Başörtü görünce deliren bakan!

  • GİRİŞ20.03.2013 09:39
  • GÜNCELLEME20.03.2013 09:39

Bunun son örneğini kraldan daha kralcı olan ve solun Sarkozy'si olarak adlandırılan Manuel Valls ile görüyoruz. Her sözü, her bir açıklaması Müslümanlara iğne gibi batıyor. Daha önce de bu satırlarda tanıttığımız sayın kıymetli içişleri bakanımız (http://www.haber7.com/yazarlar/fatih-karakaya/933631-islam-adina-sinir-disi-edecek) yine kafayı Müslümanlara taktı.

2008 yılında özel bir kreşte çalışırken anne olup izine ayrılan bir Müslüman bayan işine tekrar döndüğünde artık başörtülü bir işçi olmuştu. Bu nedenle de kırmızı görmüş boğaya dönen kreş müdürü bayanın işine son vermişti.

Olay o kadar çok medyatik olmuştu ki neredeyse tüm siyasiler kadına karşı “laik” cepheyi oluşturmuştu. Bunların başında tabii ki (o zamanları sadece milletvekili olan) Manuel Valls ve yine Arap asıllı olan ama kendini ateist tanıtan Ayrımcılıkla Mücadele Kurumu başkanı kadın vardı.

Fransa'da işveren ve işçi arasında ilk önce iş mahkemesinde işlem görür. Müslüman kadın orada mahkemeyi kaybettiğinde olay üst mahkemeye intikal etmiş ve orada da kaybetmişti. Ancak temyize giderek hakkını arayan bayan bu sefer muradına erdi. Dün mahkeme Fransa tarihinde biri ilk sayılabilecek çok önemli bir karar aldı.

Özel sektör ve Kamu sektörünü ayıran mahkeme, Kamusal alanda laikliğin, özel sektörde ise dini özgürlüklerin geçerli olduğuna hükmetti. Fransa için bu karar devrim niteliğinde. Çünkü bugüne kadar alınan her karar “dokunulamaz laiklik” çerçevesinde alınıyordu. Şimdi ise özgürlük penceresinden bakılıyor. Bu kararı alan hâkimi tebrik etmek gerekiyor.

Elbet u sonucu beğenmeyerek itiraz edecekler çok olacak.  2 yıl sürmesi beklenen yeni mahkeme sürecinde ise Müslümanları bekleyen büyük bir tehlike var. O da Manuel Valls gibi ırkçı insanların bu olayı fırsat bilip yeni bir yasa ile özel sektörde bile laikliğin geçerli olmasını savunacaklar.

Ancak şu anda nasıl yapacaklarını bilmiyorlar çünkü Müslümanların önünü kesmek için atılacak her türlü adım bir şekilde Yahudileri de etkileyecek. Fransa'da binlerce Yahudi şirketi var ve çoğunluğu Yahudi kökenli işçilerinin rahat ibadet edebilmesi için ortam hazırlıyor. Binlerce kreşlerin içinde sırf Yahudilere hitap edenleri var.

Dolaysıyla her türlü yasak onları da etkileyecek. Yoksa şimdiye kadar rafta bekletilen ve sürekli aşırı laikler tarafından gündeme getirilmeye çalışılan ama Yahudi dostları tarafından engellenen yasa yürürlüğe girerdi.

Bu yasada evde resmi bakıcılık yapan kadınlar da laikliğe tabi tutulmaya çalışılıyor. Yani Müslüman bir kadın evinde çocuk bakacaksa başörtüsüz olacak. Ama tabii bunu yapınca bir Hıristiyan kadın da Çam ağacı süsleyemeyecek, Yahudiler Kipa takamayacak. İşte sorun burada!

Nasıl ki Almanya'da sünnet yasaklandığında Yahudilerin baskısı ile ertelendiyse bu yasalar da Yahudiler sayesinde geçmiyor. Ama şunu yapabilecekler:  dini özelliği olan kreşler bu yasalardan muaf tutulacak. Müslümanların da kreş derdi olmadığı için yine olan bize olacak.

Okul gezilerinde başörtülü anneleri görmeye bile tahammül edemeyen Valls ne yapacak göreceğiz. Geldiğinden beri aşırılara şirin görünmek için Roman avına çıkan, işine gelmeyen imamları sınır dışı eden, Müslüman Kurumları ele geçirmeye çalışan, ünlü âlimlerin Fransa'ya gelmesini engelleyen ömrü boyunca Müslüman avından vazgeçmeyecek. Ne zaman ki Müslümanlar örgütlü bir şekilde siyasi katılımı sağlar, partiler içinde etkili olur ve sürece dâhil olur o zaman farklı olacak.

Yüksek seviyede okulları bitirip tanınmış hâkim, savcı, avukat, gazeteci olduklarında rüzgâr başka türlü esecek.

Fatih Karakaya - Haber7
karakaya.fatih@gmail.com
http://www.twitter.com/fkarakaya

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat