Davutoğlu'ndan alkış kopartan öneri

 BM 4. En Az Gelişmiş Ülkeler (EAGÜ) Konferansı çerçevesinde düzenlenen forumda konuşan Davutoğlu, İstanbul'da en az gelişmiş ülkelerdeki yoksulluğu önlemeye yeni parametreler getirmek için toplandıklarını belirterek, EAGÜ Konferansı çerçevesinde İslam Konferansı Teşkilatı ile birlikte böyle bir forumun düzenlenmesinden de çok memnun olduğunu kaydetti.

Günümüz dünyasında en az gelişmiş ülkeler arasında eskisinden daha iyi bir işbirliği kurulmasının şart olduğunu belirten Davutoğlu, "en az gelişmiş" tabirinin aslında kendilerini rahatsız ettiğini ve BM Genel Sekreteri Ban ki-Mun'un'un tabirin değiştirilmesini teklif ettiğini kaydetti.

Davutoğlu, Nepal, Bangladeş ve Mali gibi ülkeleri örnek göstererek, bu ülkelerin tarih boyunca zengin kültür ve ekonomilere sahip olduğunu, şimdi en az gelişmiş ülkeler tabirinin onlara uymadığını belirtti. Bu tabir yerine daha olumlu bir tabirin bulunması gerektiğini söyleyen Davutoğlu, bu sözleriyle salondakilerden yoğun alkış aldı.

Bakan Davutoğlu, en az gelişmiş ülkelerin belki şimdi fakir olduğunu ancak onları parlak bir geleceğin beklediğine inandıklarını belirterek, "Sizin kaderiniz bizim kaderimiz. Bizde bir söz vardır, (komşusu aç iken tok uyuyan bizden değildir) diye. Biz de yataklarımızda rahat uyuyamayız" diye konuştu.

Konferans sonunda yayımlanacak olan İstanbul Eylem Planı'nda yer alacak hususlara ilişkin genel bilgi veren Davutoğlu, İKT ülkelerinin artık stratejik karar alma zamanlarının geldiğini, adil bir küresel ekonomik düzen kurulması için çaba gösterilmesi gerektiğini bildirdi.

İKT Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu da böyle bir forumun düzenlenmesinden çok memnun olduğunu söyleyerek, İKT ülkelerinde ve en az gelişmiş ülkelerde fakirliğin azaltılmasında önemli çalışmalar yaptıklarını belirtti. İKT ülkelerindeki ekonomik duruma ilişkin bilgi aktaran İhsanoğlu, en az gelişmiş ülkelerin ekonomilerinin, kırılgan yapısı nedeniyle dış etkilere açık olduğundan söz etti.

İhsanoğlu, bütün ülkelerin ve liderlerinin bu ülkeler için kalıcı ve kapsayıcı bir ekonomik gelişmeyi desteklemesi gerektiğini söyleyerek, bu ülkelerdeki fakirlik, eğitim eksikliği, cinsiyet ayrımcılığı, siyasi ve sosyal çatışmalar gibi hususların ekonomilerini olumsuz yönde etkilediğini aktardı.