Arınç: Oy dilenciliği için mektup göndermedim

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, ''18 yaşını bitiren gençlere bir mektup gönderdim. Oy dilenciliği yapan bir mektup değil, ilk defa oy verecek bir kişiye bunun sorumluluğunu hatırlatan, ağabeyinin ağzından yazılmış bir mektup gönderdim'' dedi.

Arınç, Özdilek Fabrikası'nda işçilerle yediği yemekten sonra yaptığı konuşmada, bugün 3 ayların başlangıcı ve Regaip Kandili olduğunu belirterek, işçilerin kandilini kutladı.

Recep, Şaban ve Ramazan'ın çok önemli aylar olduğunu dile getiren Arınç, ''Allah, Recep, Şaban ve Ramazan'ı bereketli kılsın. Allah, hepimizi bu aylara eriştirsin'' diye konuştu.

Türkiye'nin birçok yerinde Özdilek markasının her kesim tarafından tercih edilen güvenli ve iyi bir marka olduğunu ifade eden Arınç, şöyle konuştu:

''Türkiye'de çok önemli iş yapıyorlar. Ödenen vergi ve çalıştırılan işçi bakımından önemli konumdalar. 6 bin çalışanı var. Bu, 6 bin ev demektir, 6 bin ocak, 6 bin bacanın tütmesi demektir. İstihdamda bir kişiye iş yaratabilmek için devletin harcaması gereken para 150 milyar lira civarındadır. Özel sektör bunu yapıyorsa devletin sırtından bu kadar yük kalkıyor demektir. Allah'a şükür işiniz var. İşiniz olduğu için seviniyorsunuz. Yanımda oturan kişi dün işe başlamış. Karşımda oturan hanımefendi kızına gönderdiğim mektubu almışlar ve bugün okumuşlar.''

ARINÇ'IN GENÇLERE GÖNDERDİĞİ MEKTUP

Bülent Arınç, ''18 yaşını bitiren gençlere bir mektup gönderdim'' dediği konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Oy dilenciliği yapan bir mektup değil, ilk defa oy verecek bir kişiye bunun sorumluluğunu hatırlatan, ağabeyinin ağzından yazılmış bir mektup gönderdim. Benim yaşadığım Türkiye ile bugünkü Türkiye arasında çok büyük farklar var. Gençler bunları bilmeyebilir. 10 yıl evvel gençlerimiz, 8 ya da 10 yaşındaydı. 18 yaşındaki gencimizin, 8 yaşındayken, ekonomik krizin ne kadar büyük olduğunu, 2001-2002 yıllarında yaşanan acı olayları bilmeyebilir. Ben felaket tellalı değilim, acı olayları hatırlatarak oy toplamak niyetinde de değilim. Bugün Türkiye'de istikrar varsa, iş adamları tam kapasite ile çalışıyorsa, ihracat artıyorsa, her geçen gün işsiz sayısı azalıyorsa, Türkiye'de bir şeyler iyiye gidiyor demektir.''

Enflasyonun yüzde 40'lardan yüzde 4'lere, reel faizlerin yüzde 130'lardan yüzde 10'un altında indiğini belirten Arınç, istikrar, huzur ve güven olursa, iş adamı 10 yıl sonrasını görüyorsa bunun, çok önemli olduğunu bildirdi.

İş adamlarının ve vatandaşların önceden 10 saat sonra ne olacağını bilemediğini vurgulayan Arınç, iş adamlarının bugün yıllar sonrasını görebilir hale geldiğini, işini buna göre düzenlediğini anlattı.

TBMM BAŞKANLIĞI YAPTIĞI DÖNEM VE İŞSİZLİK

Arınç, TBMM başkanlığı yaptığını, elinde her türlü imkanın bulunduğunu hatırlatarak şunları söyledi:

''İstediğimi işe alırım, istediğimi yükseltirdim. İnanın öyle anne, babalar gelirdi ki bana, 'çocuğumu 4-C'li yap, istersen bunun yarısı kadar para ver. Çünkü ben, çocuğuma iş bulduğum için sevineceğim. Üniversiteyi bitirdi şu kadar yıl oldu, liseyi bitirdi bu kadar yıl oldu. Bir yerde çalışıyor desinler oğluma' derdi. Bir başka gün, 'Parayı ben vereyim, sen yeter ki oğlumu bir yerde işe koymuş gibi göster' diyen de oldu. Bir anne, baba için, bir nişanlı için, sosyal çevresi olanlar için işsizliğin ne kadar büyük sıkıntı olduğunu herkes iyi bilir.''

''ALLAH İŞ BOZUKLUĞU VERMESİN''

Anadolu'da, ''Allah iş bozukluğu vermesin'' şeklinde çok güzel bir söz olduğunu dile getirerek, ''İş bozukluğu kadar insanı bir kanser gibi kemiren, üzen, toplumun içinde mahcup eden, akşam evine giderken eşinin siparişlerini, çocuğunun istediğini götüremeyen, hatta çalışıyor taklidi yaparak birkaç ay geçiren ne kadar acı dolu insanlar vardır'' dedi.

Arınç, Türkiye'de işsizliği yüzde 14'ün üzerinden yüzde 12'lerin altına indirdiklerini anlatarak, şöyle devam etti:

''8,5 yılda 2 milyon kişiye iş bulabildik. Bizim istediğimiz şey, ülkede insanların mutlu olmasıdır, huzurlu olmasıdır, kardeş kavgasından kurtulmaktır, akan gözyaşlarının dinmesidir, üreten, ürettiğini satan, sanayide, ekonomide kalkınmış ülke olmasıdır, işsizliğin azalmasıdır, insanların elde ettiği parayı kıymetini bilerek harcamasıdır.''

Seçimlerin macera arayan insanların işi olmadığını belirten Arınç, şunları kaydetti:

''İşçi kardeşlerimizin bu konuda en isabetli kararı vereceğine inanıyoruz. Güzel Türkiye'de yaşamak hepimizin özlemi. Bugüne kadar yapılan hizmetler karşılığında, ''bu iş devam etsin, yapılanlardan memnunuz, bunlardan daha fazla yapacaksınız' diye kanaat oluşursa desteğinizi bekleriz. Yok, 'ben farklı bir kanaate sahibim, benim tercihim farklı olacak' diyen varsa, ona da başımızın üstünde yer var. İnanıyoruz ki çalışan, alın teri, göz nuru döken insanlar, yanlış yapmazlar, maceraya girmezler, ülkenin menfaatini düşünürler.''

Arınç, konuşmasının ardından fabrikayı gezdi, yetkililerden üretim ve ihracatla ilgili bilgi aldı.