Bağış bin yıllık devlet geleneğini eleştirdi

Abant Platformu başladı. Açılışta söz alan Bağış, 'bin yıllık devlet geleneği sahip olmakla övünüyoruz ancak milletin hissiyatını anlayacak anayasa yapamamışız' dedi.

Bağış bin yıllık devlet geleneğini eleştirdi
Bağış bin yıllık devlet geleneğini eleştirdi
GİRİŞ 30.04.2011 14:00 GÜNCELLEME 30.04.2011 14:00
Bu Habere 1 Yorum Yapılmış

Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, ''Türkiye'nin acilen 1982 Anayasası'nı tedavülden kaldırarak ileri demokrasiye yakışacak, birey hak ve özgürlüklerini temel alan, kapsayıcı, özgürlükçü sivil bir anayasaya ihtiyacı olduğunu'' söyledi.

Abant Platformu'nun Bolu'daki Abant Plas Otel'de düzenlediği ''Yeni Dönem Yeni Anayasa'' konulu toplantının açılışında konuşan Bağış, Platformun 1998'den bu yana Türkiye'nin ileri demokrasi yolculuğunun vazgeçilmez bir parçası olduğunu ve yeni ufuklar kazandırdığını kaydetti.

Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da söz konusu toplantıların Türkiye'ye farklı perspektifler sunacağına inandığını dile getiren Bağış, şöyle devam etti:

''Farklı fikirlerin tartışılabildiği, birbirimizi anlamak için önemli bir platformu oluşturan bu tür toplantıların devamını çok önemli buluyorum. 12 Haziran seçimleri yaklaşırken en önemli seçim vaadimizin yepyeni, sivil bir anayasa olduğu dönemde Abant Platformu'nun 23. Toplantısı'nı 'Yeni Dönem Yeni Anayasa' başlığıyla gerçekleştirmesi son derece önemli. Herkesin fikirlerini ortak noktada buluşturabildiği, her türlü fikrin dile getirilebildiği, en büyük tabunun tabuları yıkmak olduğu bu atmosfer esasen Türkiye'nin duyduğu yeni anayasa özleminin gerçekleşmesini sağlayacak atmosferdir.''

Bugün iktidarın, devletin ve toplumun entelektüellerin, düşünen, yeni projeler üreten hatta çılgın projeler üreten bir gençlik istediğini vurgulayan Bağış, sözlerini şöyle sürdürdü:

''İşte Türkiye'nin içerisinden geçtiği önemli değişim süreci budur. Artık anayasanın felsefesini ve tanımını tartışmak yerine içerik konularının ele alındığını görmek beni mutlu etti. Türkiye'nin acilen 1982 Anayasası'nı tedavülden kaldırarak ileri demokrasi yolculuğuna yakışacak, birey hak ve özgürlüklerini temel alan, kapsayıcı, özgürlükçü sivil bir anayasaya ihtiyacı vardır.

Bin yıllık devlet geleneğine sahip olmakla övünüyoruz ama maalesef o bin yıllık devlet geleneğimizde milletin hissiyatını, milletin iradesini temsil edecek anayasaya kavuşma konusunda başarılı olamamışız. Zira Türkiye Cumhuriyeti sadece 1924 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde bizzat milletin vekillerinin iradeleriyle bir anayasa hazırlayabilmiştir. 1924'ten sonra vesayetçi anlayışın ürünü olan darbe anayasaları Türkiye'nin ve Türk halkının kaderi olmuştur.''

Bağış, 1960 ve 1980 darbelerinin ardından Türkiye'nin, askeri anayasaların giydirdiği deli gömleğine hapsolduğunu vurguladı.

Askeri anayasalarla asgari demokrasinin olabileceğini dile getiren Bağış, ''Askeri anayasaların tutsağındaki bir Türkiye'nin kaderi de ne yazık ki asgari bir demokrasi olmuştur. Demokrasi millet için her zaman fazla lüks olarak görülmüş, vesayetin ve statükonun bekçileri tarafından milletin özgürlük alanı hep kısıtlanmıştır'' diye konuştu.

AB SÜRECİ

Bir yandan 27 Mayısların, 12 Eylüllerin, 28 Şubat ve 12 Martların kalıntılarını temizlemekle uğraşırken, diğer taraftan 27 Nisanlarla, 14 Martlarla yüzleştiklerini ifade eden Bağış, şunları söyledi:

''İşte en son 12 Eylül'de referanduma sunulan anayasa değişiklik paketimize karşı birbiriyle tamamen zıt kutuplarda yer alanların millet iradesinin güçlenmesi karşısında nasıl bir araya geldiğine hep birlikte şahit olduk. Sadece Parlamento'da değil, Parlamento dışında da çirkin ve gözü dönmüş bir muhalefetle karşı karşıya kaldık. Ama bütün bunlara rağmen, bütün dirençlere rağmen biz reform ve değişim irademizden asla taviz vermedik. 45 yıl boyunca kayda değer bir mesafe kat edemediğimiz Avrupa Birliği sürecinde 2 yılda Kopenhag Kriterlerini yerine getirerek müzakere tarihi aldık ve 3 Ekim 2005'te de müzakerelere başladık.''

Egemen Bağış, Avrupa Birliği tarafından kaynaklanan sebeplerle müzakerelerde istenilen noktada olunmadığını, ancak Türkiye'nin katılım müzakerelerini yürüten bir ülke statüsü elde etmesinin Türk demokrasisi adına tarihi bir dönüm noktası olduğunu söyledi.

Milli iradeyi gasp edenlerin ve toplum mühendisliğine soyunanların artık Türkiye'de cirit atamadığını dile getiren Bağış, ''Cumhursuz bir Cumhuriyetin, halksız bir demokrasinin, milletsiz bir milliyetçiliğin peşinden koşanlar artık şeffaf Türkiye'nin aydınlığında ayyuka çıkıyor. Ülkemizin tüm sorunlarının konuşulma, tartışılma, çözülme yeri artık siyasettir, Meclis'tir, demokrasidir'' diye konuştu.

''YENİ ANAYASA İLE BİRLİKTE MİLLET DEVLETİN GERÇEK SAHİBİ OLACAK, DEVLETİN TAPU SENEDİ BELİRLİ GRUPLARIN DEĞİL MİLLETİN ELİNDE OLACAK''

Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, ''Yeni Anayasa ile birlikte millet devletin gerçek sahibi olacak, devletin tapu senedi belirli grupların değil milletin elinde olacak'' dedi.

Abant Platformu'nun Bolu'daki Abant Place Otel'de düzenlediği ''Yeni Dönem Yeni Anayasa'' konulu toplantının açılışında konuşan Bağış, Bediüzzaman Said Nursi'nin ''Ekmeksiz yaşarım ama hürriyetsiz asla'' sözünü hatırlatarak, milletin son 8,5 yılda demokrasinin tadını aldığını ve hürriyetine kast edenlere gerekli cevabı sandıkta verdiğini söyledi.

AK Parti'nin Türk siyasetinde reform ve değişimin yegane adresi olduğunu ifade eden Bağış, AK Parti'ye her seçimde milletin teveccühünün artmasını daha fazla demokrasi, daha fazla kalkınma, daha fazla adalet talebi olarak değerlendirdiklerini vurguladı.

Türkiye'nin önünde bundan başka bir seçenek olmadığını dile getiren Bağış, şöyle devam etti:

''Dünya değişirken, Türkiye'nin bu değişimin gerisinde kalmasını biz asla kabul etmiyor, tam aksine bu değişimin öncüsü, yönlendiricisi olmak istiyoruz. Türkiye artık eski paradigmalarla hareket edemez. Türkiye artık kalıplaşmış anlayışlarla yoluna devam edemez. Türkiye kesinlikle vesayetçi zihniyetin kırıntılarını tamamen temizlemeden çağın fırsatlarını değerlendiremez. 8,5 yıldır Türkiye'yi küresel siyasetin bir aktörü haline getirdiysek bu Türkiye'nin kaderi haline getirilen antidemokratik, vesayetçi zihniyete meydan okumamız sayesindedir''

Ortadoğu ve Kuzey Afrika'daki halk hareketlerini herkesin dikkatli okuması gerektiğini ifade eden Bağış, ''Yıllardır dikta rejimleriyle yönetilen en kapalı toplumlar dahi canları pahasına demokrasi ve özgürlük talebini dile getirirken, yıkılmaz denilen rejimler ardı ardına yıkılırken, daha önemlisi Türkiye Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkeleri için model olarak gösterilirken biz yerimizde sayarak bu gelişmeleri dışarıdan izleyemeyiz'' diye konuştu.

''TADİLATLA, TAMİRATLA ADAM OLACAK BİR ANAYASA DEĞİL''

Egemen Bağış, Türkiye'nin artık kendi iç meselelerini çözerken, dünya siyasetindeki gelişmeleri de insanlığın beklentileri doğrultusunda hak ve adalete yönlendirmek durumunda olduğunu vurguladı.

''Zamanın ruhu Türkiye'nin yanındadır. Samimiyetle söylüyoruz 21'inci yüzyılın bir Türkiye yüzyılı olmaması için hiçbir sebep yoktur'' diyen Bağış, şöyle konuştu:

''O yüzden her motor nasıl süper benzine uymuyorsa, biz de süper benzine uyacak bir motor kullanmak durumundayız. Bunun için Türkiye'nin bireyi esas alan yeni, demokratik ve özgürlükçü bir Anayasa'ya ihtiyacı olduğu aşikardır. Esasen Türkiye'nin ilerlemesinden, Türkiye'nin demokratik standartlarının gelişmesinden yana olan herkes 1982 Anayasası'nın değişmesinden yana konsensüs içindedir.''

Bağış, 1982 Anayasası'nın farklı iktidarlar tarafından tam 17 kez değiştirilerek, 112 maddesinin yeniden düzenlendiğine dikkati çekti.

Bunun sadece 56 maddesinin AK Parti iktidarı döneminde değiştirildiğini belirten Bağış, şunları kaydetti:

''Özellikle 12 Eylül referandumunda kabul edilen Anayasa değişiklik paketi Anayasa'nın lafzını ve ruhunu değiştirmesi bakımından çok önemliydi. Bizden önce de ANAP döneminde 4 maddede, DYP-SHP döneminde 15 maddede ve başlangıç metninde DSP-MHP-ANAP döneminde de 37 maddede ve yine başlangıç metninde değişiklik yapıldı. Bir nevi yamalı bohça oldu. Zaman zaman bazıları çıkıp zaten çoğu maddesi değiştirildi, yeni anayasaya ne gerek var diyebiliyor. Onların şunu bilmesi lazım, 1982 Anayasası tadilatla, tamiratla adam olacak bir anayasa değildir. Her ne olursa olsun, bunun üzerinde bir darbe lekesi vardır, tamamen değiştirmedikten sonra da bu lekeden arınmamız mümkün değildir.''

''30 yıl önce bir darbe rejimi tarafından hazırlanan anayasanın artık Türkiye'ye dar geldiğini'' ifade eden Bağış, 82 Anayasası ile Avrupa Birliği (AB) sürecinin tamamlanamayacağını vurguladı.

Türkiye'nin 1961'den bu yana darbe anayasalarıyla yönetildiğini söyleyen Bağış, bunun Türkiye'nin AB sürecinin çok uzamasında etkili olduğunu savundu.

1982 Anayasası ile ileri demokrasi mücadelesinde yavaş kalınacağını 2023 hedeflerine ulaşılamayacağını kaydeden Bağış, bu nedenle zaman kaybına tahammüllerinin kalmadığını bildirdi.

Türkiye'nin kaybolup giden yıllarından kaynaklanan mesafeyi kapatıp hızla hedeflere ulaşmak istediklerini dile getiren Bağış, şöyle devam etti:

''Bunun için de 12 Haziran seçim beyannamemizde de Türkiye için yeni bir anayasa vaadinde bulunuyoruz. Abant Platformu'nun da simge isimlerinden çok değerli hocamız Hüseyin Hatemi'nin güzel bir tespiti var. Hatemi Hocamız Türk hukuk sisteminin temeline sevgiyi yerleştirmek gerektiğini, aksi halde ihtiyaçlara cevap veremeyen bir sistemle karşı karşıya kalacağımızı söylüyor. Esasen 1982 Anayasası Türkiye'nin siyasi tarihi ve kültürüyle uyuşmadığı gibi, ülkemizin kültürel kodlarına da aykırıdır. Biz her şeyden önce bireyin mutluluğunu esas alan, 'İnsanı yaşat ki devlet yaşasın' anlayışını benimsemiş bir vakıf ve sevgi medeniyetiyiz.''

Egemen Bağış 1982 Anayasası'nın bireyi tamamen ikinci plana iten, devleti milletin sahibi olarak gören, insanları ötekileştiren Türkiye'ye yabancı bir anayasa olduğunu söyledi.

YENİ ANAYASADA HEDEFLER

''2011 seçim beyannamemizin ve 2023 hedeflerimizin en önemli projesi yeni anayasadır. Seçimden hemen sonra bunun çalışmalarını başlatıyoruz'' diyen Bağış, sözlerini şöyle tamamladı:

''Beyannamemizde de var ama ben burada kısaca yönteme ilişkin düşüncelerimizi de paylaşmakta fayda görüyorum. Yeni anayasa, demokratik ve katılımcı bir anlayışla hazırlanacak. Tartışma, katılım, uzlaşma ve referandum burada kilit kelimeler. Yeni anayasa, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından yapılacaktır. Yeni Parlamento'nun en önemli görevi bu olacaktır. Yeni anayasa, yeterince kısa, öz, açık, insan odaklı ve özgürlükçü olacak. Yeni anayasa ile birlikte millet devletin gerçek sahibi olacak, devletin tapu senedi belirli grupların değil milletin elinde olacak. Vesayet bu ülkenin kaderi olamaz. Antidemokratik müdahaleler Türkiye'nin kaderi olamaz. Statüko reform ve değişim irademizin karşısında duramaz. Toplum mühendisleri bu milletin istikbaliyle oynama hakkına sahip olamaz.''

KAYNAK: AA
YORUMLAR 1
  • faruk ayd 13 yıl önce Şikayet Et
    Başlık yanlış. Bakan devlet geleneğini değil mevcut anayasayı eleştirmiş nasıl habercilik bu?
    Cevapla
DİĞER HABERLER
Bir metrobüs kazası daha: Yaralılar var!
HDP'li Garo Paylan'ı korku sardı: Bu sonumuz olur