Ferhat Tunç: Yılmayacağım
Hakkında 15 yıla kadar ağır hapis cezası istemiyle yeni bir dava açılan sanatçı Ferhat Tunç yaptığı basın açıklamasında, yılmayacağını belirterek, 'Yürüyüşüme, halkımla birlikte devem edeceğim' dedi.
Ufuk Koşar'ın haberi
Katıldığı etkinliklerde yaptığı konuşmalar ve yazıları nedeniyle hakkında çok sayıda dava açılan Ferhat Tunç İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi'nde bir basın açıklaması yaptı. İHD Onursal Başkanı Akın Birdal, Özgürlük ve Dayanışma Partisi Parti Meclisi üyesi Hakan Tahmaz, Sosyalist Demokrasi Partisi (SDP) Genel Başkanı Filiz Koçali, Sanatçı Resi Çelik, İHD İstanbul Şube Başkanı Rıza Dalkılıç, SİNE-SEN Başkanı Yusuf ÇetinNecati Abay ve bir çok sivil toplum örgütü temsilcilerinin aralarında bulunduğu açıklamada konuşan Ferhat Tunç, Türkiye'de hiç gün yüzü görmediklerini, 12 Eylüller, 12 Martlar yaşadıklarını söyledi.
AKP iktidarının Kürt sorunu başta olmak üzere hiçbir temel soruna çözüm getirmediğini ifade eden Tunç, demokratikleşme konusunda da Türkiye'yi tam tersine götürdüğünü belirtti. Düşünce ve ifade özgürlüğünü savunan ve bu doğrultuda yazan, çizen, konuşan herkesin 301'inci maddeyle mahkum edildiğini söyleyen Tunç, 'Sanat yaşamımın başından beri, kimlik ve değerlerimle uyumlu bir yürüşüyü esas almak çabasında oldum. Ezilenlerin, horlananların, haksızlığa-adaletsizliğe uğrayanların, 'öteki' görülenlerin sesi ve sözü olmaya çalıştım. Hakkımda açılan davalar ve maruz kaldığım tehditlerin nedeni ve kaynağı budur. Ben Dersimliyim. Aleviyim ve Kürdüm. Bunlar benim kimliğimi, kişiliğimi oluşturan temel değerlerdir. Her Dersimli gibi ben de büyüklerimden katliam hikayeleri dinleyerek büyüdüm. Her Dersimli gibi ben de dilimin, kültürümün, varlığımın yok sayılmak istendiği bir rejimle karşı karşıya kalarak büyüdüm' dedi.
'BİR ARADA'
Türkiye'deki Kürt sorunun sorumlularının, Kürtleri diliyle, kültürüyle, varlığıyla yok sayan, inkar eden resmi ideolojiler olduğunu ifade eden Ferhat Tunç, barış ve kardeşliği savunduğunu, bu değerlerden dolayı yargılandığını söyledi. İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nin, hakkında 'örgüt propagandası yapmak' iddiasıyla 15 yıl hapis istediğini hatırlatan Tunç, 22 Temmuz 2006 tarihinde Alanya'daki bir konserde, yaptığı konuşmadan bazı sözlerin özenerek seçildiğini ve iddianame hazırlandığını belirtti. Ferhat Tunç, 'Artık yeter! Ölen askerler için de, gerillalar için de yüreğim yanıyor! Kürt sorununu barışla, demokrasiyle çözelim ve akan kan artık dursun! Eğer amaçlanan benim yılmam, boyun eğmem, sesimi kesmem ise, yılmayacağım, boyun eğmeyeceğim, sesimi kesmeyeceğim, aksine bu ülkenin gerçeklerini daha gür sesle haykıracağım! Ben ülkemizde gerçek anlamdaki birlik ve beraberliğin, coğrafyamızdaki bütün kültürlerin, dillerin, inançların, kimlik ve değerlerin, eşit, özgür ve demokratik bir şekilde bir arada olmalarından geçtiğine inanıyorum. Doğrularımı ve değerlerimizi sahiplenmenin bedeli ölüm de olsa, cezaevi de olsa, bu bedeli ödeyeceğim' diye konuştu.
AYDINLARIN DÜŞÜNCELERİ
Düşünce sanığı ve kurbanı Ferhat Tunç'un bu konuda ilk ve son olmayacağını belirtten Akın Birdal, düşünceyi suç olmaktan çıkarmanın barış ortamını yaratmaktan geçtiğini söyledi. Her türlü sorunun konuşulabileceği bir zeminin yaratılmasından bahseden Birdal, Kürt sorunun demokratik, barışçıl bir ortamdan geçirilmesi gerektiğini ifade etti.
Görüşlerini açıklayan Yusuf Çetin Tunç'un sergilediği duruşu her sanatçının sergilemesi gerektiğini ifade ederek, seçimlerde atılacak her oyun güzellikler için atılmasını, bir arada bulunmanın zeminini yaratarak sorunlara çarelerin aranması gerektiğini belirtti.
Toplumda bir darbe sürecinin yaşandığını belirten SDP Genel Başkanı Filiz Koçali, seçim sürecinde demokrasiden yana olanlarla birlikte hareket edilmesini, Ferhat Tunç'un yaşadığı olaylarda yanında olacaklarını söyledi.
ÖDP PM üyesi Hakan Tahmaz da, Ferhat Tunç'un mücadelesiyle, duygusuyla ve düşünceleri ile ortaklaşmak için yanında olduklarını ifade etti.
Necati Abay ise, Tunç'un mücadelesinin kendilerinin mücadelesinin, yapılan saldırıların kinsel boyutlarının ortada olduğunu söyleyerek, 'Demokrasiye ve özgürlüklere yapılan bir saldırı olarak görüyorum' dedi.