Başbakan büyük bir işe hazırlanıyor ama ne?

  • GİRİŞ12.02.2013 11:03
  • GÜNCELLEME12.02.2013 11:03

Sepetteki bazı elmaların çürük olduğunu söylediğimde, bu, o sepetin tamamını kötülediğim anlamına mı gelir, yoksa sağlıklı olanları çürümüş olanların şerrinden korumuş mu olurum?

Ben tenkidi, “çürükleri, sağlıklı olandan ayırt etme” olarak anlıyorum. Zaten tenkidir asıl manası da odur. Açın bir sözlüğe bakın onu hemen göreceksiniz. O yüzden de ben ancak, değer verdiğim, sahip çıktığım şeyi ‘tenkid' ederim. Diğeriyle ilgilenmem bile.

Mesela CHP'yi mevcut düşüncesini koruduğu sürece, tenkit etmem. Tarafını belirlemiş. Dünya görüşü benimle taban tabana zıt! Onu tenkit etmem, ona karşı mücadele ederim, gözden düşürmeye çalışırım. O da bunu bana karşı yaptı ve yapıyor zaten yıllardır. Dünya görüşü belli… Benim iman ettiğimi, o ret ediyor. Onlara yönelteceğim bir tenkidin hiçbir faydası yok. Bana göre CHP, İbrahim'in ateşine ot taşıyan karıncadır. Ben ise o ateşi söndürmekten yanayım. Nasıl aynı yerde durabiliriz ki?

Ama bakıyorum benimle birlikte İbrahim'in ateşine su taşıyanın ağzında benzin var. İşte o zaman müdahale ederim ve derim ki “Aman kardeşim su zannettiğin bu şey benzindir!”

Ben tenkidi tam böyle anlıyorum. Yoksa yürekteki nefreti gizleyerek düşmanlığı, suret-i haktan sunmak değil. Maalesef Türkiye'de tenkid öyle bir şey sanılıyor. Seviyorsan hiç bir kusurunu görmeyeceksin. Aksi takdirde sevmiyorsun. Sevmiyorsan da “Allah yarattı demeyeceksin!”, öyle mi? Bu düpedüz vicdansızlıktır.

Tenkidin iki şekli vardır: Ya “şefkatin tatmin edilmesi” veya “nefretin teşeffisi” (yani yürekteki nefreti şifa bulması) için yapılır.  Benim Ak Parti'ye zerre kadar nefretim yok ki onu tatmin edeyim. Aksine, yıllardır özlemini çektiğimiz işleri başardıkları için minnettarız ve duacıyız. O yüzden de şefkat ve rikkatle bazen yüzlerine tokat atıyoruz. Yanlış yapıp kendisine zarar veren çocuğa ebevynin de bir tokat atması gibi. O tokat öfkenin değil, şefkatin telaşındandır…

Hele Sayın Başbakanımıza… Ben onun mümin, Müslüman, müstakim ve gerçek bir hak ve halk dostu olduğuna inanıyorum ve gıyabında da hep dua ediyorum ki muvaffakiyetleri devam etsin. Hatta işin en başında (2003 yılında) ona gönderdiğim mektupla, kendisini bekleyen büyük hizmetlerden söz ettim. Allah'ın bu millete vereceği nimetleri onun eliyle halka ulaştıracağını söyledim. O mektupta da, “şunu şöyle yapmayın bönü böyle yapmayın, çünkü siz büyük bir maksada hizmet ettirileceksiniz” dedim. Sanırım aynı gerekçe ile olsa gerek Ali İhsan Tola da -Allah rahmet eylesin- bir layiha yayınlayarak, milleti AK Parti'nin kıymetini bilmeye çağırdı.

Evet, ümmetin bir asırdır ceht ve gayretle başarmak istediğini, Allah onun eliyle bu millete nasip etti. Bu büyük bir şereftir, büyük bir makamdır ve aynı zamanda büyük bir sorumluluktur.  Fakat bu makam ve sorumluluk, aynı zamanda onu masum kılmaz. Ve tabii etrafındakileri de… Bizim dinimizde tenkit edilmeyecek tek makam vardır, nübüvvet makamı!  Çünkü onların her hal ve hareketi doğrudan vahye mazhar olduğu için bizim haddimiz değildir ki kınayalım. Aklımız ermez. Ama siz bu ölçüyü getirip siyasi bir lidere de tatbik ederseniz bu zulüm olur.

