SPK Başkanı Akgiray: Heyecan veren ülkeyiz
Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı Prof. Dr. Vedat Akgiray, Türkiye'nin ekonomik gidişat olarak heyecan veren 5-10 ülkeden bir tanesi olduğunu, ekonomi büyüyünce itibarın da arttığını söyledi.
Prof. Dr. Akgiray, Gaziantep Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi konferans salonunda düzenlenen, ''Sermaye Piyasaları ve Finansal Gelişmeler'' konulu konferansta, Türkiye ekonomisinin şu anda 500-600 milyar dolar daha büyük bir borsayı üretebileceğini, o kaynağın olduğunu belirtti.
Kaynak olduğunu ancak paranın olmadığını, bunun piyasanın iyi kullanılmadığı anlamına geldiğini dile getiren Akgiray, şöyle devam etti:
''Bankacılığa bağımlı bir ekonomi olmuş hem dünya hem biz. Burada böyle bir geri kalmışlık var ama geri kalmışlığın öz Türkçesi bir fırsat var, iş büyüyecek büyürken de para kazanılır. Ekonomik gidişat olarak heyecan veren 5-10 ülkeden bir tanesiyiz. Ekonominiz büyüyünce itibarınız artıyor. 1,5 yıldır SPK başkanıyım, hangi uluslararası toplantıya gitsek saygı var. İnsanın hoşuna gidiyor.''
Akgiray, Türkiye'de birçok KOBİ ve küçük şirket olduğunu ancak para bulamadıklarını, bunların bir araya toplanması halinde işsizliğin azalacağını ve birçok gelişme olabileceğini vurguladı.
-''TÜRKİYE, SERBEST PİYASA EKONOMİSİ OLDU''-
Türkiye ekonomisinin artık yüzde 80'inin özel sektör, özel kesim olduğunu, devletin ağırlığının yüzde 20'den az olduğunu söyleyen Akgiray, şunları anlattı:
''Türkiye artık serbest piyasa ekonomisi oldu. Devletten bir şey bekleme zamanı biti. Dolayısıyla bizim rakamlarımızın dünyada başarıyla çalışan ekonomilere benzemesi lazım. Eksiğimiz varsa hızla kapatmak durumundayız. Türkiye'de bir büyüğümüz demiş yıllar önce 'borç yiğidin kamçısıdır' diye. Eski bir Cumhurbaşkanımız. Borç yiğidin kamçısı ama kamçı çok sertleşti, pek yiğit de kalmadı orta yerde. Herkesin borçlu olduğu ABD'de finansal olmayan şirketlerin, ticaret, sanayi, hizmet şirketlerinin borç sermaye oranları yüzde 50. Bir birim borç kullanıyorsa iki birim öz kaynağı, sermayesi var.
Türkiye'nin bu oranı yüzde 300. Üç birim borçlanmışız, bir birim sermaye var. Bu akla mantığa her şeye zarar bir şey. Kriz gelince, durgunluk gelince işler düşüyor, para girişi olmuyor, kredi ödemen var bankaya ödeyemezsen ne oluyor batıyorsun. Bunun ismi, kibarcası finansal risk deniyor. Batarsın, gözünün yaşına bakmazlar. Bu kadar borcun varsa batma riskin o oranda daha fazladır. Sermayeye olan ihtiyacı gösteren başka bir gösterge. Dünyada bizim gibisi pek yok. Fakat artık değişti.''
-''TÜRKİYE'NİN KREDİ NOTU YÜKSELECEK''-
Prof. Dr. Akgiray, 'Türkiye'nin kredi notu az' denildiğini ifade etti. Kredi notu açısından en iyi yerlerde Lüksemburg, Yeni Zellanda, İsviçre gibi ülkelerini olduğunu, Türkiye'nin ise orta yerde bulunduğunu bildiren Akgiray, şöyle devam etti:
''Türkiye'den kredi riski kat be kat daha yüksek olan ülkeler İtalya, Portekiz, İzlanda, Belçika falan gibi AA, 2A, A-, A gibi çok yüksek notlar almışlar. Türkiye hala BB'lerde, yatırım kalitesinin altında. Bu aşağı yukarı bir yıldır 1,5 yıldır böyle. Aynı Brezilya'nın 2006-2007'de olduğu gibi. Bunu gören yabancı sermaye Türkiye'ye oluk gibi akacaktır. O para sıcak para olmayacak. Türkiye'nin kredi notu illa ki artacak. Arttığı zaman da varlık fiyatları yükselecek, her şeyin fiyatı yükselecek. Gayrimenkul, borsa gibi. Bu da geliyor birkaç sene içinde. Dolayısıyla sermaye piyasamız biraz geri kalmış, ekonomi iyi gidiyor, dünya genelinde daha da iyi olacağa benziyor rakamlarda, ne yapacağız? Sermaye piyasalarını büyüteceğiz. Yarın bir gün iş ararsanız SPK'ya başvurun rica edeceğiz yapacağımız çok işimiz var.''
Bu arada Akgiray, konferansa başlamadan önce öğrencilere ''yumurta atmasın kimse, ceket pahallı, maaş da yetmiyor artık'' diyerek espri yaptı.
Konferansın sonunda İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yusuf Akan, Prof. Dr. Akgiray'a sedef kakma işlemeli bir hediye verdi.