Bağış'tan muhalefete popülizm tepkisi
Başmüzakereci Egemen Bağış, Türkiye'ye eskiden bir virüs gibi yapışan popülizm hastalığına bugünlerde bazı siyasilerin fazlasıyla bel bağladığını söyledi.
Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Türkiye'ye eskiden bir virüs gibi yapışan popülizm hastalığına bugünlerde bazı siyasilerin fazlasıyla bel bağlamış durumda olduğunu belirterek, ''Siyasetin kanseri de popülizmdir. Bu popülizm işte görüyorsunuz, bir zamanlar 'kim ne veriyorsa ben beş fazlasını vereceğim' diyenlerdir'' dedi.
Bağış, Tuzla Devlet Hastanesi Ek Hizmet Binasının açılış töreninde yaptığı konuşmada, Türkiye'nin artık değiştiğini, eskiden hastaneye sağlam giden hasta çıkarken, şimdi sağlık alanında atılan adımların herkesin göğsünü kabarttığını söyledi.
Egemen Bağış, ''Eskiden devlet hastanesine gittiğiniz zaman sabah erken kuyrukta bekleyip sıra numarası alırdınız. Sonra doktorun huzuruna çıkabilmek için ayrı bir kuyrukta beklerdiniz. Sizi başka yere göndermeyip muayenehanesinde reçete yazdıysa şanslı sayılırdınız ama o reçeteyi ilaca çevirebilmek için ayrı bir kuyrukta daha beklerdiniz. Zaten kuyruklarda beklerken kaptığınız mikroplarla, virüslerle hasta olurdunuz. Bugün çok şükür Türkiye Cumhuriyeti'nin her vatandaşı istediği hastaneye gidebiliyor, istediği eczaneden ilacını alabiliyor'' diye konuştu.
Eskiden insanların ilaç almaya, ilacın fiyatını sormaya korktuğunu ifade eden Bağış, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Gerçekten devrimci bir Sağlık Bakanımız var. Onun arkasında da kapı gibi duran bir Başbakanımız var. Sağlığın kıymetini anlamayan, milletinden kopuk, halkından kopuk zihniyetler maalesef bizi o kuyruklarda hasta ettiler ama o günleri geride bıraktık. Çünkü biz şunu çok iyi biliyoruz; siyasette de her şeyin başı sağlık. Sağlığı bozuk bir siyaset, bütün Türkiye'nin sağlığını etkiler. Maalesef Türkiye'ye eskiden bir virüs gibi yapışan popülizm hastalığına bugünlerde bazı siyasiler fazlasıyla bel bağlamış durumda. Sağlıksız siyaset, sağlıksız toplum demektir. Siyasetin kanseri de popülizmdir. Bu popülizm işte görüyorsunuz, bir zamanlar 'kim ne veriyorsa ben beş fazlasını vereceğim' diyenlerdir. 'Herkese iki anahtar dağıtacağım' diyenlere artık şimdi yeni bir trend eklendi; 'ona da maaş bağlayacağım, buna da maaş bağlayacağım. Kimse çalışmasın, herkes evde yatsın, Türkiye üretmesin, Türkiye gelişmesin.' Nereden kardeşim? Böyle popülizmle bunlar memleketi kanser ederler.''
Bunun için sağlıklı, üreten, ürettiğiyle ülkeyi kalkındıran, zenginleştiren, şeffaflaştıran yeni bir nesil istediklerini belirten Bağış, ''Biz çocuklarımızın çılgın ve cesur projeler üretebilecek eğitimle gelişmesini istiyoruz. Ezberci olmalarını istemiyoruz. Her şeyi tartışan, her şeyi sorgulayan, her şeyin en güzelini, en iyisini arayan bir nesli hep beraber geliştirelim, hep beraber ortaya koyalım'' dedi.
''Dokuz yıldır boynumuzda bir stetoskop, Türkiye'yi adım adım dolaştık, Türkiye'nin bütün sorunlarını teker teker teşhis etmeye çalıştık'' diyen Bağış, teşhis ettikleri sorunların önemli bir kısmını, çıraklık ve kalfalık dönemlerinde tedavi ettiklerini dile getirdi.
Bağış, ülkede sağlıkla ilgili bir görevi üstlendiği dönemde, SSK Genel Müdürlüğü yaptığı dönemde bu ülkeyi ve kurumunu batıran bir zihniyet olduğunu ifade ederek, ''Bakın 1991'de kar eden SSK, 1992'den itibaren beyefendinin görev yaptığı 7 yıl boyunca durmadan zarar etmiş. Her geçen yıl zararı artmış. 1991'de 128 bin lira kar eden SSK, 1992 sonunda 2 milyon 556 bin lira, 1998 sonunda ise 447 milyon lira açık vermiş. O zamanlar SSK'lıların gidebildiği 300 küsur hastane varken, bugün 2 bin küsur hastane var. Çünkü biz vatandaşımız arasında ayrım yapmıyoruz'' diye konuştu.
Ülkede herkesi sevdiklerini, hiç kimseyi ayırmadıklarını ifade eden Bağış, ''Ama maalesef kendi vatandaşına 'bidon kafalı' diyen zihniyet, kendi vatandaşına 'ya onun oyu benimkiyle bir mi olacak, o göbeğini kaşıyor' diyen zihniyet, hala Türkiye'de vatandaşımızın önünü engellemek için, onun hak ettiği hizmetlerden yararlanmasına mani olmak için elinden geleni ardına koymuyor'' dedi.
Egemen Bağış, bu konuyla ilgili bir derdini paylaşmak istediğini belirterek, şunları söyledi:
''Maltepe, yine Tuzla gibi İstanbul'un Anadolu Yakası'ndaki çok güzel, çok değerli ilçemiz. Maltepe'de devlet hastanesi açığımız var. Maltepe'de yapılmış, inşaatı tamamlanmış bir binayı devlet hastanesine dönüştürmek için ilçe başkanımızla birlikte çalıştık, çabaladık, Sağlık Bakanımızı da ikna ettik. Bina kiralandı, imzalar atıldı. Bu binaya daha evvel bir iş yeri olarak iskan verilmiş, bütün işlemleri bitmiş. Ne zamanki orada devlet hastanesi olacağı ortaya çıkınca, Maltepe'nin CHP zihniyetli Belediye Başkanı hemen 'oranın bir katını yıkmamız lazım, oranın üstünde şu malzeme var, 20 santim şurası kaymış' diyerek kendi vatandaşının, Maltepelinin sağlığa ulaşımını engellemek için elinden geleni ardına koymuyor. Ben buradan Tuzla'dan, Maltepe halkına Maltepe Belediye Başkanı'nı şikayet ediyorum. Kendi halkına zulmeden zihniyete hep beraber 12 Haziran'da sandıkta bir cevap verelim, diyorum. İşte aradaki fark, Tuzla'nın Belediye Başkanı devlet hastanesinin yapılması için katkı veriyor.''
-''GÜÇLÜ TOPLUM, GÜÇLÜ BİREY, GÜÇLÜ TÜRKİYE YAPAR''-
İktidara geldiklerinde Sağlıkta Dönüşüm Programı'nı hazırlayıp uygulamaya koyduklarını anımsatan Bağış, ''Tam donanımlı ambulans sayısını 618'den 2 bin 547'ye çıkardık. Kar yağışının yoğun olduğu bölgelerde 132 kar paletli ambulansı hizmete sunduk. Denizlerimizde ise 4 deniz ambulansı ile hizmet sunuyoruz. 2 tane uçak ambulansımız var. 18 tane helikopterimiz Türkiye'de ambulans olarak hizmet veriyor. Bunlar daha evvel var mıydı arkadaşlar'' dedi.
Bir yılda taşıdıkları hasta sayısının 2002'de 350 bin iken, 2010'da altı kat artarak 2 milyona çıktığını belirten Bağış, ''Eskiden bizi uyuturlardı. 'Güçlü devlet, güçlü Türkiye' diye. Hayır, güçlü toplum, güçlü birey, güçlü Türkiye yapar'' diye konuştu.
Bugün vatandaşların yurdun her yerinde birinci basamak sağlık kuruluşlarından her türlü hizmeti ücretsiz alabildiklerini dile getiren Bağış, bu hizmet için vatandaşlardan herhangi bir sosyal güvenlik belgesi istemediklerini söyledi.
Bağış, hizmet veren sağlık evi sayısını 1572'den 5 bin 268'e ulaştırdıklarını belirterek, 2005'te başlattıkları aile hekimliği uygulamasını, 2010 yılı itibarıyla tüm ülke sathına yaygınlaştırdıklarını ve 74 milyon nüfusa 20 bin 500 aile hekimiyle hizmet verdiklerini sözlerine ekledi.