Ovacık savcısının ardından...
- GİRİŞ23.09.2012 09:13
- GÜNCELLEME23.09.2012 21:51
Bu yazıyı, sadece hukuki tespitler için değil, duygularımıza tercüman olması amacıyla kaleme aldım. İçimiz yanıyor, yine ateş düştü. Genç yaşta bir vatan evladını daha toprağa verdik. Biz, denizde, derede, tepede, sahillerde dolaşırken, O tek başına, silahsız ve korumasız şehadet şerbetini içti. Ne için, kim için? Diğer şehitlerimiz gibi, Vatan ve Millet için. Savcı Murat Uzun'un tek bir amacı vardı; Vatanına, Milletine hizmet.
İnsanlar, vatandaşlık bağı ile bağlı oldukları topraklara ve canı gibi sevdikleri ülkelerine hizmet etmek isterler. Bu hizmetin şekli ve ağırlığı değişebilir. Kimi zaman esnaf, kimi zaman tacir veya sanayici ve kimi zaman da kamu görevlisi sıfatı ile bu hizmet ifa edilir.Kamu kudreti kullanıcısı Devletin görevi ise, güvenlik, sağlık, eğitim-öğrenim ve adalet hizmetlerini vatandaşlarına ve ülkede yaşayan tüm bireylere sunmaktır. Dikkat edilecek olursa, kamu hizmetlerinin en başında can ve mal güvenliğinin sağlanması gelir ve diğerleri onu takip eder. Devlet, bu hizmetleri kamu kudretini kullanmakla yetkilendirdiği kamu görevlileri vasıtasıyla gerçekleştirir. Bu hizmetlerin yerine getirilmesinde dikkate alınması gereken en önemli ilke ise eşitliktir. Eşitlik, kamu hizmetlerinin sunulamamasını değil, elbette gereği gibi yerine getirilmesini ifade eden bir ilkedir.
Kamu görevlisi olmak kolay değildir. Önemli nitelik ve sıfatları taşıyan insanların seçildiği ve görevlendirildiği kabul edilir. Kolay bulunmaz insanlardır ve Ülke için önemli kıymetlerdir. Elbette her insan ailesi ve çevresi için bir değerdir. Ancak biz, yasama, yürütme ve idare ile yargı organlarında görev alanlara ayrı bir gözle bakarız. Biliriz ki, onlar bizim ve Ülkemiz için üstlendikleri görevleri ve sahip oldukları yetkileri sonuna kadar en iyi, dürüst ve eşit şekilde kullanırlar. Zaten olması gereken de budur. Kamu kudreti kullanıcısı Devlet, Milletinin hizmetindedir. Bu hizmeti sunan kamu görevlilerini koruyamazsanız, kamu hizmetinin yerine getirilmesinde aksamalar olacağı gibi, otorite kaybı da gündeme gelecektir. Kamu görevlilerinin can ve mal güvenliklerine yönelik tehdit ve saldırıların, ifa edilen kamu hizmeti görevinin niteliğinden ve ağırlığından kaynaklanan sebeplerle münferiden gerçekleşmesi başka, bu tehdit ve saldırıların sistematik, sürekli ve çok ağır gerçekleşip, can ve mal güvenliğinin kaybedilmesi ve Devletin otoritesinin sarsılması başkadır.
Ülkemizin hukuk fakültelerinden birisinden mezun pırıl pırıl genç bir hukukçu, daha hayatının baharında, Milletine hizmet etmek için sevdalı, bu sevda uğruna Ülkenin her yerine gitmeye hazır Tunceli - Ovacık Savcısı Murat Uzun. Belki mesleğidir, gitmeli diyeceksiniz, elbette gitmeli ve gittiği yerde yargıyı en iyi şekilde temsil etmeli, adaleti sağlamalı. Savcı Murat Uzun da bundan kaçınmamış, vakti geldiğinde bir vatandaş olarak üzerine düşen yükümlülükleri almayı bilmiş, evlenip aile kurmuş, iki çocuk sahibi olmuş ve seçtiği yargı mesleği vasıtasıyla tüm bilgi ve deneyimlerini, Ülkesi ve Milletinin hizmetine sunmuştur.
Savcı Murat Uzun, görev yaptığı yere canını vermeye gitmedi, hizmet etmeye gitti. Elbette insan hayatında risk vardır. Ancak bu risk, asgari düzeye indirilmek zorundadır. Bu zorunluluk Devlete aittir. Yargının temsilcisi olarak görev yapan ve yargı gücünü temsil eden yargıcı, savcıyı ve avukatı koruyacaksınız. Bu koruma, hem otoritenin bir göstergesi ve hem de insan hak ve hürriyetlerinin güvencesidir. Yargı mensupları dahil tüm kamu görevlilerinin can ve mal güvenliklerini koruyucu her türlü tedbir alınmalıdır. Bu tedbirler, Ülkenin ve Milletin huzur ve sükunu ile kamu hizmetlerinin en iyi şekilde yerine getirilmesi için şarttır.Elbette bu tedbirler, dengeli olmalı ve başkalarını mağdur etmek amacıyla kullanılmamalıdır.
Ülkenin görev yapmak için zor görülen bölgeleri vardır. Bu zorluk, kimi zaman coğrafi şartlardan, kimi zaman da güvenlik endişesinden kaynaklanır. Oysa bize, Vatan toprağının kutsal olduğu ve Ülkenin her karış toprağında adaletin aynı etkinlik ve eşitlikte tecelli etmesi gerektiği öğretildi. Doğru olan da budur. İşte Savcı Murat Uzun, bu bilinçle yola çıkıp toplumuna ve adalete hizmet etmeyi hedefledi. Ülke, bu Kıymetli İnsanı ve diğer kamu görevlilerimizi teröre kurban vermek için yetiştirmedi. Bu insanları korumak ve kollamak Devletin boynunun borcudur.
Toplumsal istek ve inanç; hukuk, düzen ve adalet kavramlarının kağıt üzerinde kalmaması için şarttır. Bu istek ve inancın temelini, can ve mal güvenliğinin sağlanması oluşturur. Canve mal güvenliğinin korunamadığı bir yerde asayişten, huzur ve güvenden bahsetmek de mümkün olamayacaktır. Hukuk devleti ışığında otoriteyi sağlamaktan başka çare yoktur.
Hukuk düzeni için çalıştığı sırada yalnız, silahsız ve korumasız şehit düşen Savcı Uzun'un dudaklarından dökülen son söz, yine “Vatan sağolsun”dur. Affet bizi tanışma şerefine nail olamadığım Büyük Savcı.
Kıymetli Savcımız “Şehit” Murat Uzun'a Allah'tan rahmet, kederli ailesine ve AzizMilletimize başsağlığı dilerim.
Yorumlar4