Baklava çalan çocukları Ebu Suud Efendi yargılarsa…

  • GİRİŞ02.11.2012 09:40
  • GÜNCELLEME02.11.2012 09:40

Hem Kanuni zamanında hem de Selim zamanında Şeyhülislamlığı devam etmiş. Önemli kararlar almalarına öncülük etmiş ve kanunnameler de hazırlamıştır. Anne tarafında ünlü matematikçi Ali Kuşçu'nun da torunudur.

Baklava çalan çocuklar ülkemiz tarihine geçmiş önemli bir fenomendir.  Medya yıllarca, bu çocuklara verilen cezaları konuştu ve sorguladı.

Hala sorgulanıyor olması da ceza sistemimizde ciddi düzenlemelerin ve madde değişikliklerinin olmasını zorunlu kılmaktadır. Zira nerdeyse adam öldüren kişinin, sahtekârların, dolandırıcıların cezası ile on sekiz yaşını doldurmamış çocukların esnaftan yürüttükleri baklavanın cezası aynı gibi ve hatta daha az…

Bu hafta Muhteşem Yüzyıl dizisinde Şeyhülislam Kadı Ebu Suud Efendi vardı. Usta oyuncu Tuncel Kurtiz bu rolde ve Ebu Suud Efendi olarak halkı mahkeme ediyor. Suçlananları ve suçlayanları dinliyor. Suçlananlar arasında iki çocuk da var ve baklava çalmışlar.

Ebu Suud Efendi soruyor, "davacı sen misin?"

“Davacıyım kadı efendi bu iki velet bir tepsi baklavamı çaldı. Arkadaşlarıyla yerken yakaladım. İbreti âlem için ikisinin elleri kesilsin istiyorum”

Kadı çocuklara dönüp sorar: “Doğru mu der bu efendi?”

Çocuklardan biri konuşup “Kadı efendi bağışla bizi yemin billah bir daha yapmayız. Fırından yeni çıkmıştı göz hakkı istedik vermedi.”

Kadı diğer çocuğa dönüp sen de suçunu ikrar ediyor musun diye sorar.

Çocuk “Paramız yoktu kadı efendi, şeytana uyduk” der.

Ebu Suud Efendi kararını verir. “İkisi de suçunu kabul etti.  Sen de hakkını helal et kapansın bu dava.”

Adam sert bir şekilde “Etmem. Bugün baklava çalan yarın bir gün ne yapar?”

Kadı sorar: “kaç akçeydi çalınan mal” adam “on akçe” der. “Hırsızlıkta had cezası çalınan malın kıymeti en az on dirhem gümüş olması icap eder. O da kırk beş akçe eder.”

Adam konuşmaya başlar:  “İmam Malik, İmam Şafi, İmam Hanbel Hazretleri bu haddin üç dirhem olduğunu söyler."

Kadı Ebu Suud efendi başını sallayıp: “Madem bu kadar çok şey biliyorsun söyle bakalım üç dirhem gümüş kaç akçe eder?"

 “On üç akçe eder kadı efendi”

Kadı “Yine on akçenin üstünde kaldın efendi. Bu kadar az mal için bu çocukların ellerinin kesilmesinden istemekten utanmıyor musun sen ha? Yıkıl karşımdan. Bir daha da malını öyle orta yerlere açık olarak bırakma da öyle fakir fukaranın nefsi uyanmasın.” diye kızar ve kararını söyler.

“Yaz: Nisab miktarı kâfi gelmediğinden taziz cezası verilir. Çocukların bir yakını varsa tespit edilsin on akçe cürüm tahsis edilsin.”

“Muhteşem Yüzyıl” dizisi bu sahnesi ile muhteşem bir gönderme yaptı. Kanuni ise tüm Ebu Suud Efendi'nin methini duyup kılık değiştirerek bu mahkemeleri izliyor ve onu adalet duygusunu ve kararındaki isabetlilikleri görüp Şeyhülislam yapıyor.

Bir tepsi baklava çalan bu çocuklar iki, üç yıl hapis yattı. Aynı gerekçelerle… “Bu gün baklava çalan yarın ne çalmaz, ne yapmaz…” diye. Bu gün yetişkin oldular. Bu adaletsizlik ve merhametsizlik ise hiç unutulmadı.

Hacer Aydın - Haber 7

aceraydin@hotmail.com

https://twitter.com/hacer_aydn

Yorumlar9

  • ismet 4 yıl önce Şikayet Et
    yani 9 akçe olsaydı çocukların elleri kolları kesilecek miydi ?
    Cevapla
  • Mehmet Yılmaz 10 ay önce Şikayet Et
    Evet
  • Aaaaa 4 yıl önce Şikayet Et
    13 üstü
  • 6 yıl önce Şikayet Et
    Yoğh böyle bi şey ya yoh vallahi çoğh şaşırdımm Vay be
    Cevapla
  • Hilal 6 yıl önce Şikayet Et
    Öğretmenimiz araştırın demişti ama ben hiç iki çocuğun
    Cevapla
  • EYLÜL SONBAHAR 12 yıl önce Şikayet Et
    birtakım beyinsizler de.... ebu suud hocaefendiyi türkmen kıyımcısı diye lanse ediyor.sert ve merhametsizmiş...şeri hükümlerin geçerli olduğu yerde merhametsizlik söz konusu olamaz oysa.aferin muhteşem yüzyıl'a...
    Cevapla Toplam 8 beğeni
  • Hilal 6 yıl önce Şikayet Et
    Yürü be
  • İbrahim Dursun 12 yıl önce Şikayet Et
    modern ebu suud efendi ve baklava çaldığı iddia edilen çocuklara dair.... modern mahkemenin kararı dinlendi..amma velakin -el kesme cezasının verilebilmesi için çalınan malın muhafazalı yerde olması şartıda -neden dillendirilip, sorulmadı?!?!...karar kılınan cezada taziz değil ,fakat -ta zir- cezası olduğunu düzeltir hayırlı günler dilerim......:):)......vesselam..
    Cevapla Toplam 8 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat