Davutoğlu: Türkiye sessizlerin sesi oldu
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Türkiye'nin "en az gelişmiş ülkelerin sesi olduğunu, sesi olmaya da devam edeceğini" söyledi.
Dışişleri Bakanı Davutoğlu, 4. BM En Az Gelişmiş Ülkeler (EAGÜ) Konferansı'nın son gününde, BM'nin En Az Gelişmiş Ülkelerden Sorumlu Genel Sekreteri Cheick Sidi Diarra, 4. Konferansın Hükümetler Arası Hazırlık Komitesi Başkanı ve aynı zamanda Finlandiya'nın BM'deki Daimi Temsilcisi Jarmo Viinamen, Nepal Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı, aynı zamanda Global En Az Gelişmiş Ülkeler Koordinasyon Bürosu Başkanı Upendra Yadav ile birlikte değerlendirme amacıyla basın toplantısı düzenledi.
Hilton Kongre Merkezi'ndeki basın toplantısında konuşan Davutoğlu, "Konferansı başarılı bir şekilde bitiriyoruz. Hükümet ve şahsım adına BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun'a, bütün BM personeline, heyet başkanlarına, katılımcılara, sivil toplum kuruluşlarına, medyaya, entelektüellere ve özel sektöre teşekkür ederim" dedi.
"İstanbul Konferansı'nın, en az gelişmiş ülkelerin sorunlarının çözümlenmesinde kilometre taşı olmasından dolayı mutlu ve gururlu" olduğunu söyleyen Bakan Davutoğlu, ortaya çıkan İstanbul Eylem Planı'nın, üye ülkelerin devlet ve hükümet başkanlarının siyasi iradesini temsil ettiğini ve uluslararası toplumun iradesini gösterdiğini kaydetti.
Türkiye'nin, konferansın sadece evsahipliğini yapmakta değil, ortaya çıkan belgelerin müzakerelerinde de istekli olduğunu belirten Dışişleri Bakanı, katılımın büyük sayıda olmasının başarının ve uluslararası toplumun verdiği önemin göstergesi olduğunu ifade etti.
Davutoğlu, konferansa, onlarca ülkeden hükümet başkanları ve bakanların katıldığını, on bini aşan sayıda kişinin toplantıları takip ettiğini, uluslararası camianın bu toplantıya gösterilen katılımı takdir etmesini beklediklerini belirtti.
Toplantıyla ilgili en önemli amaçlarının, "küresel bilincin oluşması" olduğunu kaydeden Davutoğlu, medyanın rolünün önemine değinerek, sivil toplumun da bu ülkelerin yaşadığı sıkıntılar konusunda kamuoyu oluşturulmasında önemli rol oynadığını söyledi.
İstanbul Deklarasyonu'nun kapsamlı bir belge olduğunu ve içinde 202O'ye kadar atılacak adımların yer aldığını dile getiren Davutoğlu, bu adımları hem en az gelişmiş ülkelerin hem de uluslararası camianın atacağını anlattı.
"Açlıkla boğuşan insanlar için Eylem Planı'nın önemli unsurlar içerdiğini" belirten Davutoğlu, bu belgede, uluslararası camianın, en az gelişmiş ülkelerle işbirliği yapma taahhüdünün altının bir kez daha çizildiğini ifade etti.
İstanbul Deklarasyonu ve İstanbul Eylem Planı'nın kalkınma için önemli belgeler olduğunu söyleyen Davutoğlu, Türkiye'nin de uluslararası camianın gündemine en az gelişmiş ülkelerin sorunlarını getirme konusunda önemli bir çaba harcadığını, "Türkiye'nin en az gelişmiş ülkelerin sesi olduğunu, sesi olmaya da devam edeceğini" bildirdi.
Bakan Davutoğlu, sosyal kalkınma, eğitim ve ticaret konusunda Brüksel Deklarasyonu'nun "yeterli izleme mekanizmasına sahip olmadığı" yönünde eleştirildiğini hatırlatarak, İstanbul Deklarasyonu ile birlikte ticaretin geliştirilmesi ve yapılacak yardımlar konusunda bu açıkların kapatıldığına işaret etti.
En az gelişmiş ülkelerin büyüme oranının, son yıllarda yılda yüzde ikinin altında kaldığını vurgulayan Davutoğlu, "Böyle bir ortamda bu toplantıyı yapıyoruz, ama şunun da altını çizmek lazım, Brüksel Eylem Planı'nda yapılmaya çalışılan birçok konu yine devam edecek ve 2015'den sonra da bunları devam ettireceğiz" diye konuştu.
Konferansa katılım için teşekkür eden Dışişleri Bakanı Davutoğlu, şunları söyledi:
"Medya olarak, küresel bilinç oluşturma konusundaki bu çabalarınızı önümüzdeki on yılda da devam ettirmenizi istiyoruz. Kamuoyu oluşturma konusunda, siyasi otoritelere lütfen medya gücünüzü kullanarak baskı yapın ve İstanbul Eylem Planı'nın uygulanması için gerekli ortamın yaratılması konusunda katkınızı esirgemeyin"
''(FİLİSTİN'İN BM ÜYESİ OLMA ÇALIŞMALARI) ÜMİT EDERİZ Kİ FİLİSTİN'İN BU TALEBİ ULUSLARARASI TOPLUM TARAFINDAN KABUL GÖRÜR''
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Filistin'in BM üyesi olma yönünde çalışmaları bulunduğunu ve bu talebin uluslararası toplum tarafından kabul edileceğini umduklarını belirterek, ''Filistin üye olursa, diğer teknik kriterlere bakılır. İnşallah teknik kriterler onların EAGÜ olmasını gerektirmez'' dedi.
Davutoğlu, 4. BM En Az Gelişmiş Ülkeler (EAGÜ) Konferansı'nın son gününde düzenlenen basın toplantısında soruları yanıtlarken, EAGÜ'lerin çoğunluğunu oluşturan Afrika ülkelerine yönelik özel bir program düşünülüp düşünülmediği konusunda, kategorileştirmenin doğru olmadığı görüşünü dile getirerek, bütün EAGÜ'lere entegre stratejilerle yardımcı olunması gerektiğinin altını çizdi.
Filistin'in EAGÜ statüsüne alınması önerisine ilişkin bir soru üzerine, Filistin heyetinin BM üyesi olarak tanınma konusunda çalışmaları bulunduğunu kendilerine ilettiğini belirterek, şöyle konuştu:
''Ümit ederiz ki Filistin'in bu talebi uluslararası toplum tarafından kabul görür ve Filistin devlet olarak en kısa sürede tanınır. Bizim Türkiye olarak politikamız da Filistin'in bu tanınma talebini desteklemektir. Bir kere Filistin BM üyesi ülkeler tarafından tanınır, üye olursa, diğer teknik kriterlere bakılır. İnşallah o teknik kriterler onların EAGÜ üyesi olmasını gerektirmez. Her halükarda Filistin'in bir devlet olarak tanınmasının vakti gelmiştir. Filistin halkı da diğer bütün onurlu halklar gibi BM nezdinde bu hakka sahip olma konusunda girişimde bulunma hakkına sahiptir.''
Davutoğlu, İstanbul Eylem Planının önemli başlıklarından birisinin de EAGÜ'lerdeki gelişmelerin daha yakından izlenmesi olduğunu belirterek, ''BM kabul ederse, hepimiz mutabık kalırsak, 2015'te, orta noktada bir toplantı yapmak istiyoruz. Yine Türkiye memnuniyetle daha kapsamlı bir değerlendirme için ev sahibi olabilir'' dedi.
EAGÜ'lerdeki sorunların çözümü için yurtiçi, bölgesel ve küresel boyutta programlar oluşturulması gerektiğini ifade eden Davutoğlu, İstanbul Eylem Planında da daha kapsamlı, entegre bir yaklaşım benimsediklerini kaydetti.
Ulusal düzeyde şeffaflık, iyi yönetişim gibi konuların programın uluslararası başarısı için vazgeçilmez olduğunu söyleyen Davutoğlu, bunların ülkelerin temel ihtiyaçları olduğunu, müdahale olarak düşünülmemesi gerektiğini kaydetti.
Davutoğlu, bir gazetecinin Yemen'deki durumu anımsatması üzerine, burada siyasi ve ekonomik ortamın birbirine ne kadar bağlı olduğunun görüldüğünü ifade ederek, ''Ümit ediyoruz ki Yemen halklarının haklı taleplerine cevap verilecek ve reform süreci kapsamlı bir şekilde devam ettirilecektir, ki barış, istikrar ve refah Yemen halkına sunulabilsin'' dedi.
''RESMİ KALKINMA YARDIMLARI 80 MİLYAR DOLARA ÇIKABİLİR''
BM'nin En Az Gelişmiş Ülkelerden Sorumlu Genel Sekreteri Cheick Sidi Diarra da EAGÜ statüsünden kısa süre içinde çıkma potansiyeli bulunan ülkeleri Samoa, Tuvalu, Vanuatu, Ekvator Ginesi, Angola ve Doğu Timor olarak sıraladı. Diarra, Bangladeş ve Nepal gibi ülkelerin de doğru yönde ilerlediklerini, bu eylem programı esnasında kategori atlamalarının beklendiğini söyledi.
Diarra, EAGÜ'lerin son 10 yılda yüzde 6,2'lik ekonomik büyüme elde ettiklerini ancak bu büyümenin istihdama ve refahın paylaşılmasına dönüşmediğini ifade etti.
Filistin'in EAGÜ kategorisine dahil edilmesi önerisine ilişkin bir soru üzerine Diarra, bu statünün BM'ye tam üye devletlere verildiğini, ayrıca bu kategoriye dahil olmak için gerekli üç kriterden biri olan insani sermayenin düşüklüğünün, eğitim düzeyinin yüksek olduğu Filistin için geçerli sayılamayacağını kaydetti.
Diarra, bağımsızlık referandumunun sonuçlarının kesinleşmesinin ardından Doğu Sudan'ın EAGÜ statüsünü dahil edilmesi konusunun da gündeme alınacağını bildirdi.
Sivil Toplum Forumu'nun eleştirilerini memnuniyetle karşıladıklarını ancak geçen 10 yıllık eylem planı döneminde hiçbir şey yapılmadı demenin de doğru olmayacağını ifade eden Diarra, 2008'de resmi kalkınma yardımlarının 38 milyar dolara ulaştığını, bu rakamın 80 milyar dolara çıkabileceğini söyledi. Diarra, bununla birlikte EAGÜ'lerin geleceğinin resmi yardımlardan çok ticarette, üretimde ve doğrudan yabancı yatırımda yattığını vurguladı.
Diarra, bundan sonraki süreçte yıllık bakanlar gözden geçirme toplantıları ile iki yılda bir işbirliği kalkınma forumu düzenleyeceklerini aktardı.