Bağış: Türk diasporası barış tohumu saçıyor

AB Bakanı Egemen Bağış, bazı diasporaların toprağa zehir saçmak için çabalasa da Türk diasporasının, ülkesi gibi dünya coğrafyasına barış tohumları saçmaya devam edeceğini belitti.

Bağış: Türk diasporası barış tohumu saçıyor
Bağış: Türk diasporası barış tohumu saçıyor
GİRİŞ 18.11.2011 17:40 GÜNCELLEME 18.11.2011 17:40

Bağış, ''Türk diasporasının oluşabilmesi ve daha da güçlenmesi için en önemli gücümüz AB sürecidir. AB üreci olmaksızın Türk diasporası diye bir şeyden bahsetmek çok zor olurdu'' dedi.

Dünya Türk Girişimciler Kurultayı kapsamında gerçekleştirilen ''Avrupa ve Balkanlar'' oturumunda konuşan Bağış, buluşmanın; dünyanın dört bir yanına dağılmış Türkler'in birbirini daha çok tanımasına, Türkiye'nin uluslararası prestijini daha da güçlendireceğine inandığını ifade etti.

Bağış, ''Bugün dünyanın neresine uçarsanız uçun, o uçakta mutlaka eline çantasını alıp iş görüşmesine giden bir Türk'ü mutlaka görürsünüz. Uçak diplomasisi diye bir kavramı Türkiye'ye kazandıran bir hükümetiz. Artık bölgenizde ve dünyada etkinliğiniz, ordularınızla, silahlarınızla, tankla, topla, tüfekle değil, ekonomik gücünüzle, diplomatik, kültürel etkinliğinizle ölçülüyor. Kızılay'la, TİKA'yla, Yunus Emre Enstitüleriyle, TRT'yle, Yurt Dışı Türkler Başkanlığımızla, Türkiye'nin 'yumuşak gücünü', Türkiye'nin barış mesajlarını tüm dünyaya iletiyoruz'' diye konuştu.

Diasporanın Yunan asıllı bir kelime olup ''toprağa saçılan tohum'' demek olduğunu, bugün Türkiye'nin yurt dışına saçılmış 7 milyona yakın vatandaşı, bir nevi 7 milyon elçisi bulunduğunu ifade eden Bağış, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Bazı diasporalar toprağa zehir saçmak için çabalasa da Türk diasporası, ülkesi gibi dünya coğrafyasına barış tohumları saçmaya devam edecektir. Türk diasporasının oluşabilmesi ve daha da güçlenmesi için en önemli gücümüz AB sürecidir. AB üreci olmaksızın Türk diasporası diye bir şeyden bahsetmek çok zor olurdu. AB süreci bizim aynı zamanda en büyük lobi gücümüz. Biz bu sürece bağlı kaldıkça dışarıda ileri demokrasi kararlılığımız konusundaki inanç da pekişiyor. Bizim bu güvenimiz Avrupa ülkelerinde yaşayan vatandaşlarımıza da aynı şekilde özgüven veriyor.

Gurbetçilerimiz haklarını kovalıyor ve artık seçimlerde daha belirleyici olmaya başlıyor. Bugün artık Türk kökenli bakanlar, hatta siyasi parti başkanları, milletvekilleri bizi o ülkelerin parlamentolarında savunuyorlar. Özellikle vize konusunda vatandaşlarımızın mahkeme yoluna giderek haklarını aramaları da bu özgüvenin bir neticesidir. Dünya çapında başarılara imza atan iş adamlarımızı, sporcularımızı, sanatçılarımızı gördükçe artık bunları normal karşılıyoruz. Artık parlamentolardaki sözde Ermeni soykırımı tasarılarını biz değil, bizzat o tasarının ortaya atıldığı ülkenin siyasetçileri kendiliğinden engelliyor. Avrupa ülkelerinin üniversitelerinde Türkiye'nin kurucu lideri için saygı duruşunda bulunuluyor. AB bizzat kendisi gelip 'biz Türkiye ile pozitif gündem başlatmak istiyoruz' diyor.''

-''AB sürecinde önümüzdeki en büyük engel önyargılar''-

Egemen Bağış, AB sürecinde önümüzdeki en önemli engelin önyargılar olduğuna işaret ederken, bunları kırmanın yolunun da kalpleri ve zihinleri kazanmaktan geçtiğini, kalpleri ve zihinleri kazanmak, ülke çıkarlarını korumak için Türk diasporasının gerçek potansiyelini harekete geçirmek gerektiğini söyledi.

Bugün 5,2 milyon Türk'ün Avrupa'da yaşadığını, 140 bin ticari işletmeyi çalıştırdığını, 640 bin kişiye iş verdiğini, 50 milyar avro ciro yaptığını anlatan Bağış, 2020 yılında AB'deki Türkiye diasporasının 6,5 milyona, girişimci sayısının 190 bine, toplam yatırımın 25 milyar avroya ve cirolarının da 90 milyar avroya ulaşacağının tahmin edildiğini kaydetti.

Bağış, ''Biz Türk diasporası sayesinde zaten çoktan AB üyesi olduk. Türkiye diasporası olarak, yönünü herhangi bir coğrafyayla sınırlandırmayan sadece Doğuya ya da Batıya, sadece Kuzeye ya da Güneye bakan değil, geleceğe bakan bir diaspora anlayışını hakim kılmamız lazım'' şeklinde konuştu.

Gittikleri her ülkede, o ülkenin devlet başkanları, başbakanları, üst düzey yetkililerinin kendilerine, Türkler'in çalışkanlığından, dürüstlüğünden, başarılarından övgüyle söz ettiğini dile getiren Bağış, şunları kaydetti:

''Her gittiğimiz ülkede, oradaki Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarından, oradaki soydaşlarımızdan dolayı göğsümüz kabarıyor. Bizim gayretlerimiz, sizlerin orada onurlu birer vatandaş olarak yaşamanız içindir. Türkiye ne kadar güçlü olursa, sizler de bulunduğunuz ülkelerde o kadar güçlü olursunuz. Siz ne kadar güçlü olursanız, Türkiye de o kadar güçlü olur. Dünyanın ekonomik ağırlık merkezi batıdan doğuya, sanayileşmiş ülke ekonomilerinden yükselen ülke ekonomilerine kaymaktadır. Yeniden şekillenen bu ortamda ise Türkiye'nin çok özel bir konumu var. Artık askeri darbelerin değil, ekonomik darbelerin hükümetleri yıktığı bir dönemde yaşıyoruz. Türkiye'nin sahip olduğu coğrafi konumun yanında, yabancı yatırımcılar için güçlü bir ekonomik ortam sunması, nitelikli işgücüne sahip olması, küresel piyasalara erişim imkanlarının gelişmiş olması ülkemizi bölge ülkelerinden ayrıcalıklı bir konuma getiriyor.''

-''Hedeflerimizi ve çalışmalarımızı küresel ölçekte götürmeliyiz''-

AB Bakanı ve Başmüzakereci Bağış, OECD verilerine göre, Türkiye'nin, küresel kriz patlak verene kadar 27 çeyrek boyunca art arda büyüyerek Avrupa'nın en hızlı büyüyen ekonomisi, Türkiye ekonomisinin 2011'in ilk çeyreğinde yüzde 11 büyümeyle dünya birincisi, ikinci çeyrekte ise yüzde 8,8 büyüyerek Çin'den sonra dünya ikincisi olduğunu hatırlattı.

''Tahminler, bu performansın önümüzdeki dönemde de devam edeceği doğrultusundadır'' diyen Bağış, küresel krizin yarattığı olumsuz koşullara rağmen, siyasi ve ekonomik istikrar sembolü haline gelen Türkiye'nin, 2011'in ilk yarısında yaklaşık 10 milyar dolar doğrudan yabancı yatırım çekmeyi başardığını, krizin etkilerini kısa sürede atlatarak yakaladığı yüksek büyüme hızı ve istikrarlı ekonomisiyle Türkiye'nin, küresel ölçekte bir rol model konumunda olduğunu söyledi.

Bağış, devamla şu görüşleri dile getirdi:

 ''Artık coğrafi sınırları kafamızdan silip, hedeflerimizi ve çalışmalarımızı küresel ölçekte götürmeliyiz. Ancak bunu yaparken de ister Türkiye'nin içinde isterse dışında faaliyet gösterelim, hepimizin aynı zincirin halkaları olduğumuzu unutmamalıyız. Geçmişte kamunun özel sektöre yol gösterici bir görevi vardı Türkiye'de, ama artık Türk girişimci sınıfı oluştu. Sağlam ve dinamik bir özel sektörümüz var. Hükümetimiz Türk girişimcisinin önündeki engelleri temizlemek, sağlıklı işleyen bir piyasa altyapısı sunmak, özel sektörün ihtiyaç duyacağı alanlarda destek sağlamak, yani bir başka ifadeyle başlangıç için ihtiyaç duyulan kıvılcımı çakmak adına özel sektörümüz için bir kaldıraç etkisi yaratmaya yönelik çalışmalarını her alanda sürdürüyor.''

Aynı zamanda, Türkiye ve Balkan ülkeleri arasındaki ekonomik ilişkilerin, Türk yatırımcıların Balkan piyasalarına ayak basmasıyla başlayan süreçte güçlendiğine işaret eden Bağış, 2002-2008 dönemi göz önüne alındığında bölgeyle yapılan ticaretin 6 kat arttığını bildirdi.

Türk firmalarının kriz döneminde dahi dünya pazarlarında gösterdiği performansın dikkate değer olduğunu vurgulayan Bağış, ''Ülkemizin küresel güç olma vizyonunun en önemli parçası Türk diasporası olacaktır. Dünyanın ve Avrupa'nın dört bir yanında faaliyet gösteren Türk girişimcisi cesareti, tecrübesi, bilgisi ile gelecekte de ülkesine, milletine hizmette bulunmaya devam edecektir'' diye konuştu.

KAYNAK: AA
YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL
DİĞER HABERLER
Sağlığı tehlikeye sokan gıdalar bir bir ifşa ediliyor: İşte o ürünler
Galatasaray, RAMS Park'ı Tottenham'a dar etti