Ahmet Şık ve Mavioğlu'na beraat

'Ergenekon Klavuzu' kitabı nedeniyle yargılanan Ahmet Şık ve Ertuğrul Mavioğlu gizliliği ihlal hakkındaki davasından beraat etti.

Ahmet Şık ve Mavioğlu'na beraat
Ahmet Şık ve Mavioğlu'na beraat
GİRİŞ 13.05.2011 14:14 GÜNCELLEME 13.05.2011 14:14
Bu Habere 3 Yorum Yapılmış

Gazeteciler Ahmet Şık ve Ertuğrul Mavioğlu, kaleme aldıkları iki cilt halindeki ''40 Satır 40 Katır'' adlı kitapta, ''Ergenekon'' soruşturmasının gizliliğini ihlal ettikleri gerekçesiyle yargılandıkları davada beraat etti.

Kadıköy 2. Asliye Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya, başka bir suçtan tutuklu bulunan Ahmet Şık, tutuksuz sanık Ertuğrul Mavioğlu ve avukatları ile müdahil avukatları katıldı.

Duruşmada kararı açıklayan hakim Gülden Filiz Tüysüz, sanıkların isnat edilen suçtan, suçun unsurları oluşmadığı için beraatlarına karar verildiğini bildirdi.

MAHKEME, SUÇUN UNSURLARININ OLUŞMADIĞINA HÜKMETTİ

Gazeteciler Ahmet Şık ve Ertuğrul Mavioğlu, kaleme aldıkları iki cilt halindeki ''40 Satır 40 Katır'' adlı kitapta, ''Ergenekon'' soruşturmasının gizliliğini ihlal ettikleri gerekçesiyle yargılandıkları davada beraat etti.

Kadıköy 2. Asliye Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya başka bir suçtan tutuklu bulunan Ahmet Şık ve tutuksuz sanık Ertuğrul Mavioğlu ile avukatları Fikret İlkiz ve Can Atalay, müdahil avukatı Hakan Coşkuner katıldı. Şık ve Mavioğlu'nu savunmak için kalabalık bir avukat grubu da duruşmada hazır bulundu.

Duruşmayı Ahmet Şık'ın eşi Yonca Şık, CHP İstanbul Milletvekili Mustafa Özyürek, Gazetecilere Özgürlük Platformu Dönem Sözcüsü Ferai Tınç ile çok sayıda gazeteci izledi.

Tutuklu sanık Ahmet Şık, duruşmanın yapıldığı salona alkışlar ve ''Ahmet çıkacak yine yazacak'' sloganlarıyla girdi.

Kadıköy 2. Asliye Ceza Mahkemesi Hakimi Gülden Filiz Tüysüz, Silivri 2 No'lu Cezaevi Müdürlüğüne yazılan müzekkereye yanıt geldiğini belirterek, sanık Ahmet Şık'ın bir önceki duruşmaya araç ve şoför yetersizliği nedeniyle getirilemediğinin bildirildiğini kaydetti.

Müdahil avukatı Hakan Coşkuner, dava konusu olan kitaplarda yazılanların gizliliği ihlal suçunu oluşturup oluşturmayacağının kendilerini çok fazla ilgilendirmediğini belirterek, müvekkili Hasan Ataman Yıldırım'ın, ''Ergenekon'' soruşturması kapsamında iki yılı aşkın bir süredir tutuklu bulunduğunu anımsattı. Müvekkili hakkındaki davanın iddianamesinin 2009 yılı temmuz ayında kabul edildiğini ama iddianame kabul edilmeden önce bazı gazete, televizyon ve internet sitelerinde müvekkiline ilişkin soruşturmaya yönelik spekülatif haberlerin yer aldığını anlatan Coşkuner, bu kapsamda açtıkları tazminat davalarını kazandıklarını kaydetti.

Coşkuner, ''Dava konusu kitaplar da gerçeği yansıtmayan bu spekülatif bilgilere dayanılarak yazıldığı için müvekkilim mağdur olmuştur, bu nedenle şikayetçiyiz ve sanıkların cezalandırılmasını istiyoruz'' dedi.

Sanıkların avukatı Fikret İlkiz ise son savunmasında, müdahil vekilinin beyanı dikkate alındığında, müdahilin davanın konusu olan gizliliği ihlal suçundan mağdur olmadığını, bu nedenle Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 237. maddesinin şartlarının oluşmadığını söyledi.

Gizliliği ihlal suçunun unsurları oluşmadığı için müvekkillerinin beraatını talep eden İlkiz, Silivri 2 No'lu Cezaevi Müdürlüğünden gelen yanıtın da yazılan müzekkereye yanıt olmadığını kaydetti.

''KİTAP, NAİF BİR YOL GÖSTERME ÇABASIDIR''

Son sözü sorulan sanık Ahmet Şık da içinde ''Ergenekon'' adı geçen her habere ya da kitaba soruşturmanın gizliliğini ihlal kılıfıyla açılan bu davanın, hukuki dayanaktan yoksun olduğunu ileri sürerek, davaya konu olan iki ciltlik kitabın, açık kaynaklardan, derin devleti yargıladığı iddiasında olan iddianame ve ek delil klasörlerinin titizlikle incelenmesinden ve gazetecilik deneyimlerinden yola çıkılarak kaleme alındığını söyledi. Kitabın aynı gerekçe ile açılmış bulunan birçok davada olduğu gibi ''Ergenekon'' soruşturmalarının kolluk kuvveti olan polisler ve savcılık tarafından henüz soruşturma sürerken sızdırılan bilgi ve belgelere dayanmadığını kaydeden Şık, şunları söyledi:

''Ergenekon soruşturmalarının zayıflığını, somut delillerden yoksunluğunu gizlemek için bu tür belgeleri belirli basın organları ve kimi gazetelere sızdırılmasıyla, şüpheliler hakkında suçlu olduklarına ilişkin rıza üretimi gerçekleştirmeyi amaçlayan bu tür sızdırmalar ve sorgulamaktan uzak habercilik, elbet başka bir tartışmanın konusudur. Ancak yazdığımız kitap, soruşturmaların zayıflığını ve iddia ettiği derin devleti gerçekten soruşturma konusu yaparak, gerçek suçluların gerçek suçlarından yargılanmasına ve Türkiye'nin bir cinayet şebekesi gibi çalışan derin devletinden temizlenmesine ilişkin naif bir yol gösterme çabasıdır. Vereceğiniz beraat kararında en azından bu mahkeme nezdinde bu çabayı anladığını ümit ediyorum.''

Sanık Ertuğrul Mavioğlu da gizliliği ihlal etmediğini, bunu soruşturma aşamasında savcılık da bildiği halde haklarında dava açtığını ifade ederek, ''Ahmet Şık ve ben, MİT, emniyet, özel yetkili savcılık, CIA ve okyanus ötesinden bilgi alan gazeteciler değiliz. Açık kaynaklardan yararlanarak bu kitabı yazdık. Kaynaklarımız arasında Başbakan ve Genelkurmay Başkanı da yoktur. Beraatıma karar verilsin'' dedi.

Kadıköy 2. Asliye Ceza Mahkemesi Hakimi Gülden Filiz Tüysüz, duruşma salonundan gazetecileri ve izleyicileri çıkardıktan sonra kararı açıkladı.

Hakim Tüysüz, sanıkların isnat edilen suçtan, suçun unsurları oluşmadığı için beraatlarına karar verildiğini bildirdi.

Sanık Ahmet Şık, mahkeme salonundan alkışlar eşliğinde çıkarak, cezaevi aracına bindi. Duruşmanın sonucunu adliye binasının önünde bekleyenler, Şık'ın bindiği cezaevi aracının önünü, önce yola oturarak, sonra da ayakta 10-15 dakika kesti.

Katılımcılar bu sırada, ''Ahmet bizim onurumuzdur'', ''Yansak da dokunacağız'' şeklinde slogan atarken, Ahmet Şık da cezaevi aracının camından meslektaşlarına el sallayarak ve zafer işareti yaparak karşılık verdi.

KAYNAK: AA
YORUMLAR 3
  • cüneyt odacı 13 yıl önce Şikayet Et
    ADALET. adalet er geç işleyecektir.umarım ahmet şık denilen suçları işlememiştir.ama işlediysede cezası bu dünyada verilemeyecek kadar çoktur.bu vatanı bölmekle suçlanıyor.deliller etrafındaki insanlar bu yolda o yüzden tutuklu yargılanması güzel yazar oldugu içinde suç işleme yetkisi olmuyor koca koca paşalar içeri giriyorda kendini yazar zanneden kıytırık bir adammı gidemeyecek...
    Cevapla
  • ahmet demircan 13 yıl önce Şikayet Et
    bilseniz o yüreğin ne kadar büyük olduğunu. yansalarda dokunacaklarmış keşke dokunabilseniz dokunsanız yaptığınız hatayı anlayacak ve maşa olduğunuzu anlayacaksınız.dünyanın dört bir yanına ilim yuvası açanların aslında umurunda bile değilsiniz.onların zihin haritasında sadece ufak bir tümseksiniz.dokunan yanıyor dediğiniz vatan delileri yinede o tümsekten geçerken sizi çok az incitmeye çalışıyor.inşallah sizler üzerinizden oyun oynayan vatansız,kalleş,namertleri bir gün tanıyacaksınız.okyanusun ötesinin engin herkese kucak açan yüreğinin sıcaklığını hissedecek ve nedamet duyacaksınız.
    Cevapla
  • yolcu 13 yıl önce Şikayet Et
    he öyle, ali gül gardaş.. sevin, sevin.. vallaha ya... tutuklandığında yaygara koparıyordunuz cemaat ve iktidar tutuklattı diye, şimdi de kahraman ilan edip, mahareti kendinizde sanıyorsunuz.. bu adam şimdi de en aranılan adam olacak, maaşı tavan yapacak.. bu nasıl ülke ya..
    Cevapla
DİĞER HABERLER
Erdoğan'dan son dakika Filistin mesajı: Her türlü tedbiri alıyoruz!
Olası Üçüncü Dünya Savaşında en güçlü ülkeler açıklandı! Dikkat çeken Türkiye detayı...