Gül: Güneş, doğudan batıya geliyor

Konuşmanın ardından CBI liderlerinden Sir Roger Carr’a seslenen Gül, “Umarım doğru bir çerçeve çizdim. Bugünlerde Avrupa üzerinde bulutlar dolaşıyor.” dedi. Sir Roger Carr’ın “Türkiye’de ise hava güneşli.” demesi üzerine Gül, “Güneş, doğudan batıya doğru gelir. Yani buraya geliyor.” ifadelerini kullandı.

Sir Roger Carr, Türkiye’de ekonomi istatistiklerin parlak olduğuna dikkat çekti ve Türk ekonomisinin büyük bir fırsat olduğunu vurguladı. CBI Başkanı John Cridland ise Gül’ün konuşmasını şu ifadelerle değerlendirdi: “Gül’ün harika konuşması bu çok önemli ekonomideki (Türk ekonomisindeki) fırsatların büyüklüğünü Britanya’daki iş çevrelerinin dikkatine getirdi. Gül ayrıca dünyanın 2008 sonrasında ne yönde değiştiğini, yeni ekonomilerin siyasi ve ekonomik gücüne dikkat çekti.”

DÜNYA EKONOMİK TERÖR TEHLİKESİ ALTNDA

'İhracat yoluyla ekonomik kalkınmayı sağlamak' konulu konuşmada 2007 yılının ikinci yarısındaki ekonomik krizin bütün dünyayı derinden etkilediğini söyleyen Gül, birçok gelişmiş ülke ekonomisinin resesyona girdiğini ve büyüme oranlarının ciddi oranlarda düştüğüne dikkat çekti.

2010 yılında dünya ekonomisinin toplanma sürecine girdiğini ve dünya ekonomisinin yüzde 5 büyüme kaydettiğini hatırlatan Gül, G-20 olarak adlandırılan birliğin hiç şüphesiz bu krizi atlatmada büyük etkisi olduğunu belirtti. Gül, Türkiye'nin de G-20 zirvesine katılarak ekonominin tekrar canlandırılması noktasında tecrübelerini aktardığına dikkat çekti.

4 yıl aradan sonra, global ekonomik krizin tekrar tehlike bir noktaya geldiğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Gül, Avrupa'daki Euro krizi ve ABD'deki zayıf ekonomik göstergelerin küresel resesyon konusunda piyasaları tekrar endişeye sevk ettiğini belirtti.

Euro krizinin sebeplerine de değinen Abdullah Gül, borç seviyelerinin ve bütçe açığının Maastricht Kriterleri'nin üzerinde olmasını krizin başlıca sebebi olarak gösterdi. Krizin ikinci sebebi olarak işsizlik oranlarının düşürülmesinde başarısız olunduğu tespitinde bulunan Gül, finansal sektördeki problemler ve siyasi irade eksikliğini de ekonomik krize etki eden diğer maddeler olarak işaret etti.

Dünya ekonomisinin, büyük bunalımlara hızlı şekilde girebilecek 'ekonomik terör dengesinde' olduğunu söyleyen Gül, bu sebeple G-20 ekonomik zirvelerinin global krizin aşılmasına yönelik iyi şekilde değerlendirilmesi gerektiğini belirtti.

Gül konuşmasında, küreselleşmenin uluslararası piyasayı birbirine daha da bağımlı hale getirdiğini ve ekonomik kriz ile mücadelede ülkeler arasında daha güçlü bir ekonomik dayanışmanın gerekli olduğuna dikkat çekerek, “Hiçbir ülke sadece kendi ülke ekonomisini kontrol altına alarak ekonomik krizle mücadele edemez.” diye konuştu.

Son 50 yılda dünya ekonomisinin nasıl değiştiğine de değinen Abdullah Gül, IMF tahminlerine göre 2013 yılında dünyadaki toplam üretimin yarısından çoğunun, yüzde 3 yıllık büyümeyi sürdürmeleri durumunda ise 2030’da üçte ikisinin ‘büyüyen ekonomiler’ tarafından karşılanacağını kaydetti. Gül, bu sebepten dolayı, gelişmiş ülke ekonomilerinin fırtınalı günler geçirdiği günümüzde gelişmekte olan ekonomilerin daha önem kazandığına vurgu yaptı.

TÜRKİYE, YATIRIMCILAR İÇİN EN CAZİP ÜLKELERDEN

Türkiye’nin en canlı büyüyen ekonomilerden birine sahip olduğuna dikkat çeken Gül, küresel ekonomik krizin tekrar istikrara kavuşması için ülkesinin önemli katkılar sağlayabileceğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Gül, dünyayı derinden etkileyen ekonomik bunalıma rağmen Türkiye’nin krizden daha da güçlenerek çıktığına ve ekonomisini daha güçlü, sağlıklı ve istikrarlı hale getirdiğini belirtti. Türkiye’nin son yıllardaki hızlı ve istikrarlı kalkınmasını ekonomik rakamlar vererek açıklayan Abdullah Gül, ülkesinin yabancı yatırımcı için en cazip ülkeler arasında yer aldığını söyledi.

“Güçlü politik irademiz, ekonomik potansiyelimiz, cazip yatırım fırsatlarımız ve güçlü özel sektörümüzle her güçlüğü göğüsleyecek çaptayız”. diyen Gül, dünya ekonomisinde birçok yükselen yıldız, güneş, kaplana şahitlik ettiklerini, şimdi ise Eurasia’nın yükselen hilalinin parlayan yıldızının Türkiye olduğunu belirterek sözlerini tamamladı.