Şöhret, “insanın hakkı olmayanı da insana mal ederek”, zamanla o kişiliği zalim bir hale dönüştürür.  Mübalağa zıddını celb eder ve muhabbeti nefrete inkılab ettirir… Lideri mahveden etrafındaki dalkavuklarıdır zira… İslam medeniyetinin yarı müstebit dönemlerden ibaret olmasının sebebi de o dalkavuklardır ki yöneticinin yanlışlıklarını da alkışlayarak, tarihe zalim olarak geçmelerine sebep olmuşlardır.

Hz. Ebubekir, Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali'den daha temiz, daha elyak, daha düzgün idareci geldi mi? Hayır. Açın bakalım, o dönemin hadisatını okuyun, nasıl tenkid edilmişler görün. Hz. Ömer'e “Yanlış yaparsan seni kılıçlarımızla düzeltiriz” diyen sahabÎ, sonra da gidip Ömer'in tayin ettiği komutanın emrinde canını feda edebiliyordu. Onun Ömer'i tenkid etmesi, taraftarlığına zarar vermezdi.

Ben de o meşreptenim elhamdülillah. Biz Ak Parti'yi tenkid ederiz. Etme hakkımız da vardır. Onların da tenkid edilecek halleri mevcuttur. Neden bunu yaparız. Çünkü daha sağlıklı ve daha güçlü devamını istiyoruz da ondan. Hatta aynı gerekçe ile yazdığım bir yazıda, Sayın Başbakanımızın -eğer başkanlık sistemi olmayacaksa- icranın başında kalması gerektiğini söyledim. Üç dönem seçilme şartını tenkit ettim. Gayem ne? Yapılan güzel işler devam etsin. Daha yapılacak çok işi var diye…

Ama yazık ki biz ya göklere çıkarıyoruz ya da yerin dibine batırıyoruz. Seviyorsanız, hiçbir kusurun görmeyeceksiniz öyle mi? Sevmiyorsanız, hiçbir kemalini görmeyeceksiniz öyle mi?

Bu bir iman küfür mücadelesi değil ki! Öyle bile olsa, ben komutanımın hatalarını münasip bir lisan ile tenkid ederim ve etmeyi de sürdürürüm. Ama o tenkide rağmen, istişareden çıkan karara uyarım. Mümin budur.

AYASOFYA'YI HELE BİR AÇSIN

Son zamanlarda özellikle partililerde gördüğüm ve artık halkın da dile getirmeye başladığı bazı hususları tenkid ediyorum diye, bana ‘muhalif' muamelesi yapmaya başladılar. Beni tanıyanlar da tanımayanlar da! Sanıyorlar ki partinin şahs-ı manevisini tenkid ediyorum.

Hayır, benim eleştirilerim ne şahsı maneviyedir ne de manaya! Benim eleştirilerim “sıfatlar'adır. İnsanın sıfatları sevilir veya yerilir. Kendisi değil. Kötü sıfatı gördüğümde dün tenkit ettiğim gibi yarın da tenkid ederim. Bu ayrı bir bahistir ama şu partinin manası; millet için ne anlama geliyor, sanırım bunu çoğu Ak Partili de bilmiyor.  Bunu Ak Parti'nin üst düzey bir yöneticisine de söylemiştim, “Bu partinin bizim için -millet için- ne anlama geldiğini siz dahi bilmiyorsunuz.  Bilseydiniz, onu kendi yanılmışlarınızla zedelemekten sakınırdınız” diye.

2009'da yapılan referandumun ne anlama geldiğini bilmeyen, benim bu kaygılarımı anlayamaz. Mezardakileri bile kaldırıp oy kullandırtmak gerekir” diyen zat, öylesine mi söyledi o sözü sanıyorsunuz.  Sizi temin ederim, o referandum, belki de Üçüncü bir Bedir Savaşı idi. (Birinci Bedir Savaşı Talut- Calut Savaşıydı, ikincisi Malum).  İşte benim partiye ve liderine bakışım böyle hassas ölçülere sahip.

Siyasetin diğer hiçbir şeyi umurumda değil. Benim halimi, yaşantımı, dünyalık karşısındaki tutumumu herkes bilir. Aradan 10 yıl geçti. Daha bir kere bir kapıya varıp halimi arz etmedim ve bir talepte bulunmadım. Gelirim azaldıkça ayağımı çektim ve yorganıma göre ayarladım. “Yorganım kısa, uzatın” diye minnet etmedim. Siyasetin hiçbir şahsi getirisi umurumda  olmadı. Götürüleri de. O yüzden rahatım. İslam ve millet adına yanlış sandığımı tenkid ediyorum ve etmeye de devam edeceğim.

Çünkü bu partiden ve liderinden çok şey bekliyorum. Asıl yapması gerekeni henüz yapmadı çünkü. Eğer başarır da Ayasofya'yı açarsa, onun kim olduğunu o zaman anlayacaksınız! Biz kim kimdir bilemeyiz. Ama kişinin eseri ortaya çıkınca “ha” deriz “demek ki bu imiş”.  Ricalu'l-gayb'ın zahir olması böyle olur.

Mesela Hz. Ali (ra), ‘urcuze'sinde, “Bi harfi ucmin suttiret tastira. Bâte biha'l-emîru  ve'l-Fakiru”  (O yabancı bir harfi zorla tatbikata koyar ve herkesi de onu kullanmaya mecbur eder) diyerek, harf değişikliği yapanın aynı zamanda dinin meselelerini de tahrif edeceğini söylemiş. Bin dört yüz sene önce. Harf inkılabı olmadan, kim onun kimi kast ettiğini bilebilirdi?

İşte Ayasofya'nın yeniden camiye dönüştürülmesi de öyle bir remizdir.

Zahiren aklıma takılanları elbette tenkid ediyorum, edeceğim de. Ama öbür yandan içimdeki diğer bir M. Ali, “Başbakan büyük bir iş planlıyor. Yoksa zahiren bizim bile aklımıza ters gelen bunca işi niye yapsın. On yıldır neleri başardığına bir bak ona göre karar ver” diyor. Yaptığı işleri alt alta dizdiğimde ona hak vermiyor değilim. Ama biz aklımıza uymayanı tenkid ediyoruz işte. Fakat bu, ‘istilzamımı' (yani davasına taraftarlığımı) bozmuyor.

Kimse de birkaç tenkidim oldu diye, beni muhalif sanmasın. Ben taraftarı olduklarımı tenkid ederim. Ta ki testiyi kırmasınlar. Çünkü bir buçuk asırdır, bu günlerin gelmesini bekliyoruz..

Elbete biliyorum, “hayrın ortaya çıkışı, hep bizim arzu ettiğimiz gibi olmaz”. Hatta çoğu kere, hayır bizim sandığımızın tersiyle tecelli eder. Her beklenen, beklentilere uygun tezahür etse, imtihan sırrı bozulur. Yoksa Yahudiler 2 bin yıldır bekledikleri Hz. İsa'yı, O ortaya çıkınca, beklendikleri gibi çıkmadığı için asmaya kalkıştılar mıyd?

Aynı risk bizler için de var. Ama bu durum, körü körüne bağlılık göstermenin gerekçesi de değildir. Evet, ‘ululemr'e itaat etmek farzdır fakat bu, ‘ululemr'in her hareketinin masum kılmaz. Sırf tenkid olsun diye de gevezelik yapmanın âlemi yok.

Bendeniz kendi gönlümce iktidarın güzel işlerini alkışlamayı, aklımın ermediğini de eleştirmeyi yeğliyorum. Benim vazifem bu. Sorabilsem, yazmadan sorar öğrenirdim. Mesela Başbakan'ın balyozcuları ziyaret gerekçesini anlayamadım, yazdım, acaba ne gerekçesi vardır diye. Keza Ricciardone'ye Sayın Hüseyin Çelik'in verdiği cevabı da -üslup açısından- yanlış buldum, eleştirdim. Ama bu beni ne adalet düşmanı yapar, ne de Ricciardone'nin taraftarı…  Balyozcuların adil bir şekilde yargılanmaları ayrı bir meseledir, Başbakan'ın bir balyozcuyu ziyareti ayrı… Gerçi öğrendim ki kişisel bir karabet de söz konusu imiş.

Ne ise, bilmiyorum derdimi anlatabildim mi?

Bir yazar olarak tenkid hakkımdan vaz geçmem. Ama ben de bir insanım ve tarafım. Hayra ve iyiye! Siz iyi yerde durmaya devam ederseniz ben hep yanınızdayım. Yanlış yaparsanız sizi uyarırım. Ama bu taraftarlığıma zarar vermez. Sizden daha iyisi çıkmadıkça…

Ve biliyorum ki, şu anda, millet olarak beklentilerimizi gerçekleştirmek açısından, Tayyip Erdoğan'ın değil yerini tutmak, dizine ulaşacak lider yok. Allah güç kudretini daim etsin. Biz ondan daha çok hizmetler bekliyoruz!

Hem de yakındır ki en büyük işini başarsın!

Mehmet Ali Bulut - Haber 7

mabulut@gmail.com

Yorumlar30

  • samet göl 12 yıl önce Şikayet Et
    Ayasofya.. Mehmed Ali hocam. Ayasofya ne zaman açılır biliyor musun? Karşısındaki Sultanahmede cami cemaati sığmadığı zaman!
    Cevapla Toplam 7 beğeni
  • hürmuz 12 yıl önce Şikayet Et
    yine yeşillendi fındık dalları. 1400 sene öncesinden harf inkılabına derin yorum getiriyorsun.pek hoş.fakat yazarken konuşurken cücüğe övgüden de vazgeçemiyorsun.pek hoş.oysa sivil bir vatandaşsın.pek hoş.devlet memuru bağımlısıda değilsin.pek hoş.yetmiş sene evvelki nurslu kürt said kadar olamıyoruz.pek hoş.büyük meymenetsizlerden.büyük mehdi çıkarmaya çalışıyorsun.pek hoş.et nan ve yavrularından bile çıkıyorsa oradan niye çıkmasın.pek hoş.bu ne menem bir maddi açlıktır ki küçüğü ortancası büyüğüde gelse.kanmaz.pek hoş.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • ahmet akkuş 12 yıl önce Şikayet Et
    Mehmet ALİ Agabey. Agbi bizim lisanımızla söyleyemediğimiz hakikatları güzel ifade etmişsiniz.Tenkidleriniz çook yerindedir bunu bütün ehl-i hak ve hakikat bilmektedir. Ben sadece AYSOFYA nın açılması için oy verdim destekledim ama AYASOFYA hakkında bi icraat yapmadılar.Ama ümidimi kesmedim inşallah açılacak. İstanbula hiç gitmek istedim hiç gitmedim ve AYASOFYA açılıncaya kadar da istanbula gitmeyeceğim.Benim en büyük hayalim AYASOFYA'nın açılması ve içinde bir kez olsun cuma namazı kılmak. Bilemem RABBİM nasip eder mi? Rabbim en ehemniyetli isteğim duam budur. Rabbim AYASOFYA da namaz kılmayı nasip eder. Sayın başbakanda bu konuya bir eğilir
    Cevapla Toplam 7 beğeni
  • zeynel abidin 12 yıl önce Şikayet Et
    Tebrikler . Ama yazinizdaki bazi satirlardaki karsilastirmalarin yanlis oldugunu dusunuyorum. Hz. Isa ile Erdogan i veya bir baskasini , dolayli yoldan karsilastirmaniz hic hos degil. Erdogan bir peygamber degildir. Allah in sevdigi bir kuldur veya degildir onuda bilemeyiz. Bazi seyleri altalta ustuste koysanizda , iyi gibi gozuken seylerin iyi olup olmadigini , gelecekte neler olacaginida bilemeyiz. Asil olan yoldur. Bu yolda dogru bir niyetle , beklentinin Allah tan oldugu , asamalari kaydedebilmektir. Akp ilk yillarina oranla bir cok seyini kaybetti maalesef. Birincisi , elestirilen , atacagi adimlari sik dokuyan bir yapi artik yok. Sabah aksam , nasil gidisati yaglayabiliriz. Nasil ovguler dizebilir yaklasiminda bir medya var. Ekonomik cikar pesinde yagcilik yapan buyuk bir cevre var. Daha da kotusu , bu ortamda, her yapilani dogru kabul eden , ben oldum, ben hep dogruyu yaparim ruh haline giren buyuk bir akp li cogunluk. Uzulsemde , bunun sonunda bende bir surpriz bekliyorum.
    Cevapla Toplam 7 beğeni
  • zeynel abidin 12 yıl önce Şikayet Et
    Tebrikler ama eksik. Sayin Bulut , tebrik ediyorum , cok guzel yazmis ve aciklamissiniz , Akp nin bir siyasi parti olarak degilde , Sayin Erdogan , Gul Arinc ve beraberindekilerin ve en basindan ayni dusuncede olan destek verenlerin , asil amaclarini goz onune aldigimizda , yapilan yanlislarin usluplu bir sekilde dahi elestirilmemesi , yapilan yanlislarin veya dogrularin hepsini abartili sekilde dogru ve muhtesem icraatler olarak kabul edilmesinin , akp nin degil , misyonun gidisini ne kadar etkileyeceginin farkinda olmayanlarla doldurulmu bir Akp. Halbuki , akp yi kuranlar , yapilan yanlislari gorup , iktidara ve bu basariya ulasmislardi. Ve gercek akp misyonunu destekleyenlerin , tu ka ka edilmesi ise cok manidar. Bilhassa , ekonomik uygulamalardaki bazi yanlislar , ekonomik beklenti icinde olanlarla akp nin kusatilmis olmasi ve gercek amac dogrultusundan uzak ekonomik kararlar , gercek misyondan para icin uzaklasilmasini icime sindiremiyorum.
    Cevapla Toplam 7 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat