Taksim İstanbul'un göbeği olup, özgürlüğün meydanıdır ve Taksim'i kendine eylem alanı yapanlar da mazlum değil aksine kargaşa çıkaran, polise saldıran, etrafa huzursuzluk veren, buyruklarını mason localarından, faiz lobilerinden alan eli ve dili maşalı anarşistlerdir!

İşgalci polis ve askerlerle kendilerinin ve ülkenin asayişini temin eden Türk Polisini aynı kefeye koyarlar! Biz bütün yüreğimizle Gazze'nin, bütün Filistin'in yanındayız. Hep de olacağız! Bundan hiç vaz geçmedik.

Önceki gün Gazze ile bir haberi okurken yine yüreğimiz yandı ve yine vicdanımız ve kalbimiz onlarla buluştu. Tam o sırada Twittırımız açıktı ve bu haberi paylaşmak istedik. Lakin teknolojiyi iyi kullandığımız söylenemez ve fotoğraf seçerken pikassa programından yanlışlıkla Taksim'de o absürd "Yeryüzü sofraları" eylemlerini kuşatan maskeli taksim polislerinin bulunduğu resmi alıp twitimin altına koymuşum. Twit ekrana düşer düşmez fark edip anında sildim lakin twitlerim aynı zaman da facebook'a yönlendirdiğim için orayı bir an için unuttum!

Hemen anında bu fırsatçı ve hilebaz "Geziciler" "çapulçular" "küfürbazlar" "düzenbazlar" bu tiwitimi sosyal medyada bir lince dönüştürüp aleyhimde kullanıp "küfürlü ve alaylı" bir eyleme dönüştürdüler! Bu linci öylesine genişlettirdiler ki saniyede hesabıma yüzlerce küfür ve hakaret düşmeye başladı!

Biz düzgün ve inançlı bir çevrede doğup büyümüş, düzeyli insanların arasında hayatını sürdüren, edep, nezaket, nezahet ve erdemin egemin olduğu bir sosyal yaşantının bireyleriyiz! Onlar gibi kızlı erkekli, meydan çadırlarında âlem yapıp, bütün değerlerin canına okuyan bir yapımız olmadığı için, küfür ve hakaretlere bağışıklığımız olmadığı için onlarla yüz yüze gelmemek için geçici bütün hesaplarımı kapattım. Zira bu utanmazların, aymazların küfürleri üzerime sinip, ruhumu kanatsın istemedim.

Ne de olsa bu küfürleri ve hakaretleri yapanların anaları ve bacıları yok!!!

Zira onlar küfür ve hakaretin emzirdiği çocuklardır!

Onların küfürleri ve hakaretleri onların tıynetlerini ne güzel de açıklıyor!

Bundan korktuğumu çıkarmışlar! Hay Aksi, işe bakın!

Biz ki Allah'a inanmış, hayrın da şerrin de ondan geldiğine iman etmiş, ondan gayrısını "hiç" bellemiş insanlarız. Biz ki Serdengeçtilerin, Alperenlerin, Kısaküreklerin, Topçuların, Meriçlerin fikirleriyle donanmış, onların çizdiği yoldan yürüyüp gelmişiz bu günlere. 

Biz bir avuç "çapulcu küfürbaz" avaneden mi korkacağız?

Aman ne kadar büyük bir hata yapmışım! Asıl resim yerine yanlış resim girmişim!

Allah'ım bu büyük suç için ne yapmalıyım acaba? Bu çapulcular çok üzülmüş ve çok kızmış ne yapmalıyım?

Bu çapulcular yetmedi bir de çapulculara destek veren ne kadar medya varsa üzerime geldi! Vay vay vay! Ne korktum ama! Sizin küfürleriniz Ebu Cehil'den beri inanmış insanların üzerine sağnak sağnak yağıyor zaten! Ama küfrettikçe, hakaret ettikçe, basitleştikçe siz küçülüyorsunuz, azalıyorsunuz, tükeniyorsunuz ve kuduruyorsunuz!

Bu aziz millet ne mal olduğunuzu görüyor, aslında kendi kendinizi faş ediyorsunuz!

Saniyelik yanlış eklenen bir resimden bu kadar tantana çıkarıp şirret olduğunuza göre zihninizin altında başka bir şeyler olsa gerektir! Kimden emir alıyorsunuz, kim sizi finanse ediyor ve kim sizi besliyor? Sormak lazım?

Hadi ben yanlış resim girdim, farz edelim ki o olmayan haysiyetinizi ve gururunuzu incittim, sizin yağmalarınızı, çapullarınızı ve edepsizliğinizi görmezden geldim, peki Başbakanın masum kızına niye küfrediyorsunuz? O vekilinizi niye böyle linç etmiyor ve gereğini yapmıyorsunuz a utanmazlar? Benim suçum! O vekilden daha mı büyük!

Sizin derdiniz başka bunu artık biliyoruz.

Sizi faş ettik, sizi tanıyoruz! Sizi bildik millet olarak!

Siz bu ülkenin bütün nimetlerini pervasızca tüketen, tükettikçe nankörlük eden, iyiye, güzele, doğruya, inanca, ahlaka, erdeme, fazilete, kul hakkına ve dahi demokrasiye tahammül edemeyen ayarı kaçmış, dışarıdan emir alan, yediğiniz kaba tüküren ayak takımısınız!

Taksim meydanını kendinizin sanıyorsunuz! Dolayısıyla bir yanlış resme bile tahammülünüz yok! Gerçekten de bu hastalıklı ve tehlikeli bir vaka gibi duruyor! Acilen tedavi lazım! Başta da iman ve ahlak tedavisi…

Evet, yine söylüyorum: Filistin'i işgal altına alan, Kudüs'ü yağmalayan ve kendinin sanan, Müslümanlara yıllardır yaptığı zulüm ve işkenceden dolayı "kahrolsun İsrail" diyorum. RESİMSİZ!

İki avukatıma talimatı verdim, eleştiri sınırını aşan ve şahsıma ve kişiliğime hakaret eden hepinizi mahkemeye verip, alacağım tazminatla "Taksim meydanında" İstanbul'daki yoksullara ziyafet çekeceğim.

Yüce Rabbime and olsun!

Meryem Aybike Sinan-Haber7

meryemaybike@gmail.com