Kadınlar sadece kendi soyadını kullanabilecek
AİHM, kocasının soyadını kullanmak istemeyen kadınlar için emsal kabul edilecek karar aldı. Medeni Kanun'da yer alan 'kadının kendi aile soyadını kocasınınki ile birlikte kullanma zorunluluğu' İnsan Hakları Sözleşmesi'ne aykırı bulundu. Böylece Türkiye'de kadınların tek başına kendi soyadlarını kullanmalarının önü açıldı.
Kocasının soyadını kullanmak istemeyen Avukat Gülizar Tuncer, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından haklı bulundu. AİHM dün verdiği kararda Türkiye'nin evli kadınlara uyguladığı kocanın soyadını kullanma zorunluluğunu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin özel yaşamın bütünlüğüne ilişkin 8. maddesine ve ayrımcılıkla ilgili 14. maddesine aykırı bularak Türkiye'yi mahkum etti.
Taraf'ta yer alan habere göre; AİHM ayrıca Tuncer'e 1500 Euro tazminat ve 3030 Euro mahkeme masrafının ödenmesine karar verdi. Avukat Gülizar Tuncer kararla birlikte Türkiye'nin iç hukukta değişikliğe gitmek zorunda olduğunu belirterek şöyle konuştu, "Türkiye şimdi AİHM kararının gereğini yerine getirmek ve mevzuat değişikliğine gitmek yükümlülüğünde. Aksi takdirde Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi yaptırım uygulamak durumunda kalabilir."
SÖZLEŞMELERE AYKIRI
Kadınların evlenmeden önceki soyadlarını kullanmalarının hem yerel mahkeme hem de Yargıtay tarafından Medeni Kanun'un 187. maddesi gerekçe gösterilerek reddedildiğini belirten Tuncer, "Oysa ki hem Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 8.ve 14. maddeleri hem de "Kadınlara Yönelik Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi" ve "Uluslararası Medeni Ve Siyasi Haklar Sözleşmesi" gereği talebimizin kabul edilmesi gerekirdi. Medeni Kanun'da aleyhe hüküm olsa da yargı organları Anayasa 90. madde gereği yasayı değil öncelikle uluslararası sözleşme hükümlerini uygulayarak iç hukukta lehimize karar vermek durumundaydılar. Hükümet yıllardır geleneksel muhafazakâr anlayışı savunarak Medeni Kanun'da değişiklik yapmaktan ısrarla kaçındı" diye konuştu.
EŞİNİN SOYADINI İSTEMEDİ
Gülizar Tuncer 1992 yılından beri İstanbul'da avukatlık yapıyordu. 2005 yılında yaptığı evlilik sonucu, halen yürürlükte bulunan Medeni Kanun gereğince, zorunlu olarak nüfus kayıtlarında kendi soyadının yanında eşinin de soyadı olan "Güneş"i yazdırmak durumunda kaldı. 2007 yılında Şişli Asliye Hukuk Mahkemesi'ne başvuruda bulunan Tuncer, 15 senedir avukatlık yaptığını ve bugüne kadar Gülizar Tuncer olarak tanınıp mesleğini bu isim ve soyadı ile yürüttüğünü, ayrıca okul diploması, vergi levhası, avukat kimliği, vekaletnameler ve diğer tüm resmi belgelerin Gülizar Tuncer adına düzenlendiğini ifade ederek eşinin soyadı olan "Güneş"i kullanmak istemediğini belirtti. Şişli 1. Asliye Hukuk Mahkemesi aynı yıl verdiği kararda Medeni Kanun'un 187. maddesini gerekçe göstererek Tuncer'in talebini reddetti. Tuncer kararı temyiz etti ancak Yargıtay 18. Hukuk Dairesi temyiz talebini reddederek mahkeme kararını onadı.
1000 EURO'LUK "DOSTANE" ÇÖZÜM
Gülizar Tuncer davayı AİHM'e götürdü. Türkiye, Tuncer'e davayı düşürmesi karşılığında nüfus cüzdanında kendi soyadını kullanabileceği değişiklik ve 1000 Euro'luk ödemeyi içeren "Dostane çözüm önerisi" sundu. Tuncer, "Dostane çözüm"e verdiği cevap dilekçesinde devletin sadece kendisini kapsayacak değişikliğini ve ödeme vaadini redderek bir hukukçu olarak "yalnızca kendisi için değil aynı konumda bulunup da bu durumdan ötürü rahatsızlık duyan tüm kadınları etkileyebilecek bir karar alınması gerektiğini" belirtti. Dava AİHM'de görülmeye devam etti. AİHM dün verdiği kararda Türkiye'yi mahkum etti.
ENGEL 187. MADDE:
Kadınların kendi soyadlarını kullanmalarına engel olarak gösterilen Medeni Kanun'un 187. maddesi şöyle: "Kadın, evlenmekle kocasının soyadını alır; ancak evlendirme memuruna veya daha sonra nüfus idaresine yapacağı yazılı başvuruyla kocasının soyadı önünde önceki soyadını da kullanabilir."
