Cola, Pepsi, Redbull, Tamek ve Ülker'e '1 cent' çağrısı!

Bir tarafta Coca Cola, Pepsi Redbull gibi dünya devleri diğer tarafta Ülker, Tamek, Efes gibi dünya devi olma yolundaki yerli şirketler. İçecek sektörü bu şirketlerden soruluyor. Tüketicilerin ise şirketlerden istekleri var: "1 cent için bizlerin ve çocuklarımızın sağlığını tehlikeye atmayın" diyorlar!

  • GİRİŞ15.12.2012 11:53
  • GÜNCELLEME15.12.2012 14:00

Bugüne kadar üzerinde pek durmasam da bir arkadaşımın dikkatimi çekmesi benim de konuya odaklanmama neden oldu! Konu insan sağlığını ilgilendirdiğinden kayıtsız kalmak yakışık almazdı.

İçecek pazarının yüzde 12,5'unu oluşturan metal kutulu içecekler sektörü '1 cent' gibi ufak maliyetten kaçarak insan sağlığı üzerinde tahrip edici sonuçlar doğuracak problemlere davetiye çıkarıyor...  Yapılan bilinçli bir eylem olmaktan öte bir ihmali gözler önüne seriyor...

Arkadaşın bana konuyu ilk açtığında "Yapmak istediğim Türkiye'de bir farkındalık yaratmak. "Buna gelene kadar daha neler var" diyenler olabilir! Ama bunu önemsemiyorum. Hac yoluna düşen karınca misali "belki ulaşamam ama en azından bu yolda ölürüm" dedi.

Kendisini uzun zamandır tanırım, sosyal duyarlılığı yüksek biridir ve yaptığı iş konusunda azimlidir ve bir şeyi başarmak istediğinde elinden gelen çabayı esirgemez.

"Keyfimize hitap eden durumlarda tasvip etmesem de toplum olarak ortak bir deyişimiz var "atın ölümü arpadan olsun" der işin içinden çıkarız. Çünkü artık metal kutulu içecekler kültürümüzün bir parçası.. Kolalar, meyve suları, gazozlar, enerji içecekleri vs... Bir de içecek pazarı bu kadar güçlüyken bu mücadeleyi dünya devi şirketlere karşı nasıl vereceksin" diye sorduğumda cevabı gerçekten boş ver denemeyecek kadar önemliydi.

"Toptancıda, markette, bakkalda, büfede, raflarda ve depolarda yani özetle bu içeceklerin depolandıkları, saklandıkları ya da teşhir edildikleri yerlerde bunların hijyen açısından sağlıklı olduğuna inanıyor musun?" diye sordu. Elbette yanıtım "hayır"dı...

"Hayır"ın gerekçesini bana kalmadan kendisi açıkladı. "Metal kutulu içeceklerin kapakları üzerinde genelde direkt hastalık oluşturmayan, ancak fırsatçı enfeksyon yapabilen mikroorganizmalar bulunuyor. Kapak bölgesinde bulunan veya kapak açımı sırasında içeceğe bulaşan bu mikroorganizmalar, sindirim, solunum ya da ağız bölgesinde bulunabilecek çatlaktan vücuda girerek, solunum idrar yolu enfeksyonu, hatta sarılık ve tüberküloz gibi ciddi hastalıklara neden oluyor" dedi.

Sonra can alıcı o soruyu sordu: "Bunları yetişkinlerden ziyade çocuklar daha fazla tüketiyor... Senin çocuğun, kardeşin, yeğenin v.s.  olsa "aman canım ne olacak" deyip buna göz yumar mıydın?

Son derece ikna ediciydi. Sorun 7'den 70'e herkesi ilgilendiriyordu. Çünkü ucunda insan sağlığı vardı. Üstelik sonuçları bakımından da bir hayli ciddi problemlere neden olabiliyordu.

İhmal edilmemesi gerektiğini görebiliyordum. Bir de işin sermaye tarafı vardı... Çünkü bu mücadeleyi vereceği şirketler Coca Cola, Pepsi, Redbull gibi dünya devleri, Ülker; Tamek gibi alkolsüz, Efes gibi alkollü içecek satan Türkiye devi şirketlerdi.

Metal kutulara ilişkin alınan tedbirin bir maliyeti olacağını biliyordum. "Peki bu maliyet yüküne üreticiler razı olur mu?" dediğimde aldığım cevap karşısında ben de şaşırdım. Bu işin maliyeti yalnızca '1 cent' ti. Yani Türk Lirası ile 0,017 kuruş!

Milyon dolarları sosyal sorumluluk projesine yatıran içecek sektörünün bu konuya kayıtsız kalmayacağı konusunda biraz daha ikna olmuştum. İnsanlar, çevre, hayvanlar, doğa konusunda hassasiyetler taşıyan şirketlerin bunu göz ardı etmeyeceğini tahmin edebiliyordum. Bu yüzden arkadaşım anlattıklarına biraz daha inandım...

Dünyada benzer uygulamaları olup olmadığı konusunda da ilginç bilgiler paylaştı. Arjantin metal kutu içecekler ile ilgili uyarı yazısı önlemi almış. Tüm metal kutu içeceklerin üzerinde sigara gibi uyarılar bulunuyor. Teksas'ta koruma maksatlı bir folyo kapatılıyorlarmış. Diğer bazı ülkelerde koruyucu kapak uygulaması olduğundan da bahsetti...

Anlattıkları metal teneke kutuların eski kapaklarını hatırlamama neden oldu. Eskiden içeceklerin kapaklarını parmağınızı takıp, çekip açarken şimdi içeri doğru açarak içeceğin içine sokuyoruz. Malesef mekanizma böyle işliyor..

Arkadaşımın anlattıklarından sonra geçmiş dönem verilerine de göz attım.  2010 yılında dünyada 277 milyar kutu içecek satılmış. Türkiye, bir yılda metal kutu içecek pazarında %11.4 büyüyerek, 1.9 milyarlık kapasiteye ulaşmış!

Sağlık Bakanlığı'nın da Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nı da bu konuda hassasiyete davet ediyorum...

1 cent sağlığımızdan değerli değil...

Hakan GÖKSEL  /  Haber 7
hakan.goksel@haber7.com
twitter.com/hakan_goksel

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat