Kıbrıs çözülmezse Rumlar AB'den olacak
KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu'nun Özel Temsilcisi Kudret Özersay, müzakarelerin 2012'de çözümlenmemesi halinde AB Dönem başkanlığının erteleneceğini söyledi.
KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu'nun Özel Temsilcisi Kudret Özersay, Kıbrıs sorununun 2012'nin ilk yarısında çözülmemesi halinde Kıbrıs Rum yönetiminin, Avrupa Birliği (AB) dönem başkanlığının ertelenebileceğini belirtti.
Özersay, Kıbrıs Gazetesi'ne verdiği demeçte, ''2012'nin ilk yarısında Kıbrıs sorununun çözülmesi gerektiği söyleniyor. Çözülmezse Rum yönetiminin AB dönem başkanlığı ertelenebilir mi?'' sorusu üzerine, ''Bu husus benim için yeni değil, bu düşünce diplomatik çevrelerde son günlerde ciddi ciddi tartışılmaktadır'' ifadelerini kullandı.
AB yetkilileri ve diğer uluslararası aktörlerin nasıl bir hareket tarzı benimseyeceklerini şimdiden kestirmenin mümkün olmadığını ifade eden Özersay, şunları belirtti:
"Ancak gerçek olan şu ki eğer bir tedbir alınmaz ve 2004 yılında yapıldığı gibi Kıbrıslı Rumlara bu kez AB Dönem Başkanlığı tepside garanti edilmiş bir hediye olarak sunulursa, Rum tarafının iki tarafın çıkarlarını dikkate alan uzlaşmacı bir çözüme yakın durmasını ya da tavize hazır olmasını beklemek hayalcilik olur. 2004 yılında yapılan hata, yani üyeliğin garantilenmiş şekilde Rum tarafının önüne konulmuş olması, Rum tarafının Annan Planını reddetmesine neden olan en önemli faktörlerden birisiydi. Bu nedenle 2011 sonuna dek al-ver aşamasını tamamlayıp dörtlü toplantıyla bu süreci başarıyla sonuçlandıramazsak 2012 başından itibaren sürecin çözüm üretme potansiyeli kalmaz.''
''AB TEREDDÜT YAŞAYACAKTIR''
Bu konuda AB'nin tereddüt yaşayacağını düşündüğünü ifade eden Özersay, şöyle devam etti:
''Dönem başkanlığının engellenmesini mümkün kılacak somut hükümlerin var olup olmadığı tartışmalıdır. Ancak geçmişte Avusturya'da yapılan seçimler ertesinde ortaya çıkan aşırı milliyetçi siyasi liderliğin (Heider) AB değerlerine uygunluğu konusunda yaşanan tereddütler AB üye ülkelerini fiilen adım atmaya itmiştir. Ve bu tavır, AB hukukunda açık hükümler olmamasına rağmen yapılabilmiştir. Diyebilirsiniz ki Güney Kıbrıs'ta böyle bir hükümet yok. Ancak AB'nin üzerine tesis edildiği temel ilkelere aykırı olacak şekilde 'temsili bir hükümet' de yok. Anayasasının önemli bir bölümü askıya alınmış, 1960'taki kuruluştan tamamen farklılaşmış bir devletten bahsediyoruz. Eğer AB ülkeleri 2004 yılındaki hataya yeniden düşmek istemiyorlarsa, 2012 ortasındaki dönem başkanlığı kendilerine çok iyi bir fırsat sunmaktadır.''
''SIRADIŞI ADIMLARA İHTİYAÇ OLDUĞU KESİN''
Müzakere sürecinin başarıya ulaşması için sıra dışı adımlara ihtiyaç olduğunu kaydeden Özersay, şunları belirtti:
''Farklı formüller üzerinde durulabilir ama bu bir irade meselesidir. Yani dönem başkanlığı verilmemesi ya da bunu sadece çözüm olması halinde iki halkın birlikte bir ortaklık içerisinde kullanması gibi. Rum tarafının dönem başkanı olması durumunda, kendisinden gerek AB içerisinde gerekse başka bölgelerde uyuşmazlıkların çözümüne yönelik bazı faaliyetlerde bulunması da beklenecektir. Oysa bu adada uluslararası uyuşmazlık niteliğine sahip Kıbrıs sorunu devam ederken Rum hükümetinin bunu yapmasını kim bekleyebilir ki? Yani Rum tarafına bu pozisyon verilirse ortaya çok çelişkili bir durum çıkacaktır. Bir başka ifadeyle bu kendi içinde ciddi bir anomali olacaktır. Bunu biz söylemiyoruz, konuştuğumuz yabancı diplomatlar söylüyorlar. Aslında bu anomali 2004'ten bu yana vardır. Kıbrıs, normal bir devlet olmamasına rağmen normal bir üye devlet muamelesi görerek içeriye alınmıştır. Dönem başkanlığı konusu, 'Kıbrıs' adını verdikleri bu otoritenin normal bir üye devlet olmadığının hatırlatılması açısından önemli bir fırsattır diye düşünüyorum. Ki böyle bir adım Rum tarafını müzakere sürecini ciddiye almaya, sonuç üretici yaklaşımlar ortaya koymaya teşvik edecektir. Müzakere sürecinin başarıya ulaşması için bu ya da benzeri nitelikte sıra dışı adımlara ihtiyaç olduğu kesin.''
Özersay, Kıbrıs Rum yönetiminin müzakere masasına daha gerçekçi düşüncelerle gelmesi gerektiğini de sözlerine ekledi.
Kıbrıs'ta kapsamlı çözümü öngören Annan Planını, 24 Nisan 2004'te yapılan referandumda reddeden Rum yönetimi, referandumdan sadece 1 hafta sonra, 1 Mayıs 2004'de AB'ye üye olmuştu. Kıbrıs Rum yönetimi, 2012 yılının ikinci yarısında AB Dönem Başkanlığını devralacak.