BDP'li Dora: Başbakan tarihe geçebilir!

Leyla Zana’nın Kürt sorunu konusunda ‘Bu sorunu Erdoğan çözer’ açıklaması ne kadar ses getirdiyse BDP’li vekilin bu sözleri de bir o kadar ses getirecek.

BDP'li Dora: Başbakan tarihe geçebilir!
BDP'li Dora: Başbakan tarihe geçebilir!
GİRİŞ 29.06.2012 11:02 GÜNCELLEME 02.07.2012 08:42
Bu Habere 17 Yorum Yapılmış

Ömer Süt'ün haberi

Türkiye kritik bir dönemden geçiyor.  Kürt sorunun çözümüne dair yapılan görüşmelere yarın bir yenisi daha eklenecek. AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Leyla Zana ile görüşecek.

Bu önemli görüşme öncesi, Leyla Zana’nın Kürt sorunun  çözümüne dair yaptığı açıklamaların bir adım ilerisini Barış ve Demokrasi Partisi Mardin Milletvekili Erol Dora yaptı. Zana’nın konuyla ilgili olarak yaptığı “Bu sorunu Erdoğan çözer” açıklamasının bir benzerini haber7.com’a konuşan TBMM’nin ilk Süryani vekili Erol Dora, iktidar partisi olması sebebiyle Başbakan Erdoğan’ın güçlü olduğunu söyledi ve ekledi:

“Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Kürt sorunun demokratik bir şekilde çözerse tarihe geçme şansına da sahiptir. Sayın Başbakan’ın bu şansını da kullanması gerekir. “

“BDP’DE BASKI YAŞAMIYORUM”

Bir Süryani milletvekili olarak Barış ve Demokrasi  Partisi’nde hiçbir zorluk yaşamadığını, düşüncülerini özgürce ifade edebildiğini söyleyen Erol Dora, Türkiye’nin hassasiyetlerini göz önünde bulundurarak siyaset üretmeye çalıştığını dile getirdi. İşte Dora'nın açıklamalarından öne çıkan başlıklar:

Dora, Türkiye’nin gerçek sorunu Kürt sorunudur. Bu sorunun temelinde de Kürtlere haklarının verilmeyişidir.  Sorunlarımızı birbirimizi yok ederek, baskı kurarak çözemeyiz. Şu anda her birimizin sahip olduğu dili, etnik yapıyı biz yaratmadık, hepimiz böyle yaratıldık. Bu konuda empati kurulması taraftarıyım, kendi dilimize, etnik yapımıza ne kadar değer veriyorsak başkalarının da diline ve etnik yapısına saygı göstermeliyiz. Sorunlarımızın barışçıl yollarla, müzakereyle, demokratik süreçle çözümüne inanıyoruz, bu şiddet politikaları Türk ve Kürt halkını birbirinden uzaklaştıran politikalardır, dedi.

ATEŞKES ÇAĞRISI

Dora, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Türkler ve Kürtler Mezopotamya ve Ortadoğu’da kültürel olarak birbirine yakın olan, birlikte yaşamayı başarabilen iki halktır. Bir an önce bu çatışmalara son vermek gerekiyor ki bu yöntemle sorunların çözümlenmediğini hep beraber gördük, bir an önce ateşkesin olması gerektiğine inanıyorum. Türkiye’de bu konuyla ilgili olarak bir kamuoyu oluşmuştur.  

“GÖZ YAŞININ RENGİ YOK”

Bir Kürt gencinin öldürülmesiyle bir Türk askerini öldürülmesi arasında bir farkın olmaması gerekiyor.  Eğer biri bu iki ölüm arasında bir fark görüyorsa ben o insanın insanlığından şüphe ederim. Ölen insanlar bu ülkenin vatandaşıdır ve bizim kardeşimizdir. Gözyaşlarının rengi yoktur, ikisinin de rengi aynı. Bireyler, siyasiler, sivil toplum kuruluşları kendilerini sorgulamaları lazım. Eğer birlikte yaşayacaksak, bizim amacımız budur, niçin yıllardır insanlarımız ölüyor.

TÜRKİYE’NİN ÖNÜNDEKİ FIRSAT

Önümüzde yeni bir anayasa çalışması var, Anayasa Uzlaşma Komisyonu çalışmalarına devam ettiğini söyleyen Dora bu çalışma bizim için tarihi bir süreçtir, bunu çok iyi değerlendirmek gerekiyor, dedi. Dora, sözlerini şöyle devam etti: "Kürt sorunu evrensel anlamda, Kürtlerin ne istediklerini göz önünde bulundurarak barışçıl yollarla çözülmelidir. Hakları bir lütuf olarak değil, hakkı hak olarak vermemiz lazım. Devletin vatandaşa verdiği hakları teşvik edip bunu yaşatması gerekiyor.  Böyle olursa vatandaşlar sorunlu vatandaş olmaz, Türkiyelilik şemsiyesi altında gönüllü vatandaş olur. Birlikte yaşamayı öğrenirsek, Türkiye’nin Ortadoğu ve dünyadaki rolü çok daha etkili olur. "

SİYASİLERE ÇAĞRI, MHP’YE MESAJ

Ortadoğu’da daha güçlü bir Türkiye için müzakerelerin başlaması gerektiğini savunan Dora, bu konuda Barış ve Demokrasi Partisi olarak sorunların çözülmesi konusunda samimi bir şekilde her türlü desteğe hazırız, Meclis’teyiz buyursunlar gelsinler, görüşelim, dedi. Konuyla ilgili olarak şunları söyledi:

"Ana muhalefet partisi CHP doğru bir adım atmıştır, sorumluluk almıştır, zaten şu ana kadar böyle bir sorumluluğu almadığı için de hata yapmıştır. CHP, AK Parti ile beraber yürüttüğü Kürt sorunun çözümüne dair ısrarını sonuna kadar sürdürmelidir. MHP’yle süreç içerisinde iyi ilişkiler kurmak gerekiyor, bütün partiler bir araya geldiğinde sorunun çözümü kolaylaşacaktır."

“AK PARTİ VE BAŞBAKAN ERDOĞAN’A BÜYÜK GÖREV DÜŞÜYOR”

Oslo görüşmelerine göndermede bulunan BDP'li Dora şu ifadelere yer verdi: "Eğer Kürt sorunundan bahsedeceksek, Oslo görüşmelerine de değinmemiz gerektiğini düşünüyorum.  Oslo sürecinden sonra AK Parti seçimlere girdi ve yüzde 50 oy alarak tek başına iktidar oldu.  Demek ki AK Parti seçmeni demokratik süreçten, müzakereden rahatsız değil. Türkiye haklarının dileği de bu sorunun çözüme kavuşması yönünde. Burada en büyük görev iktidar partisi AK Parti ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a düşmektedir."

“BAŞBAKAN ERDOĞAN GÜÇLÜDÜR”

Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Leyla Zana'nın sözlerine de değinen Dora, Başbakan Erdoğan ve Hükümet'e mesaj verdi:

"Bir partide parlamenterler farklı görüşlerini dile getirebilirler, bu demokrasinin bir gereğidir.  Her politikacı partinin içerisinde farklı görüşler ortaya atılabilir, yeter ki bu görüşler samimi olsun ve o sorunun çözümüne katkı sunsun. Dolayısıyla Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a büyük görev düşüyor, Kürt sorununu çözüme kavuşturacak iktidar gücüne sahiptir. Başbakan Erdoğan’ın CHP, MHP ve BDP’nin de katılacağı bir barış sürecinde birlikte hareket etmesi gerekiyor. Leyla Zana “Bu sorunu çözüme kavuşturacak Başbakan Erdoğan’dır dedi. Başbakan Erdoğan’ın bu sorunu çözmesinde biz büyük bir mutluluk duyarız. Sayın Başbakan Erdoğan güçlüdür. Türkiye bu sorunun demokratik yollarla çözüme kavuşturulmasından yanadır. O zaman şu ana kadar yürütülen politikaların değiştirilmesinde fayda vardır.  BDP’ye mensup 8 bin kişiye yakın insan tutuklandı, bunlar barışa hizmet edecek gelişmeler değildir, bu tutuklamalarla barış süreci ilerlemez.

“ERDOĞAN’IN TARİHE GEÇME ŞANSI VAR”

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Kürt sorunun demokratik bir şekilde çözerse tarihe geçme şansına da sahiptir. Sayın Başbakan’ın bu şansını da kullanması gerekir.  Kürt sorunu çözümlenmediğinde, sadece Kürtler değil, Türkiye’deki bütün halklar menfi bir şekilde etkilenecektir. Tekrar söylüyorum, Barış ve Demokrasi Partisi olarak, üzerimize düşen her türlü görevi yerine getirmeye hazırız."

KAYNAK: HABER7
YORUMLAR 17
  • Ahmet Kemal 12 yıl önce Şikayet Et
    asıl mesele sorundan kim fayda sağlıyor 2. devlet içinde ve devlet dışında bu sorunun varlığından kar sağlayan kimlerdir...ben öyle sanıyorum ki terör sorununda derin eski statükonun bir karı bir çıkarı vardı...dahası devlet eskiden beri aşırı türk milliyetçisi ve türk islamı denilen bir gariplik var...adeta türk milliyetçiliği dinin bir gereği gibi gösteriliyor.her türlü ırkçılık din dışıdır... erdoğanın sorunu çözmesine gelince eğer ankaraya kapanır bürokratları dinlerse çözemez... yok eskiden benim mahallemde dolaştığı gibi vatanın asli sahibi sıradan halkın içine girerde halka kulak verirse hiç bir sorun dayanamaz..ah şu devlet işleri..
    Cevapla
  • hüseyin şahin 12 yıl önce Şikayet Et
    ne sorunu?. hala kürt sorunu diye yutturmaya çalışın. sorun mevcut yasalara uyulup uyulmadığı sorunudur. gerisi zırvalamadır.
    Cevapla
  • a.rahim ceylan 12 yıl önce Şikayet Et
    yeter artık diyoruz iyi günler hepimizi bekliyor. yeni uyandınız sn başbakan zaten kendisi tarih tir türkiye hepimize yeter bu öfke bu kin neyeki yeter artık uyanalım insaların kanı üzerine ticaret yapmayalım beyler
    Cevapla
  • Tuvad Nıdya 12 yıl önce Şikayet Et
    bütün ermeniler. koministler,süryaniler,zerdüştler,ateistler,kripto hıristiyanlar aynı tarafta..tarih bir kez daha tekerrür ediyor...uyan artık türkiye,yeter uyuduğun ...!!!!!!!!!!!!
    Cevapla
  • hakan bekmez 12 yıl önce Şikayet Et
    sayın başbakanımız tarihe geçti ama. asla ve kat'a bunu bir baskı unsuru olarak kullanmadı... yani ben başbakanım ben liderim höt zöt deyipte milletimizi zorbalıkla dikdatörlükle yönetmedi ve asla ideoloji taraftarı olmadı...! aksine sayın başbakanımız recep tayyip erdoğan, sayın cumhurbaşkanımız abdullah gül ve sayın ak parti hükümeti aldıkları sorumluluğun bilincinde oldular ve sadece türk milletiyle ve onun desteğiyle hareket ettiler en büyük simgelerinden biride şudur:" biz millete efendi olmaya değil, hizmetkar olmaya geldik ve yeter söz milletindir diyerek " , ülkemizi ve milletimizi şamar oğlanı olmaktan ve ezilmekten o kurtarmıştır ...! o sadece ve sadece milletimiz için çalışmıştır, hiçbir zaman kendini ve partisini düşünmemiş sadece ona güvenen türk milletini düşünmüştür... ve bazı çevreler ve zihniyetler tarafından yokolmaya yüz tutulan türk kültürünüde o ayağa kaldırmıştır...!
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
Münbiç kritik öneme sahip! "Alınırsa operasyon Fırat'ın doğusuna uzar"
Türk devi dünyayı kıskandırdı: En zor sektörde hedef ilk 3