Erdoğan'dan Edirne'de veryansın

Başbakan Erdoğan, Türkiye haritasını renklere ayıranlardan olmadıklarını belirterek, ''Biz partizanlık yapanlardan, şehirleri, bölgeleri birbirinden ayrı gayrı tutanlardan değiliz'' dedi.

Erdoğan'dan Edirne'de veryansın
Erdoğan'dan Edirne'de veryansın
GİRİŞ 11.05.2011 21:11 GÜNCELLEME 11.05.2011 21:11
Bu Habere 5 Yorum Yapılmış

Erdoğan, partisince Edirne Selimiye Meydanı'nda düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, buradan tüm Edirne'ye, Enez'e, Havsa'ya, İpsala'ya, Keşan'a, Lalapaşa'ya, Meriç'e, Süloğlu'na, Uzunköprü'ye, oralarda yaşayanlara selam ve sevgilerini gönderdiğini söyledi.

Tarihin, medeniyetin, kahramanlığın şehri, Fatih Sultan Mehmet'in doğduğu, Mimar Sinan'ın donattığı, Osmanlı'nın kadim başkenti Edirne'yi ve Edirnelileri selamladığını ifade eden Erdoğan, ''Edirne; Konya, Bursa, İstanbul, Ankara gibi bizim tarihimizdir, medeniyetimizdir, gururumuzdur, göz bebeğimizdir'' dedi.

Ülkeye, millete, 81 vilayete, 74 milyonun her birine hizmeti, bir lütuf değil, bir hak olarak gördüklerini belirten Erdoğan, Edirne'ye, Edirnelilere hizmet etmenin boyunlarının borcu olduğunu kaydetti.

Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Biz, Türkiye haritasını renklere ayıranlardan değiliz. Biz partizanlık yapanlardan, şehirleri, bölgeleri birbirinden ayrı gayrı tutanlardan değiliz. Biz Doğu'ya, Batı'ya, Kuzey'e, Güney'e sırtını dönenlerden değiliz. Değil mi ki insandır, değil mi ki candır; başımızın tacıdır, gönlümüzün sultanıdır. 74 milyon bizim için birdir. Türküyle, Kürdüyle, Lazıyla, Çerkeziyle, Romanıyla, Gürcüsüyle, Boşnağıyla, biz Yunus'un diliyle 'yaradılanı severiz yaratandan ötürü' anlayışıyla seviyoruz. Alevisi, Sünnisi, doğulusu, batılısı, Romanı, göçmeni hepsi bizim nazarımızda eşittir, hepsi bizim öz be öz kardeşimizdir. Biz bu millete efendi olmak için değil, hizmetkar olmak için geldik. Çünkü bu millet, kendisine efendilik taslayanlardan çok çekti. Bu ülke, millete tepeden bakanlardan, milleti aşağılayanlardan, aynı dili konuşamayan, aynı yöne bakamayanlardan çok çekti. AK Parti, elitlerin partisi, seçkincilerin partisi değildir. AK Parti, birileri gibi, çetelerin partisi, çetelere kol kanat geren, çetelere avukatlık yapan bir parti değildir. Görüyorsunuz bazı partilerin rotasını çeteler, mafya belirliyor, ama AK Parti'nin rotasını çeteler değil, millet çizmiştir.''

Başbakan Erdoğan, on yıllar boyunca milletin ekmeğine, emeğine, alın terine, tarladaki ürününe musallat olan çeteleri tasfiye ettiklerini vurgulayarak, rahatsızlığın buradan kaynaklandığını söyledi.

''Siz bize destek oldunuz, siz bize yetki verdiniz; biz de sizden aldığımız güçle, çetelere karşı amansız bir mücadele yürütüyoruz'' diyen Erdoğan, ''hukukun üstünlüğü, demokrasi, özgürlük, egemenlik, söz, yetki, karar milletindir'' dediklerini anlattı.

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, göreve geldiklerinde Merkez Bankasının kasasında 27,5 milyar dolar döviz varken, bugün 95 milyar dolar bulunduğunu belirterek, ''Şimdi Kılıçdaroğlu bu paraya sulandı. Onun için bol keseden atıyor, 'Dağıtacağım, vereceğim, her aileye şu kadar para' Dur bakalım, nereden veriyorsun? Benim milletim sana bir defa iktidar verecek mi ki sen bunun hesabını yapıyorsun? Geç onu geç. Benim milletim artık bir sokulduğu delikten bir daha sokulmaz'' dedi.

Erdoğan, partisince, Edirne Selimiye Meydanı'nda düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, 12 Eylül'de 26 maddelik Anayasa oylaması yapıldığını anımsatarak, CHP, MHP, BDP, TKP, TİP ve bütün illegal örgütlerin bir araya gelerek önlerini kesmek istediğini, ama milletin yüzde 58 ile ''evet'' dediğini anlattı.

Katılımcılardan 12 Haziran'da oy pusulasının 1 numarasında olan AK Parti'ye oy vermelerini isteyen Erdoğan, bugün Çorlu ve Lüleburgaz'da miting yaptığını ve muhteşem bir kalabalık olduğunu söyledi.

Mimar Sinan'ın çıraklık eseri olarak Şehzadebaşı Camisi'ni, kalfalık eseri olarak Süleymaniye Camisi'ni ve ustalık eseri olarak da Selimiye Camisi'ni yaptığını ifade ettiğini kaydeden Erdoğan, ''Şimdi bizler işte usta Sinan'ın yolundayız. Çıraklık dönemi geride kaldı; 2002-2007. Kalfalık dönemi 2007-2011. O da geride kaldı. Şimdi ustalık dönemine başlıyoruz. Edirne'yi dönüştürmeye, değiştirmeye hazır mıyız? Çünkü bu ustalara ancak AK Parti yaraşır. Onların kadir kıymetini biz biliriz, diğerleri bilmez. Bu eserlerin restorasyonunda bizim emeğimiz var. İktidarın emeği var. Şu Edirne'de ne kadar tarihi eser varsa onlar dile gelecek ve 'Bizi AK Parti hatırladı' diyecekler'' diye konuştu.

-''DEVLET DAİRELERİNDE PALTOYLA OTURDULAR''-

Erdoğan, Edirnelilere, ''Türkiye'de 'Şu da CHP'nindir' diyeceğiniz bir tek eserleri var mı? Edirne'de var mı?'' diye sorarak, şöyle devam etti:

''İnanın bunların çakılı tek bir çivisi yok. Bunların üst üste koydukları iki tane tuğla yok. Ne zaman iktidara geldilerse, ne zaman koalisyon ortağı oldularsa insanları açlığa, yokluğa, yoksulluğa sürüklediler. Oraları kuruttular. Nerede görev aldılarsa orada yolsuzluk batağına saplandılar. Şimdi çıkıyor, 'Şunu vereceğim, mazotu şöyle yapacağım, çiftçinin borcunun sadece faizini değil ana parasını da sileceğim'. O zaman ana parayı ödeyen çiftçi sormaz mı? 'Ben enayi miyim, ödemeyenin borcunu siliyorsun, senin adaletin nerede' diye sormaz mı? Mazotta indirim yapacakmış. Ben size söyleyeyim... CHP'nin geçmiş iktidar dönemlerinde mazot her zaman sıfır oldu. Ama nasıl sıfır oldu? Çünkü bunlar ülkede çiftçiye, kamyoncuya verecek mazot bile bulamadılar. Traktörlere koyacak mazotumuz yoktu hatırlıyor musunuz? Enerji Bakanı kimdi? Sayın Baykal, yani kaset mağduru. Bunların iktidarları döneminde kalorifer kazanlarında mazot, fuel oil bulunamadı. Devlet dairelerinde bu efendiler paltoyla oturdular. Hatırlayın o günleri... Kendine hayrı yok ki bunların millete hayrı olacak. Bunlar geçmişte ne zaman iktidara geldilerse, inanın bu ülkeyi 5 sente muhtaç hale getirdiler.''

-''BİR NUMARAYIZ''-

Erdoğan, şimdi dünyanın küresel bir finans krizini aşmaya çalıştığını ifade ederek, Yunanistan'ın, İrlanda'nın, Portekiz'in, İspanya'nın, ABD'nin durumunun ortada olduğunu, bu ülkelerde işsizliğin alıp başını gittiğini, bütçe açıklarının kabardığını, sosyal ve sağlık harcamalarının kısıldığını anlattı.

Türkiye'nin ise 2010 yılında Avrupa'nın, OECD ülkelerinin en hızlı büyüyen ülkesi olduğunu, yüzde 8,9, yani 9 oranında büyüme kaydettiğini belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

''IMF'den tek kuruş almadan krizi aştık. Bizden önce, CHP'nin yavrusu DSP biliyorsunuz. Öyle değil mi? DSP ve MHP iktidarından bize 23,5 milyar dolar IMF'ye borç kaldı. Ödedik, ödedik, ödedik, şu anda 5 milyar dolar kaldı. Merkez Bankasının kasasında 27,5 milyar dolar döviz vardı, bunun da yarıdan fazlası işçi döviziydi. Kasa şimdi artmaya başladı. Şu anda Merkez Bankasının kasasında 95 milyar dolar var. 27,5 milyar dolar nire, 95 milyar dolar nire? Şimdi Kılıçdaroğlu bu paraya sulandı. Onun için bol keseden atıyor, 'Dağıtacağım, vereceğim, her aileye şu kadar para'. Dur bakalım, nereden veriyorsun? Benim milletim sana bir defa iktidar verecek mi ki, sen bunun hesabını yapıyorsun? Geç onu geç. Benim milletim artık bir sokulduğu delikten bir daha sokulmaz. Bu ülke hiç CHP'ye tek başına iktidar verdi mi? Zar zor geçmişte koalisyon ortakları oldu. O zaman da batırdılar her şeyi.''

Erdoğan, Edirne'ye girdiğinde şaşırdığını, bu şehrin daha güzel olması gerektiğini belirterek, ''O zaman ben sizlerden özellikle bir değişim dönüşüm bekliyorum. Biz 32 gün sonra bunu başarmalıyız. Edirne bunu başarabilecek güce sahip. Şimdi bu işi 3-0 yapmaya var mıyız?'' diye sordu. Katılımcılardan ''Evet'' sesleri yükseldi.

Recep Tayyip Erdoğan, ''Edirneli denildiği zaman akla CHP gelirmiş, bırakın o işi. Edirne denilince akla Fatih Sultan, Selimiye, eski cami, Yıldırım Beyazıt Külliyesi gelir. Öyleyse bizim bu tarihe layık olmamız lazım. Bu tarihin kıymetini bilmeyenlerle bir yere gidemeyiz. Bunu başarmalıyız'' dedi.

-''BUNLAR BORÇ BİLE BULAMIYORDU''-

Başbakan Erdoğan, şu anda, İstanbul'da Birleşmiş Milletler'in en önemli zirvelerinden birinin yapıldığını, dünyanın birçok ülkesinden devlet, hükümet başkanlarının bu zirve için İstanbul'a geldiğini anımsatarak, zirve açılışında da ifade ettiği gibi 2012'den itibaren Türkiye'nin yoksul ülkelere yılda 200 milyon dolar yardım yapacağını anımsattı.

Özel sektörün yoksul ülkelerdeki yatırımlarını 2015 yılına kadar 5 milyar dolara, 2020'ye kadar da 10 milyar dolara çıkaracaklarını belirten Erdoğan, şunları kaydetti:

''Eskiden böyle bir Türkiye var mıydı? İşte şimdi veren el oldu. Ama geçmişte alan eldi. Şu CHP'nin iktidarları döneminde bunlar borç bile bulamıyordu. Gittikleri zaman 9 ay vade ile veriyorlardı. Şimdi nereden nereye geldik. Şimdi el uzatan, yoksulların elinden tutan, mağdurların, mazlumların sesi olan, onların hakkını savunan bir Türkiye var. Dünyanın her yerinde vatandaşlarına, soydaşlarına, akrabalarına sahip çıkan, onları kucaklayan bir Türkiye var. Kırcaali'de, Gümülcine'de, İskeçe'de, Kosova'da, Bosna'da, tüm Balkanlar'da kardeşlerinin, soydaşlarının hukukuna sahip çıkan bir Türkiye var. Başı dara düştüğünde, her imkanı seferber edip, vatandaşını tahliye eden, başka ülkelerin vatandaşlarına da kol kanat geren bir Türkiye var. 8,5 yılda yaptıklarımıza inşallah çok daha fazlasını ekleyeceğiz. 2023 yılına kadar Türkiye'yi dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına yükselteceğiz. Bundan hiç şüpheniz olmasın.''

KAYNAK: AA
YORUMLAR 5
  • alper 13 yıl önce Şikayet Et
    hizmet ve sonuç. bu kadar hizmete haketmeyen sonuç oldu mu , tabiki insan bozulur.
    Cevapla
  • sedat vural 13 yıl önce Şikayet Et
    bunların kimseye hayrı yok. gerçektende öyle bunların kendilerine hayrı yok millete nasıl olsun.
    Cevapla
  • vildantulek 13 yıl önce Şikayet Et
    her zaman doğru. Her zaman doğru konuşuyor ,doğru söze laf yok dedirtiyor başbakan.
    Cevapla
  • murat ocak 13 yıl önce Şikayet Et
    Güzel. Erdoğan güzel konuşmuş. İşte millet böyle açık yüreklilikle, dobra dobra konuşan, yaptığına yaptım, yapamadığına yapamadım diyen insanları seviyor.
    Cevapla
  • HalitBinVelit 13 yıl önce Şikayet Et
    Onların eserleri Yalan üzerine kurulu?.. .
    Cevapla
DİĞER HABERLER
A Ligi için sahadayız! Türkiye - Galler: Muhtemel 11'ler
İran'dan ABD'ye Trump'ı öldürmeyeceğiz sözü!