Şüphesiz Sizi, Bir Erkek ile Bir Dişiden Yarattık.
- GİRİŞ07.04.2020 08:36
- GÜNCELLEME09.04.2020 09:11
Hucurât Suresi13. Ayet
İnsanlığın Covid-19 nedeniyle evlerine kapatıldığı bu günleri eski dünyanın formatlanıp yepyeni bir dünya programının olanca hızıyla devreye alındığı tarihi günler olarak yorumlayanlardanım. Bu işin neticesinin de insanların bilgisayar üzerindeki bir dosyaya dönüştürülüp işe yaradığı sürece saklanacağı, işe yaramaz hale gelince de tek tıkla geri dönüşüme gönderileceğini düşünenlerdenim. Şüphesiz Allah, her şeyi en iyi bilendir.
Bu netameli günlerde bizler bir yandan yetkililerin evde kal çağrısına harfiyen uyup bu salgından en az hasarla çıkmaya çalışırken diğer yandan da dünyanın ve insanın geleceğine dair tefekkürümüzü sürdürmek zorundayız.Yazının ilk bölümünde genel hususlara ikinci bölümünde ise yeni dünya için tasarlanan insan modeliyle ilgili çalışmalara değineceğim.
Tarihte eşine az rastlanan büyük bir meydan okumayla karşı karşıyayız.
Bugün alışık olduğumuz hayatın hemen hemen bütün alanlarına meydan okunuyor. Geçmişi üzerine inşa ettiğimiz bütün temeller altüst ediliyor. Anılarımız, biriktirdiklerimiz, özlem ve hasretlerimiz“delete” tuşuna basılarak siliniyor. Sosyal düzen ve bütün alışkanlıklarımız yerle bir ediliyor. Bizler, olanca yalnızlık ve çaresizliğimizle evlerimize kapatıldık.Bir nevi yeni dünya versiyonuna geçişin test sürecine alındık. Milenyum çocukları bu durumdan hiç kaygı duymazken orta yaş ve üstünde olanlar yeni düzeninin denekleri olarak ölüm kalım imtihanına alınmış durumdalar.
İnsana, yapıp ettiklerine, tarihine, hatıralarına, değerlerine, kökenine ve inandıklarına meydan okuyan karanlık bir yapıyla ve kirli bir elle karşı karşıyayız aslında.
Bu meydan okuma bütün din ve inançları içine alıyor. Bunun kitaplı din mensuplarının işi olmadığı ortada. Zira şu anda bütün dinlerin toplu ibadet ve ayinlerinin fiilen askıya alındığı malum. Yürekler kan ağlıyor, vicdanlar sızlıyor ama duadan başka elden bir şey gelmiyor. Müslümanlara bütün kutsal mekânları üzerinden ölümcül bir korku salınıyor.Bu meydan okuma Hristiyan ve Yahudileri de kapsıyor. Zira bu süreçte Vatikan’a kilit vuruldu, kiliseler, havralar, sinagoglar ve bütün tapınaklar ayin yapılamaz hale getirildi. Birileri diyor ki benim kurduğum düzene karşı çıkarsanız gözümü hiç kırpmadan bütün değerlerinizi elinizden alırım.
Bu yapı korku ve panikle hepimizi sözüm ona terbiye etmeye çalışıyor. Bizi sanala, dijitale yönlendirmek için dokunduğumuz her şeyden tiksindirmeye çalışıyor. Bak! diyor açık açık. Başına daha büyük belalar açmadan önce işlerini internetten ve sanal alemden yürütmeyi öğren. Şu ana kadar dünyayı gezip dolaştığın senin olsun. Bundan sonra yerinde otur ve sanal dünyayı gezmeye başla. Şu ana kadar yaşadıkların rüyaydı. Hepsini unut. Bundan sonra asıl hayat dijital dünyada olacak. Bir an önce yeni dünyayauyum sağla ki seni bir daha evine kapatmak zorunda kalmayayım. Market, manav, bakkal koşuşturmaktan başın döndü. Bak! Bütün dünyayı senin emrine amade kılıyor, ayaklarına getiriyorum. Daha ne istiyorsun. Bundan sonra otur ve işlerini dijitalden yürüt. Ben de seni izleyeyim, sağlığını takip edeyim ve ne yaptığından sonuna kadar haberdar olayım.
Meydan okuma,birey ve toplum gibi bütün ülkeleri de kapsıyor.
Bu tehdit, ABD’den Rusya’ya ve Türkiye’ye kadar bütün ülkeler için geçerli. Bu meydan okumaülke kaynaklı değil. Onları da aşan bir durum var ortada. Bu lobiler bütün ülkelere diyor ki ya tasarladığımız yeni dijital dünyaya geçip paranızı, kaynaklarınızı, şehirlerinizi ve insanınızı akıllı hale getirir top yekûn bize köle olursunuz ya da ekonomilerinizi ve hayallerinizi yerle bir ederiz. Sizin adınıza devasa yeni yatırımlar yaptık. Dünyanın parasını harcayıp dijital oyunlar ve teknolojiler ürettik. Artık stadyumlar yapıp milyarlarca dolar harcamayın. Buna ne gerek var. Benim kurduğum dijital dünyada istediğin her oyunu evinin içine kadar getiriyorum. İnanmıyorsan çocuklarına bak! Benim oyunlarımın başında sabahlıyorlar. Onlar hayatlarından çok memnunlar. Zaten onlara en iyi bilgisayarı, akıllı telefonu sen aldın. İnadı bırak da çocukların gibi akıllı ol ve gel aramıza katıl. Yoksa sende dışarı çıkacak hal bırakmam. Beni buna mecbur etme.
Bu bir savaş aslında. Zalimle mazlumun, Firavunla Musa’nın, Nemrut’la İbrahim’in, kötüyle iyinin velhasıl toprakla ateşin savaşı. İnsanın yaratılış süreciyle başlayıp devam eden ve kıyamete kadar sürecek olan bir savaş.
Bu meydan okumanın en manidar olanı ise topraktan yaratılan insana yönelik olanı. Hucurât Suresi 13. Ayet’te Yüce Rabbimizin, sizi bir erkek ile bir dişiden yarattık, diye buyurduğu eşrefi mahlukat olan insan.
Dünyaya yeni bir düzen vermek isteyenlerin kâinatın göz bebeği olan insana biçtiği rol ise cinsiyetsiz, kimliksiz ve milliyetsiz yeni bir insan modeli. Bunu da bilim eliyle yapıyor ve dünya genelinde sosyolojik alt yapısını hızla oluşturuyorlar. Bunun için kullandıkları kavram ise “queer teori”. Bu kavramla karşılaşınca olumlu ya da olumsuz hiçbir tepki veremiyorsunuz. Bizim çocuklara sordum. Bunu duyduk ama ne demek olduğunu bilmiyoruz dediler. Biyolojik bedenin doğallığını ve insanın cinsel yönelimini sorgulayan bu teori, ABD’de pişirilip bütün dünyaya servis edilen, belli çevrelerce desteklenen ve günden güne hızla yayılan cinsiyetsiz, kimliksiz, milliyetsiz yeni insan modelinin bilim kılıfı giydirilmiş ismi. Bunu kuramlaştıran akıllardan olan Michel Foucault, Judith Butlerve takipçileri queer kuramını LGBT’lere özgü bir kimlik politikası olarak okuma tuzağına düşmeden kimliksizliği öne çıkarmanın önemine işaret ediyor, cinsiyet, toplumsal cinsiyet, cinsel yönelim ve cinsel pratiklerle ilgili her tür etikete, dolayısıyla kimlik ve cinselliğin üzerine kurulduğu “apaçık” her tür kategoriye karşı durmanın gerekliliğinden bahsediyorlar.
Queer teori, insanın kadın ve erkek olarak algılanmasını iktidarların tarihsel bir dayatması olarak kabul ediyor ve bu kuramın amacının kenarda kalanın merkeze çağrılması değil bizzat merkezin darmaduman edilmesi olduğunu söylüyor.Tarihsel arka planda eşcinsel özgürleşme hareketinden beslenip ortaya çıkmasına rağmen queer teori,eşcinselliği de aşan kimliksiz ve cinsiyetsiz insan modelinden başka bir şey değil.
Queer kurama dair ülkemizde çeşitli yayınlar aracılığıyla bazı çalışmalar yapılıyor. Bunlardan bir tanesi Türkçe, İngilizce ve Kürtçe hizmet veren KaosGL.org sitesidir. Ne hikmetse bu site Gökkuşağı Projesi kapsamında İsveç Uluslararası Kalkınma ve İşbirliği Kurumu SIDA tarafından da destekleniyor. Bunun yanında KaosQ+ adında 6 ayda bir yayımlanan hakemli bir dergileri de var. Geçmişte A.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Kadın Çalışmaları Ana bilim dalı ile Kaos GL, “Queer Teori” adıyla herkese açık dersler vermiş. Ancak bu hocalar KHK ile ihraç edilince Enstitüde ders açılamamış ve bu dersler Ankara Dayanışma Akademisi’nde devam etmiş.
Queer kuram, yeni dünya düzeninin tasarladığı kimliksiz ve cinsiyetsiz insan modelinin ilim postuna büründürülmüş sosyal laboratuvarıdır. Bu kuramın yapılandığı ülkelerde iktidarın işleyiş mekanizmasını sekteye uğratarak kimliksiz ve cinsiyetsiz bir insan modeli için yeni direniş noktalarıyla yeni dayanışma alanları oluşturmak amacıyla her türlü yerleşik düzene direnen queer yaşamlar hedefleyen bu yapının dünya genelinde oluşum ve temellendirme süreci ise hızla devam ediyor.
Dünyaya format atıp yeni bir düzen getirmek isteyenler, insanı fıtratından koparıp kimliksiz ve cinsiyetsiz köleler haline getirmeye ant içmişler gibi. Bütün bunları da bilim postu altında yapıyorlar. Her alanı çalışıyor, her bir detayı en ince ayrıntısına kadar tasarlıyorlar.
Görünen o ki insan, tarihin en büyük özgürlük kriziyle karşı karşıya.
Şüphesiz “Allah, plan yapanların en hayırlısıdır.” Enfal Suresi 30. Ayet
Mürsel Gündoğdu
murselgundogdu@gmail.com
Yorumlar3