamer ve Intercult Sanat Direktörü (SWE) Chris Torch konuşmacı olarak katıldı.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş. Genel Müdürü Nevzat Bayhan, ilk etapta bir birbiriyle bağdaşması düşünülemeyen Kültür ile ekonominin birbirinden bağımsız olarak ele alındığını  ve küresel bir dünyada bu iki kavramın bir arada bulunma imkânının bulunduğunu söyledi. Başarının da ancak böyle elde edileceğini söyleyen Bayhan, “Kültürün ekonomi ile birlikteliği, kültür yönetişimi alanının aktörleri için de yeni bir gelişmedir. Şimdiye kadar bu alanın aktörleri sübvansiyonlar sayesinde ilerleme kaydederken artık “gerçek” alanla yüzleşerek kalite ve kantite değerlerine ulaşması gerekmektedir” dedi.

Kültür A.Ş.’nin özellikle kültür ile ekonominin birleştirilmesi bakımından, son yıllarda kârlılık ve başarı grafiğini artırdığını söyleyen Bayhan, “Kârımız kültür sloganı ile yola çıktık. Ancak gerçekten gerek ciro gerek yaptığımız çalışmalar ve gerçekleştirdiğimiz organizasyonlar sayesinde, aktif bir varlık göstererek maddi karımızı da artırdık. Bu model, inanıyorum ki bir çok yerel yönetim için de örnek teşkil etti. Günümüz dünyası, piyasa şartlarında hareket edebilen ve şekillenebilen ancak kaliteden ve üretimden de taviz vermeyen kültür kurumu modellemelerine ihtiyaç duymaktadır” dedi.

Yeni Kültür Sanat Yönetim Modeli Uygulanmalı

Bayhan, “Yeni bir kültür sanat yönetim modelinin uygulanması gerektiğini düşünüyorum. Kültür ve sanat uygulayıcıları, sürekli devlet desteğini beklemektedir. Devletin destekleyeceği sanat dalları tabi ki olmalı. Ama sürekli devlet desteği gören sanat dalları zayıflayarak işlevini yitiriyorlar. Sürekli kendisini güvende gören insanlar riskleri kâle almazlar. Risk ortamında gelişmesi gerekirken; o kendisini sürekli güvende hissettiği için kurumunu, makamını, çalışmasını, eserini kalite stardardını yükseltme yoluna gitmez, geliştirmek içinde çok fazla uğraşmaz.” dedi.

Bayhan,  “İnsanlarımız ürettiğini pazarlayabileceği bir sistemin içerisinde olması gerekiyor. Böyle olunca da risk de almış oluyorlar. Riskin olduğu yerde kalite de elbette yükselecektir.” Diyen Bayhan, içerisinde dini, etnik, kültürel, sanatsal çeşitliliğinin ve parametrelerinin bulunduğu, Kültür Sanat Başkanlığı’nın olması gerektiğini de söyledi.

Büyük ilginin olduğu konferans soru cevaplarla sona erdi.