İslam adına sınır dışı edecek!
- GİRİŞ28.09.2012 09:28
- GÜNCELLEME28.09.2012 09:28
1. Dünya ve özellikle de 2. Dünya Savaşından sonra Fransa'ya yerleşmeye başlayan Müslümanlar hiçbir zaman hak ettikleri gibi camilere kavuşamadılar. Sadece birkaç “medyatik” cami dışında gerçek cami yok denecek kadar az.
Zaten o dönemlerde Arap Müslümanların çoğunluğunda cami yapma derdi olmadığı gibi buna imkanları da yoktu. Ancak 1970'li yıllardan sonra özellikle de 80'lerden sonra Fransa'ya yerleşmeye başlayan Türkler Milli Görüş Teşkilatları öncülüğünde Camileşme sürecine girdiler. Diyanetin olmadığı yerlerde bile Cami açan Milli Görüş Fransa'lı Müslümanlara büyük katkısı oldu.
Daha sonra diğer cemaatler de cami yapımına hız verince, Araplar da uyanmaya başladı. Ancak tabii camiden anlamamız gereken Türkiye'de ki gibi minareli kubbeli camilerden bahsetmiyoruz. Daha çok bodrumlar, daireler, eski fabrikalar camiye dönüştürülüyordu. Dış görünüm hiçbir şekilde cami imajı vermiyordu.
Yıllar geçtikçe Türkler devlet ile, belediyeler ile ilişkilerde geciktiler. Yardım almak, resmi kurumlarla ortak çalışmak nedir öğrenemediler. Araplar ise bu konuda büyük çaba gösterdi. Müslüman nüfusu arttıkça cami ihtiyacı da arttı. Azıcık vicdanı olan belediye başkanları onlarca cemaate bölünmüş Müslümanlar arasında seçim yaparak bir tanesine arsa tahsisi ve nakit yardımı verdi.
Arapların kalabalık olması ve ilişkilerde önde olma sayesinde öne geçti. Strasbourg büyük cami projesi 1990'lı yıllarda başladı. Görüşmeler uzadıkça uzadı. Proje çok büyük düşünülmüştü. Tüm cemaatlerle beraber yapılacaktı. Ancak pratik sorunlar ortaya çıkınca Türkler projede yer almadı. (Hac zekat paraları, Türkçe - Arapça hutbe, vaaz, vs..)
Bu projenin hem kültürel hem de dini yönü vardı. O zamanın sosyalist partisi belediye başkanı destek sözü vermişti. Görüşmeler devam ederken 2001 yılı yerel seçimlerinde sağ parti belediyeyi kaptı. İlk işleri kültürel yöne son vermek oldu. Strasburg'ta çok büyük cami istemiyorlardı. Seçmen kitlesi karşı çıkıyordu çünkü.
Sonuçta o dönemim belediye başkanı her şeye rağmen projenin gerçekleşmesi için çaba sarf etti ve 2004'de temel atıldı. Şimdi muhalefette olan o başkan bugün olsa aynı şekilde davranmaz ve projeyi orijinal haliyle kabul ederdi. Çünkü o günden bugüne çok değişti. Türk Lobisi dernekler onunla irtibatı iyi sağladı ve Türk dostu biri olarak bugün her zaman yanımızda.
2007 yılında belediye tekrar sola geçti. Yeni başkan camilerin resmi şekilde ve hak ettikleri şekilde Strasburg'ta yer almasını istiyordu. Var olan tüm camilere resmilik kazandırdı ve şu anki Büyük caminin de bir an önce bitmesi için çaba gösterdi.
Tüm diğer dini cemaatlerde destek vererek ilk defa geçen yıl Ramazan ayında geçici olarak ibadete açıldı. Son çalışmalar ise birkaç hafta önce bitince dün ibadete açıldı.
Proje 11 milyona avroya mal oldu. %27'sini Strasbourg yerel yönetimler (belediye, bölge, il, vs..), %39'unu Fas (cami derneği Fas'a yakın dernek), %14'ünü de Arabistan karşıladı. Geri kalanını da Strasburg'lu Müslümanlar tamamladı. 1300 m² den oluşan caminin minaresi yok. Proje uluslar arası bir ihale ile İtalyan bir mimara çizdirildi. İçinde hiçbir sutün olmayan cami kubbesiyle göz dolduruyor. Şehir merkezi sayılacak bir yerde olan cami, Strasburg'un ünlü Katedralına 2 km uzaklıkta ve belediye binasına yakın bir yerde. Şu anki belediye başkanı minare talebi gelirse karşı olmadığını her fırsatta dile getiriyor.
Açılışa Başbakanının katılması bekleniyordu. Ama resmi olarak ajanda problemi gayri resmi olarak ekonomik krizle boğulan Fransızların tepkisinden korkulduğu için içişleri bakanı gönderildi.
14 yıl önce Fransız vatandaşlığına geçen ve tesadüfen sol partiye kayıt olan, sert politika yanlısı Manuel Valls katıldı.
Valls konuşmasında önce Müslümanlara gül gönderdi. İslamın Fransa'da yeri vardır, Camiler, Kilise ve havralar gibi şehirlerimizin bir parçasıdır, artık bodrumlarda ibadet etmemelisiniz dedi. Güllerden sonra ise dikenleri batırdı.
Mohammed Merah olayını hatırlattı, Yahudi düşmanlığı konusunda çalışmalısınız dedi. İslamofibik film sonunda protesto etmek isteyenleri eleştirdi, ve sükunete davet eden camileri ve imamları tebrik etti. Laiklikten dem vurdu, kimse size karışamaz ama sınırlarımız var, okul da bunlardan biri dedi.
Ve bir de öyle bir söz söyledi ki bugün tüm gazete siteleri, televizyonlar, radyolar böyle bir açılışta bu sözleri manşet yapmayı tercih etti. Valls diyordu ki İslam adına kin saçanları, değerlerimize savaş açanları, kadın erkek eşitliğini kabul etmeyenleri, toplumsal huzuru bozanları sınır dışı edebiliriz. O ona kadar bir çok sefer konuşması alkışla kesen Valls alkış almayınca bunu da alkışlayın diyerek zorla alkışlattı! Valls'ın aklında geçen hafta yürüyüş yapmak isteyen 150 Müslümanın tutuklanması ve tüm yürüyüşlerin yasaklanması vardı. Özgürlükçü Fransa, ifade özgürlüğünü savunan Fransa protesto izni vermiyordu!
Medya açılıştan bu sözleri ön plana çıkardı. Diğer bir yandan da nasıl ki Sarkozy Müslümanların işine karışarak içi boş bir Müslümanlar Konseyi kurduysa o da ona özenerek Müslümanlar artık organize olarak devletle “gerçek sorunları” konuşmalı dedi. Gerçek sorunlardan anladığı da camilerin finansı, imamların, din görevlilerin yetişmesi gibi sorunlardı. Yani diyor ki Valls “artık biz Arabistan'dan Fas'tan, Türkiye'den para alarak onlara bağlı olmanızı istemiyoruz, ibadet yerleri istiyorsanız kendiniz verin. Dışarıdan imam getirmeyi bırakın, Fransızca bilen hatta bize laf sokuşturmayan boyun eğen imamlar yetiştirin ki rahat olalım, gül gibi geçinelim”.
Ve böylece bir cami açılışı daha gerçekleşti. Ne diyelim hayırlı olsun. Sırada bekleyen binlerce Camii var. Ancak aşırı sağ ve laiklerin baskısı yüzünden bir çok proje gecikiyor. Hatta bazı şehirlerde vatandaşlar belediye meclisini basarak izinleri iptal ettirmeye çalışıyorlar.
Bizler en güzel camilerde en güzel eğitimleri almayı, en iyi şekilde ibadet etmeyi hak ediyoruz. İçişleri bakanı ne kadar sert olursa olsun bizi ilgilendirmez. Biz yolumuza devam edeceğiz.
@fkarakaya
Yorumlar13