'Yeşil Küre Ödülü' Leinen'e verildi

Çevre Kolejinin geleneksel olarak verdiği ''Yeşil Küre Ödülü'', bu yıl Avrupa Parlamentosu Çevre Komisyonu Başkanı Jo Leinen'e verildi.

'Yeşil Küre Ödülü' Leinen'e verildi
'Yeşil Küre Ödülü' Leinen'e verildi
GİRİŞ 03.06.2011 16:01 GÜNCELLEME 03.06.2011 16:01

Çevre Kolejinin geleneksel olarak verdiği ''Yeşil Küre Ödülü'', bu yıl çevre konusunda yürüttüğü başarılı projeler ve bu konuda bilinç oluşmasına sağladığı katkılardan dolayı Avrupa Parlamentosu Çevre Komisyonu Başkanı Jo Leinen'e verildi.

Leinen'e ödülü, Çevre Kolejinde düzenlenen törende takdim eden Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, buradaki konuşmasında, kendi seçim bölgesinde çevre konusunda bu kadar bilinçli bir okulun ve öğrencilerin Türkiye'ye ışık tutuyor olmasından onur duyduğunu söyledi.

''Çevre konusunda AB üyesi birçok ülkeden daha kararlı olduğumuzu ortaya koyduğumuz performansla zaten çok net bir şekilde ispatlamış durumdayız'' diyen Bağış, Avrupalıların Kopenhag'daki zirvede karar alamadan dünya liderlerinin elleri boş döndüğü dönemde, İsveç dönem başkanlığında Türkiye'nin çevre faslını açarak bir mucize gerçekleştirdiğini kaydetti.

Bugün Türkiye'deki bitki örtüsü zenginliğinin Avrupa üyesi 27 ülkenin toplam bitki örtüsü zenginliğinden daha fazla olduğunu kaydeden Bağış, dünyanın en hassasiyetle korunması gereken 34 sıcak noktasından 3'ünün Türkiye'de olduğunu dile getirdi.

Bağış, Türkiye'nin ovaları, dağları, akarsuları, ormanları ve bozkırlarının çevre konusunda Türkiye'yi muazzam bir noktaya getirdiğini kaydederek, ''Bizim atalarımızın çok güzel bir sözü vardır. Atalarımız 'Bakarsan bağ, bakmazsan dağ olur' demişler. İşte sizin gerçekten burada ortaya koyduğunuz kararlılık bu ülkenin bağlık, bahçelik olmasını, cennetin bir köşesi olmasını sağlıyor. Eğer çevre konusunda biz üzerimize düşen sorumlulukları yerine getirmezsek Türkiye kuru bir dağ olabilir. Ancak sizin varlığınız, böyle bir töreni düzenliyor olmanız bile bana gerçekten Türkiye'nin geleceğiyle ilgili umut veriyor'' dedi.

Çevreye olan ihtiyacın, yapraklara, balıklara, nehirlere, denizlere olan ihtiyacın her vesilede hatırlatılması gerektiğini dile getiren Bağış, ''Ancak bizim değerlerimizde de bu konuda bize verilmiş çok önemli ipuçları var. Bakın Türkiye'nin nüfusunun büyük çoğunluğunun inancı olan İslam kültüründe de 'Kıyamet koparken bile elinizde bir fidan varsa üşenmeyin onu dikin' tavsiyesi vardır. Dünyanın yeşil kalması için, temiz kalması için, çevreye hassasiyet gösterilmesi için, bizim gerçekten bu sorumluluğumuzu yerine getirmemiz bir erdemdir'' diye konuştu.

Bağış, bu çerçevede çevreyi koruyarak da sanayileşmenin mümkün olduğunu fark ettiklerini dile getirerek, ''Çevreyi koruyarak da sanayileşmek mümkündür arkadaşlar. Çevre duyarlılığıyla birlikte yatırım yapmak da mümkündür. Ekonomik kalkınmayı tabiatı muhafaza ederek sağlamak da mümkündür'' şeklinde konuştu.

Hükümet olarak bugüne kadar bu anlayışla hareket ettiklerini kaydeden Bağış, yıllardır boşa akan akarsuların artık enerjiye dönüştüğünü gördüklerini söyledi.

-TÜRKİYE'DEKİ DEĞİŞİMLER-

Bağış, eskiden ''Su akar Türk bakar'' denildiğini ama bugün artık ''Su akar Türk yapar'' dediklerini ifade ederek, Türkiye'de hidroenerji, yenilenebilir enerji, rüzgar enerjisi ve güneş enerjisi konusunda çok önemli adımlar attıklarını anlattı.

Türkiye'nin artık çöpünün gazından bile elektrik üretebilen bir ülke haline geldiğini vurgulayan Bağış, Türkiye'de ilk defa çevreye karşı işlenen suçları Türk Ceza Kanunu'nda değişiklik yaparak ağırlaştırdıklarını dile getirdi.

Geçen yıl çevre faslından evvel Kyoto Protokolü'nü uygulayarak Türkiye'nin uluslararası itibarını artırdıklarını kaydeden Bağış, 2003 yılında Türkiye'de 117 milyon adet üretilen fidanın, 2010 sonunda 500 milyonun üzerine çıktığını belirti.

Bağış, son 3 yılda 814 milyon adet fidanı toprakla buluşturduklarını dile getirerek, mavi bayrağa sahip plaj sayısının 2002 yılında 140 iken, 2011 yılında 314 olduğunu söyledi.

Mavi bayrağa sahip marina sayısının 11'den 23'e yükseldiğini belirten Bağış, şunları kaydetti:

''2002'de Türkiye'de biliyor musunuz bir tane bile kent ormanı yoktu. Bugün 89 tane kent ormanımız var. Düzenli çöp depolama tesisimiz 2002'de 15'ti. 2010'da 59'a çıktı. Ambalaj atığı ve geri kazanma tesisi sayısı 2002'de 28'di, 2010'da 362 oldu. Atık suları arıtan belediye sayısı 2002'de 278'di, 2010'da 467 oldu. Türkiye'nin nüfusunun yüzde 36'sının atık suları arıtılıyordu. 2010'da bu rakam yüzde 73'e çıktı. Hava kalitesi ölçüm istasyonu 16 taneydi. Şu anda 117 tane istasyonumuz var. Milli Park sayısı 33'den 41'e yükseldi. Ülkenin her yerinde başlatılan kampanyalarla artık ağaçlandırma ve orman kurma çalışmalarına son derece önem verdik.

Bizim 2023 vizyonumuzda bir hayalimiz var. Cumhuriyetimizin kurucuları Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının bize hediye ettiği bu Cumhuriyetin, bu demokrasinin 100. doğum gününde Türkiye'nin gelmesi gereken standart, onun bize hedef gösterdiği muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkmak. Yani AB standartları bugün çağdaş medeniyetler standardı ise biz onun da üzerine çıkacağız.''

Bağış, Jo Lienen'e İstanbul'a ve Çevre Kolejine gelerek bu ödülü aldığı, Türkiye'nin modernleşme, şeffaflaşma ve çağdaşlaşma süreci olan AB müzakere sürecine verdiği destekten dolayı teşekkür etti.

Jo Leinen de çevrenin korunmasının 21'inci yüzyılın en önemli konusu olacağını belirterek, AB'nin bu konuda çok çalışmalar yaptığını anlattı.

Avrupa'nın Türkiye'ye ihtiyacı olduğunu ve bir gün Türkiye'nin muhakkak AB'ye gireceğini dile getiren Jo Leinen, Türkiye'nin de özellikle çevre faslı konusunda çabalarını takdir ettiklerini ve Türkiye'nin koyduğu iddialı hedeflerle Türkiye'nin AB üyesi olabileceğini söyledi.

KAYNAK: AA
YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL
DİĞER HABERLER
Bakan Şimşek 'Dünyada yeni trend' deyip, açıkladı: Yapay zekaya yatırım artacak!
Lübnanlı gazeteci Nasrallah'ın ölümünü duyunca canlı yayında ağladı