Görmez: Felaketin adı merhametsizlik
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, ''Aslında Afrika kıtasının bugün maruz kaldığı felaketin adı kuraklık ve kıtlık değildir. Acının gerçek adı, insanlığın merhamet pınarlarının kurumuşluğudur'' dedi.
Görmez, ''II. Afrika Kıtası Müslüman Ülke ve Toplulukları Dini Liderler Zirvesi''nin Dolmabahçe Sarayı'ndaki açılışında yaptığı konuşmada, Afrika'nın bizim kültür ve medeniyetimizde Medine'i-Münevvere'den önceki hicret yurdumuz olduğunu belirtti.
Afrika'nın ilk Müslümanların sığındığı bir emniyet limanı olduğunu dile getiren Görmez, Afrika'nın Hazreti Muhammed zamanında İslamla tanıştığını ve Müslümanlara kucak açtığını anımsattı.
Afrika'nın İslam medeniyeti, İslam bilim ve düşüncesinin gelişmesine sağladığı katkının göz ardı edilemeyecek kadar aşikar olduğunu belirten Görmez, ''Millet olarak bizim Afrika ile dostluk ve kardeşlik bağlarımız, yüzlerce yıllık bir tarihe dayanmaktadır'' dedi.
Görmez, Afrika'nın Osmanlı Devleti sonrası uluslararası güç, rekabet ve sömürgeciliğin mücadele alanı haline geldiğini kaydederek, emperyal güçlerin kıtanın insanlarını köleleştirerek, servetlerini yağmaladığını anımsattı.
''Artık bu kıtanın medeniyetlere beşiklik eden karakteristik özelliğini yeniden kazanmasının vakti gelmiştir'' diyen Görmez, Afrika kıtasında Asya kıtasından sonra en fazla Müslüman nüfusun yaşadığını da dile getirdi.
Görmez, ''İslam bizleri kardeş yaptı. Hiç birimizin diğerinden üstün olmadığını bize öğretti. Rengi, dili, ırkı, serveti, makamı ne olursa olsun her Müslümanın Allah katında eşit olduğunu, tek üstünlük ölçüsünün de takva olduğunu bize öğretti'' diye konuştu.
Afrika kıtasının son yüzyılın en büyük kıtlık ve açlık felaketiyle karşı karşıya kaldığını ifade eden Görmez, özellikle Somali merkezli bu felaketin bizlerin insani ve İslami bir imtihanı haline geldiğini dile getirdi.
Görmez, ''Aslında Afrika kıtasının bugün maruz kaldığı felaketin adı kuraklık ve kıtlık değildir. Bugün kıtada yaşanan acının gerçek adı, insanlığın merhamet pınarlarının kurumuşluğudur'' dedi.
Dünyanın bir çok ülkesinde israf edilen nimetlerin, lüks için yapılan masrafların küçük bir bölümünün bile Afrika kıtasının karnını doyurmak için kafi olduğunu ifade eden Görmez, Afrika kıtasında Müslüman halk kitlelerinin ve özellikle genç kuşaklarının bilgilendirilmesi ve eğitilmesine ihtiyaç olduğunu söyledi.
Görmez, ''Bizler son yıllarda bilhassa Avrupa'da ve dünyanın farklı bölgelerinde İslam için çizilmek istenen, dinimizin ruhuna ve aslına asla uymayan çarpıtılmış İslam ve Müslüman imajına karşı da birlikte hareket etmek durumundayız'' diye konuştu.
Birinci zirvenin ardından Afrika'nın farklı ülkelerinden yüzlerce çocuğun Türkiye'ye gelerek, dini tahsil imkanından faydalandığını, kardeş şehir ve müftülük projesi kapsamında da Afrika'nın farklı ülkelerinde cami inşaatları başladığını anlatan Görmez, kıtada yer alan Osmanlı dini eserlerin tespit edilerek Türkiye tarafından restore edilerek bölge insanının hizmetine sunulmasının önem arz ettiğini de kaydetti.
-Öteki konuşmalar-
Tunus Din İşleri Bakanı Laroussi Mizouri, Afrika kıtasındaki kültürel çeşitliliğin zenginlik olduğuna dikkati çekerek, bir çok ortak payda olduğunu dile getirdi.
Mizouri, Afrika kıtasının açlık, kıtlık, terörizm, göç, ırkçılık ve tehlikeli hastalıklarla karşı karşıya bulunduğunu ifade ederek, tüm bu konularda dini liderlere görevler düştüğünü söyledi.
Komorlar eski Cumnurbaşkanı Ahmed Abdallah Mohamed Sambi de, Afrika kıtasının içinde bulunduğu duruma göre şu an dünyadaki en önemli kıta olduğunu ifade ederek, Afrika'nın doğal kaynaklarının tüketilmesine karşın halen bakir toprakları olduğunu kaydetti.
Sambi, Afrika'da Müslümanlığın yayılması konusunda modern iletişim araçlarının önemli olduğunu vurgulayarak, misyonerlik faaliyetlerinin önlenmesinde de bunun gerekli olduğunu söyledi.
Türkiye'nin, Osmanlı döneminden bu yana tanındığını ve örnek bir ülke olduğunu da belirten Sambi, konuşmasının sonunda bir de ilahi okudu.