Kürt sorununu çözmemek mümkün mü?

‘Kürt sorunu' neden var, ‘Kürt yoktur'dan ‘Kürt sorunu'nun kabulü aşamasına nasıl geldik? Halime Kökce yeni kitabı 'AK Parti ve Kürtler' ile Türk siyasi hayatının iki önemli kavşak noktasına serinkanlı bir bakış ile yaklaşıyor.

Kürt sorununu çözmemek mümkün mü?
Kürt sorununu çözmemek mümkün mü?
GİRİŞ 08.03.2011 14:41 GÜNCELLEME 08.03.2011 14:41
Bu Habere 1 Yorum Yapılmış

Halime Kökçe, Gerçek Hayat Dergisi'nden Suavi Kemal Yazgıç'a, Okur Kitaplığı’ndan çıkan yeni kitabı "AK Parti ve Kürtler"i anlattı....

Konu olarak yakın tarihimizin iki “olağan şüphelisini” seçme sebebiniz nedir?
Tam da bu yüzden, siz ifade ettiniz, yakın tarihimizin iki olağan şüphelisi olmaları yüzünden… Ve bence bu iki olağan şüphelinin yollarının kesiştiği bir anı yaşadı Türkiye. Bu bir fırsattı, belki de kaçtı. Umarım kaçmamıştır.

Fırsat derken neyi kastediyorsunuz?
AK Parti’yi iktidar yapan iradeyi ve Kürtleri, Türkiye’nin demokratikleşmesinin iki imkanı ve aktörü olarak görüyorum. Bir anlamda iki istenmeyenin yollarının kesişme anını yaşadık, Başbakan Erdoğan’ı ilk Diyarbakır ziyaretinde karşılayan çoşku böyle bir anın ifadesiydi. En önemsediğim şey ise bu iki aktörün (ki zaten birbirinden izole iki aktörden bahsetmiyoruz) siyaset zemininde Türkiye’yi dönüştürme gücüne sahip olması ve bu gücün kesişme şansının bulunmasıydı. AK Parti merkezi dönüştürmek isteyen bir parti olarak sahnedeydi, Kürt siyaseti ise merkezin dönüşmesinden pek tabii memnun olacaktır. Dahası AK Parti Kürt sorununa sırtını dönerek varlığını meşru bir zeminde sürdüremezdi. Bir anlamda kendini inkar etmiş olurdu. Zira en büyük kredisi iki olağan şüpheliden biri olmasıydı.

2011 yılında bir yanda “Kürt sorunu benim sorunumdur” diyen, TRT 6’yı hizmete sokan, bir yanda da Türk milliyetçisi tabana sempatik gelebilecek mesajlar veren bir AK Parti var. Bu ikili yapı neden kaynaklanıyor? AK Parti bu ikilemi nasıl aşacak?
AK Parti halkın hassasiyetlerini hesaba katarak hareket etmekten bahsediyor. ‘Halkın hassasiyetleri’ ise sonu olmayan ve çok rahat demokrasi çıtasını düşürmeyi gerektiren bir hassasiyet türüdür. Başkasının özgürlüklerinin kısıtlanmasını kendisi için konforlu görebilir. Bunu başörtüsü sorununda da yaşıyoruz. “Türkiye’yi başörtülüler sardı, her yerde varlar, şimdi okumak istiyorlar ileride mesleklerini de yapmak ister bunlar” diyen, bunu kendi özgürlüklerinin kısıtlanması olarak algılayan bir kesim var. Kendi yaşam tarzının garantisi olarak başkasının eğitim hakkını, mesleğini yapma hakkını ve aslında yaşam hakkını elinden almayı uygun görüyor. Hassasiyet dediğimiz şeyin bir ucu da böyle işte. Ama bundan önce “AK Parti’nin Kürt sorununu nasıl çözmek istiyor, Kürt sorunu adına siyaset yapan aktörler Kürt sorununun nasıl çözülmesini istiyor”, bu iki soruyu net olarak cevaplamak ve azami müşterekleri tespit etmek gerek. Zira AK Parti’nin Kürt sorunundan anladığı şey ile Kürt siyasetinin anladığı şey tam olarak örtüşmüyor. Örtüşmemesi de ibu iki aktörün siyaset yapma zeminini teşkil ediyor. Ama bence en önemlisi bugün AK Parti ile Kürt siyasetinde varlık gösteren partinin tabiri caizse bir ipte iki cambaz konumunda olmaları. Aynı coğrafyada ve seçmen üzerinde siyaset yapan  iki rakip partiden söz ediyoruz. Benim üzerinde durduğum hususlardan biri de bu oldu. Bence bu vasat, yani AK Parti ve BDP’nin Kürt sorununa dair söz söyleyen iki aktör olarak başbaşalığı da Kürt sorununun tarihinde bir biricikliği ifade ediyor. Bu bana göre Kürt sorununun çözümü konusunda hem bir imkanı hem de bir dezavantaşı içinde taşıyor. Bugün AK Parti ve BDP arasındaki gerilimin tek sebebi AK Parti’nin icraatın başında olan parti olarak Kürt sorununun çözümünde umut yarattığı açılımları hayata geçirmemiş, geçirememiş olması değil. BDP ve AK Parti birbirinden rol çalan iki figür aynı zamanda. Bu yüzden de AK Parti ve BDP birbirini çok ciddiye alan iki partidir.

Kitaba “Kürt sorununu çözmemek mümkün mü?” sorusuyla başlamışsın. Bunca on yıldır çözülmemesini neye bağlıyorsun? Şimdi değişen ne?
Kitap tamamlandıktan sonra Tarık Ziya Ekinci’nin anılarını okumaya başladım. Benim için çok öğretici oldu. Kürt sorunun onca yıldır çözülememiş olmasının türlü sebbeplerinin yanında bir sebebi de (ilk sebep) sorunun adının konulmamış, konulamamış olması, Sosyalit Kürtler bunu Kürt aydınlanması olarak adlandırıyorlar. Başka bir ad da  verilebilir. Ama evdeki hesabın çarşıya uymadığı Kürtlüğün tahliye edilemediği ortada. Lafı dolandırmaya hiç gerek yok, bunca on yıldır çözülemmesinin sebebi çözmek istememektir. Bugün AK Parti’nin bazı şeyleri bu netlikte dile getirebilmesi ve Kürt sorunu etrafında bir kamuoyu bilinçlenmesinin yaşanmaya başlaması, askeri vesayetin de ipliğinin pazara çıkarılmış olmasıyla çok yakından alakalıdır.Şimdi değişen şeylerin başında sanırım bunu saymak gerekir.

2011 seçimlerini hem AK Parti hem de Kürtler açısından nasıl öngörüyorsun?
Kürt sorunu Türkiye’nin temel dönüştürücü gücü olmaya devam edecek. Kürtler o partide ya da bu partide daha yüksek sesle konuşacak, konuşulacak.


Kitabın tanıtım metninden: 

• ‘Kürt sorunu' neden var?

• ‘Kürt yoktur'dan ‘Kürt sorunu'nun kabulü aşamasına nasıl geldik?

• AK Parti ve Kürtleri birbirini anlayabilir kılan sosyolojik ve psikolojik geçmiş nedir?

• AK Parti neden Kürt sorununu kendi sorunu olarak dile getirme ihtiyacı duymuştur?

• AK Parti Kürt sorununu çözebilir mi?

• AK Parti Kürt sorununa sırtını dönebilir mi?

• Kürt sorunu çözülmeden Türkiye barış ve birlik içinde varolmaya devam edebilir mi?

• Kürt sorununu PKK'dan bağımsız ele almak sonuç verici bir siyaset midir?kullan

• AK Parti'nin ‘açılım siyaseti'nin dinamikleri nelerdir?

• Türkiye'nin demokratikleşmesi mi Kürt sorununu çözer, Kürt sorununun çözümü mü Türkiye'yi demokratikleştirir?

Bu kitabı okurken size bu ve başka sorular yoldaşlık edecek. Ama birinci soru kuşkusuz “Kürt sorununu çözmemek mümkün mü?” sorusudur? Filmin sonunu getirmeye sabrı olmayanlar için ben kendi cevabımı hemen burada söylüyorum: Ne Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin, ne AK Parti'nin ne de iktidara talip herhangi bir partinin artık Kürt sorununu çözmemek gibi bir lüksü yoktur. Tabii söz siyasetin olacaksa…

Halime Kökçe - AK Parti ve Kürtler 
Okur Kitaplığı
Mart 2011, 206 sayfa

Teknik bilgiler ve internet üzerinden sipariş şartlarını görmek için tıklayınız

KAYNAK: HABER 7
YORUMLAR 1
  • Ahmet Aydın 13 yıl önce Şikayet Et
    çözecek tek parti. bu sorunu çözecek tek parti ak partidir. yaratılanı yaratandan ötürü seven, kürt vatandaşlarımızın dillerine kültürlerine karşı yapılan baskıları bir bir ortadan kaldıran, aynı zamanda dini değerlere sahip tek parti ak partidir. inşallah bu sorun ak parti iktidarında tamamen sona erecek.
    Cevapla
DİĞER HABERLER
Hangi ülkede kaç F-35 savaş uçağı var? Türkiye kaç tane alacak?
Başkan Erdoğan'dan muhalefete çevre tepkisi!