"Akran zorbalığı"nın çaresi merhamet eğitimi
AYŞE BÜŞRA ERKEÇ - Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Kemal Sayar, yetişme döneminde "akran zorbalığı"na maruz kalan çocukların yetişkinliğinde bu travmanın izlerini taşıyabildiğini belirterek, öğretmenlerin ve ailelerin çok dikkatli olması, okullarda "merhamet eğitimi" verilmesi gerektiğini söyledi.
Sayar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, akran zorbalığının sadece eğitimin kalitesini düşürüp, okullarda huzuru bozmadığını, çocukların ve gençlerin ruhsal ve bedensel sağlığını bozarak, gelişimlerine engel olduğunu aktardı.
Çocukların günümüzde güçlü olanın haklı olduğu bir dünyaya doğduğuna işaret eden Sayar, şunları belirtti:
"Çocuklar bir başkasına boyun eğdirerek daha başarılı ve güçlü olduklarını hissetmeye başlıyor. Bu, içinde yaşadığımız kültürün bir neticesi olarak ortaya çıkıyor. Akran zorbalığında daha zayıf, daha farklı ve ezik olarak görülen çocuklara bir grup başka çocuğun ruhsal açıdan yıldırma taktiği uygulaması mümkün. Eziyet eder, kötü söz söyler, başka insanların önünde aşağılayabilirler. Bu tarz bir travmanın ömür boyu süren etkileri olabilir. Yetişme döneminde akran zorbalığına maruz kalmış insan, yetişkinliğinde bu travmanın izlerini taşıyabiliyor. Dolayısıyla okulların ve ailelerin çok dikkatli olması gerekiyor."
Sayar, akran zorbalığının önlenebileceğine dikkati çekerek, şöyle dedi:
"Sürekli, okullarda 'merhamet eğitimi' verilmesi gerektiğini savunuyoruz. Çocuklarımız acımasız video oyunları oynuyor ve acımasız televizyon dizileri izleyerek büyüyorlar. Başkasını yıldırma ve zalimlik yapmanın doğal olduğunu, eğer zalim olmazsa mazlum olacağını düşünüyorlar. Adeta ormanda büyür gibi bir psikoloji içinde yetişebiliyorlar. İşte merhamet eğitimi, bizi insan canının ne kadar kırılgan, kutsal ve bir başkasının canının ne kadar kolay acıyabilir olduğunu göstererek, empati ile başkasının acısını anlama yönünde eğitecek bir eğitimdir."
Bu konuda eğitimciler ve ailelere büyük iş düştüğünün altını çizen Sayar, "Anne ve babalar çocuklarına iyi örnek olur, merhametin değeri ve erdemini öğretebilirlerse bu olay bir yangın haline gelmeden bitirilebilir" dedi.
Sayar, ebeveynlerin çocuklarını sürekli ayrıcalıklarla büyütmek yerine, başka insanların dertlerine kulak verebilecek faaliyetlerde bulunmalarını sağlamaları gerektiğini vurguladı.
Çocukların, huzurevindeki yaşlıları, lösemiyle mücadele eden çocukları veya Suriyeli sığınmacıları ziyaret ettirilmesini isteyen Sayar, böylece farklı hayatların da olabildiğini görebileceklerini bildirdi.
- Televizyon karakterlerinden esinleniyorlar
Bilge Kadın Araştırma Merkezi (BİLKA) Başkanı Alev Sezen de 34 ilde yaptıkları araştırma sonucu hazırladıkları "Akran zorbalığı" raporu ile yurt dışında "Bullying" (zorbalık) adı verilen rahatsızlığın önlenmesi için hukuki ve idari platformda mücadele edilmesini sağlamayı amaçladıklarını belirtti.
Raporun sınıf, psikolojik rehberlik ve danışma gibi çeşitli branşlarda 360 öğretmenle gerçekleştirilen anket sonrası hazırlandığını dil getiren Sezen, "Bullying vakalarında önleyici etken olarak manevi vurgu öne çıkıyor. Eğitimcilerin yüzde 76’sı, akran zorbalığının ders düzeni bakımından olumsuz etkisinin bulunduğunu belirtti. Bu konuda eğitim camiasına büyük görev düşüyor. Zorba öğrencilerin davranış modeli olarak esinlendikleri kişiler irdelendiğinde en başta televizyon karakterlerinin, daha sonra aile fertleri ve mahalledeki büyüklerin yer aldığı görülmektedir" diye konuştu.
YORUMLAR