-
hursit dilaver 11 yıl önce Şikayet Etbabadan oğula mı, anadan anaya mı... dünyanın en uzun babadan oula giden sülalesi , hakanlığı osmanlılardır. bakın 600 yıldır babadan oğula gelmekte ve hala da devam etmektedir. dünyada başka yoktur. aha ingiliz. feminist devlet olduğundan kraliçe vardır. oğulları o ölünce tahta çıkacak. oğlu yoksa kızlar çıkıp kraliçe olacak. soy nesep hak getire .. anladınız mı..osmanlının cihan imparatorluğu olarak DÜNYANIN EN UZUN SÜRELİ İMPARATORLUĞU OLUŞUNU..anlamadınız tabi.. bize ingilizler gibi feminen tarafı olanlar pek yoktu da ondan.gene anlamadınız sa boşverin, karadayı başlıyor ona takılın.Beğen
-
hursit dilaver 11 yıl önce Şikayet Etnikahsız yaşamda doğan bebenin soyadı kadının soyadı olsun.. feministler sevinsin.. ASLA YATMEZ.. yetmez. doğacak bebelerin soy adını da anaları vermeli. adalet ve hümanistlik ile laiklik ve kemalizm ve CHP ruhu ile GEZİ ruhu bunu gerektirir.yorumlar ilgisiz. yahu hangi feminist zaten nikahsız yaşar. onlar ortak yaşam, seviyeli birliktelik,nikahsız evlilik taraftarıdır. bunlarla yaşayan erkekler de sadece yaşıyor tabi. günü gelip bıktığında eyvallah diyor gidiyor ve kadın da tek başına 40 yaşında ortada kalıyor. ve çocuk da olmadığı için, hatta tayyip bey 3 dedi diye inadına bir bile doğurmadığı için tek başına hayatını devam ettiriyor. ve öldüğünde 10-15 gün sonra bulunup belediyece kaldırılıyor.şimdiki ana babalar bu yazıyı okuyunca, melun kafir demesin. şu anda üniversiteye gönderdiğimiz gençlerimizin büyük çoğunluğu böyle ortak yaşamla hayatını yaşıyor. bilin efendim.benim melunluğumun bana zararı olur. siz kendinizi düşünün.Beğen
-
Hiçkimse 11 yıl önce Şikayet Et[2] BU soyadı meselesine gelince; ERKEK üstün olmasın diye KIZLIK soyadını kullanan FEMİNİST bayana sormalı,KIZLIK SOYADINI BU GÜNE TAŞIYAN YİNE bir ERKEK OLAN BABAN değil mi?. ERKEK soyadına karşı mücadele edip, bir başka ERKEĞİN (babanın) soy adını taşımak için YIRTINMANIN ANLAMI NE? Demek ki MAKSAT ÜZÜM YEMEK DEĞİL.DİNİ ve MİLLİ değerleri TAHRİP edip,"KENDİ AYAKLARI ÜSTÜNDE DURMA" bahanesiyle KOCASIZ ve denetimsiz ,ÖZGÜR(!) kadınlardan oluşan bir YIĞIN,bir PAZAR oluşturmak. KOLAYCA ÖZENDİRİLEBİLEN,VARINI YOĞUNU bir elbise veya ayakkabıya HARCAYABİLEN ideal MÜŞTERİLER.. Bunlar eliyle MALLARINI denetimsiz SATMAK(alışveriş ve kadın ne demek, bilen bilir) bir yandan da DİNİ ve MİLLİ olan her tavrı KIRMAK,kendi amaçları ve dünya görüşleri doğrultusunda kullanmak.. işte OYUN BU !Beğen Toplam 1 beğeni
-
Hiçkimse 11 yıl önce Şikayet Et[1] Abdullah ibni Abbas (Radiyallahu Anhuma) naklediyor: “Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) kadınlaşan erkeklere ve erkekleşen kadınlara lanet etti.” [Buhari Fethu’l-Bari 10/333] Müslümana başka delil gerekli mi?. İlla dersen bu mealde daha bir çok hadisler var.Az "gugıllayıp" ulaşabilirsiniz.Bu FEMİNİZM denen illet SON 150 senenin en adi ŞEYTAN İCATLARINDAN biridir.Güttüğü DAVA ise KADIN ERKEK eşitliği değil,KADININ MUTLAK ÜSTÜNLÜĞÜ ve GELENEKSEL AİLE kavramının yeryüzünden YOKEDİLMESİDİR.Başka türlü ŞEHEVİ hayat tarzını POMPALAMAKTA zorluk çekmektedirler çünkü..AİLE TERBİYESİ ve BİRİNE HESAP VERME korkusu(aile reisi olarak ERKEĞE) olmayınca diledikleri SAPIK ideolojiyi,MALI,dünya görüşünü yaymaları ÇOK DAHA KOLAY olacaktır.Nitekim iblisin KOVULURKEN ALLAH 'ın(c.c) huzurunda ettiği yeminde "..ONLARI SAPTIRACAĞIM,NESİLLERİNİ BOZACAĞIM,ÇOĞUNU ŞÜKREDENLERDEN BULAMAYACAKSIN.. " dediğini biliyoruz.Velhasılı kelam : KADIN kadın olarak,ERKEK erkek olarak güzel .Birbirinin YERİNE GEÇMELERİ ,yerini DOLDURMALARI İMKANSIZ.YARADAN öyle YARATMIŞ..İSTER kabul et, ister ETME.Hesabı sorulmayacak ZANNETME !Beğen
-
engin şen 11 yıl önce Şikayet Etolurmuymuş öyle saçma şey. soyadımı alnayan hatunu bende almam olur biter hadi selametle derimBeğen Toplam 3 beğeni