Cami ve Cemevi Projesi - 1
- GİRİŞ18.09.2013 09:37
- GÜNCELLEME18.09.2013 09:37
Eskişehir Seyit Gazi Battal Gazi Külliyesi'nde, Kırıkkale Hasandede'de, Isparta Senirkent Uluğbey'de, Makedonya Kalkandelen Harabati Baba Dergahı'nda ve daha birçok yerde caminin yanında cem erkanı düzenlenen yerler var. Anadolu'nun çok sayıda Alevi köyünde hem cami, hem de cemevi bulşunuyor. Camiye gidip, cuma namazını kıldığı gibi, Perşembe'yi Cuma'ya bağlayan akşam on iki hizmete (ceme) katılan Aleviler var. Kaldı ki bu projede her Alevi köyüne veya mahallesine camiyle birlikte cemevi yapmanın hedeflenmediği, sembolik olarak bazı büyük şehirlerde bu projenin uygulanacağı ilan edilmiş durumda.
Aslında Alevi Bektaşi kaynaklarına baktığımızda cami cemevi mekansal gerçekliğinin adab ve erkana da yansıdığını görüyoruz. Hacı Bektaş Veli'nin Makalat adlı eserinde şeriat ve tarikat kapılarında camide ve cemevinde yapılacak ibadetler yazıyor. Şeriat kapısının üçüncü makamında namaz ve oruç gibi ibadetler var. Tarikat kapısının ilk makamında pirden el alıp tövbe etmek yani; pire mürşide, dede veya babaya ikrar vermek, biat etmek var.
16. Yüzyılda bir Bektaşi dervişinin kaleme aldığı Kitab-ı Cabbar Kulu'nda Hz. Muhammed şeriat kapısının öğreticisi, Hz. Ali de tarikat kapısının öğreticisi olarak anlatılıyor. Aslında cami ve cemevini bir araya getirmek Muhammed-Ali'yi bir araya getirmek gibi birşey. Yunus Emre'nin ifadasiyle; “şeriat, tarikat yoldur varana. Marifet, hakikat andan içeru.”
Ali Ulvi Baba Bektaşilik Makalatı adlı eserinde cami ve cemevinin inanç ve ibadet dünyamızdaki yeri konusunda özet olarak bakın taşları nasıl yerine oturtuyor: Camide ezan-ı Muhammedi okunur; meydanda (cemevinde) gülbang-i Muhammedi çekilir. Camide Fatiha Suresi okunur el yüze sürülür; meydanda Fatiha Suresi'nin sırrına varılır, yüz ele sürülür. Cami şeriat kapısıdır; meydan tarikat kapısı. Cami gündüz açıktır, gece kapalı; meydan gündüz kapalıdır, gece açıktır. Camide namaz var; meydanda niyaz. Camide Allah'ın Cemal'i tecelli eder ve caminin zikri “la ilahe illallah”tır; meydanda Allah'ın Celal'i tecelli eder ve meydanın zikri “hü”dür (gerçeğe hü). Herkesin bilmediği bir başka gerçekse şu: Minareden ezan-ı Muhammedi'yi okuyan müzezzinlerin piri de Bilal-i Habeşi'dir; meydanda deyiş ve nefes okuyan zakirlerin piri de Bilal-i Habeşi'dir.
Bu proje çerçevesinde cami ve cemevinin yanında yer alacak kütüphanenin Hacı Bektaş Veli Hünkar'ımızın ifade ettiği marifet kapısı olacağı inancındayım. “Hakikat nedir bu durumda?” diye sorulacak olursa; “hakikat de dede ile hocanın, Alevi ile Sünni'nin aynı bahçede, aşevinde buluşup, tevhid muhabbetine dalıp çay içmeleridir, birlik ve baraberlik içerisinde cem olup, cem'ül-ceme ermeleridir” derim. Alevi ve Sünni camiadan bu projeyi şüphe veya tepki ile karşılayanların zaman geçtikçe ve proje meyvesini vermeye başladıkça düşüncelerinden vazgeçecekleri kanaatindeyim.
Prof. Dr. Osman Eğri - Haber 7
osmanegri@yahoo.com
Yorumlar2