Sevmediğimiz heyecan, hangi önemli bir işe yarar?

  • GİRİŞ13.02.2013 09:12
  • GÜNCELLEME13.02.2013 09:12

“Bu kadar uzun çalışma ve soru cevaplama içinde en çok hangi kelimeleri duydunuz?” diye soracak olsanız, top 10 listemin ilk sıralarında olduğuna inandığım kelimelerden birisinin “heyecan” olduğunu söyleyebilirim hiç tereddütsüz!

Günümün neredeyse üçte biri, heyecan, heyecanlı olaylar, heyecanlı bekleyişlerin yorduğu kalpler, heyecanlı kişilerin oluşturduğu stresli durumlar…vb gibi anlatımları dinlemekle geçiyor.

“Heyecanlı olduğum için stres yapıyorum…”

“…annem heyecanlıdır. Biraz geç kalsanız inanılmaz dehşet senaryoları yazar kafasında…”

“Heyecanlandığım için ellerim titriyor, tepsi tutamıyorum. Sırf bu heyecan yüzünden eve misafir gelmesini bile istemiyorum artık…”

“Heyecandan tüm bildiklerimi unuttum…”

“…Sınav heyecanı… öyle kalakaldım. Hiçbir şey aklıma gelmedi…” benzeri yüzlerce cümle.

Heyecan denilence aklınıza ne geliyor?

Evet evet… sevinç, korku, kızgınlık, üzüntü, kıskançlık, sevgi gibi nedenlerle ortaya çıkan güçlü ve geçici duygu hali değil mi? Güzel.

Günlük hayatımızda sevinçli bir haber almak için heyecanlanmakla, sonunun ne olacağını bilmediğimiz gergin bir olay hakkında heyecanlanmak arasında dağlar kadar fark olduğunu biliyoruz.

Hayatımızı kısıtladığını düşündüğümüz heyecan aslında öyle bir yarıyor ki şaşar kalırsınız! Nasıl mı? Hemen anlatayım…

Heyecan-doğru çerçevelemeniz şartıyla- unutkanlıkla mücadele etmeniz için birebir ilaçtır!

Evet… yanlış okumadınız… heyecan, unutkanlığın panzehiridir; ama pek az kişi bu özelliğini fark edip kullanır.

Genelde ülkemiz insanı heyecanın yıkıcı ve olumsuz özelliklerinden istifade ederken, çok az sayıdaki dikkatli insan, heyecanın olumlu yanlarından istifade etmeyi ihmal etmez.

Sıralayarak anlatmak en güzeli. Hemen maddelemeye başlayayım:

  1. Heyecan dolu olaylar, heyecansız ve sıradan olaylara oranla daha fazla hafızada kalırlar. İleriki zamanlarda hatırlanmaları gerektiğinde, çok hızlı şekilde aklımıza gelirler. Örneğin, yıllar önce yaşadığımız ciddi bir kazayı unutmayız. Sanki dün olmuş gibi tüm detaylarıyla hatırlarız. Unutkanlıkla mücadelede bu özellikten istifade edebiliriz. Unutmamamız gereken konu ve bilgileri, zihnimizde oluşturacağımız heyecanlı bir olayla bağdaştırarak beynimize kaydederiz. Heyecanlı olaya astığımız bilgi, olayı hatırladığımızda doğal olarak gelir.
  2. Bir önceki maddede heyecanlı olayların daha kolay hatırlandığını yazmıştım. İkinci etki garip ama tam bunun tersi. Yani çok heyecanlı olduğumuz zamanlarda, bazen bu aşırı heyecan hatırlamada bozucu etki de yapabilir. Dikkatin odaklanmasını, bilginin geri getirilmesini zorlaştırabilir. Heyecanın böyle bir etki yapacağını bilen akıllı kişiler, işte tam da bu noktadan durumu yakalayıp, normal şartlarda aleyhlerinde işleyen bu durumu, kendi lehlerine olacak biçimde yeniden yapılandırabilirler. Örneğin; önemli bir sınava çalışıyorum. Zaten zor olan bir konu geldiğinde, mahallede çıkan yangın heyecanlanmaya veya endişeye neden olabilir. Biz, yaşadığımız bu korku ve heyecan dolu anların, öğrendiğimiz bilgileri hatırlamamıza engel olacağını düşünerek, tam da bu noktayı kod haline getirebiliriz. Yani kendimize “Bu yangını ve buradaki heyecanı unutmayayım, çünkü logaritmaları tam da bu anda öğrenmiştim. Yangın aklıma gelince logaritmadaki formülleri hatırlarım.” diyebiliriz. Şaka gibi cidden işe yarıyor!
  3. Sadece korku ve olumsuz olayların oluşturduğu heyecan değil, sevinç ve aşırı coşku anlarında yaşadığımız heyecanlar da unutkanlık üzerinde yıkıcı etki yapabilir. Ve aynı etki ilginç bir şekilde, o andaki deneyimlerimizin türü,  olayları ve öğrendiğimiz bilgileri hatırlamada bize ara-bul-geri getir ipuçlarımız hakkında fikir verir. İki ucu keskin bıçak gibi! Aşırı coşku unutturabilir de, o coşku anında yaşadığımız içsel duygularımız aracılığıyla hatırlayıp geri getirmemizi kolaylaştırabilir de! Biz hangisini kullanmayı alışkanlık haline getirirsek o sistem çalışır.

Beyin her şeyi kaydediyor! Önemli olan onları hafızadan bulup, günlük pratiğimize taşıyabilmek! Ve taşımak için hayatımızın sivri çıkışlarını kullanmayı başarabiliriz. Böylece bizim için şanssız gibi görünen anları, kendimiz için şansa çevirmeyi başarmış oluruz. Deneyin! Ne kaybedersiniz ki?

Sevgiler…

Mehtap Kayaoğlu (Psikolojik Danışman&Psikoterapist) - Haber 7

www.yuzlesme.tv

mehtap.kayaoglu@yuzlesme.tv

mehtapkayaoglu@gmail.com

http://www.facebook.com/psk.mehtapkayaoglu

htttp://www.twitter.com/mehtapkayaoglu

Yorumlar1

  • habibe kösem 11 yıl önce Şikayet Et
    neden olmasın ki:)). Deneyeceğim, doğru söylüyorsunuz.
    Cevapla
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat