Acımayan acının acıtması; Acı!
- GİRİŞ17.02.2013 09:38
- GÜNCELLEME17.02.2013 09:38
Tamamı değil ama filmlerinin çoğu bunlar...
Güney Kore sineması denince akla gelen belki de ilk isim...
Film isimlerine bakınca ne tür bir 'adam' olduğu az çok anlaşılıyor.
Son filminin isminin de 'Acı' olduğunu ekleyince, kafanızda iyice bir şeyler belirir sanırım.
Kim Ki Duk'tan bahsediyorum...
Son filmi 'Pieta' (Acı) ile yine vizyonda...
Her filminde olduğu gibi Acı'da da Kim Ki Duk, ilginç bir hikayeyi beyaz perdeye taşıyor...
Tefeciler ile 'her yol mübah' ilkesiyle çalışan Gang Do'nun kaybedecek hiçbir şeyi yoktur; bu yüzden oldukça zalimdir. Sigortacılık sisteminin açıklarından yola çıkarak tefecilik yapanlara hizmet eden genç, 'borç alan insanlar'ı suçlu gördüğü için, onların acı çekmesinde de bir beis görmemektedir. Gözünü kırpmadan gencecik insanları sakat bırakır. Zira sigortadan istenilen para ancak bu yolla alınır.
Elbette zalimliğinin altında yatan, geçmişinde saklı bir şeyler vardır. Bir gün karşısına annesi olduğunu iddia ettiği biri çıkınca, geçmişte yatan ve bugün kendisinde acımasızlık olarak zuhur eden o acının ne olduğunu anlıyoruz. Gang Do'yu çok küçük yaşta annesi terk etmiştir. O günden beri de kadınlara karşı düşmanlık duygusu beslemektedir. Lakin asıl düşmanlığı insanlara ve esasında daha çok kendisinedir.
Filmi tamamen anlatacak değilim. Genel olarak hikaye böyle.
'Anne' iddiasıyla ortaya çıkan kadının çektiği şefkat tuzağı, Gang Do'nun 'ettiğini bulması'nı ve bu yolla da -bir bakıma- aklını başına almasını sağlıyor.
Peki bunu nasıl yapıyor?
Tam da Kim Ki Duk'ça yapıyor...
'İmgelerle konuşan yönetmen' olarak nitelendirilen Duk'un filmleriyle ilgili 'tam olarak anlaşılamadı' ifadesini duymanız işten bile değil. Zira fazlasıyla soyut ve kapalı imgelerle, dingin bir üslupla, minimal yaklaşımla film çeken Kim Ki Duk'un hemen anlaşılmak istemediği aşikar. Filmlerinde bunu başardığı da bir gerçek.
Acı, Kim Ki Duk'un 'ustalık' dönemini de tartışmaya açan bir film oldu. Kimileri, yönetmenin kötü bir eser ortaya koyduğunu iddia etti.
Fakat asıl mesele sanki, hikayenin geçtiği mekanda. Çünkü Kim Ki Duk filmleri daha az insana dokunarak, 'kent' hayatından uzakta, doğaya, toprağa, insana ve elbette sanata ulaşır.
Acı'da ise haddinden fazla insan var. Tam da şehrin göbeğinde geçiyor. Maksadı anlatmak için doğru bir tercih elbet. Zira 'kapitalist canavar'ın insanı canavarlaştıran kazanç yollarından birini ancak kapitalizmin doğduğu ve doyduğu yerde anlatabilirdiniz.
Ve Kim Ki Duk, acımayan ve acı duymayan bir insanın aslında ne denli acı çekebileceğine, kendine has üslubuyla dikkat çekiyor.
Kim Ki Duk'un en iyi filmi olmasa da, özellikle olay örgüsü ve hikayesi ile müstesna, sinematografik olarak da standardın üzerinde bir eser Acı.
Abdulhamit Güler - Haber7
abdulhamitguler@gmail.com
twitter: @_hayirlisi_
Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol