Erdoğan'ın en zor yazılan konuşma metni

Erdoğan'ın metin yazarı Ak Parti Milletvekili Adayı Aydın Ünal, Erdoğan ile çalışmayı ve seçim gündemini Haber7'ye değerlendirdi.

Erdoğan'ın en zor yazılan konuşma metni
Erdoğan'ın en zor yazılan konuşma metni
GİRİŞ 28.05.2015 10:03 GÜNCELLEME 28.05.2015 17:44
Bu Habere 19 Yorum Yapılmış

Osman Ateşli'nin röportajı

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 8 yıl metin yazarlığını yaptıktan sonra Ak Parti Ankara 2. Bölge 5. Sıra Milletvekili Adayı olan Aydın Ünal, Haber 7'ye Erdoğan ile çalışmanın ne demek olduğunu anlattı.

Tayyip Erdoğan'a konuşma metinleri hazırlamanın onu bir o kadar yakından tanımayı kaçınılmaz kıldığını sözlerinde hissettiren Ünal, kendisini en çok zorlayan konuşma metninin hangisi olduğunu da açıkladı.

Erdoğan'ın 2009’da, AK Parti grubunda yaptığı Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi konuşmasının Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 23 Nisan 1920’de açılışı kadar önemli bir konuşma olduğunu da vurgulayan Ünal, Erdoğan'ın zaman zaman sert, zaman zaman yumuşak olan üslubunu milletin hissiyatlarına göre şekillendiğini savundu.

Aydın Ünal'ın "Recep Tayyip Erdoğan metin okumaz; konuşur" vurgusu dikkat çekerken, 7 Haziran seçimleri ve çözüm süreci ile ilgili de çok çarpıcı tespitlerde bulundu.

İşte Ak Parti Milletvekili Adayı Aydın Ünal'ın Haber 7 Yayın Koordinatörü Osman Ateşli'ye yaptığı açıklamalar:

"ÜMMETİN UMUDUNU BAĞLADIĞI LİDERLE ÇALIŞTIK"

- Uzun yıllar Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşma metinlerini kaleme alan ekipte yer aldınız. Nasıl bir duygu Erdoğan gibi bir liderle çalışmak?

Son derece keyifli, bir o kadar da tatmin edici bir çalışma süreciydi. Sadece bir dünya lideriyle çalışmadık; ümmetin umudunu bağladığı ve gece gündüz dualar ettiği bir liderle çalıştık. Payımıza bir nebze olsun hayır duası düştüyse, büyük bahtiyarlıktır.

"O METİN OKUMAZ, KONUŞUR"

- Sayın Cumhurbaşkanı kaleme aldığınız metinlere sadık kalır mıydı?

Sayın Cumhurbaşkanı çocukluğundan itibaren kürsülerde olan iyi bir hatip. Şu anda değil Türkiye’de, dünyada bile konuşma konusunda en iyi, en tecrübeli lider. Biz, sadece ona yardımcı oluyor, işini kolaylaştırmaya çalışıyorduk. O metin okumazdı, konuşurdu.

- Konuşma metinleri ne kadar sürede kaleme alınırdı?

2 Saatte yazılan da olurdu, 3 gün süren de...

KALEME ALIRKEN EN ÇOK ZORLANDIĞI METİN

- En çok hangi konuşmayı kaleme alırken zorlandınız?

AK Parti’nin son kongresi için, Olağanüstü Kongre için hazırladığımız metin bizi çok zorlamıştı. Bir veda konuşmasıydı. Türkiye’nin, milletin, ülkemizin çocuklarının istikbalini değiştirmiş o büyük siyasi harekete, partisine veda etmesi kolay değildi. Bir de acı hadiselerle ilgili açıklamalar bizi zorlardı. Şehitlerimizle, afetlerle, Gazze’yle ilgili açıklamaları yazarken daraldığımızı hatırlıyorum.

"2009'DAKİ MİLLİ BİRLİK VE KARDEŞLİK KONUŞMASI TBMM'NİN 1920'DEKİ AÇILIŞ KONUŞMASI KADAR ETKİLİYDİ"

- Bıraktığı etki ve sonuçları bakımından en etkili konuşma metni hangisiydi?

Sayın Cumhurbaşkanımızın 2009’da, AK Parti grubunda yaptığı Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi konuşması benim için en önemli, en etkili konuşmaydı. Bir tarih, o gün o kürsüde sona erdi ve yeni bir süreç başladı. Andığı isimlerle, kullandığı kavramlarla, Türkiye’nin kardeşliğine yaptığı tariflerle, o konuşma, adeta Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 23 Nisan 1920’de açılışı kadar önemli bir konuşmaydı.

"ERDOĞAN ÖFKEYLE KONUŞUYORSA O KIZMAMIŞTIR MİLLET KIZMIŞTIR"

- Sizce dinleyenler üzerinde sert konuşmalar mı daha etkili oluyordu, yoksa üslubu daha yumuşak konuşmalar mı?

Sayın Cumhurbaşkanı gönülden konuşan, gönlüyle konuşan bir liderdir. Gönülde ne varsa, dil de onu söyler. Kimi zaman şefkatli, kucaklayıcı olması gerekirdi; kimi zaman öfkeli, hiddetli olması gerekirdi; kimi zaman yumuşak, kimi zaman sert bir üslubu olurdu. Hadiseler, ama en çok da duygu hali belirlerdi üslubunu. Kızdığı zaman da, güldüğü zaman da, ağladığı zaman da, bunu milleti için, ülkesi için, bayrağı için yapardı. Kulağa değil, gönüle hitap ederdi. Onun içindir ki, kim ne duymak istiyorsa, cümlelerinde onu bulurdu. Tayyip Erdoğan, konuşmalarını, insanlar üzerinde etki bırakmak için, insanları ikna etmek için yapmaz. Tayyip Erdoğan duygularını, düşüncelerini aktarır. O duygu ve düşünceler dinleyicininkilerle uyuştuğu, örtüştüğü için, dinleyiciler konuşmayı beğenir. Tayyip Erdoğan dinleyicilerine ayna tutan, tercümanlık yapan, diyemediklerini cesaretle söyleyebilen bir lider. Eğer öfkeyle konuşuyorsa, o kızmamıştır; millet kızmıştır. Eğer yumuşak söylüyorsa, o da milletin hissiyatıdır.

"İNSANLIĞA KONUŞAN BİR LİDERİN HASSASİYETİNİ TAŞIYORDUK"

- Bir röportajınızda 8 yılda yaklaşık 7 bin sayfalık metin kaleme aldığınızı söylemişsiniz? Bu çok kolay bir şey olmasa gerek… Nasıl bir iş Tayyip Erdoğan gibi bir isme metin hazırlamak, zor mu?

Elbette zor. Tayyip Erdoğan sadece kürsünün önündekilere değil, millete konuşan, ümmete konuşan, insanlığa konuşan bir lider. Bu da onun kadar bizim de sorumluluğumuzu artırıyordu. Hassas olmak zorundaydık. Bize güveniyordu; o güveni boşa çıkarmamak için, o güvene layık olabilmek için çok büyük bir hassasiyetle çalışıyorduk.

"BİZ SADECE ONA YARDIMCI OLUYORDUK"

- Konuşma metinlerindeki tonu ve duyguyu siz mi belirliyordunuz yoksa Erdoğan mı? Mesela yönlendirme ve etkilenme konusu nasıl soruna dönüşmüyordu? O mu önden giderdi, siz mi?

Tekrar vurgulamalıyım ki, Recep Tayyip Erdoğan metin okumaz; konuşur. Biz sadece ona yardımcı olurduk. Onun duygularını ne kadar hissedebilir, ne kadar öngörebilirseniz, o kadar iyi metin yazarı olursunuz. Yani metin yazarı arkadan gider; eğer önden gitmeye kalkışırsa, hem kendisini, hem hatibi başarısız kılar.

Erdoğan’ın metinlerini yazan herkes onun gibi mi düşünüyor? Dünya görüşü aynı mı?

Öyle olmasa, iyi bir metin yazarı olamazsınız.

"MİLLET KİRLİ İTTİFAKIN NİYETİNİ GÖRÜYOR"

- Ak Parti milletvekili adayısınız. Nasıl görüyorsunuz tabloyu?

Karşımızda tam anlamıyla bir şer koalisyonu oluştu. Aslında karşımızdaki cephe sadece AK Parti karşıtı, AK Parti düşmanı bir çevre değil; aslında bu şer cephesi, Yeni Türkiye’nin hasmı, düşmanı, karşıtı bir çevre. Bugüne kadar milleti kandırmak için kullandıkları tüm iddialarını, tüm argümanlarını, imajlarını ayaklar altına aldılar. Bu ittifak milletin dikkatinden kaçmıyor. Millet, bu kirli ittifakın niyetini görüyor. 7 Haziran, Yeni Türkiye’nin kutlu yürüyüşünün teyit edileceği bir tarih olacak, şimdiden bu çok net görülüyor.

- Halkın size karşı teveccühü nasıl, meydanlarda önceki seçimlere göre hava nasıl?

13 yılda 9 seçim yaşadık. Özellikle son 4 yılda 3 seçim geçirdik. Buna rağmen, halkın, hem seçimlere, hem de mitinglerimize ilgisinin artarak devam ettiğini görüyoruz. AK Parti’ye yönelik çirkin saldırıların kendisine de yönelik olduğunu gören millet miting meydanlarına akın ediyor. Sadece miting meydanları değil, Başbakanımızın geçtiği yollar dahi tarihi kalabalıklara şahit oluyor. Aslına bakarsanız, halk, artık sadece sandıklarda değil, meydanlarda da gövde gösterisi yapıyor, diyeceğini meydanların diliyle söylüyor. AK Parti’den önce, meydanlarla seçim sonuçları arasında bir irtibat kurulamıyordu. AK Parti döneminde ise meydanlar sandıkların müjdecisi olmuştur. Meydanlara bakınca, 7 Haziran’ın rengini şimdiden görebiliyoruz.

"HDP'YE SİLAHLA ARANA MESAFE KOY DEDİK. O GİTTİ GÜLEN VE DOĞAN'A SIRTINI DAYADI"

- HDP Barajı aşarsa ya da aşamazsa, Çözüm süreci bundan nasıl etkilenir?

Biz Çözüm Sürecini başlattığımızda Meclis’te HDP yoktu, öncülü partiler de, milletvekilleri de yoktu. 7 Haziran’dan sonra Meclis’te olsalar da, olmasalar da Çözüm Süreci ilerler. Cumhurbaşkanımız da, Başbakanımız da, bu sürece canlarını koymuş kişiler. Tek başlarına dahi kalsalar, ki asla kalmayacaklar,  bu kardeşlik projesini devam ettireceklerini biliyorum. HDP silahla arasına mesafe koymadıkça, şiddeti reddetmedikçe, Çözüm Sürecine zaten katkı sağlayamaz ve sağlayamadı. Önümüzdeki süreçte HDP, sadece şiddetle arasına değil, Doğan ve Gülen medyasıyla da arasına mesafe koymak zorunda. Zira Doğan ve Gülen medyası da en az silah kadar, en az şiddet kadar, en az terör kadar bu milletin düşmanlarıdırlar. Faşistle yol arkadaşlığı yapan eninde sonunda Faşist olur. Faşizme boyanmış bir siyasi parti hiç bir konuda çözüme katkı sağlayamaz. Biz HDP’ye “silahla arana mesafe koy” derken, o gitti, silahın yanında Doğan ve Gülen medyasına sırtını dayadı. Oysa herkes biliyor ki bunlardan dost olmaz. Sattıklarının, sırtından hançerlediklerinin, ihanet ettiklerinin haddi hesabı yok. Başta Kürtler olmak üzere, milletin, bunlara sandıkta en güzel dersi vereceklerine şüphe yok. Umarım o dersten ibret de çıkarırlar.

KAYNAK: HABER7
YORUMLAR 19
  • Yeni Türkiye 9 yıl önce Şikayet Et
    30 Yıldır sızmaya çalışıyorlardı bu devlete "sızıntılar" sızdılar.. Ne plan yapmış adamlar ya.. Nasıl ince çalışmışlar.. Kendi adamlarını en iyi, en stratejik yerlere getirmek için... Ama Allah'ı unutmuşlar anlaşılan. Çünkü Allah Doğruların yardımcısıdır... Din adamı olsaydın Allahı unutur muydun? Bak ettiğiniz beddualar yerini buluyor, kimin evlerini ateşler sarıyor, kimin topluluğu dağılıyor. Kimin birlikleri bozuluyor, kimin önleri kesiliyor, Allah kimlerin bişey olmasına fırsat vermiyor. Bedduanız tuttu evet, ama size tuttu... Yazık alt kademedeki ler de kendilerini gerçekten hizmet ediyorum zannediyor.. Yeni Türkiye yi kimse engelleyemeyecek İnşallah.
    Cevapla
  • osman öztürk 9 yıl önce Şikayet Et
    Bize, Bosna''nın duaları yeter. Bize Şam''ın duaları yeter. Bize Kahire''nin duaları yeter. Bize Bağdat''ın duaları yeter. Bize Myanmar''ın duaları yeter. Bize 76 milyonun içerisinde o başı yaşmaklı, gözü yaşlı ninelerin duaları yeter diyen Üç Kıta Yedi Denizin Başkomutanı Ümmetin Son Kalesi Halifesi Evladı Osmanlı Recep Tayyip Erdoğan farkı!
    Cevapla
  • kadir 9 yıl önce Şikayet Et
    Gönüllere hitap etmek diye buna denir.Rabbim yolunu açık etsin.
    Cevapla
  • MERT 9 yıl önce Şikayet Et
    RTE demek milletin dertlerinin tercümanı demek onun içindir ki vatandaş onu seviyor bağrına basıyor seçimlerde destek oluyor onun içindir ki hep onunla birlikte hareket ediyor zalimi karşına alıpta sen insan öldürüyorsun çocuk katilisin plajlarda oynayan çocukları bile katlediyorsun demedi mi netenyahu yaişte o zaman dedim ki ümmete böyle bir lider gerekir. Ve onun adı Recep Tayyip ERDOĞANDIR.
    Cevapla
  • ince 9 yıl önce Şikayet Et
    İlk kez bir siyasiyi soluksuz ve zevkle anlayarak dinliyorum.Şimdi meydanlarda olmasını çekemiyorlar bir vatandaş olarak cumhurbaşkanımızı sürekli meydanlarda görmek istiyoruz o da bizi seviyor kıskananlar çatlasın.
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
Etiketleri önceden değiştirdiler! Fırsatçılar ocak ayını beklemedi
Vatandaşa kırmızı et diye bakın ne yedirmişler? Bakanlık markaları tek tek ifşa etti