Egemen Bağış'a göre vakti geldi

Bağış, ''2023, bağımsızlığımızın, bu güzel ülkenin, Cumhuriyetin 100. yıl dönümü olacak. Aynı zamanda Atatürk'ün bize vermiş olduğu Cumhuriyetin 100. doğum günü olacak. Dolayısıyla böyle bir dönem için çok hırslı hedefler gerekiyor'' dedi.

Bağış, Bahçeşehir Üniversitesi Hükümet Liderlik Okulu ile Amerikan Araştırmaları Merkezi tarafından 13'üncüsü düzenlenen ''Global Liderlik Forumu''nun akşam yemeğinde yaptığı konuşmada, İstanbul'un, kültürlerin, medeniyetlerin buluşma noktası olduğunu söyledi.

''Biz Avrupa'nın tam ucundayız. Avrupa'nın başladığı noktadayız ve Asya'ya bakıyoruz. İstanbul, Roma İmparatorluğu'nun başkentliğini yaptı. Bizans İmparatorluğu'na, Osmanlı İmparatorluğu'na başkentlik yaptı. Aynı zamanda 2010 yılında Avrupa Kültür Başkenti oldu. Önümüzdeki yıl da Avrupa Spor Başkenti olacağız'' diyen Bağış, İstanbul'un dünyada AB üyesi olmayıp, 2 Avrupa unvanı olan tek şehir olduğunu ifade etti.

İstanbul'un bu noktada olmayı hak ettiğini vurgulayan Bağış, ''Yarından itibaren Türkiye'nin ve dünyanın 2023 yılı ile ilgili potansiyelini tartışıyor olacağız. Aslında benim politik partimin kampanyası da yine 2023 vizyonuyla, bu konudaki beklentilerle çok bağlantılı. Dolayısıyla bu konuya odaklanma seçimini yapanlara çok teşekkür ediyorum'' dedi.

Bağış, 2023 konusunun her bir vatandaş için Türkiye'de ortak bir hedef olduğunu dile getirerek, ''Türkiye'nin 2023'e gelindiğinde daha iyi olmasını sağlamak durumundayız. Çünkü 2023, bağımsızlığımızın, bu güzel ülkenin, Cumhuriyetin 100. yıl dönümü olacak. Aynı zamanda Atatürk'ün bize vermiş olduğu Cumhuriyetin 100. doğum günü olacak. Dolayısıyla böyle bir dönem için çok hırslı hedefler gerekiyor'' şeklinde konuştu.

Türkiye'nin bugün dünyanın 16'ncı, Avrupa'nın 6'ncı büyük ekonomisi olduğunu hatırlatan Bağış, sözlerini şöyle sürdürdü:

''2023'e gelindiğinde hedefimiz, Türkiye'yi ilk 10 dünya ekonomisi arasına sokmak ve bu şehir, İstanbul, dünyanın önde gelen finans merkezlerinden birisi olacak. Ben AB'den sorumluyum. Buradaki ilişkilerden sorumluyum. Türkiye'nin de Başmüzakerecisiyim. Biz ilk 1959'da birliğe başvurduğumuzda kişi başı gelir 400 dolardı. 2002 yılında benim hükümetim göreve geldiğinde, 2 bin 300 dolar oldu. Bugün ise yaklaşık 11 bin dolar. 2023 yılına gelindiğinde 25 bin dolar olacak.''

''TÜRKİYE, AVRUPA'DA EN HIZLI BÜYÜYEN EKONOMİ''

Türkiye'nin turizm gelirlerinde büyük bir artış sağladığını, şu anda turizmden yılda 35 milyar dolar gelir elde edildiğini belirten Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, ''Turizm geliri 2023 yılında 70 milyar doları aşmış olacak. Türkiye, Avrupa'da en hızlı büyüyen ekonomi, dünyada en hızlı büyüyen 3. ekonomi'' dedi.

Bağış, Türkiye'nin 2010 yılında yüzde 8,9'luk bir büyüme kaydettiğini, Avrupa ortalamasının aynı dönemde sadece yüzde 1,5 olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti:

''En başarılı Avrupa ekonomisi Almanya'ydı ki, onların büyüme oranı yüzde 3'tü. Dolayısıyla biz Almanya'nın ekonomik oranının 3 katını sağladık. Ancak Almanya ve Türkiye arasında bir diğer fark daha var. Almanya'da ortalama yaş 45. Türkiye'deki ortalama yaş 28. Ben kabinede en genç bakanım. 41 yaşındayım. Ancak benim ülkemin nüfusunun yüzde 70'i benden daha genç. Bu da Türkiye'nin potansiyelini gösteriyor. Bu şunu gösteriyor; Türkiye'nin büyümesi kısa vadeli bir süreç değil. Bu uzun vadeli devam eden, kararlı bir yoldur. Böyle bir yola girdik ve bunu Cumhuriyetimizin kurucularına borçluyuz.''

İstanbul ve Ankara'daki programının ardından Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte Aydın'a geçtiğini ve buradaki mitinge katıldığı için etkinliğe geciktiğini anlatan Bağış, Başbakan Erdoğan'ın bu mitingde, Yassıada'nın uluslararası demokratik konuların tartışılabileceği bir kongre merkezine dönüşmesi, orada Türkiye'nin geçmişiyle ilgili acılarının değil, geleceği ile ilgili umutların yeşereceği bir merkezin oluşması konusunda ilk adımı açıkladığını söyledi.''

''ASKERİ BİR ANAYASAYLA ASGARİ DEMOKRASİ OLACAĞINI GÖRDÜK''

Başbakan Erdoğan'ın bu projeyle bir ''Çılgın proje'' daha ilan ettiğini belirten Bağış, ''İstanbul'a bir kanal yapmak aslında bizim tek çılgınlığımız değil. Şu son 9 yılda yaptıklarımızı bir düşünürseniz, Türk Lirası'ndan 6 sıfır atmak da, bu ülkenin her çocuğuna ücretsiz ders kitabı vermek de, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde, yani 1923'ten 2002'ye kadar 6 bin 100 kilometre yol yapabilen bir devletken, 13 bin 600 kilometre yol ve otoban yapmak da, bu ülkede enflasyon rakamlarını da, faiz rakamlarını da yüzde 5'lerin altına düşürmek de, uçağa binen insan sayısını, yılda iç hatlarda kesilen bilet miktarını 8 milyondan 102 milyona çıkarmak da her biri birer çılgınlıktı'' dedi.

Ama bu çılgınlıkların üzerine yeni çılgın ve cesur projeler üretmeleri gerektiğini ifade eden Bağış, ''Çünkü Türkiye'nin 2023 yılına, yani Atatürk'ün ve silah arkadaşlarının bize emanet ettikleri Cumhuriyetin 100. yaş gününe çok farklı bir platformda girmesi gerekiyordu. İşte onun için 2023 hedeflerimizde, ileri demokrasi var, güçlü ekonomi var, güçlü toplum var, yaşanabilir bir çevre ve marka şehirler var ve lider ülke olma arzumuz var'' şeklinde konuştu. Bunların da Türkiye için gerçekleşemeyecek hedefler olmadığını dile getiren Egemen Bağış, her birinin analizinin yapıldığını söyledi. Konuğu olduğu üniversitenin hocalarından birinin ''aslında en çılgın proje sivil bir anayasa olmalıdır'' dediğini hatırlatan Bağış, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Gerçekten Türkiye bugün 80 darbesinden sonra yazılmış, hala askeri zihniyetin ruhunu taşıyan bir anayasa ile yönetiliyor. İstediğiniz kadar değiştirin, ama ruhunda o militer yaklaşım var. Askeri bir anayasayla asgari demokrasi olacağını gördük. Artık bize dayatılan anayasalarla değil, halkın hissiyatlarına tercüman olan ve bu ülkenin tüm vatandaşlarını hiçbir ayrım yapmadan kucaklayan, her bir bireyin 'benim' diyebileceği bir anayasaya kavuşmanın vakti geldi.''

''DİYALOG MEKANİZMALARI HER ZAMANKİNDEN DAHA GÜÇLÜ''

27 Mayıs'ların bir daha yaşanmaması için artık Türkiye'de her şeyin tartışılabiliyor olabilmesinin önemine dikkati çeken Bağış, şöyle konuştu:

''Bu ülkede yıllarca tabular vardı. Bundan 10 yıl öncesine kadar insanların 'Kürdüm' demeye çekindiği ülkede devletin televizyonu 24 saat Kürtçe yayın yapabiliyorsa, Cumhuriyet tarihinde Atatürk'ten sonra ilk defa cemevine giden bir Cumhurbaşkanı gördüysek, ilk defa bir Diyanet İşleri Başkanı bir cemevine gidebiliyorsa, eğer bir ülkenin Başbakanı 20 bin Roman vatandaşıyla bir salonda kucaklaşıp onlara yeni projelerini ilan edebiliyorsa, bu ülkede bir şeyler değişmeye başlıyordur. Çok şükür bugün Türkiye'de diyalog mekanizmalarımız her zamankinden daha güçlü.''

AA